BABAM BÜFE (2009)
Senaryo ve Yönetmen Meriç Demiray, Eser: Merab Ninidze, Müzik: Alp Erkin Çakmak, Görüntü Yönetmeni: Burak Yazıcı, Yapım: Güney Film/Direnç Kıymaç Kurgu: Ruşen Dağhan, Sanat Yönetmeni: Bektaş İldem, Selda Çiçek, Yardımcı Yönetmenler: Çağrı Lostuvalı, Alptekin Bozklurt, Yönetmen Yardımcısı: Çağrı Lostuvalı, Ses Teknisyeni: Furkan Atlı, Genel koordinatör: A. Orçuın Okşar, Yürütücü Yapımcı: Harun Özübelli, Yapım Ekibi: Oğuzhan Haşoğlu, Yahya Tameroğlu, Alican Zeren, Levent Çağıl, Uğur Şahin, Reji Asistanı: Çağrı Güven, Kostüm: Nurhan Tavukçuoğlu, Focus Puller: Türksoy Göebey, Cüneyt Karaahmetoğlu, Cenk Tatarer, Andaç Şahan, Yalçın Avcı, Işık Şefi: Selim Ertürk, Ses Operatörü: Furkan Atlı, Onur Albayrak, Set Fotoğrafları: Talha Kortum, Laboratuar: Yusuf Özbek, Ses Tasarım Final Mix: Murat Şenürkmez,
Oyuncular: Turan Özdemir (SWalim), Levent Tülek (Kırcun), Nalan Kuruçim (Türkan), Caner Candarlı (Turgut), Tanya Akbaş (Semra), Zeki Yıldırım , Fatih Dönmez (Sencer), Vildan Çapkır (Arzu), Ümit Çırak (Ömer), Ümit Bakış (Adnan), Galip Görür (Erkan), Ümit İlhan (Tankut), Maruf Kılıç (Kalfa), Ferhat Şendağ (Montajcı), Bektaş İldem (1. Usta), Murat Küçükferah (2. Usta), Selim Aksu (Çilingir), Erhan Kargın (balkondaki adam), Yılmaz Yiğit (1. polis), Ahmet Doğan (2. polis), Ali Üçtaş, Gökhan Öcal, Gökhan Vayni,
Konu: Salim bir apartmanda kapıcıdır. Apartman sakinlerinden bir televizyon kanalında haber kameramanı olarak çalışan 40 yaşlarındaki Korcan bir gün Salim'e ek gelir sağlayacak bir fikri olduğundan bahseder. Kendilerinin uyduracağı düzmece haberlerde Salim oyuncu olarak kullanılacak, Korcan da bir amatör kamerayla tesadüfen yakalamış gibi bunları çekip kanala satacaktır.
İlk
olarak bakkal Adnan'ın dükkanında işe başlarlar. Adnan siparişleri hazırladığı
sırada Salim kasadaki paraları çalar ve Korcan güvenlik kamerası gibi
yerleştirdiği kamerasıyla olayı kaydeder. Kanal bantı gerçek zannedip Korcan'a
ödeme yapar. Artık Salim ve Korcan için yeni bir iş kapısı doğmuştur.
Bu yıl
46'ncısı gerçekleştirilen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali
kapsamında Antalya Kültür Merkezi Aspendos Salonu'nda gala gösterimi
gerçekleşen ‘Babam Büfe’ adlı film, diyaloglarda çok fazla küfür
kullanılmasından dolayı seyircilerden yoğun tepki aldı.
. Filmin yönetmeni Meriç Demiray, “Filmde gördükleriniz erkeklerin gerçek dünyasını yansıtmıyor. Aslında erkekler, kendi aralarında gördüklerinizden çok daha fazla küfür ediyor” dedi. Filmin oyuncularından Levent Tülek ise bu eleştirilere “Film çok karanlık ve sert bir dünyayı anlatıyor. O karanlıktaki insanlar, seslerini duyurabilmek için küfür ediyor” şeklinde yanıt verdi.
Babam Büfe” isimli film çağın hastalığı bireysel ve yalnız yaşama tutkusunun adeta celladına aşık olma çılgınlığına dikkat çekiyor. Birey olamama ve bireycilik ilişkisini irdeleyen film, günlük yaşamda rastlayabileceğimiz öykülerin bir biri içine geçmiş iflasını etkileyici bir akışla seyirciyle buluşturuyor. 46. Uluslar arası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamına ilk kez seyirci karşısına çıkan ve birçok eksiğine rağmen beğeni toplayan Meriç Demiray’ın ilk filmi “Babam Büfe”, küçük mantık hataları ve devamlılık sorunlarına rağmen yılın en çok konuşulan filme olmaya aday gibi görünüyor.
Bir apartman kapıcısının günlük rutinliğinin derinliklerinde bireyin yalnızlık tutkusunu ve bu tutkunun nasıl bir ince ölüme dönüştüğünü beyaz perdeye yansıtan Demiray, kapitalist toplum modelinin bireyi ve emeği öğüttüğü değirmenin ciddiyetine de işaret ediyor. Yarattığı karakterlerin yönelişindeki başarı ve öyküdeki olay örgüsünün gerçekle tıpatıp aynı olması seyirciye her saniyesi sert bir sosyal ilişkiler karışımı sunarken, kapitalist gelişimin birey için hazırladığı hendekleri gözden kaçırmıyor. Olayların neden sonuç ilişkisi içindeki akarı sayesinde seyircinin anlaşılır ve akıcı bir film izlemesini sağlayan Demiray, eleştirilere konu olsa da, bolca kullandığı küfürlerle de aslında halihazırda yaşadığımız sokağın profilini de çizmiş oluyor. Oldukça düşük bir bütçeyle ve imece usulüyle çekilen filmde iki çocuk sahibi kapıcı Salim hala şiir yazacak derecede sevdiği eşi Türkan’a daha iyi bir hayat sağlamak için apartmanda oturan haber kameramanı Korcan’la birlikte bir sahtekarlık planlar. Salim’in ‘başrolünde’ olduğu sahte aksiyon haberleri çekip televizyona gerçek diye yutturup kazanacakları paraları kırışacaklardır. Plan tutar, iş büyümeye başlar. Salim bakkalda hırsız, sokakta kapkaççı olur, Korcan da çekip çekip satar. Ancak Türkan’ın hamile kalması ve dikkatli bir kanal yöneticisi hayatın akışını bozmaya başlar.
Korcan en büyük korkusu olan yalnızlık içine çekilmezliklerle dolu bir yaşamda ısrar ederken Salih ise içinde yaşattığı yalnızlığın esiri olmuştur. Korcan’la hazırladıkları dümenin anlaşılması üzerine planları suya düşen Salih, binaya doğal gaz bağlanmasıyla da işinden olur. Eşinin bakkal Adnan’la kaçması üzerine yıkım yaşayan Salih, hazırladığı planla kanallarda yüksek fiyatla alınacak bir sün hazırlar kendine. Öykünün yaralayıcı bir iklimde ilerlemesi sayesinde seyirciye filmden ziyade bir gerçekliği tattırma yöntemi deneyen yönetmen, kontrolden tamamen çıkan hayatın nasıl bir eziyete dönüşebildiğinin altını çiziyor.
Haksızlık ve terk edilme duygusunun dayanılmaz işkencesiyle yoğrulan karakterlerin ızdırap dolu yolculuğuyla seyirciyi derinden etkileyen Yönetmen Demiray, sinemanın büyülü atmosferiyle herkesin kıyısından köşesinden geçtiği bir öyküyü sürükleyici bir dille sanatseverlere ulaştırıyor.(İsmail Yıldız, www.hikayeler.net 16.10.2009)