Powered By Blogger

26 Mart 2020 Perşembe

CANDAN SEVMELİ (1985)


Yönetmen: Zafer Par
Senaryo Zafer Par, Osman Gül
Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay
Yapım: Uzman Film/Ferit Turgut, Kadir Turgut

Çevre Düzeni: Ömer Bubu, Sabit Çolakel, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Kurgu : Mevlut Koçak, Laboratuvar: A. Tümay Rızai, Armağan Köksal, Seslendirme Yönetmeni: Esen Günay, Müzik : Gökhan Güney, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Eşleme: Sedat Karadeniz, Negatif Kurgu: Ali Berkan, Işık Düzeni: Metin Erdoğdu, İsmet İlvur, Yapım Sorumlusu: Asım Par, Yönetmen Yardımcısı: Faruk Turgut, Görüntü Yardımcısı: Süha Kapkı, (Sineray Film Stüdyosu ve laboratuvarlarında hazırlanmıştır

Oyuncular: Gökhan Güney, Nilgün Akçaoğlu, Ayşegül Ünsal, Raik Alnıaçık, Nazlı Aydıncık, Ercan Boncuk, Doğan Yalçınkaya, Alim Kantarlı, Şerif Kaya, Adnan Kantarlı, Ömür Serel, Serkan Sarıca, Cengiz Tünay,

Konu
Filmde, çocuk sahibi olmak isteyen bir adamın yaşadıkları anlatılır. Ünlü şarkıcı Gökhan’ın karısı Şermin ile mutlu bir evliliği vardır. Ancak çok istemelerine rağmen çocukları olmaz. Aile doktorları taşıyıcı anne yoluyla çocuk sahibi olmayı teklif eder. Bunun üzerine gizli bir anlaşma yaparlar ve bir taşıyıcı anne bulunur. Ne var ki Gökhan anlaşmayı bozarak taşıyıcı anneyi bulmaya çalışacaktır. (Meltem İşler Sevindi)

25 Mart 2020 Çarşamba

BÜYÜK GÜNAH (1985)



Yönetmen: Engin Temizer
Senaryo: Recep Filiz
Görüntü Yönetmeni: Sedat Ülker, Mahmut Özdemir
Yapım: Servidal Film / Semih Servidal

Oyuncular: Yunus Bülbül, İpek Pınar, Salih Kırmızı, Şemsi İnkaya, Hayati Hamzaoğlu, Münir Özkul, Sevgi Sevilay, Recep Filiz, Nurhan Aksoy,

Konu: Film, kardeş olduklarını zanneden iki gencin aşk öyküsünü konu alır. Büyük bir çiftliğin sahibi olan Kasım Ağa, emrinde çalışan Halime adında kimsesiz bir kızla gizlice bir ilişki yaşar. Ağadan hamile kalan Halime, doğum yaptığı sırada hayatını kaybeder. Çocuk ise yetiştirilmek üzere doğumu yapan ebeye teslim edilir. Yıllar geçer ve Kasım Ağa’nın gayrimeşru çocuğu Yunus delikanlılık çağına gelir. Yunus’u büyüten ebe ölüm döşeğine düşünce gerçekleri öğrenmesi için onu Kasım Ağa’ya gönderir. Ancak Kasım Ağa gerçekleri gizlemeyi tercih eder ve Yunus’a babasının yıllar önce ölen Recep Kâhya olduğunu söyler. Yunus’a bir miktar arazi veren Kasım Ağa böylece onu yanında tutmayı da tasarlar. Ancak bu karar Kasım Ağa’nın plânlarını bozarak gerçeklerin açığa çıkmasına yol açacaktır. (Hasan Sakın)

BU NE SEVGİ (1985)




Yönetmen: Cevat Okçugil
Senaryo: Reşit Soğuksu
Görüntü Yönetmeni: Serdar Servidal
Yapım: Reşat Video Film/Reşat Soğuksu

Oyuncular: Durmuş Çiğdem, Bahar Öztan, Yıldırım Gencer, Levent Çakır, Neriman Koksal, Nilüfer Aydan, Hüseyin Kâşif, Seda Sevinç, Hüseyin Kaşif, İhsan Gedik, Yılmaz Kurt

Konu: Bir arap kızıyla aşık olduğu Türk gencinin öyküsü.

BU İKİLİYE DİKKAT (1985)


Yönetmen: Şahin Gök
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Hüseyin Özşahin, Abdullah Gürek
Yapım: Emek Film/Nazmi Özer

Set: Murat Özlük, Sadi Yılmaz, Işık: Recep Biçer, Yapım Sorumlusu: Can Özer, Reji Asistanı: Jan Brandizi, Kameraman: Mustafa Kırkağaç, (Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Banu Alkan, Serpil Çakmaklı, Bülent Bilgiç, Yalçın Gülhan, Altan Alkan, İlhan Daner, Demircan Türkdoğan, Ahmet Açan, Rgıp Karadeniz,

Konu: Filmde, aynı yerde tatil yapan iki kadının yaşadıkları konu edilir. Babası öldükten sonra Banu, aile şirketinin başına geçer. Bu süreçte anlaşamadığı eşi Nusret’le de boşanır. Daha sonra bir tatil köyüne tatile gider. Bir mağazada tezgahtarlık yapan Serpil, zengin biriyle evlenmek ister. Bu yüzden arkadaşından borç alarak bir tatil köyüne gider. Aynı yerde tatil yapan Banu ve Serpil karşılarına çıkan erkeklerle aşk yaşayacaktır. (Meltem İşler Sevindi)


BUGÜNÜN SARAYLISI (1985)


Senaryo ve Yönetmen: Ziya Öztan (Refik Halit Karay’ın Romanından uyarlama)
Müzik: Nedim Otyam
Yapım: TRT/Sacit Doğruyol

Oyuncular: Sema Yunak, Ahmet Mekin, Halil Ergün, Asuman Arsan, Mesut Çakarlı, Zeynep Tedü, Ahmet Sezerel, Suna Selen, Gülsen Tuncer, Cem Kurtoğlu, Fatoş Sezer

Not: Önceleri TRT adına dizi-film olarak çekilen bu film, daha sonra kısaltılarak ve yeniden kurgulanarak, sinema filmi olarak gösterime sunulmuştur


BOYNU BÜKÜKLER (1985)



Yönetmen: Ümit Efekan
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Abdullah Gürek
Yapım: Kerem Film/Kemal Dilbaz

Kameraman: Mesut Aslan, Müzik Difrektörü: Burhan Bayer, Yönetmen Asistanları: Mesut Taner, Sü-reyya Tezel, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Negatif Montaj: Ali Berkan, Laboratuar Şefi: A. Tümay Rizai, Kurgu: Mevlüt Koçak, (Sineray Stüdyosunda hazırlanmış-tır).

Oyuncular: Küçük Emrah “Emrah İpek” Melike Zobu, Cem Erman, Tuncer Sevi, Cemal Gencer, Atilla Ergün, Nebahat Sayın, Bülent Kayabaş


Konu: Filmde, bir iftira yüzünden dağılan bir ailenin yaşadıkları anlatılır. Emrah’ın babası annesinden ayrılarak başka bir kadınla evlenir. O dönemde kız kardeşi Gülcan dünyaya gelir. Bu yüzden annesi Elif evi terk etmez ve çiftlikte çocukları ile beraber kalır. Ne var ki Emrah’ın üvey annesi bu durumdan rahatsız olur ve Elif’e iftira atar. Elif de oğlu Emrah ve kızı Gülcan ile beraber çiftliği terk eder. İstanbul’a giden Elif, oğlu ile beraber hayata tutunmaya çalışacaktır. (Meltem İşler Sevindi)

BİZ BİR AİLEYİZ (1985)


Senaryo ve Yönetmen Aykut Düz
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Yapım Tuğçe Film/İbrahim Mertoğlu

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Serpil Çakmaklı, Gönül Esen, Aykut Düz, Renan Fosforoğlu, Ali Ramazanoğlu, Ömer Ekmekçi, Küçük Yıldızlar: Nur Kolcu, Görkem Başak,

Konu: İki çocuklu mutlu bir adamın, bir günlük kaçamak yaptığı genç bir kıza aşık olup, hayatı,sevgiyi tekrar doya doya yaşamasının öyküsü...

BİTMİYOR ZULÜM (1985)






Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Alemdar
Görüntü Yönetmeni: Mustafa Kuzu
Yapım: Alemdar Film/Mehmet Alemdar

Oyuncular: Hüseyin Altın, Pembe Mutlu, Yadigar Ejder, Birsen Şen, Yusuf Akyurt, Şükran Ay

BİR KADIN BİR HAYAT (1985)


Yönetmen: Feyzi Tuna
Özgün Hikaye Pınar Kür, Feyzi Tuna
Senaryo: Feyzi Tuna
Konuşmalar Bülent Oran
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca

Yapım: Mine Film/Kadri Yurdatap Negatif Kurgu: Muzaffer Karataş, Ömer Aksu, Sesleri Alan: Erkan Aktaş, Çevre Düzeni: Turgut Pelit, Alaaddin İzgü, Hüseyin Ünlü, Aydınlatma Sorumlusu: Aslan Yıldız, Yardımcıları: Gürçen Çeliker, Mehmet Uluyol, Görüntü Yönetmeni yardımcıları: Mahmut Yumuşak, Füsun Selen, Yönetmen Yardımcıları: Biket İlhan, Saime Akçura, Yapım Sorumlusu: Mehmet Akdil, Sanat Yönetmeni: Jale Onanç, Kurgu Eşleme: Nevzat Dişiaçık, (Fono Film Stüdyosunda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Türkan Şoray, Cihan Ünal, Karman Yüce, Alev Altın, Engin İnal, Fatoş Sezer, Gül Vergon, Güler Ökten, Zafer Önen, Barış Altay, Mine Çayıroğlu, Menekşe Çayıroğlu, Oktay Tezcanlı, Mürvet Tuna,

Konu: Film kent soylu bir ortamda evlilik kurumunu, mutluluk ve tutarlı bir ilişki kurabilmenin olanaklarını konu almaktadır. Nuran, zengin biriyle evle nen bir ev hanımıdır. Zamanını çocuğu ile birlikte geçiren Nuran kocasının kendisini aIdattığını öğrenir. Bunu bildiğini belli etmeyen Nuran, kocasıyla iletişimini daha da geliştirerek soruna aşmaya çalışır. Ne var ki, kocasının evde verdiği bir davete metresini de çağırması üzer-ne Nuran ayrılmaya karar verir. Kocasını terk eden Nuran, eski işine geri döner ve bir ev kiralar. Yeni yaşamına alışmaya çalışan Nuran, bir yemekte tanıştığı Metin'le duygusal yakınlaşma içine girer. Metin'de zengin karısıyla aynı evi yıllarca paylaşmak zorunda kaldığını belirtir. Nuran karısıyla tüm duygusal bağları kopan (Bunun sorumlusu olarak Metin' in karısı suçlanır) Metin, sevgiye dayalı bir birliktelik kurmak için her 'türlü çevresel etkeni aşarlar ve mutluluğun başlangıcına ulaşırlar. Filmde de toplumsal yaşamımızda denklik gösteren olay kocanın karısını aldatması üzerine kadından beklenen in olayı görmezlikten gelmesi, "ufak tefek" şeyler için yuvasını yıkmamasıdır. Kadın-erkek herkes Nuran'dan kocasının yaptığını göz ardı etmesini ister. Metin'in karısı da yaşanan mutsuzluğu aşma çabası göstermeden kocasını başkalarına kaptırmamak için elinden geleni yapan biridir. Filmdeki her kadın karakter gündelik yaşantıda sıklıkta görebileceğimiz kişiliklerdir. Filmde önemli olan bir nokta da Nuran'ın ilk kocasının yaptığının yanlışı olduğunu söyleyerek çocuğundan annesini affetmesini istemesidir. “Soner Derse, “Türk Sinemasında Aşk”

Ödül;

22. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (22 – 29 Eylül 1985)
► Engin İnal "en iyi yardımcı erkek oyuncu".

Jüri Üyeleri: Lütfi Ö. Akad, Rekin Teksoy, Selda Alkor, Müşfik Kenter, Metin Deniz, Süreyya Duru, Halim Horasan, Nejat Gökçe, İhsan Yüceözsoy, Alpaslan Öner, Mevlüde Aydın, Süleyman Akyüz.

* Bence kırk beş milyonluk ülkemizde böylesi kadınlar yok mu? Var elbette. Var olmasına var da, sayıları ne? Bence ülkemizde böylesi kadınlar, bir hayli azınlıkta kuşkusuz. Kırsal kesimdeki kadınlarımızı bir yana bıraksak bile, kentlerimizde, kasabalarımızda, sanayileşmeyle birlikte büyük kentin varoşlarında yoğunlaşan milyonlarca kadınımızın sorun lan, filmde ele alınan Nuran'ların bunalımları ile özdeşleştirilebilinir mi? Bize göre yanlışlık buradan kaynaklanıyor. Filmde ele alman kadını seçimi yanlış. (Çetin A. Özkırım, Vitrini olmayan bir yönetmenin bir vitrin çalışması, Video sinema, S.: 12, Haziran 1985) “Agah Özgüç, “Türk Filmleri Sözlüğü” 2. Cilt,syf:225


BİR AVUÇ CENNET (1985)


 Senaryo ve Yönetmen: Muammer Özer
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Müzik: Tarık Öcal
 Yapım: Mine Film/Kadri Yurdatap,
Devkino Film/Muammer Özer, Belge Film/Sabahattin Çetin Ortak Yapımı

Oyuncular: Tarık Akan, Hale Soygazi, Yavuzer Çetinkaya, Savaş Yurttaş, Yurdaer Erşan, Erol Demiröz, Selçuk Uluergüven, Meral Çetinkaya, Salih Kalyon, Hüseyin Zan, Barış Adalı, Reynak Güzel, Ömer Yalnızcık, Orhan Çağman, Yaman Okay

Konu: Bilecik'in Demirköy'ünden Kamil (Tarık Akan) ve Emine (Hale Soygazi), iki çocuklarıyla birlikte daha iyi yaşam umuduyla köyden kente gelirler. Oysa yanında kalmayı tasarladıkları hemşerileri ölüp gitmiş, ailesi dağılmıştır. İstanbul' da ev bulmanın (o gün bu gündür hiç değişmeyen, olsa olsa daha da zorlaşan) ne menem bir iş olduğunu anlayınca, umutsuzluk içinde, buldukları boş, terk edilmiş eski bir cezaevi arabası olan boş bir otobüse yerleşirler... Otobüs kısa zamanda boyanır, döşenir, çevresi, sebze ve çiçek ekilerek gerçek bir bahçe haline getirilir. Aile, çevredeki villalarda oturan 'zengin'lerle veya çevredeki 'berduş'larla çeşitli ilişkiler içine girer. Ancak bu ilişkiler ve bu çizgidışı yerleşme çevreyi tedirgin edecek ve otobüs, polis zoruyla boşaltılacaktır...

Ödüller
22. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (22 – 29 Eylül 1985)
► "en başarılı 3. film"
► Muammer Özer "en başarılı senaryo" ödülü
► Tarık Öcal "en başarılı müzik ödülü

Jüri Üyeleri: Lütfi Ö. Akad, Rekin Teksoy, Selda Alkor, Müşfik Kenter, Metin Deniz, Süreyya Duru, Halim Horasan, Nejat Gökçe, İhsan Yüceözsoy, Alpaslan Öner, Mevlüde Aydın, Süleyman Akyüz.

14. Strasbourg (Fransa) Film Festiva-li'nde (1986) "Bekçi"yle birlikte "ikincilik" ödülünü paylaştı. 
Sinema Yazarlarının "en iyii On film" seçiminde "Bir Avuç Cennet" 10'uncu oldu. 
7. Kırsal Dünya Sinema Şenliği'nde (Fransa1986) mansiyona değer bulundu. 
3. Uluslararası Göçmen Filmleri Festivali'nde (İsveç-1986) "büyük ödülü aldı. 
13. Uluslararası Santarem Film Festivali'nde (Portekiz-1987) "senaryo" dalında "birinci" seçilip "altın buket" ödülü aldı ve de "en iyi film ödülü" olan ''bronz buket"i kazandı.

”Kente göç, otobüs, iyimserlik: Kimi bizi yerli filmlerimize, özellikle de genç yönetmenlere aşırı hoşgörülü olmakla suçlar. Türkiye'de film yapmanın, hele genç bir yönetmen için ilk veya ikinci filmini yapmanın ne demek olduğunu bilince bu tür bir hoşgörüye sahip olmamak zordur. Orson Welles'in şarkısındaki sözleri biraz ters çevirerek, "Siz gençliğin, hele genç bir sinemacı olmanın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz" diyebiliriz. Allahtan bu hoşgörümüz kimileyin doğrulanır, doğrulanmanın da ötesinde bize ödül getirir. Bu ödül, belki biraz fazla hoş görülü davrandığımız, aşırı destek verdiğimiz bir yönetmenin çok daha iyi şeyler yaparak kendini kanıtlamasının getirdiği keyiftir, kıvançtır .

Muammer Özer'in mevsim başında oynayan ilk filmi "Kardeş Kanı"na gerçekten de aşırı hoşgörülü davranmış olabiliriz. Ama Özer' de sezdiğimiz sinemacı kumaşının ikinci filminde nasıl tümüyle ortaya çıktığı ve "Bir Avuç Cennet"in nasıl başarılı bir film olduğu görüldüğünde, elbette bize kalan yalnızca sevinçtir. 1966'da yayımlanan bir gazete haberi, daha o zamanlar Özer'i ilgilendirmiş ve Özer, bu haberden yaptığı senaryoyu filme almak için nerdeyse 20 yıl beklemek zorunda kalmıştır.

Aradan geçen zaman içinde Türk Sineması epey yol almış, köy gerçeği veya köyden büyük kente göç gerçeği sinemada çeşitli kereler filme alınmış, başarılı yapıtlar ortaya konmuştur 'Otobüs' mekanı ise Tunç Okan' m "Otobüs" filminde kullanılmıştır. Ancak bütün bunlar "Bir Avuç Cennet"in başarısını ve etki gücünü kolay kolay engellemez.

Muammer Özer'in ilk ve ön başarısı, konusunu alabildiğine yoğun biçimde elde tutması, yan olaylar, temalar, tiplerle dağıtmamasıdır. Bu, filme klasik tragedya'nın 'tema, mekan, zaman birliği' diye tanımlanan ünlü 'üç ana kural'ına benzer bir nitelik getirmektedir. Özer'de çeşitli yan tipler, bu tür bir çevrede, böylesine bir yerleşmenin getirebileceği tüm insan malzemesi vardır. Ama yalnızca gerektiği, konuya, öyküye hizmet ettiği kadarıyla... Özer, özellikle çocuklara yöneltmiştir ilgisini, onların dünyasını, sınıfsal çelişkilerin varlığını keşfetmelerini, kırsal yaşamla kentsel yaşam farklılıklarını öğrenmelerini, kendi dünyalarında, avare, boş, amaçsız dolanıp durmalarını ve tüm 'sosyal mevki' ayrımlarını aşarak neredeyse gencecik gönül ilişkileri bile kurmalarını ustaca anlatmıştır. Özer'in büyük bir başarıyla seçip yönettiği çocuk oyuncular kimileyin tümüyle ön plana çıkmakta, sanki filmin gerçek 'star'ları olmaktadırlar. Ve Özer'in filmine egemenliği, yalnızca çocukları kullandığı sahnelerde biraz tavsamakta, filmin temposu (özellikle ortalarda) onların çokça kullanıldığı bölümlerde biraz gevşemektedir.

Filmin bir diğer başarısı, mekan seçimin-den kaynaklanmaktadır. Özer öyküsü-nü Küçük çekmece'de, çok ilginç bir mekanda çekmiştir. Arkada büyük kenti simgeleyen her şey vardır: Tüm trafik ve ağır vasıta yüküyle büyük karayolu, trenler, kentleşmeyi simgeleyen büyük 'apartmanlar', vs... Önde ise tüm uyumsuzluklarına karşın bu mekana, bu çevreye karışmakta kararlı kırsal kesim insanları... Tüm iyilikleri, yumuşaklıkları, insancıllıkları içinde... Gerçekten de Özer, kişilerini hep iyimser bir perspektifle görmektedir. Kimse gerçek anlamda 'kötü' değildir, herkeste bir parça da olsa iyilik, insancıllık vardır, kalmıştır. Sorun, yaşamın zor, sert öz koşullarından kaynaklanmaktadır.

Ve pırıl pırıl ışıklandırılmış, çok başarılı gece çekimleri içeren film, bunların en güzeliyle biter... 'Otobüs', çevre baskısıyla dev bir vinç tarafından alınıp götürülmüştür. Ama yaşam sürmektedir, umut sürmektedir. Demirköy'lü Kamil, karısı ve çocuklarıyla büyük kentte kalmaya kararlıdır. Arkada, yüreği atan kenti haberleyen ışıkların ateşböcekleri gibi aydınlattığı bir gece mekanı içinde, ön planda alabildiğine aydınlanmış, ışık saçan bir çadır, bu umudu, bu direnci simgelemektedir. Film, bu nefis sahneyle noktalanırken, iyimser, umutlu bildirisini de seyircisinin yüreğine işlemektedir. Tüm oyuncularının, görüntüde Hüseyin Özşahin'in, müzikte Tarık Öcal'ın ve katkıda bulunan herkesin görevini tam ola-rak yaptığı "Bir Avuç Cennet", sinemamıza yeni, usta, güvenilir bir yönetmenin daha kazanıldığını kesinlikle belgeliyor. Bu alçakgönüllü, ama etkileyici filmi izleyin. (Attila Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız” syf, 252)

* Filmi heyecansız olarak izlemiş. birinci yarının sonunda fuayeye heyecansız çıkmış, filmin bittiğinde aynı heyecansızlıkla kalakalmıştım. Ne bir cezaevi otbüsünün hurdasında yaşama savaşı veren aile ne çöpçü nine. ne bisiklet hırsızı çocuklar ne cezaevi arabasının vinçle kaldırılışı, ne inadına kurulan çaıdırın içindeki ışık, beni de, seyirciyi de heyecanlandırmamıştı. Sanat Ateşi nerdeydi?. Film başlar başlar başlamaz Tarık Öcal'ın hüzünlü müziği sarıyordu bizi halbuki. Hüseyin Özşahin'in özenli görüntüleri gözümüzü okşuyordu. Ama nereye kadar? (Yavuzer Çetinkaya. Milliyet Sanat Dergisi, S.: 133, 1 Aralık 1985)

* Muammer Özer'in senaryosu tüm bu inandırıcılıktan uzak öğeleriyle yapay bir kuruluş taşıyor. Öykünün final öncesine (otobüsün kaldırılması) dek seyirci hiçbir sürpriz beklemeyince yalnız final sürpriz oluyor filme ilgisi de düşüyor. Aradaki pek çok olaycık bilinen ve beklenen sondan ötürü ilginç gelmiyor. Özer'in senaryosunda öyküyü zorla uzatan pek çok geçersiz bölümcük var. Örneğin yolda rastlanan sarhoş, Cevat’ın arkadaşının bisiklet çalması ve suçun kendi üzerinde kalması, daha sonra polisin gerçek suçlunun peşine, sonra da ailenin kaldırılan otobüsü durdurmaya çalışması… (Nezih Coş) Hürriyet Gösteri, Aralık 1985)

Özer’in kamerasının ardında soğuk ve bencil bir dünyanın ortasında canlılığını hiç yitirmeyen halkı görürüz. Köhne ve pas tutmuş, cezaevi arabasını gök mavisine boyarken özgürlüğü ve umudu çağrıştırıyor. Filmin belki deen etkili final sahnesi de tüm görüntüyü kaplayan çekiç darbeleriyle adeta toprağa kök salan kütük, zifiri karanlıkta ışıl ışıl yanan çadır, hiçbir buldozerin söküp atamayacağı kadar güçlü ve parlaktır (Feyza Zileli, Milliyet Sanat Dergisi 15 Şubat 1986)


BiR AKŞAM ÜSTÜ (1985)



Senaryo ve Yönetmen:Ümit Efekan
Foto Direktörü Rafet Şiriner
Yapım: Umut Film / Abdurrahman Keskiner

Sesleri Alan: Erkan Aktaş, Montaj: Nevzat Dişiaçık, Laboratuvar: Adnan Şahin, Mustafa Oruç, Müzikler: Uğur Bayer, Ümit Besen, Hüseyin Emre, Işıklar: İsmet Yurtçu, Murat Omay, Ramazan Akgün, Set: Mustafa Buvan, Ahmet Topal, Kemal Altın, Kamera Asistanı: Ferhat Bakır, Yardımcı Yönetmen: Nurettin İrişen, Prodüksiyon Amiri: Erol Deniz, (Fono Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Ümit Besen, Meral Orhonsay, Ayşegül Ünsal, Bülent Kayabaş, Güler Ulus, Sevilay Ergül, Çocuk Yıldızlar: Benek Aksoy, Şehnaz Erhan, Onur Yeşilfiliz,


Konu: Film, yurtdışında bir oğlu olduğunu öğrenen bir şarkıcının değişen yaşamını konu alır. Ünlü ses sanatçısı Ümit ailesiyle birlikte mutlu bir yaşam sürmektedir. Ailenin bu mutluluğu yurtdışından gelen bir telefonla birdenbire sarsılır. Ümit’in yurtdışında yaşayan arkadaşı Cemal eskiye dair bir olaydan söz eder. Buna göre Ümit yıllar önce turne için gittiği yurtdışında Çiğdem adında bir kadınla ilişki yaşamıştır. Bu ilişkiden bir oğlu olan Çiğdem, durumu Ümit’e anlatmamış ve Cemal’den de konuyu kapatması için söz almıştır. Ancak Cemal, Çiğdem’in bir kaza sonucu yaşamını yitirdiğini ve oğlu Murat’ın da kimsesiz kaldığını öğrenir. Ümit ise bu haber karşısında ne yapacağını bilemez ve durumu karısına anlatır. Aile durumu kabullenmek zorunda kalır. Ancak Murat’ı İstanbul’a getirmek söz konusu olunca işler plânlandığı gibi gitmeyecektir. (Hasan Sakın)

21 Mart 2020 Cumartesi

BİN DEFA ÖLÜRÜM (1985)



Senaryo ve Yönetmen: Çetin İnanç
Foto Direktörü: Sedat Ülker
Yapım: Anıt Ticaret/Mehmet Karahafız

Sesleri Alan: Kunt Tulgar, Renk Uzmanı: Arslan Tektaş, Işık: Rıfat Yurtçu, ,Cumali, Kamera Asistanı: Turgut Yamaç, Prodüksiyon Amiri: Cihat Karataş, Reji Asistanı: Nejat Vardel, (Kunt Film Stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Bahar Öztan, Gazi Havvaş, Tuğrul Meteer, Naci Özsoy, Erol Taş, Aydın Haberdar, Yılmaz Kurt, Sönmez Yıkılmaz, Mehmet Samsa,

Konu: Babası gözlerinin önünde öldürülen Cüneyt Arkın büyüğünce babasını öldürenlerden intikam almaya yemin eder ama sevdiği kadın Bahar Öztan babasının katili Erol Taş’dır bir de peşinde polis vardır.


AYRILIK ACISI (1985)




Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Sedat Ülker
Yapım: Umut Film/Abdurrahman Keskiner

Oyuncular: Gökhan Güney, Pakize Suda, Ünsal Emre, Erdinç Akbaş, Fatoş Sezer, Mine Ersun, Niyazi Gökdere, Ahmet Eskici

Konu: Sevmediği ve kendisinin parası için evlendiği bir adamı terkedip deniz kıyısında bir kasabaya gelen ve bir balıkçı ile ilişki kuran bir kadın ve onun peşinden gelen eski sevgilisi arasında geçen bir aşk öyküsü.

ATEŞ DAĞLI (1985)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Safa Önal
Kameraman: Mustafa Yılmaz
Yapım: Burak Film/Sungur Esen, İbrahim Mertoğlu

Yönetmen Ast: Şadan Yenişafak, Asistan Rejisör: Engin Tem izer, Kamera Ast: Suha Kapkı, Set Ekibi: Halil Dede, Metin Devrim, Kadir Çil, Işık Ekibi: Ergun Şimşek, Bayram İlnur, Levent Karanfil, Prodüksiyon Amiri: Erol Emerle, Laboratuar: Rıza Tümai, Armağan Köksal, Şemsi Toksöz, Selahattin Kılıççeken, Negatif Montaj: Ali Berkan, Ömer Aksu, Ses Mühendisi: Erkan Esenbo-ğa, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Montaj: İsmail Kalkan, Senkron: Sedat Karadeniz, (Sineray Stüdyolrında hazırlanmıştır)

Oyuncular: Kadir İnanır, Harika Avcı, Ahmet Mekin, Reha Yurdakul, Salih Kırmızı, Kuzey Vargın, Merih Fırat, Tuna Tunç, İhsan Baysal, Turgut Özatay, Tahsin Koray, İsmail Hakkı Şen, Oktar Durukan, Çetin Köroğlu, Leyla Önder, İ. Hakkı Şen, Erol Emerle

Konu: Filmde, düşmanından intikam almak isteyen bir adamın hikâyesi anlatılır. Yaşadığı yörenin ileri gelenlerinden biri olan Bekir, İstanbul’a yerleşir. Burada işlerine devam ederken kendisine düşmanlık yapan Yusuf tarafından iftiraya uğrar. Bu yüzden hapse atılır. Aradan yıllar geçer ve cezasını tamamlamak için bir sahil kasabasına sürgün edilir. Ne var ki Bekir cezasını tamamlamak yerine düşmanı Yusuf’tan intikam almanın yollarını arayacaktır. (Meltem İşler Sevindi)



AŞIK OLDUM (1985)


Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo: Gökhan Akçura , Artun Yares
Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay
Kurgu: İsmail kalkan
Yapım: Burak Film/Sungur Eseni İbrahim Mertoğlu

Yapım Yönetmeni: Yılmaz Kanat, Kamera Asistanı: Erdal Kahraman, Negatif Kurgu: Ali Berkant, Laboratuvar Şefi: Ziya Uçak, Laboratuvar: Armağan Köksal, A. Tümay Rızai, Şems Tokgöz, Renk Düzenleme: Selahattin Hoşses, Işık Şefi: Kenan Eryılmaz, Asistanı: Namık Şanlı, Ses Kayıt: Erkan Esenboğa, Senkron: Sedat Karadeniz, Prodüksiyon Amiri: Ümit Efekan, Set Amiri: Erol Kesler, Set: Kahraman Kaplı, İsmail Kündem,

Oyuncular: Şener Şen (Şakir Bostancı), Şehnaz Dilan (Sibel), Nevra Serezli (Güzin), Ayşen Gruda (İnci) Erdal Özyağcılar (Macit), Savaş Dinçel (Sedat), Uğur Yücel (Ercan) Necati Bilgiç (Haluk), Sümer Tilmaç (Barmen), Tuncay Akça (Taner), Ayşe Kökçü (Selma), Hüseyin Kâşif (resepsiyonist), Müzik: Melih Kibar

Konu: Filmde, evli olan bir adamın başka bir kadına âşık olmasıyla alt üst olan hayatı anlatılır. Şakir, evli ve çocuk sahibidir. Bir gün işe giderken otoparkta bir kadın görür. Kadına ilk görüşte âşık olur. Kadını tekrar görebilmek ve onla buluşmak için elinden geleni yapar. Ancak karısına yakalanmaktan da korkar. İlk kez böyle bir maceraya atılan Şakir’in acemilikleri başına olmadık işler açar. (Aybala Hilal Yüksel)





  1984 yapımı “The Woman in Red” (Kırmızılı Kadın) filminden uyarlama. Filmin senaristı Gene Wilder ve Yves Robert (1920-2002). Yönetmen Gene Wilder. Oynayan oyuncular ise; Gene Wilder (1933), Charles Grodin (1935), Judith Ivey (1951)