C BLOK (1993)
Senaryo
ve Yönetmen: Zeki Demirkubuz, Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay,
Müzik: Serdar Keskin Yapım Mavi Film/ Zeki Demirkubuz Yönetmen
Asistanı: Pelin Burcu, Sanat Yönetmeni: Ayşe Akıllıoğlu, Kamera
Asistanı: Hakan Canan, Kurgu: Nevzat Dişiaçık, Grafik Tanıtım: Gri
Yaratım Merkezi/ Cihangir Özbek, Sevinç Ölmez, Türküyü Seslendiren: Yaşar
Şeren, Yapım Sorumlusu: Feridun Koç, Işık Şefi: Aydın Yurteri, Işık
Yardımcıları: Ercan Durmuş, Adem Kocatepe, Set Amiri: İsmail Kündem,
Seslendirme Yönetmeni: Kahraman Acehan, Efekt: Ayhan Arlı,
Makyaj: Neslihan Atabaş, Kuaför: Kerem Ketenci, Laboratuar ve
Seslendirme: Fono Film, Ses Kayıt ve Miksaj: Ercan Okan, Film
Yıkama: Yahya Öztürk, Mustafa Oruç, Negatif Montaj: Eyüp Yıldız, Renk
Düzenleme Baskı: Adnan Şahin, Jenerik Çekimi: Semihan Sevinç, Ulaşım:
Mustafa Akyüz, Ertan Işık, Yapım Yardımcısı: Abdullah Demirkubuz,
(Kültür Bakanlığı katkılarıyla)
Ouyuncular: Serap Aksoy
(Tülay), Fikret Kuşkan Haled), Zuhal Gencer (Aslı), Selçuk Yöntem (Tülay’ın
Kocası), Ülkü Duru, Ajlan Aktuğ, Güler Ökten, Feridun Koç, Olgun Şimşek
(Sahildeki Gençler), Abdullah Demirkubuz (Sahildeki Gençler), Kerem Ketenci
(Sahildeki Gençler), Cüneyt Uzunlar (Katil), Harika Özovalı (Genç Kız), Hikmet
Dilaver (Balıkçı), Ayşe Özer (Hemşire), Mevlut Gülveren (Diğer Hastalar), Halil
İbrahim Gülcan (Diğer Hastalar), Zeki Demirkubuz (Diğer Hastalar), Murat
Kalaycıoğlu (Diğer Hastalar), Vildan Şeber (Evdeki Konuklar), Yaşar Seren
(Evdeki Konuklar), Hatice Kitiş (Evdeki Konuklar), Levent Cinemre (Evdeki
Konuklar), Suna Gençay (Evdeki Konuklar),
Konu: Filme ismini veren C blok'un önünde silecekleri çalışan arabanın
içinde bir adam (Halet) binaya bakmaktadır. İçeriden çıkacak birini bekler gibidir.
İçeriden çıkan adam (babası) 36 numaraya bakmasını söyler. Halet umursamaz
görünür. Kapıya elinde bir paketle gelen adama korna çalar. Bu sırada binadan
bir kadın (Tülay) çıkar. Halet adamın yanına giderek nereye gittiğini sorar.
Kuru temizlemeden geldiğini söyleyince paketi adamdan alır. Kendisi götürür.
Kapıyı bir hizmetçi açar ve paketin geciktiği konusunda bir şeyler söyleyerek
kapıyı kapatır. Koridordan da söylenen bir adam geçer. İnsan ilişkilerinin en
aza indiği bir mekandır burası. Halet başka bir daireye gidip, kapıyı
çaldığında içeriden bir kadın sesi (Ayşe) içeri girmesini söyler. İyi giyimli
bir kadındır. Sevişirler. Halet, koltukta yatarken kadın eski kıyafetlerini
giyerek temizlik yapmaya başlar. Evin hanımı gelmeden işini bitirmek telaşındadır.
Dairede hizmetçi olarak çalıştığı anlaşılır. Evin sahibi Tülay'dır. Eve
geldiğinde yatak odasından sesler duyar. Halet ile Ayşe'yi sevişirken görür.
Hiçbir şey demeden evden çıkar.
Dışarıda çevresindeki büyük bloklara
bakar. Halet aşağı indiğinde kadınla karşılaşır. Konuşmazlar. Halet, babası ile
yemek yerken Ayşe tarafından yukarı çağırılır. Tülay, o gün ziyareti sırasında
kırdığı yatak odasının camının hesabını sorar. Niye böyle bir şey yaptığını
söylemesini ister. Bir yanıt istemektedir. Ancak Halet bir şey demez. Kocası
(Selim) ısrar etmemesini söyler. Halet gittikten sonra Tülay'ın evlilik
yaşantısını görürüz. Birlikte TV izleyerek vakit geçiren, iletişimsiz bir çift
oldukları anlaşılır.
Gece Halet' i de, Tülay'ı da
uyku tutmaz. Tülay sigara içip, pencereden bakarken aşağıda Halet'i görür.
Sabah evden çıkarken gene karşılaşırlar. Tülay arabası ile yola çıkar. Deniz
kenarında dolaşır. Yanına bir balıkçı yaklaşır. Barakasının uzakta olmadığını
söyler. Tülay oradan uzaklaşır. Arkadaşı Fatoş'u ziyarete gider. Onunla
dertleşir. Film boyunca Tülay'ın duygularını Fatoş'a anlattıklarından
öğreniriz. Çok sıkılmaktadır. İçindeki sıkıntıyı atmak için macera kitapları
okumakta ve arabası ile gezmektedir. Dönüşte servise çıkan Halet ile
karşılaşır. Birlikte asansöre binerler.
Selim'in karısı ile bir bağı
kalmamıştır. Tülay'a ayrılmak istediğini söyleyerek yatak odasına gider ve
ağlamaya başlar. Sabah Tülay, pencereden Halet'i gözetIerken Ayşe'ye Fatoş'a
geleceğini haber vermesini söyler. Süslenerek dışarı çıkar. Bu arada yıkadığı
arabalardan birinde oturan Halet kuru temizlemecinin kalfası ile
şakalaşmaktadır. Arabası ile uzaklaşan Tülay'ı görünce onu takibe başlar. Bir
süre sonra Tülay'ın bir benzin istasyonuna girerek Fatoş'u aradığını görürüz.
Fatoş onun için endişelenmiştir. Çünkü bütün gün onu beklemiştir ve haber
alamamıştır. Tülay'ın, Fatoş'a kayıp olduğu zamanda başına gelenleri
anlattığını görürüz. O gün gezdiği ıssız bir yerde bir tecavüze tanık olmuştur.
Sürekli mahvolduğunu söylemektedir. Daha sonra gittiği sahilde de üç gençle
karşılaşmıştır.
Gençlerden birisinin el ile tacizine
sesini çıkarmamış ve arabada tecavüze uğramak üzereyken gelen Halet tarafından
gençler dövülmüştür. Daha sonra ise Halet ile birlikte olmuştur. Aynı gece
vücudunda morluklar olan Tülay, bunu Selim'den saklar. Tülay'ı kaçta geldiği
konusunda sorguya çeker. Tülay erken yatınca Aslı'yı sorguya çekerek birşeyler
öğrenmeye çalışır. Ona davranışının normal olmadığı da gözlerden kaçmaz. Aslı
evine dönmek üzere çıktığında Halet'in onu beklediğini görür. Ona bir tokat
atar. Ancak birlikte de olur.
Sabah Halet' in arabada gecelediğini görürüz. Aslı' da Tülay'a
kahvaltı hazırlamaktadır. Tülay'ın annesi ziyarete gelir ve yolladığı paranın
yetmediğini söyler. Tülay, annesinin kocasına para yolladığını, onlarla
uğraşmaktan usandığını söyler. Annesini eve bırakırken kendince özür diler. Eve
döndüğünde kapıcı dairesine girer. Halet'i saçını yıkarken bir süre izler ve
hızla evden çıkar. Selim bir iş seyahatine çıkacaktır. Gitmeden önce Tülay'a
hayatında biri olup, olmadığını sorar. Ancak yanıt alamaz. Birlikte apartmandan
hızla çıkarlar. Halet onların arkasından bakar. Arabada Selim Tülay'a yaklaşır.
Eve tek başına dönen genç kadın, kapıcı dairesine gider. Halet'in yanına
oturur. Sevişirler. Halet, Tülay gittikten sonra çıplak olarak dışarı çıkar.
Bloklara bakar. Sabah babası battaniyeye sararak onu eve götürür. Aslı'da
Halet'i o halde işe gelirken görür. Evde Tülay'ı mutfakta uyurken bulur.
Tülay üç gün boyunca dışarı çıkmaz. Bu
dönemde Aslı ile sohbet etme çabası içerisindedir. Ona kendisini mutfakta
bulduğu sabah ne düşündüğünü sorar. Tuhaf şeyler düşünmesini istemediğini
söyler. Aslı ise Tülay dışarıda iken ev telefonuna yanıt alamayınca Selim beyin
kendisini aradığını ve ona Fatoş hanımla olduğunu söylediğini anlatır. Tülay'ın
yuvası yıkılıp, işinden olmasın diye yalan söylemiştir. Üç gün sonunda Tülay
dışarı çıkar. Aslı balkondan Halet'e eve gelmesini işaret eder. Ancak Halet'in
yürüyüşe çıkan Tülay'ın peşinden gittiğini görür. Tülay ve Halet konuşmadan
yürürler. Sahilde dolaşırlarken Tülay'dan ateş isteyen bir adamın yüzüne bakan
Tülay, katil diye bağırır. Halet, adamın peşinden koşmaya başlar. Yanağından
yaralanır. Tülay, bu hikayeyi Fatoş'a anlatmaktadır. Bunun Halet'i son görüşü
olduğunu söyler.
Tülay, Aslı'ya bağırarak onu
koruyacak kişinin o olmadığını söylerken arka tarafta Selim'in durduğunu görür.
Gece boyunca sokaklarda dolaştığını anlatır. Annesine gitmiştir. Beş gün orada
kaldıktan sonra kendisine bir ev tutmuştur. İş aradığını söyler. Yeni evine
taşındığı gün C Blok'a gider. Evi boştur. Aslı'yı başka bir daireden çıkarken
görür. İki kadın konuşmadan birlikte merdivenlerden iner. Tülay, kapıcı
dairesine de iner. Kimse yoktur. Apartmanın kapısındaki "yabancılar,
satıcılar, dilenciler giremez" yazısına bakarak gülümser. Anahtarını çöpe
atar. Halet'in babasını görür. Halet'in yanağından yaralandığını, yarası
iyileşene kadar evde kaldığını, sonra da akıl hastanesine yattığını anlatır.
Tülay, Fatoş'a olanları anlattıktan sonra hastanede Halet'i ziyarete gider.
“(Nigar Pösteki, Yönetmen Sineması” syf, 60)
ÖDÜL:
6. Uluslararası Ankara Film Festivali'nde (1994)
► "Jüri Özel Ödülü",
► Zeki Demirkubuz "Umut Veren Genç Yönetmen ve
Senaryocu",
►Nevzat
Dişiaçık "En İyi Kurgu",
13. Uluslararası
İstanbul Film Festivali'nde (1994)
►"Umut Veren
Yeni Yönetmen" (Zeki Demirkubuz ödülü reddetti),
SİYAD
(Sinema Yazarları Derneği seçiminde (1995)
► "En İyi Film",
►"En İyi Yönetmen"
► Fikret Kuşkan "En İyi Oyuncu"
► Zuhal Gencer "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu"
(Jüri
Üyeleri: Mehmet Açar, Turan Aksoy, Hülya Arslanbay, Cumhur Canbazoğlu,
Sungu Çapan, Sadi Çilingir, Atilla Dorsay, Hüseyin Kuzu, Sevin Okyay, Murat
Özer, Kami Suveren, Necati Sönmez, Uygar Şirin, Ali Ulvi Uyamk, Uğur Vardan,
Saim Yavuz)
Kültür Bakanlığı (1995) "Sinema Başarı Ödülü".
& "C
Blok", yönetmenin düşünce berraklığının gerisinde kalan, "underground
"dan da ötesini hedefleyen kopuş iddiasının karşılık bulamadığı,
"daha başka" bir film. Kimi sarkmaların, bire bir gerçekçilik peşinde
koşmuyor olsak da inandırıcılıktan uzak bulduğumuz ayrıntıların üzerinde bu
yazıda uzun uzadıya durmaya gerek yok. Demirkubuz'un örneklerine bolca
rastladığımız "bunalım" sinemasının çerçevesinden dışarı taşamayışı
kadar, "elde var bir" türünden verili doğrulara hareket etmesi de yol
açıyor bu düşüncemize. (Tunca Arslan, Aydınlık K., 1994) “Agah Özgüç, “Türk
Filmleri Sözlüğü 3 Cilt”
&
Senaryonun en büyük eksikliği ana temanın ve yönünün belirlenememiş olması.. Bu
yüzden filmin sağlıklı bir okuması yapılamıyor. Kapıcının oğlu Halet, hizmetçi
Aslı'yla olan ilişkisinin yön çizdiği film, birden bire yönünü değiştirip film
boyunca sıkılan, evli bir mutsuz olan Tülay'ın öyküsünü anlatmaya başlıyor.
Filmi Halet'in öyküsü olarak ele aldığımızda Tülay’ın yaşadığı birçok olay
Tülay’ın öyküsü olarak ele aldığımızda ise baştan beri niye Halet'i gördüğümüz
anlaşılmıyor (Hülya Arslanbay, "Blokların Gölgesinde" Antrakt d., s:
37, Ekim 1994) ”Agah Özgüç, “
& Temel fikir olarak "bloklar ve burada yaşayan insanlar"
motifini kullanan "C Blok", yönetmenin iyi niyetini beyazperdeye
yansıtmaktan ve derdini seyirciye iletmekten ne yazık ki uzak bir film. Kimisi
ekonomik kaynaklı olabilecek pek çok eksik gedik barındıran bu haliyle,
Demirkubuz'un sinema anlayışını açıklamaya ve İstanbul'da kendisine verilen
ödülü reddedişini gerekçelendirmeye çalıştığı çeşitli söyleşilerinde dile
getirdiği siyasal tavrı sinema diline tercüme etmekte hayli zorlanıyor. Böyle
bir filmin sahip olabileceği erdemler, senaryo başta olmak üzere, oyuncu
yönetiminden kurgusuna, ritmine kadar filmin akışını zedeleyen pek çok öğe
arasında kaybolup gidiyor. (Necati Sönmez, Nokta d., 410 Eylül 1994)
&
Film, İstanbul'un banliyölerinden birinde yer alan, görüntüsü ve mimari
özellikleriyle, resimleriyle insanı özellikle ezen dev bloklardan birinde
"C Blok" da yaşayan Tülay (Serap Aksoy) ve çevresindekilerin öyküsünü
anlatıyor. Tülay eve erken döndüğü bir gün kapıcının oğlu Halet (Fikret Kuşkan)
ve gündelikçi Aslı'nın (Zühal Gencer) kendi yatak odasında seviştiklerine tanık
olur. Bu tanıklık Tülay'ın bilinçsizce de olsa, yaşamayı istediği yeni bir
yaşamın kapılarının açılmasına neden olur. Tülay, Halet'in kendisine gizli bir
yakınlık duyduğunu ayırt etse de, kendisini çevreleyen dev duvarların ve
evlilik bağının kıstasları arasına sıkıştığından, kendisinde yaşamla farklı bir
boyutuyla yüzleşecek gücü bulamaz. Sonunda bastırdığı istekleri onu bilinçsizce
tehlikeli yerlere yöneltir. Önceleri sapıkların, psikopatların uğrak yerlerinde
aradığı şey, daha sonra su yüzüne çıkarak karmaşık duygularına yol gösterecektir.
“20.yüzyılın Son beş yılında Türk Sineması”
& Müdahale
üzerine kurulmuş yaşamı simgeleyen C Blok'un bir dairesinde yaşayan Tülay,
bitmek üzere olan evliliğinin son günlerinde, bloğun kapıcısının oğlu Halet ile
hizmetçisini sevişirken görür. Bu an, Tülay için bilinçsiz bir arayışın, filmin
diğer kahramanları içinse, kurulu düzen üzerine düşünmeye götüren bir serüvenin
başlangıcıdır.
"Senaryonun büyük kısmını Ataköy'de
yazdım. Ataköy'ün ardındaki varoşlarda büyüdüğümden Ataköy'ün bizim için, oradaki
insanlar için temsil ettiği şeyi biliyordum. O kayıp insanın mekanı olarak
düşünmemin nedeni de buydu... Bir hikaye olmadan, bu apartmanları, yolları
birincil kahraman olarak seçerek, bunların içine, nesne olarak anlatmayı
düşündüğüm, nesneleşmiş kahramanları yazdım; kadını, diğer insanları… Oyuncular
tesbit edilince onlara altı yedi sayfalık bir metin verdim. Akşamları da
senaryoyu yazıyordum. Bu durum hazırlıksız yakalanmak değil, bir yöntemdir; iyi
bir film olacağını sezersiniz…
C Blok, ses uyumu ile ilgili biraz. Hapishanede, hastanede hep C Blok'ta yattım, sonra her yerde gözüme ilişir. İnsanlara kuşatılmışlığı, sıkışmışlığı çağrıştırmak için o ismi koydum. Herkesin bir C Blok hikayesi vardır; ya hapishanede, hastanede yatmıştır, ya yatılı okulun C Blok'unda kalmıştır. C Blok'un insanların genellikle hapis olduğu, bu modernist mimarinin, istemeden neden olduğu sonuçlarla ilgili bir hikayesi vardır". (Zeki Demirkubuz) europeanfilmfestival.com”
& "Temel
fikir olarak bloklar ve burada yaşayan insanlar motifini kullanan 'C 3 Blok',
yönetmenin iyi niyetini beyaz perdeye yansıtmaktan ve derdini seyirciye
iletmekten ne yazık ki uzak bir film ... Bu haliyle film, Demirkubuz'un sinema
anlayışını açıklamaya ve İstanbul'da kendisine verilen ödülü reddedişini
gerekçelendirmeye çalıştığı, çeşitli söyleşilerde dile getirdiği siyasal tavrı
sinema diline tercüme etmekte hayli zorlanıyor... Böyle bir filmin sahip
olabileceği erdemler, senaryo başta olmak üzere, oyuncu yönetiminden kurgusuna,
ritmine kadar filmin akışını zedeleyen pek çok öğe arasında kaybolup
gidiyor" (Sönmez, Nokta, 041O.9.94).
& "C Blok yönetmenin düşünce berraklığının
gerisinde kalan, 'underground' ötesini hedefleyen kopuş iddiasının karşılık
bulamadığı, 'daha başka' bir film Kimi sarkmaların bire bir gerçekçilik peşinde
koşmuyor olsak ta, inandırıcılıktan uzak bulduğumuz ayrıntıların üzerinde bu
yazıda uzun uzun durmaya gerek yok. Demirkubuz'un örneklerine bolca
rastladığımız 'bunalım sinemasının çerçevesinden dışarıya taşamayışı kadar'
'elde var bir' türünden verili doğrulara hareket etmesi de yol açıyor bu
düşüncemize" (Arslan, Aydınlık, .03.1994).
&
Zeki Demirkubuz'un Türk sinemasının sıra dışı yönetmenlerinden olan Alp Zeki
Heper'e ithafen çektiği bu filmi belki onun filmografisinde ilk sıradadır fakat
kendi sözleriyle de kayıtlı olarak C Blok" aslında sahibinin kabul ettiği
bir ilk film değildir. "C Blok" bir hazırlık filmidir. Tam on iki
sene sonra karşımıza çıkacak, sırasıyla "Masumiyet' (1997), "Üçüncü
Sayfa" (1999), "Yazgı" (2000, "İtiraf' (2002),
"Bekleme Odası" (2004) ve "Kader" (2006) isimli filmlerin
oluşturduğu bir sinema anlayışının, bir anlatım bütününün ön hazırlık filmidir.
Bunun yanı sıra "C Blok" için 'bir ilk film' tanımını yönetmenlik
açısından değil de yapımcılık açısından yapabiliriz. Türk sinemasının önemli
yönetmenlerinden olan adaşı Zeki Ökten'in yanında geçirdiği asistanlık
yıllarının ardından yönetmen olarak filme aldığı bu proje Demirkubuz'un kurduğu
şirketin, Mavi Film'in ilk yapıtıdır.
Serap Aksoy, Zuhal Gencer ve Fikret
Kuşkan'ın oldukça etkili oyunculuklar sergilediği filmde yönetmen karakterleri
üzerinden insanoğlunun çaresizliklerini, seçimlerini, kıskançlıklarını, aslını,
hayal kırıklıklarını ve samimiyetini sorgulamaya çalışıyor. Küçük burjuva Tülay
yaşamını oluşturan evrelerden birinin sonunda, geldiği noktada kendisi için bir
çıkış kapısı aramakta. Tamamen monoton bir hayat sürerken ona heyecan veren
şeyler bir bir tükenirken kaçınılmaz bunalımın tam ortasında olan Tülay için
artık zevk yeni aldığı ehliyetiyle araba sürmek, arkadaşıyla sıkıla sıkıla, bir
görev gibi sinemaya gitmektir. Tülay'ın önünde büyük bir dağ vardır ve onu
nasıl geçeceğini bilememektedir. Tülay'ın hizmetçisi Aslı ise farkında olmadan
Tülay'ın muhtaç olduğu özgürlükle emirlere yanıt vermektedir. Onunla aynı statü
de olan kapıcının oğlu Halet'le hesap etmeden muzır oyunlar oynamaktadırlar. Bu
şehvetli oyunlardan birine tanık olan Tülay içinde bulunduğu evreyi tamamlamak
için fırsatı yakalamıştır. Bu tanıklık onu cesaretlendirir. Halet artık
Tülay'ın ilgisi altındadır. Bunalımda olan Tülay üzerine çöken bu kara
bulutları dağıtmak için deniz kenarına gitmekte, yaşadığı alanlardan
uzaklaşmakta, kimi tehlikeleri göze almaktadır. Deniz kenarında sorular sorarak
yanına yaklaşan ve ilk kez gördüğü bir balıkçıya korkarak da olsa cevap
vermekte ve en önemlisi ona satmak istediği balıkları daha sonra alacağını
söylemektedir. O an için cesaretini toplayamayan Tülay, hizmetçisinin hayatına
tanıklığından hareketle, daha sonra deniz kenarında oynamaya çalıştığı oyunu
bitirebilecektir. Tülay'ın kocası Selim'de aslında ana karakter özellikleri
taşımaktadır. Demirkubuz'un tercihiyle Tülay üzerine bina edilen "c
Blok"un gereğinden az yazılmış diyalogları en önemli sorunu diyebiliriz.
Dönemin sinemasının en büyük sorunlarından biri olan ve bu tür filmlerin 'sisli
puslu filmler', 'gri filmler' ya da 'bunalım' olarak tanımlanmasının başta
gelen sebeplerinden olan bu durum "c Blok"ta karakterlerin boş boş
bakmalarıyla tescilleniyor. Selim her ne kadar ana karakter olmasa da
hizmetçisi Aslı'ya yaptığı kurlarla hikayede karşımıza çıkar ve Tülay kadar
cesaretli olmadığı, korkaklığı anlaşılır. Tülay kendi çektiği fotoğraf içinde
fark edilmemenin ötesinde yeni fotoğraflarını çekecek kimse dahi bulamamaktadır.
Zengindir. Ailesine bakmakta, hizmetçili bir hayat sürdürmektedir. Bunalım
içerisinde geçirdiği günlere de yavaş yavaş başkaldırmaktadır. Kocası Selim'in
şehirden ayrılırken ona tecavüzünün ardından o da şiddetle kıskandığı ama
kendisi için büyük anlamlar ifade eden kapıcının oğlu Halet'e Halet'in
dairesinde tecavüz eder. Serap Aksoy'un oldukça başarıyla oynadığı bu sahne bir
ilk film olmasına rağmen sinema tarihimizdeki unutulmaz karelerden biri oldu.
Halet, Aslı ile oynaşmayıp, ilgisini çekmeyi başaran Tülay'la vakit geçirmeye
başlamıştır. Cesur davranmaya başlayan Tülay artık daha mutludur. Hatta
tepkileri normale dönmüştür. Halet'in dikkatini çekebilmesi onu bunalımdan
çıkarmıştır. Halet onu görmüştür. Her ne kadar onun seçtiği yoldan bunalımlı
evre tamamlanamasa da kocası Selim de hayatından çıkmış, Tülay yeni bir yaşam
kurmaya başlamıştır. Yeni bir iş yeni bir ev ... "c Blok" satüleri
farklı iki kadının amaçlarına ulaşırken nasıl kurnaz nasıl iki yüzlü
olabileceğini gösteriyor bir yandan da. (Deniz Yavuz) SİYAD, 40 Yılın Serüveni”