Powered By Blogger

5 Kasım 2015 Perşembe

SOKAKTA KAN VARDI (1965)

Senaryo ve Yönetmen:Vedat Türkali
Görüntü Yönetmeni:Mahmut Demir
Yapım:Sibel Film / Müfit İlkiz


Oyuncular: Yılmaz Güney (Turgut) Esen Püsküllü (Gülsen), Tülin Elgin (Beyhan), Tuncel Kurtiz, Tunç Oral (Sedat), Mümtaz Ener (Mümtaz), Necdet Çağlar (Necdet), Ayla Oranlı (Birsaen), Hilal Esen (Aysel), Handan Adalı, Memduh Alpar, Zeki Sezer (Mehmet Ali)


Konu: Turgut (Yılmaz Güney), Altın Kalem Yarışmasını kazan ümlü bir gazetecidir. Medta patronlarından Akşam Gazetesi dsahibi Mümtaz’ın (Mümtaz Ener) kızı Beyhan’la (Tülin Elgin) evlidir ve bir de kızı vardır. Beyhan sosyetik bir kadındır. Evinde poker partileri düzenler. Kendisine ve kızına olan ilgisizliği nedeniyle tedirgindir Turgut. 


Bir gün gazeteye okuyucularından Gülsen (Esen Püsküllü) gelir. Bir şirkette sekreter olarak çalışan Gülsen'in kız kardeşi Birsen (Ayla Oranlı) kayıptır. Turgut'tan yardım ister. Birsen, kapı komşusu Aysel'le (Hilal Esen) birlikte evden çıkıp bir daha geri dönmemiştir. Turgut, yardımcı olacaktır. Birlikte harekete geçerler. Ve Gülsen, kız kardeşinin arkadaşı Aysel'in izini bulur. Aysel, kiralık bir kız olarak çalışmaktadır. Gülsen, Aysel'den tüm acı gerçeği öğrenir. Birsen, yakışıklı bir genç olan Sedat (Tunç Oral) tarafından evlenme vaadiyle iğfal edilip fuhuş şebekesinin eline düşürülmüştür. Bu kirli yaşamdaki takma adı da Lale'dir Birsen'in...


Turgut'la Gülsen, Birsen ve Erol takma adlı Sedat'ı bulmak için ayrı ayrı Mehtap Oteli'ne giderler. Fuhuş merkezi olan otel, polis korkusuyla kapatılmıştır. Kapıda, şebekenin adamlarıyla karşılaşan Gülsen: saldırıya uğrar. Turgut, Gülsen'i kurtarmak için araya girer ancak saldırganlarla başa çıkamaz. Kolları tutulan Turgut, şefleri Necdet (Necdet Çağlar) tarafından öldüresiye dövülür. Gülsen, yaralı olarak Turgut’u evine götürdüğünde, karısı Beyhan yine kumar masası başındadır.


Olaydan sonra Beyhan, babasına Turgut’u şikayet eder. Kocasının Gülsen'le ilişkisi vardır. Her yerde parmağı olan gazete patronu Mümtaz, Gülsen'i Turgut'tan uzaklaştırmak için çalıştığı şirketin müdürü Mehmet Ali'ye (Zeki Sezer) telefon eder. Müdür, kızı Mersin şubesine göndermek ister. Gülsen karşı çıkar ve işten ayrılır.

Kocası Turgut'la arası açık olan Beyhan'ın evinde düzenlediği partide Sedat da vardır. Beyhan'a kur yapar. Amacı onu elde etmektir. Turgut, karısının bu ilişkisi üzerine eşyalarını toplayıp evi terk eder. Boşanacaklardır. Medya patronu kayınpederi Mümtaz, gazete yönetimine emir verir. Ancak Turgut'un yazıları gazetesinde yayınlanmayacaktır. Bir tartışma sırasında Turgut dayanamaz, elde ettiği bir tomar fotoğrafı Mümtaz'ın önüne atar. Yaşlı medya patronunun, kızı yaşındaki Birsen'le yatakta çekilmiş fotoğraflarıdır bunlar. Mümtaz'ın foyası ortaya çıkmıştır. O da fuhuş şebekesiyle sapık ilişkiler içindedir. Gülsen'in hasta yatağındaki babası, kayıp kızı Birsen'i Manisa'daki yakınlarının yanında sanarak ölür.


Gülsen, babasının üzülmemesi için bu yalanları uydurmuştur. Turgut cenaze töreninden sonra Beyhan'a gidip kızı Zeynep'i alır, Gülsen'le buluştuklarında önlerine Necdet ve adamları çıkar. Küçük Zeynep'i kaçırmaktır amaçları. Turgut dövüşürken Gülsen, Zeynep'e sahip çıkar. Bu kez öldüresiye dayak yiyen Necdet'tir, Turgut, intikamını almıştır. Necdet korku içindedir. Fuhuş şebekesinin asıl patronu olan Mansur'a gidip, yurt dışına kaçmak için para ve pasaport temin etmesini ister, Ardından Turgut da Mansur'a telefon açar. Evinin yakınında Gülsen'le birlikte beklemekledir. Birsen'i he-men göndermezce, elindeki tüm belgeleri polise teslim edecektir. Birsen, seks partisinin düzenlendiği evde sarhoştur. Medya patronu da oradadır. Birsen, terasa çıkıp kendini boşluğa bırakır, Caddede cansız yatan Birsen'in cesediyle karşılaşan Turgut arabasına döndüğünde Gülsen, biriken kalabalığın nedenini sorar. Genç adam, "Trafik kazası, gidelim," deyip kızı Zeynep'le Gülsen'e sarılır. Ve uzaklaşırlar..”Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


► Yazar ve romancı Vedat Türkali'nin ilk yönetmenlik denemesi. Kurgu işlemi yapılmadan film, yapımcısı tarafından kısaltıldı. Vedat Türkali'ye güre, "film tanınmaz hale geldi (Bknz: Agâh Özgüç, "Bir Suçlu Aranıyor", Akşam, 26 Mart 1966),"
Ayrıca, Vedat Türkali'nin Nezih Coş, Engin Ayça ve Abdullah Anlar’ın yaptığı açıklama şöyledir:


"Filmi tam istediğim gibi çekemedim. Prodüktörlerle birbirimize girdik. Başroldeki Yılmaz Güney’in o günlerde 50 bin lira alırken benim hatırım için 20 bin liraya oynamıştı. Birçok sahneyi bana çektirmediler. Benden habersiz filmi kesip biçtiler, kesilecek yerleri kesmeyip, kesilmeyecek yerleri kestiler. Dublajını da kendileri yaptılar. Filmde benim yapmak istediğim çok az şey kaldı (bkz, "Vedat Türkali'yle konuşma", Yedinci Sanat, Sayı: 16, Haziran 1974).


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder