YAĞMURDAN SONRA (2008)
Senaryo ve Yönetmen: Görkem Turgut, Müzik:
Cahit BerkayGamze Emiroğlu, Görüntü Yönetmeni: Ümit Ardabak,
Yapım: Uzman Filmcilik/ Kadir Turgut, Ferit Turgut Eser: Osman Şahin,
Sanat Yönetmeni: Koray Fındıkçıoğlu, Yapım Yönetmeni: Fikret
Ertuğrul, Yapım Asistanları: Resul Hakverdi, Gamze Emiroğlu,
Hüseyin Soylu, Kostüm Seden Tunçer, Kameraman: Volkan Ardabak, Kamera
Asistanı: Barış Sengelli, Hakan Gencan, Yönetmen Yardımcıları: Filiz
Özkan, Nursel Doğan, Ekin Turgut, Senem Yılgör, Sanat Asistanları: Yalçın Alagöz,
Seden Tuncer, Yasemin Çetik, Panther Operatörü : Ersin Karaman,
Negatif Kurgu: Kadir Burç, Renk Düzenleme Tolga Girici, Işık Şefi:
Metin Devrim, Işık Asistanları: Müslüm Şeker, Okan Aslan, Uğur
Karahan, Uğur Ekinci, Set Ekibi: Tarık Karakulak, Murat Cankoç, Ferdi
Saraç, Sanat Asistanı: Yasemin Erakalın, Ses Teknisyeni: Emrah
Yıldırım , Boom Operatörü: Görkem Barçın, DS Nitris: Sencer
Yalçın Makyöz: Gökçe Çulcu, Asistan: Seda Atik, Kuaför:
Ahmet Karasu, Doğan Özdemir, Stüdyo Koordinatörü: Serkan Üstün, Negatif
Film Yıkama: Özkan Sevinç, Film Yıkama: Arif Şengül, Kadir Burç,
Rıdvan Kara, Tayfun Yüksek, Ali Kılınç, Renk Düzeltme: Uğur Orbay,
Film Baskı: Uğur Orbay, İlker Şen, Şafak Deveci, Bülent Şahin,
Oyuncular: Serhan Yavaş
(Nuri)), Pelin Batu (Sumru), Turan Özdemir (Halim), Demir Karahan
(Kadir Çavuş), Nilgün Belgün (Madam Eleni), Umut Temiztaş (Cemil), Mustafa
Turan (Başgardiyan), Ahenk Demir (Yurdanur), Serhan Erberk (Metin), Başak
Koyuncuoğlu (Zekeriya), Güray Görkem (Tahsin), Ahmet Fırat (Tuncay), Uğurtan
Sayıner (Vladikov), Hale Akınlı (Evdoksia), Vehbi Arslan (İhsan), Demet İyigün
(Nilgün), Dora Çağlar (Taso), Mehmet Tokat (Suat), Köksal Damlıca (Necati),
Necdet Kökeş (İsmail), Metin Büktel, Beyza İpek (Kıvılcım)
Konu: 12 Eylül asker darbesinin hemen
ardından, fikirlerinden ötürü tutuklanan Nuri İlker (Serhan Yavaş) isimli
yazar, ülkenin o dönemde içinden geçtiği talihsiz ve 'hoyrat' günlerden
fazlasıyla nasibini almış, ağır işkenceli sorgularda kalmış ve pek çok kapalı
cezaevinde yıllarını geçirmek durumunda kalmıştır. Cezasını tamamlamasına 9
(dokuz) ay kala ise, 'iyi halinden' dolayı Gökçeada Yarı Açık Cezaevine sevk
edilmiştir. Bu durum, görünüşte onun için olumlu bir gelişme olsa da, Gökçeada
onun yaşamının son derece önemli bir yer olacaktır.
Cezaevinin 'yarı açık' yapısı nedeniyle
alışmadığı kadar farklı bir yaşama başlayan Nuri, kısa zamanda bu yeni duruma
ayak uydurmaya başlasa da, cezaevinin siyasal olarak karşıt görüşlü müdürü
Halim Özay (Turan Özdemir) ile ilk anlardan itibaren başlayan gerginlik,
öykünün sonunda onu nasıl bir yol itecektir. Ancak bu yol, onun tek başına
yürüyeceği bir yol değildir. Zira yaşamında belki de ilk kez tattığı bir
duyguyla, üzüm bağlarındaki çalışmalar sırasında tanışıp aşık olduğu Sumru Özay
(Pelin Batu) da ona eşlik edecektir!
Halim ile yaklaşık 8 (sekiz) yıldır evli
olan Sumru'nun dramı da Nuri'ninkine benzeştir. Çünkü Sumru hiçbir zaman
kocasını sevememiş, onunla dünyaları ve fikirleri ile yaşamı yorumlayışları hep
apayrı olmuştur. Aralarındaki yaş farkı ve bir de bunun üzerine, Halim'in
iktidarsızlığı ile çocuksuz kalışları eklenince evlilik Sumru için bir
'angarya' olmuşken, Halim'in durumu ise farklıdır.
Zira Halim ilk günden beri Sumru'ya
tutkuyla bağlı ve ama ona hiçbir zaman erişememenin acısını yaşamaktadır.
Mesleği gereği yaşamında, etrafındaki herkesin ona biat etmesine alışmış olan
Halim, Sumru'ya giden yolu ise bir türlü keşfedememiştir. Geçen uzun yıllar
içinde Sumru onun için tam bir 'zaaf' haline gelmiş, artık Sumru'yu 'keşif'
umudu çok kuvvetli biçimde değildir. Ancak yine de Sumru'nun yakınlarında
olması, resmi bir bağ ile ona bağlı olması onu yaşama bağlayan tek gerçektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder