Powered By Blogger

14 Nisan 2018 Cumartesi

HEDEFTEKİ ADAM (1977)


Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: Recep Filiz
Foto Direktörü: Salih Dikişçi
Yapım: Barlık Film/Necdet Barlık

Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: Ahmet Kuru, Ziya Uçak, Recep Çakmak, Sesleri Alan: Feridun Kınay, Ses Teknisyen Asistanı: Şakir Ozan, Barlık Film Işık Servisi, Şef: Ergun Şimşek, Prodüksiyon Yönetmeni: Ali Ramazanoğlu, Reji Asistanı: Adem Ayral, (İpek Film Stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Tamer Yiğit, Zerrin Doğan, Eşref Kolçak, Erol Taş, Turgut Özatay, Tarık Şimşek, Tevhid Bilge, Nilgün Ceylan, Oktar Durukan, Mehmet Yağmur, İbrahim Uğurlu, İhsan Gedik, Enginm Ere, Vural, Yusuf Çetin, Yılmaz Kurt, Mustafa Doğan, Muhteşem Er,

Konu: Film, bir çetenin çökertilmesini konu edinir. Eski çete üyesi Kenan, taşıdığı evrakları ele geçirmek isteyen Nusret tarafından vurulur. Öldü zannedilerek bırakılan Kenan’ı polisler kurtarır. Komiser Halit, Kenan ile birlikte hareket ederek çetenin içyapısını çözmek istemektedir. Kenan’ı bırakarak uzaktan takip etmeye başlar. Kenan bir yandan kendisini öldürmeye çalışanları diğer yandan da çetenin en üstündeki kişiyi bulmaya çalışacaktır. (Aslan Erdem)

HAYATA DÖNÜŞ (1977)


Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: Yücel Kiraz
Foto Direktörü: Salih Dikişçi
Yapım: Barlık Film/Necdet Erdur

Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: Ahmet Kuru, Ziya Uçak, Recep Çakmak, Senkron: Bayram Türkkan, Negatif Montaj: Mustafa Karataş, Sesleri Alan: Feridun Kınay, Ses Teknisyen Asiistanı: Şakir Ozan, Prodüksiyon Yönetmeni: Ali Ramazanoğlu, Reji Asistanı: Erol Erdoğan, Kamera Asistanı: Bedii Ener, (İpek Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Tanju Korel, Emel Aydan, Necla Fide, Turgut Özatay, İbrahim Uğurlu, Tarık Şimşek, Nazan Selvi, Banu Meral, Yüksel Gözen, Tevfik Şen, Oktar Durukan, Kadir Kök, Murat Tok

Konu: Eski bir mafya üyesi hapisten çıkınca sakin bir hayat sürmeye başlar. Eski patronu çağırır ama gitmez. Aşık olduğu bir kız vardır ve parasızlık yüzün-den evlnemez. Para bulup evlenmek için son bir iş daha yapmak için patro-nuna gider.

İBO İLE GÜLLÜŞAH (1977)


Senaryo ve Yönetmen: Atıf Yılmaz
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Yapım: Gülşah Film/Selim Soydan

Yardımcıları: Deniz Türkali, İhsan Bilsev, Müzik: Arif Sağ, Yönetmen Yardımcısı; Turgut Çeviker, Kamera Yardımcısı: Soner Saygılı, Seslendirme Yönetmeni: Levent Dönmez, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Ses-lendiren: Necip Sarıcaoğlu, Yardımcısı: Erkan Esenboğa, Kurgu: İsmail kalkan, Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Kâzım Çakırman, Laboratuvar: İsmet Tomaçgil, Kayrettin Çakmak, Mahmut Doğan, Hüseyin Bulut, Çevre Düzeni: Bedri Uğur, Yusuf Avcı, Mehmet Söğüt, Abdullah Menay, Aydınlatma Yönetmeni: İsmet Yurtçu, Yardımcılar: Abdullah Baştuğ, Yavuz Topuz, Yapım Yönetmeni: Ahmet Akdoğan, Ziya Ilgaz, Sanat Yönetmeni: Kezban Batıbeki, (Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Gülşah Soydan, Kemal Sunal, Ayşen Gruda, Bilge Zobu, Ali Şen, Celile Toyon, Muadelet Tibet, Deniz Türkali, Halit Güngör, Madelet Tibet, İhsan Bilsev, Şeref Çokşeker, Osman Alyanak, Mahmure Handan,

Konu: Küçük Güllüşah’ın (Gülşah Soy-dan) annesi ölmüştür ve Kendisine ba-kan sert yapılı mürebbiyelerden de sıkıl-mıştır. Bu sırada başlık parası için İstan-bul’a gelen ve eşeğiyle sokaklarda dola-şan İbo (Kemal Sunal) ile tanışır. Güllüşah İbonun peşine takılır, fakat olay küçük kızın kaçırıldığı şeklinde yansıyınca ortalık karışır...




HATASIZ KUL OLMAZ (1977)


Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Erman Film/Hürrem Erman

Müzik Direktörü: Orhan Gencebay, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Senkron-Montaj: İsmail Kalkan, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Laboratuvar: İsmet Tomaçgil, Hayrettin Çakmak, Kamil Kutay, Mahmut Doğan, Set Ekibi: Erdil Demirbağ, Kadir Yılmaz, Cengiz Ökten, Mansur Kırık, Asistan-lar: Ali Güven, Hasan Tulgar, Işık Şefi: Ömer Ekmekçi, Prodüksiyon Amiri: Selahattin Koca, Asistan Rejisör: Zafer Par, (Yeni Stüdyo’da seslendirilmiş ve renklendirilmiştir.)

Oyuncular: Orhan Gencebay, Fatma Gerik, Kadir Savun, Hülya Tuğlu, Yıldırım Gencer, Süleyman Turan, Osman F. Seden, İbrahim Uğurlu, Hikmet Taşdemir, İhsan Gedik, Ata Saka, Demircan Türkdoğan, Turgut Savaş, Tevfik Şen, Muammer Gözalan, Orhan Çoban, Çocuk Yıldızlar: Arzu Katıkaya, Serkan Değirmenci

Konu: Küçük motorlarda kaptanlık yapan Orhan (O,Gencebay), bir gün gittiği pavyonda tanıdığı Cennet (F.Girik) adlı konsomatris kadın a aşık olur. Cennet, kocası öldüğü için genç yaşta dul kalmış, küçük kızı Nermin'e (A.Kıtkaya) bakabilmek için bu işe başlamıştır. Orhan onun iyi yürekliliği karşısında çok etkilenmiş ve onunla evlenmeye karar vermiştir. Kısa zamanda Cennet ile evlenen Orhan onu ve küçük kızını da yanına alarak kasabasına geri döner. Orhan işlerini burada da sürdürmektedir. Fakat Hikmet (Y.Gencer) adlı bir başka taşımacı ile rekabet içine girmiştir. Hikmet deniz taşımacılığında kendisini rakipsiz gördüğü için Orhan ile kısa zamanda kavgaya tutuşacaktır. Onu yıpratmak için karısı Cennet'in geçmişini tüm kasabaya duyurur. Durum böyle olunca hiç kimse Orhan ile çalışmak istemez. Hatta Hikmet tarafından doldurulan kasabalılar Cennet'i linç etmeye bile kalkarlar. Bu arada küçük Nermin bir kazada Hikmet ve adamları yüzünden ölür. Artık Orhan ve Cennet kasabayı terk etmeye karar vermiştir. Orhan ayrılmadan intikamını alacak ve tüm kasabalı onun yanında olacaktır. “Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”

HAKANLAR ÇARPIŞIYOR (1977)


Yönetmen: Natuk Baytan
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün

Yönetmen Asistanı: Zafer Par, Set Ekibi: Erdil Demirbağ, Halil Dede, Kadir Yılmaz, Bedri Uğur, Seslendi-ren: Tuncer Aydınoğu, Işık Şefi: Ömer Ekmekçi, Kostüm: Niyazi Er, Makyör: Cemal Gonca, Montaj-Senkron: Özdemir Arıtan, Prodüksiyon Müdürü: Adnan Uygur, (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmış ve renklendirilmiştir.)

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Olcayto, Halit, Akkaya (Tengin Han, Hüseyin Peyda (Şeyh Malik, Turgut Özatay (Tunkay), Reha Yurdakul (Celme Noyan), Hikmet Taşdemir (Cabir), Sü-heyl Eğriboz (Kim-Yu), Necdet Kökeş (Çakır), Doğan Tamer, Ayçın Tansel, Muzaffer Cıvan (Moğol), Cemal Gonca (Şen-Kim), Niyazi Er (Tağmaç Beyi), Mehmet Uğur (Çinli), Yılmaz Kurt (Çinli), Kadir Kök (Çinli), Mustafa Doğan, Sön-mez Yıkılmaz (Dövüşçü), Levent Çakır (Sungur), Çocuk Yıldız: Arseven Gümüş (Olcayto)

Konu: Türkistan'ın ücra köşelerinden birinde bir çocuk dünyaya gelir. İsmini Tegin koyarlar. Tegin, gelecekte Türkle-rin hakanı olacaktır. Türkistan diyarının başka bir yerinde de diğer kahraman çocuk doğmaktadır; Olcayto. Türklerin Ergenekon’dan çıkşını kutlandığı bir bayram esnasında, Olcayto'nun ailesi düşman baskınına uğrar. Olcayto, tüm ailesini kaybeder. Öksüz ve büyüyen Olcayto'nun intikam ateşi de onunla beraber büyür. Şartlar, Olcayto ve Tegin'i karşı karşıya getirir.

HAİN (1977)


Yönetmen: Yücel Hekimoğlu
Senaryo: Yavuz Işıklar
Foto Direktörü: Salih Dikişçi
Yapım: Yavuz Film/Yavuz Işıklar

Prodüksiyon Amiri: Fikret Ertuğrul, Kunt Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır

Oyuncular: Salih Kırmızı, Bulut Aras, Necla Fide, Tugay Toksöz, Eşref Kolçak, Meral Deniz, Sami Tunç, Tevhit Bilge, İlyas İnan, Eşref Kolçak, Tevhid Bilgei Renan Fosforoğlu, İhsan Gedik, Kudret Karadağ,

Konu: Film, Haydar’ın öldürmesi ile ilgili soruşturmayı konu edinir. Zengin bir adam olan Haydar kendi mekânında öldürülür. Haydar’ın en yakın adamı Rıfat, o an orada olduğu için tutuklanır. Cinayeti soruşturmakla görevlendirilen Ethem’in görevi kabul etmek için tek şartı, Ömer ve Saffet ile birlikte çalışmaktır. Görevden ihraç edilmiş bir alkolik olan Saffet, Haydar’ın en yakın arkadaşlarından biridir. Soruşturma sürerken Haydar’ın sekreteri Nezihe’nin olaya tanık olduğu ortaya çıkar. Fakat Nezihe, ağabeyi Engerek Mahmut’un baskısı ile susturulur. Soruşturmayı yürüten ekibin, Nezihe’yi Osmaniye’den alarak İstanbul’a mahkemeye getirmesi gerekmektedir. (Aslan Erdem)

HABABAM SINIFI TATiLDE (1977)



Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo: Sadık Şendil
Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay
Müzik: Melih Kibar
Yapım: Arzu Film/Nahit Ataman

Oyuncular: Kemal Sunal (İnek şaban), Adile Naşit (Hafize Ana), Şener Şen (Body Ekrem), Münir Özkul (Kel Mah-mut), Ayşen Gruda (Ayşe), Sevda Aktolga (Sevda), Avni yalçın (Avni),Halit Akçatepe (Güdük nemci), Feridun Şavlı Domdom), Ahmet Arıman (Hayta İsmail), Muharrem Gürses (Müdür), Teoman Ayık (Öğrenci), Filiz Bozkurt (Filiz), Sevtap Erdemli (Sevtap), Ergin Orbey (Hüseyin Şevki Topuz), Cem Gürtap (Tulum Hayri), Ertuğrul Bilda, Talat Dumanlı, Hayri karabey, Sıtkı Akçatepe, Tayfun Akalın,

Konu: Okul müdürü, daha fazla para kazanabileceğini düşünerek, Çamlıca Lisesi ne yeni gelen kız öğrencileri kabul eder. Bu 4 kız, Hababam Sınıfı’na gönderilir. Ancak, kısa zamanda Hababam Sınıfı’nın haylazlıklarına uyum sağlayan kızlar, erkeklere karşı bir savaş başlatır. Sürekli erkeklerin tuzaklarına düşen kızlar, başlarına geleceklerini önceden öğrenebilmek için erkekler arasında bir ajan aramaya başlar. Okuldan kaçmak için izcilik bahanesiyle Body Ekrem’i kandıran öğrenciler, maç dönüşü karşılarında Mahmut Hoca yı bulur. Mahmut Hoca’nın cezası ise öğrencilerin bir izcilik kampına gitmesidir.





GÜNEŞLi BATAKLIK (1977)


Yönetmen: Süreyya Duru
Eser ve Senaryo: Vedat Türkali
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: Murat Film / Süreyya Duru

Yardımcı Yönetmen: Erkan Işıklar, Erhan Sökmen, Kamera Asistanı: Suha Kapkı, Işık: Recep Biçer, Ali S. Yaşar, Set Amiri: Sonay Kanat, Set: Şeref Yılmaz, Selim Acar, Cengiz Özkan, Prodüksiyon Amiri: Stephan Melikyan, Efek ve Dublaj: Sudi Yılmaz, Montaj: Veli Akbaşlı, Sesleri Alan: Erol Saylınbay, Senkron: Celal Köse, Negatif Montaj: Kenan Kaçamak, Ses Montaj: Ali Dilek, Müzik: Hurşit Yedigün, Stüdyo: Şad Yapım,  (Lâle Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular : Hakan Balamir, Semra Özdemir, Aytaç Arman, Ali Cağaloğlu, İhsan Yüce, Zülfikar Divani, Sonya Yıldızoğlu, Kayhan Yıldızoğlu, Enver Orhan, Sırrı Elitaş, Salih Kalyon, Menderes Samancılar, Mesut Sürmeli, Rıza Tüzün , Kadri Ögelman,, Hakkı Kıvanç, Mesut Sürmeli, Dündar Aydınlı, Engin Vural, Reşit Çıldam, Muhteşem Durukan, Saadet Gürses, Sabahat Işık, Sata Saka, Akif Çapkın, Çetin Başaran, Cevat Balıkçı,

Not: Fabrika çevresinde tozlulukların çöküntüsü ve işçi direnişlerini anlatan sendikal bir yapıya sahip olduğundan yasaklanıp Danıştay kararı çıkıncaya kadar gösterimden kaldırıldı.

Konu: Piyasaya egemen olan büyük sermaye, holding'lerin amansız savaşı, kardeşleri bile birbirinden ayıran büyük çıkar çekişmeleri.. Ağabeyi Mahmut'-tan fabrikayı devralan Cemal Tek, baş-ka bir rakip şirketin başındaki Kerami beyle çekişiyor. Cemal, sermayenin amansız, insafsız, ödünsüz bir temsilcisi, çağdışı bir sermayeci. Kapısına gelen işçi temsilcilerini köpek gibi kovan. Sendikal hakları vermeye yanaşmayan, sendika önderlerine karşı kiralık katillerle, bozguncularla savaşım veren biri.

► "Güneşli Bataklık" 1977’de yapılıp bitmiş bir film. 1979 ortalarına doğru gösterime çıkabildiyse, Türk sinema piyasası gibi küçük sermayeye dayalı, yatırdığını hemen geri almak zorunda olan bir piyasada bunun ne denli Çizgi dışı bir olay olduğu kavranabilir. Sansür engelini güçlülükle aştıktan sonra bu kez "sinemacı sansürüne" uğrayan filmi, sonunda görebiliyoruz. 'Güneşli Bataklık", 2 yönde gelişen bir film ... Ne var ki bu 2 yönün birbiriyle olan açık diyalektik bağlantısı, filme bütünlük kazandırıyor.

Bir yandan Türk büyük burjuvazisi anlatılıyor. Buna karşılık, işçi kesimi var, filmin ikinci yönünü oluşturan Sınıfsal savaşımını sürdüren, içlerindeki bozguncuları susturmaya çalışan, bilinçsizlerin ve yarı bilinçlilerin yavaş yavaş da olsa bilince kavuştukları emekciler ... ... Bu iki kesim arasına bir de birkaç küçük burjuvazi temsilcisi yerleştirilmiş. Yoksul, küçük bir çevreden gelip yükselmek için her türlü ahlak değerini bir yana atarak Cemal beyin uşağı olan sırası geldiğinde kurnazlık etmeye davrandığı zaman ise büyük burjuvazinin geleneksel kaşarlanmışlığı karşısında yenik düşen muhasebeci Salih ... Salih'e olan körü körüne aşkı yüzünden yanlış adımlar atan, mahvolmanın eşiğine gelen, ama son anda toplumsal savaşımdaki gerçek yerini bulan sekreter Zehra. "Güneşli Bataklık", tüm bu kesimler arasındaki güncel, gerçek çatışmayı, karmaşık ilişkileri bir ölçüde basitleştirerek, şematize ederek vermeye çalışan bir film... Vedat Türkali’nin senaryosu ve Süreyya Duru'nun sineması, bu ilişkilerden burjuvazininkileri verirken melodrama düşmekten kaçınmıyor, Kirli ilişkileriy-le, hırslarıyla, uygar davranışIarın ardındaki vahşetle burjuvazinin yaşamı aslında ne denli melodrama yatkındır zaten ... Bu nedenle, filmin bu melodram kokusu, ele aldığı çevreyle bağıntısı açısından yadırganmıyor. Bir tür Fransız ve İtalyan sinemasını (sözgelimi "Ahlaksız"ı) çok anımsatan bir tat kazanıyor film ... İşçi kesimiyle ilgili bölümlerde ise,

"Gümüşhaneli"nin, seyirciye çok içten gelen davranışlarından bölgesellikle ilgili şakalar başka bir sıcaklık, başka bir üslup sarıveriyor filmi... Tüm bunların ardında ise film, günümüz Türkiye'sindeki şiddet olaylarına, kitle üstüne, emekçiler üstüne ateş açma olaylarına ilginç bir yorum getiriyor, bu olayların "sağ örgütler", "sol örgütler" gibi kolay nitelemelerle açıklanamayacağını, bunların ardında çokluk büyük sermayenin kışkırtıcı rolü olduğunu sağlıyor. Türkiye'deki şiddet olaylarına biraz basitleştirilmiş, sinemanın çoğu zaman gerekli kıldığı biçimde şematize edilmiş olarak bakan bu film, en azından bu olaylar üstüne temelde doğru ve ilerici bir açıdan bakan çok sayılı Türk filminden biri olmak onurunu kazanıyor. "Güneşli Bataklık" sonuç olarak Türk politik sineması tarihinde yer alacak olan ilginç ve önemli bir yapım... İlerici kesimin desteklemesi, görmesi, tanıması gerekli filmlerden biri... Oyuncu kadrosu içinde özellikle Aytaç Arman ve Ali Cağaloğlu'nun oyunlan bize çok başarılı gözüktü. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 178”

GÜNEŞ NE ZAMAN DOĞACAK (1977)


Yönetmen: Mehmet Kılıç
Senaryo: Tufan Gürer
Görüntü Yönetmeni: Abdullah Gürek
Yapım: Orhan Film/Mehmet Kılıç

Teknik Danışman: T. Fikret Uçak, Yönetmen yardımcısı: Ali Orhan Dağdelen, İsmail Güneş,

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Oya Aydoğan, Turgut Özatay, Aydemir Ak-baş, Baki Tamer

Konu: Film sosyalist bir ülkede yapılan baskılara dayanamayan iki türkün hika-yesini anlatır. Bunlardan biri olan Alp Giray (Baki Tamer) Türkiye' ye kaçmak için yıllarca kendi kimliğini gizlemiş ve düzen içinde yükselerek iyi bir mevki sahibi olmuş fırsat bulduğunda yanına Yavuzu da (Cüneyt Arkın) alarak Türkiye’ye sığınmıştır ancak kaçtıkları ülke peşlerini bırakmamış onlara rahat vermemiştir. Bir kovalamaca sırasında Alg Giray yaralanarak ölür bu sayede Yavuz Türk polisine teslim olur ve sınır dışı edilerek sosyalist ülkeye iade edilirken söz konusu ülke tarafından öldürülür... Film sosyalist ülkeye iade edilirken öldürülen 150 Türk anısına ithaf edilmiştir... (www.cuneytarkin.com)

GÜLEN GÖZLER (1977)


Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo: Sadık Şendil
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Müzik: Melih Kibar
Yapım: Arzu Film/Ertem Eğilmez

Oyuncular: Münir Özkul, Adile Naşit, Müjde Ar, Mahmut Hekimoğlu, Ahmet Sezerel, Itır Esen, Halit Akçatepe, Ayşen Gruda, Sevda Aktolga, Şener Şen, Nejat Gürçen, Ahmet Arıman, Tuncay Akça, İhsan Yüce, Talat Dumanlı, Şevket Altuğ,

Konu: Nezaket Hanim ve kocası, hep erkek çocuk olacak umuduyla dört çocuk yaparlar. Ama hepsi de kız olur. İsmet, Fikret, Nedret ve Hikmet kardeşler genç kızlık dönemlerindedir ve evlilik hayalleri kurmaktadırlar. İsmet'le, Nedret, erkek arkadaşlarını babalarına zengin biriymiş gibi tanıtır. Ancak, onların maddi durumları pek de iyi değildir. Kızlarının mürüvvetini görmek isteyen Nezaket Hanım, evi ipotek ederek kızlarının düğünü için borç alır. Bu arada Fikret'le, Vecihi arasında da büyük bir aşk yaşanmaktadır. Aile, parayı ödeyebilmek için sabun üretmeye çalışırlar. Ancak işler istedikleri gibi gitmez. Kısacası, beş kızı olan bir marangoz ustasının gül-dürüsü…

Gülen Gözler", arka arkaya çekilen "Bizim Aile" ve "Neşeli Günler" ile bir bütün sayılır ve hep birlikte anılır. Ne de olsa üçü de Arzu Film yapımıdır, üçünün de senaryosunu Sadık Şendil yazmıştır, oyuncu kadrosu hemen hemen aynıdır ve en önemlisi de, Münir Özkul kalabalık bir ailenin sorunlarla boğuşan fakir ama gururlu babasını canlandırır üç filmde de. Peki "Gülen Gözler"in farkı nedir diğer aile komedilerinden? Bu sorunun en basit cevabı kesinlikle Vecihi karakterin-de gizli. Adını zikrettiğimiz diğer filmlerde de rol alan Şener Şen, "Gülen Gözler"de öyle bir kahramana hayat vermiştir ki, adeta "Hababam Sınıfı"nın Badi Ekrem'ini bile sollayıp gitmiştir tek bir filmle, ismi gibi ender bulunan bir karakter olan Vecihi, film boyunca Yaşar Usta'nm kızı Fikret'i (Ayşen Gruda) ister sürekli. Evin tepesinden uçakla süzülüp pencereden gül atacak kadar cüretkâr Vecihi'nin kız isteme numaralarından biri, Arzu Film ekolünün alameti farikalarındandır. Fikret'in kardeşinin düğününde sahneye fırlar; iskender Doğan'm Kan ve Gül şarkısını söyleyerek "istiyorum, veriyor musun?" diye sorar Yaşar Usta-ya... "Gülen Gözler"in bir başka unutulmaz sahnesi de çatı katında üretilen sabun tozunun yağmurda köpürüp evi kapladığı bölüm. Bunca kahkahanın ardından finale doğru seyirciyi hüzün-lendirmeyi ihmal etmez film ve 'baba evin direğidir' görüşünün altını kalın harflerle çizer sonunda. Her şeye rağ-men filmde Adile Naşit'in canlandırdığı annenin, Yaşar Usta'yı parmağında oynattığını görürüz; tabii birbirinden cevval 5 kızı ile işbirliği yaparak... Kızlardan güzelliğiyle öne çıkanı Müjde Ar canlandırır . "Hababam Sınıfı"nın o unutulmaz müziğini yaparak Arzu Film ekolüne katılan Melih Kibar, "Gülen Göz-ler"in de müziğine imza atınca, ortaya filmin ruhuna uygun, şenlikvari melodi-ler çıkar.

Filmin bu kadar sevilmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu ailenin saflığında, temizliğinde ve yer yer gerçekçi duruşunda yatar. Baba gururludur, para kazanamasa bile ne kendisinin ne de çocuklarının başının yere eğil-mesine izin vermez; anne kocasının sözünden çıkmaz gibi görünür ama gizliden gizliye evi o idare eder. Çocuklar ise her zaman bir aileye sahip olmanın kıymetinin bilincinde ve geleneklerine sadıktırlar. Yıllar sonra moda olan mahalle dizileri de işte bu ruhu yakala-yıp, insanımıza kaybettiği değerleri hatırlattığı için sevilmemiş miydi? Aile komedilerinin en güzel örneklerinden biri olan "Gülen Gözler", o kayıp ruhun sinemamızdaki en iyi temsillerinden biri aynı zamanda. (M.l.)SİNEMA “En İyi 100 Film”

GÜLÜNÜZ GÜLDÜRÜNÜZ (1977)


Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Kenan Kurt
Yapım: Gültekin Film/Sırrı Gültekin

Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: Ziya Uçak, Ahmet Kuru, Recep Çakmak, Montaj ve Senkron: Bayram Türkkan, Kamera Asistanı: Cem Volkan, Prodüktör Asistanı: Baki Pınar, Prodüktör Müdürü. Mus-tafa Oğuz, Asistan Rejisör: Erdoğan Avcı, Sesleri Alan: Şakir Özen, (İpek Film stüdyolarında  hazırlanmıştır )

Oyuncular: Neco (Nejat Tahir Özyılmaz), Gülistan Güzey, Nilgün Atılgan, Öztürk Serengil, Cevat Kurtuluş, Toto Karaca, Necdet Mahfi Ayral, Ali Sururi, Cemal Çolak, Fath Mühürdar, Jaklin Yürek, Zeki Duman, Mete İnselel, Gazanfer Özcan,, Oya Germen, Diler Daraç, Nuri Kırgeç, Handan Adalı, Nuri Sencer, Tevhid Bilge, Birtane Güngör, Altan Günbay, Baykal Kent,

Konu: Kendini iflas etmiş gibi gösteren milyoner bir fabrikatörle, fakir bir genç kızın öyküsü

GÖNÜL FERMAN DİNLEMEZ (1977)




Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Engin Temizer
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Karaca Kaan, Emel Aydan, Tarık Şimşek, Gündüz Akar, Tevhit Bilge, - Canan Candan - Ayşen Selvi

Konu: Köyden kente göçen delikanlı, bir çiftlikte iş bulur. Kısa bir süre sonra çalışanlardan bir bayanı tecavüzden kurtarır. Yakışıklı genç, çiftlik evinde birden popüler olur. Keyfi oldukça yerindedir.

GARİP (1977)


Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Hüsnü Cantürk
Foto Direktörü: Dinçer Önal
Yapım: Klüp Film/Hüsnü Cantürk

Oyuncular: Yıldıray Çınar, Suna Yıldızoğlu, Erol Taş, Oya Yurdakul, Ali Şen, Gülten Ceylan, Tarık Şimşek, Ni-zam Ergüden, Zeki Alpan,

Konu: Film, Garip’in âşık olduğu kıza kavuşmaya çalışmasını konu edinir. Garip, Rasim Ağa tarafından katledilen bir Yörük obasından sağ kalan tek kişidir. Bir ihtiyar tarafından büyütülen Garip, bağlama çalıp türkü söyleyen bir âşık olur. Garip, kendisini büyüten ihtiyarın ölüm döşeğinde gerçek ailesiyle ilgili verdiği bilginin peşine düşer. Amacı anne ve babasını öldürenlerden intikam almaktır. Bu sırada Süleyman Ağa’nın kızı Elif’i görür ve birbirlerine âşık olurlar. Fakat Elif, Rasim Ağa’nın oğlu Bilal ile nişanlıdır. Bir süre sonra Rasim Ağa’nın ailesinin katili olduğunu öğrenir. Artık hem sevdiğine kavuşmak hem de ailesinin intikamını almak için Rasim Ağa ve oğlunun karşısına çıkacaktır. (Aslan Erdem)

FIRTINA (1977)


Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Erdoğan Engin
Yapım: Akün Film /Hasan Gürkan, İrfan Ünal

Müzik: Noyar Demirci, Güfte: Fikret Şenez, Şarkı Harika Değirmenci, Işık Düzeni Erol Batıbeki, Işık Teknisyeni: İlyas Kürtün, Koray Hersek, Set Amiri: Cumali Cümgü, Set Teknisyenleri: Halil Dede, Necmettin Çoba-noğlu, Şeref Yılmaz, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu, Sistem: Flet Elektonik, Reji Asistanı: Şahin Gök, (Yeni Film stüdyosunda renklendirilmiş ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Kadir İnanır, Harika Değir-menci, Beyk İmanverdi, Güli Zengene, Diler Saraç, Nezihe Güler, Osman Alyanak, Ertuğrul Bilda, Ekrem Dümer, Mehmet Yağmur, Cevdet Arıkan

Konu: Film, ıssız adaya düşen dört kişinin yaşam mücadelesini konu edinir. Halil Kaptan ve Ahmet,  yeni aldıkları teknenin parasını çıkarabilmek amacıyla açık denizlerde ağ atmaktadır. Bu sırada bir enkaz parçasına tutunmuş Beyza’yı ve Nermin’i görüp teknelerine alırlar. Paris’e giderken düşen uçaktan yalnızca ikisi kurtulabilmiştir. Hemen karaya dönmek isteyen Beyza, Ahmet’i kandırarak tekneyi çalıştırır. Fakat gittikleri yerde büyük bir fırtına kopmak üzeredir. Bütün gece fırtınaya karşı mücadele eden teknedekiler sabah kendilerini ıssız bir adanın kıyısında bulur. Tekne, fırtınanın şiddetine dayanamayarak parçalanmıştır. Kurtarma ekiplerini beklemek dışında yapabilecekleri hiçbir şey yoktur. Bir süre sonra bu umudu da kaybedecek adada yeni bir hayat kuracaklardır. (Aslan Erdem)

FIRAT'IN CİNLERİ (1977)

Yönetmen: Korhan Yurtsever
Senaryo: İhsan Yüce (Osman Şahin'in Kırmızı Yel isimli öyküsünden uyarlama)
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Müzik: Cahit Berkay
Yapım : Korhan Film/Korhan Yurtaever

Oyuncular: Aytaç Arman, Betül Aşçıoğlu, Tugay Toksöz, Nurhan Nur, Menderes Samancı, İhsan Yüce, Mete Sezer

Konu: Güney Doğu Anadolu da toprak ağaları ile doğanın mücadele öyküsü.. Üst üste yaptığı güç doğumlar nedeni ile son doğumunda kanaması durmayan Yağda adında bir Doğu Anadolu kadının çok acılı çilesi, ağanın getirttiği cindarın öğütleri ile ağrıları dinmez; kanı durması için hayvan dışkısına oturtulan Yağda, mikrop kaparak kuduz olur. Fırat'tan geçen cinlerden köyü kurtarmak için, bir çula sarılan Yağda, Fırat'a atılır. Kocası tüm bunlara neden olan ağayı vurur. Ve karısının peşinden Fırat'a atlar.

Köyde uzun zamandır kuraklık vardır, ayrıca fareler ekine zarar vermekte . tarlaları delik deşik etmektedir. Maho Ağa farelerin dürülmesini ister, Feyzo ise bunun günah olduğunu söyler çünkü fareler ürün tanelerini yuvalarına saklayarak depo etmektedirler. Feyzo bunları (yuvaların yerlerini) işaretleyerek daha sonra ürünleri toplayarak kendine kışlık yapmayı düşünmektedir. Bir süre sonra ağa köye bir tarım memuru getirip. fare yuvalarını ilaçlandırır, fareler ilaçların etkisi ile ölürler. Feyzo tüfeğini ile tarım memurunun peşine düşer, niyeti korkutmaktır, ateş edilince memur Siverek'e döner . Köylüler gece fare yuvalarına koydukları işaretlerden kışlıklarını toplarken, Feyzo'nun yanına gelen Bilo onun işaretlerine de kendi sahip olmak ister, Feyzo kabul etmeyince yarısına razı olur. yine kabul etmez Bilo'yu kovalar, Bilo gidip tarım memurunun gidişinin nedenini ağaya anlatır. Meho Ağa tüfekle Feyzo'nun üzerine giderek iki kez eder ve yaralar, ateş eden Feyzo ise ağayı vurur, öldürür. “Orhan Ünser, Kelimelerden Görünteye”

15. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1– 8 Temmuz 1978)
► En iyi 3.film
► Cahit Berkay “En iyi zgün Müzik”

Jüri Üyeleri: Prof. Dr. Alim Şerif Onaran, Genco Erkal, Ahmet Gönen, Kami Suveren, Mevlüt Ekinci, Onat Kutlar, Osman Aydın, Ömer Kavur, Şanar Yurdatapan, Tan Oral, Vecdi Sayar.

* Genco’nun dramı karısı Yağda'ya Vakkos Ağa'nın da tutkun olmasında yatar. (Şaşırtıcı bir şeydir bu aslında: Yağda'nın bayağı büyümüş bir bebesi vardır. Ağa niye hala bu sevdadan vazgeçmemiştir ki?) Genco anası ve karısıy-la el kadar bir araziyi ekip-biçerek ekmeğini çıkarmağa çalışır. Ama ağa kararlıdır: Yağda onun olmalıdır. Onun için Genco’nun tarlasına el koymaya kalkar, karşı çıkan Genco'yu dövdürür, ekin deposunu ateşe verdirir. Diğer yandan ise Yağda'nın gebeliği, köy kadınlarının korkunç bilgisizliğiyle bir drama dönüşür: Akıl almaz yöntemlerle doğumu sözüm ona kolaylaştırmaya kalkarlar. Bebek doğar gerçi (Genco'yu mutlu kılan bir oğlandır bu) ama Yağda iyileşmez. Bilgi-sizlik . sürdürülür: Yağda kanayan yarasıyla köpek salyalarına bulanmış tezek ustüne oturtulur. ... Genç kadın kuduz mikrobu kaparak acı biçimde ölecek, bu ölüm, Genco'yu da köylüyü de silkeleyecek, bilinçlendirecek, Vakkas Ağa'nın ege-menliğinin sonunu getirecektir

Fırat'ın Cinleri", Türk köylüsünün; Doğu köylüsünün süre giden acısından, sefilli-ğinden, sömürülmüşlüğünden gelir, bir tokat gibi seyircinin yüzüne çarpar. Ezeli nehir Fırat'ın yoğun bıkkın, ilgisiz bakışları önünde yaşanan, inanılmaz denli korkunç bir tragedyadır. Genco, Yağda, Vakkas Ağa, başkişileri oluştururlar. Tragedyada tanrıların değiştirilemez istenci, filmde sosyo-ekonomik koşulların getirdiği bağlardır, ilişkilerdir, zincirlerdir. Tanrıların istenci denli zordur bazen; bu koşullara karşı çıkmak, bu zincirleri kırmak ... Ama olanaksız değildir'. Bilgisizlik, sömürü böylesine sürüp gidemez. Değişir, değişecektir, değişmelidir.
"Fırat'ın Cinleri" bazı sorulan, eleştirileri de getirebilir: Kişiler, gerçek birer boyuta kavuşamaz, şematik kalır filmde. Ekonomik planda belli bir bilinç taşıyan, ağanın haksızlıklarından; zulmünden, sömürüsünden ikide birde söz eden bir toplulukta, töresel planda ve insan sağlığı planın-da böylesine koyu bir bilgisizliğin sürüp gitmesi şaşırtıcıdır. İnanılır gözükmez. Ağa tipi ise cansız, yaşamsız kalmıştır: Özellikle sonda, zaten kendi içinde şematik kalan bir başkaldırıya karşı ağanın, Koskoca ağanın, düzenini kurmuş ve ustalıkla yürütmüş olan ağanın hiçbir tepki göstermesi ne kişisel, ne de örgütsel hiçbir karşı koyuşta bulunmayışı inandırıcı değildir.

Bu eksiklikler, filmi bir ölçüde zedeler, doğrudur. Ancak baştaki tanımlama-mızı yineleyelim: "Fırat'ın Cinleri" bir tokat filmdir, bir mesaj-filmdir. Zaten tam bir uzun-film değildir. bu, bir orta-metraj filmidir nerdeyse Ayrıca bir Osman Şahin öyküsünden alınmadır. Bekir Yıldız Osman Şahin gibi öykücülerin Özelliklerini taşıması doğaldır: Geniş bir panorama, bütüncül bir insan ve toplum panoraması çizmek, tüm ayrıntılarıyla bireyler canlandırmak yerine, belli bir sosyo-ekonomik koşullara sahip olan bir yöreyi ve onun insanları en etkileyici en vurucu birkaç olay ve davranış çerçevesi içinde vermeye yönelik bir anlayış. Bu açıdan, "Fırat'ın Cinleri" kuşkusuz bu anlayışa ve Osman Şahin'e olağanüstü bağlılık gösteren bir çalışmadır.

"Fırat'ın Cinleri", aslında bildiğimiz, yaşanmışlıkla, yazınla, sinemayla bildiğimiz bir dünyayı bir kez daha getiriyor bize. Ama bunu . çarpıcı, vurucu bir filmle yapıyor. Korhan Yurtsever'in şaşırtıcı bir sinema duygusu var, bu ilk filmde açıklık biçimde beliren ... Salih Dikişçi'nin yörenin etkileyici görünümüne boyut kazandıran, mekanın uçsuz-bucaksızlığını önümüze getiren çok başarılı kamera çalışmasını, Cahil Berkay'ın son zamanlarda birçok filmde bizi rahatsız edici denli gösterişçiliğe kayan, oysa bu filmde anlatımla yüzde yüz kaynaşan çok etkili müziğini de söz konusu etmeli-yim. Aytaç Arman'ın ve çok zor bir rol-de Betül Aşçıoğlu'nun çabasını da…”Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf: 243”