Yönetmen: Şerif Gören
Senaryo: Hüseyin Kuzu
Kameraman: Erdal Kahraman
Müzik: Timur Selçuk
Yapım: Penra Film/Turgay Aksoy, Şerif Gören
Oyuncular: Kemal Sunal, Babet Jutte, Yalçın Güzelce, Atilla Cansever, Kaya
Gürel, Nuri Sezer, Matthias Drawe, Nilüfer Usku, Levent Beceren, Cladia
Hackermesser
Konu: Ali Ekber (Kemal Sunal), Berlinde çöpçülük yapmaktadır. Geceleri
de bir Türk tiyatrosunun temizlik işini üstlenmiştir. Bir gece, herkes
gittikten sonra, kostümlerin arasında bulduğu bir Alman polis üniformasını alıp
evine götürür. Ertesi gün, bıyığını kesip bir de gözlük takarak polis
kıyafetiyle sokağa çıkar ve dolaşmaya başlar. Dükkanları teftiş eder.
Kahvelerde, önceleri kendisini tanıyıp alay eden arkadaşlarını korkutur. Daha
öncelerinden tanıyıp da yüz bulamadığı Alman barmen kızıyla dostluğunu ilerletir.
Ve sonunda da polisliği bırakarak tekrar çöpçülüğe devam eder.
Ödül:
1988 yılı Sinema Yazarları Seçiminde “ En İyi 3 filmden biri ve
Erdal Kahraman “En İyi Görüntü Yönetmeni”
v Şerif Gören'in Almanya'da çektiği film,
bu sanatçımızın "gurbette" film yapan yönetmenlerimiz arasına
katılmasını ve üstelik bu alanda son derece başarılı bir örnek vermesini
simgeliyor. Gerçekten de bir yılı aşkın süredir Berlin'de olan Gören için
"Polizei", ilginç bir etap... Hem Gören sinemasının tipik
özelliklerini taşıyan hem de bunlara "dışarıda", Almanya'da,
Berlin'de olmanın ve bir başka toplumu, bu başka toplumun Türklerle olan
ilişkilerini ve çelişkilerini gözlemlemenin getirdiği yeni bir havayla
donatılmış bir film "Polizei."
Gören'in son döneminin değişmez senaryocusu Hüseyin Kuzu, bizlere
perdedeki en tipik Özelliklerinden sıyrılmış bir Kemal Sunal'ı getiriyor.
Sunal, bu filmde Berlin'de yaşayan onbinlerce Türk'ten biri, çöpçülükle
yaşamını kazanan Ali Ekber'dir... Çok küçük, ama anlamlı ayrıntılarla dolu bir
gözlem, Ali Ekber'in oradaki Türk gettosu ile veya çevredeki Almanlarla olan
ilişkilerini gözler önüne serer... Ekber'in milimetrik bir nizam anlayışı olan
Alman polisle, parazit yaşayıp giden zampara dostu Filinta ile, tav olduğu san
Alman kızıyla, kendi ailesiyle, Türk esnafla vs. olan ilişkileri iki toplumun
arasındaki kültür ve değer farkları konusunda sayısız incelemeden daha çok şey
söylüyor. Filmin sonunda Ali Ekber'in oyun gereği girdiği polis kılığını
benimseyip Kreuzberg sokaklarında Alman polis kimliğiyle gezmesi, biraz fazla
uzatılmış bir 'gag niteliği alır gibi olurken, Kuzu/Gören ikilisi çok ekonomik,
yalın bir finalle, filmlerini çok hoş biçimde noktalıyorlar.
Polizei", düzeyli, seyri hoş, yer yer ince gözlemlerle
dolu bir film.. Tümüyle Almanya'da çevrilmesi, Türk filmlerine özgü teknik
yanlış ve eksiklikleri sıfıra indirgemiş. Sade bir güldürü filmi çerçevesinde
TürkAlman ilişkilerine oldukça sağlam bir yaklaşım getiren film, yılın bizce en
hoş sürprizlerinden biri... Almanya, Şerif Gören'e yaramış... Filmde Gören
filmlerinde sık sık görülen abartma, uzatma, gereğinden çok tekrar gibi
kusurlar hemen hiç yok... Gören'in son derece akıcı ve işlek sineması, Alman ve
Berlin gerçeğine ilişkin kimi ipuçlarını ustaca kavrarken, sanırım Almanlara da
kendileri üstüne bazı şeyler öğretecek... “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve
Sinemamız”
v Alman Akademik Mübadele
Hizmeti'nin konuğu olarak, bir yıl kadar Berlin'de yaşayan ve sinema
araştırmaları yapan Şerif Gören, dönüşünden önce çektiği bu film için, tüm
ekibini Türkiye'den götürmüştür. Filmdeki aksaklıklarla ilgili olarak Senarist
Hüseyin Kuzu şu açıklamayı yapmaktadır .
v
"Bu Türk parasıyla Almanya'da film çekmenin dezavantajı. Yani
oradaki bütün mekanları biz, kurduğumuz arkadaşlıklarla ücretsiz bulduk. O
insanlar, orada gönüllü olarak oynadılar, film öylece çekildi. Yoksa buradan
götürülen 125 milyon lirayla Almanya'da film çekilemezdi."