Foto Direktörü: Sertaç Karan
Yapım: Star – Met Film/Işık Toraman,
Turgut Akyüz
Set Çevre Düzeni: Ekrem
Çınaroğlu, Sonay Kanat, İsmail Kündem, Naci Erşan, Reji Asistanı: Engin
Temizer, Prodüksiyon Amiri: Şerif Ablak, Makyaj: Mime Türkoğlu
(Kibariye Makyajı), Işık Ekibi: Aslan Yıldız, Hayrettin Kara, Sesleri
Alan: Erkan Esenboğa, Montaj ve Senkron: Mevlut Koçak, Negatif Montaj: Alaattin
Durmaz, Renk Uzmanı: Sebahattin Hoşsöz, Laboratuar: Selahattin
Kaya, Ziya Uçak, Kamera: Ali Güvence, Asistan: Adnan Kazan, Müzikler-Band
Kayıt: Pıolat Tezel (Polat Plak), Yeni Lâle Stüdyo ve Yeni Stüdyoda
hazırlanıp seslendirilmiştir
Oyuncular: Kibariye, Fikret Hakan, Eray Erbal,
Hulusi Kentmen, Zerrin Egeliler, Nesli Han, Füsun Altay, Coşkun Göğen, Nevzat
Öncü, Celal Yonat, Yılmaz Kurt, Madelet Tibet, Giray Alpan, Celal Yonat,
Konu: Bir gazinoda hizmetçilik
yaparken ünlü bir şarkıcı olup, şöhretin basamaklarını tırmanan Kibariye'nin
öyküsü. ([1])
► Tuvalet temizlerken birden
sahneye çıkıp üne kavuşan kör ve yoksul kızlar, ameliyat ettiği İlk hastaya
asık olan temiz yüzlü, gencecik doktorlar, iki kardeşi aynı kıza aşık eden
"kader", kardeşinin mutluluğu için aradan çekilip göz yaslarını
içine akıtan "fedakâr ağabey"ler, delicesine sevip karşılık alamadığı
için her şeyi yapmaya kararlı, ağızlıklarla sigara içip kürkler giyen zengin ve
kötü kadınlar... Babadan, dededen kalma melodramın en klasik, en temel öğeleri.
Yıllar yılı anlatıldığı halde yine de insanın en temel duygularına
seslendikleri için eskimeyen, yıpranmaya direnen konular, temalar,
entrikalar... Tüm bunlardan fışkıran ve belki bininci kez izlediğiniz halde yine
de gözünüzden yaş, getirebilecek dirençli duyarlılıklar... Ama bu duyarlılıkları
en beylik kalıplara döken, yeni hiçbir şey getirip söyleyemeyen tüccar -
filmlerini yapan tüccar - yazar -yönetmenler... Bu tür filmlerden nasıl nefret
ediyorum bu yüzden!..
Ama zaman
zaman bu tür filmlerin kahramanlarını, sözgelimi Kibariye'yi nasıl seviyorum!..
Toplumun en alt katlarından gelen, en ezilmiş, en zavallı kalmış bir insanın,
yalnızca ve yalnızca doğa vergisi bir sesle (ve biraz da şansla, kuşkusuz)
toplumun üst kesimlerinin "kaymak tabakasının İlgi ve merak odağına gelip
yerleşmesi, toplumun hakça bir düzen içinde kendisine vermediklerini en lüks gece
kulüplerinin zengin ve gösterişli masalarından toplaması nasıl hoşuma
gidiyor!.. Toplumumuzdaki bozuk dengelerin, haksızlık ve sömürülerin, çarpık sınıfsal
oluşumun bireysel planda intikamı alınıyor sanki böylece... Yalnız kendi adlarına
değil, temsil ettikleri ezilmişler, unutulmuşlar adına da kendilerini birden
Tanrıça yapan kesimlerden bir ölçüde intikam alan Kibariye gibilerini
seviyorum.
Kimbilir’de Kibariye, geçici
bir efsane değil, belli bir kişiliği giderek içten bir oyun yeteneği bile
olduğunu kanıtlıyor, Bir halk cevherinin yeni bir kanıtlamasını getiriyor,
çevresindeki yıllanmış oyuncular arasında ezilmeyerek, tam tersine ön plana
çıkarak.. Kimbilir, Kibariye’ye yakışmıyor, ama onun hatırı için
görülebilir de…”Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”
[1] Kibariye
(1960) - Manisa’nın Akhisar ilçesinden İzmir sahnelerine oradan İstanbul’a
ve derken tüm Türkiye’ye mal olmuş bir ses bir yorumcu. 1980‘ lerde İzmir
sahnelerinde çalışan Kibariye o yıllarda İzmir fuarına gelen tüm sanatçıların
dikkatini çeker. Bunlar arasında Muzaffer Özpınar’ da vardır. Ünlü bestekar
sanatçıyı o zamanlar İstanbul’da Stardust gazinosunu çalıştıran Turgut Akyüz’ e
anlatır. Rahmetli Turgut Akyüz Kibariye’ yi dinlemek ister. İzmir’den
İstanbul’a gelen Kibariye’nin kaderi de böylece değişmeye başlamış olur.
Gazinocu Turgut Akyüz tarafından çok beğenilen Kibariye Stardust gazinosunda
sahne almaya başlar.
Kibariye
çok kısa sürede gerek sesi, gerekse yorum her şeyden önemlisi de doğallığıyla
tüm meydanın dikkatini çeker. Böylece bir teklif yılbaşı gecesi (1980) TRT
Televizyonundan gelir. Kibariye’nin yaşamını birden bire değiştiren yeni hayat
başlamış olur. Kibariye 'Kimbilir' adlı parça ile çıkış yakalar ve
1980’lerden 1990’lara 21. Kaset yapmasını sağlar. Halkın Kibariye’ ye
gösterdiği yoğun ilgi çeşitli gazinolarda gece kulüplerin de Anadolu ve Avrupa
turnelerinde çalışması sağlar. Bu çıkış Özel TV kanallarının da ilgisini çeker.
İlk Show Darısı Başınıza isimli evlendirmeyi konu alan eğlence programı ile
Kanal 6 ile başlar, daha sonra "Eğlen Coş İşte Kiboş" ismi ile ATV’
de devam eder daha sonra Inter Star’da Kibariye Show ile ve de son olarak TGRT’
de yapılan program ile sona erer.
japonya'daki bir ses laboratuarında yapılan bilimsel
araştırmanın amacı; 'dünyanın en kusursuz sesli sanatçısı'nı seçmekti. laboratuvarda,
eserlerden rasgele bölümler alınarak icracıların doğru ses basıp basmadıkları
kontrol edildi. aralarında ünlü yunan sanatçısı mikis theodarakis'in de
bulunduğu yüzlerce sanatçı testten geçti. theodarakis 10 puan alabildi. sezen
aksu, tarkan, burak kut, akrep nalan 30 puanın altında kaldı ve 'bu şarkıcılar
şarkı söylerken bağırıyor ve cihazlarımızı bozuyor' yorumu yapıldı. muazzez
abacı, muazzez ersoy, adnan şenses, ebru gündeş ise 80 puan alırken
kibariye'nin yüzde 100 kusursuz ses çıkardığı bilgisayarlar tarafından onaylandı.
aynı araştırma fransa ve A.B.D'de de tekrarlandı. sonuç aynıydı; dünyanın en
kusursuz sesi kibariye'ye aitti. (28 Kasım 1996 Milliyet )