Senaryo: Safa Önal, Tanju Gürsu, Memduh Ün
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Müzik : Cahit Berkay
Yapım: Kuzey Film/Tanju Gürsu, Özkasap
Oyuncular: Fatma Girik (Gülsüm Ana),
Hayati Hamzaoğlu (Hıdır), Reha Yurdakul , Kadir Savun, Tanju Gürsu, Asuman
Arsan, Hüseyin Kutman, Özlem Onursal (Zeliha), Alev Sayın (Elif), Bülent Bilgiç,
Günay Girik (Hasan), Dinçer Çekmez, Memduh Ün, Diler Saraç, Günay Girik, Bülent
Bilgiç, Figen Han, Diler Saraç,
Konu: Kan davasından kaçmak için
üç çocuğu ile kente gelen Gülsüm Ana'nın öyküsü. 1972 yılında Halit Refiğ'in
"Fatma Bacı" adlı filmin yeniden uyarlanması.
Gülsüm Ana,
kotasının toprak sorunu yüzünden gözlerinin önünde vurulmasın-dan sonra üç
çocuğunu alıp İstanbul'a gelir, bir kapıcılık bulup çalışmaya başlar. Aradan
15 yıl geçmiş, Gülsüm Kadının saçları ağarmış ama çocuklarını büyütmeyi de
başarmıştır. Ne var ki büyük kentte onları çeşitli tuzaklar beklemektedir.
Büyük kızı zengin ve evli bir adamın metresi olur ve ondan gebe kalır... Küçüğü
"Güzel Sanatlar Akademisinde okuyup heykeltraş olacağım derken"
kendini seks partilerinde buluverir. En küçük oğlan ise kan davası diye
tutturmuş, hapisten çıktığı gün babasının katilini vurmayı tasarlamak-tadır.
Gülsüm Ana", görüldüğü gibi
Halit Refiğ'in tam on yıl önce yaptığı "Fatma Bacı" filminin nerdeyse
"sahne sahne" kopyası. .. Buna kibarca "remarke yeniden
çeviririm" diyorlar. Ama 'remake'1erde konunun güncelleştirilmesine çaba
gösterilir. "Gülsüm Ana’da böyle bir çaba yok. Bir ailenin toplumsal
değerlerin yozlaştığı çelişkili bir ortamda parçalanmasına, Reşat Nuri'den ve onun
sinemada da pek ilgi görmüş "Yaprak Dökümü" yapıtından beri aynı
gözlükle bakılıyor. Bunda, kuşkusuz toplumumuzda ekonomik farklılıkların kolay
doldurulamaz uçurumlar oluşturması ve bunun sınıfsal ayrımları gitgide
keskinleştirmesi gerçeğinin hala ve tüm boyutlarıyla var olmasının da etkisi
var.
"Gülsüm
Ana", tümüyle klişelere, kalıplara dayalı bir film; açık bir melodram...
Ele aldığı toplumsal çelişkiler ve gerçekler bugün için de geçerli olsa bile,
bunlara yine ve değişik bir gözle bak-mak yönünde en küçük bir çaba bile içermiyor.
Geriye Memduh Ün'ün sinemasıyla Fatma Girik'in oyunu kalıyor. Ün'ün usta bir
anlatıcı olduğuna kuşku yok. Hele Gülsüm Ana'nın Zeliha'yı, Levent sokaklarında
sürükleyerek kliniğe götürmesi sahnesi, kuşkusuz sinema-da melodram edebiyatı
içinde antolojilere geçecek, gerçekten etkili bir sahne. Artık çok az film
çeviren Fatma Girik'in ise, "Intiıkam Meleği"nin dışında her filmin
ve her rolün altından kalkmış usta ve büyük bir oyuncu olduğuna kuşku yok. Ama
Girik’in sinemada bu pek nadir, dolayısıyla özlenen ve beklenen. Dönüşlerinin
daha yeni, özgün konular içinde olması gerekmez mı? Özenle emekle çekilmiş bir
film olan "Gülsüm Ana"nın öz olarak eskimişliği, bunca çabayı sanırım
kolay kolay doğrulamıyor. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”
Memduh Ün Anlatıyor:
Gulsum Ana yetmişli yıllarda
büyük iş yapan Halir Refiğ'in çektiği Fatma Bacı adlı filmin yeniden çekimiydi Şirketin
yapım sorumlusu Tanju Gürsu önermişti bana.
Senaryoyu Safa Önal yeniden
yazarken yeni bir yorum getirmemiş, özgün filme sadık kalarak küçük oynamalar
yapmıştı yalnızca. Ben de Safa'dan gelen senaryo üzerinde çalıştım biraz.
Şimdi seyrettiğimde, bazı eksiklikler, bazı fazlalıklar, bazı hatalar
görüyorum. Örneğin, yavaş çekimle görüntülenen Tanju Gürsu'nun öldürülmesi
sahnesinde, Fatma, Hayati Hamzaoğlu'na müdahale etmekte geç kalıyor. Oysa film
boyunca bu kadar etkin olan bir kadının, arka arkaya ateş eden ve kocasını
öldüren bir katile çok daha önce müdahale etmesi gerekirdi. Kurguda
halledebilirmişim bu kısmı, ama gözümden kaçmış.
Finalde
Fatma'nın çocuklarıyla konuştuğu sahne fazla. Aslında Fatma Hayati'yi vurduktan
sonra dar sokakta ön planda, sırtını duvara dayadığında derinlikte oğlunun da
göründüğü planda bitiyor film. Ama bunu sansür kaygısıyla koymuş olmalıyız.
Suçlular cezaevinde görülmediği zaman ya da polis gelip suçlu yakalamadıkça film
sansürden çıkmıyordu o günlerde. Filmdeki geriye dönüşler de fazlaydı bence.
Fatma'nın köyünden ayrılırken, evinde yaşadıklarını sergileyen geriye dönüş
tamamdı. Ama çocukların doğumlarını gösteren üç geriye dönüş tempoyu
düşürüyordu. Gülsüm Ana'nın kiralık katil bulma çabası hedefine varmamış, üstelik
de bize zaman kaybettirmiş. Filmin başında Tanju'nun vurulduğu sahne yi iş
kopyasını seyrettiğimde beğenmedim. Yapımcılara yük olmasın diye yapım
masraflarını üstlenip yeni bir iş günü koydum, yeniden gidip çektim bu
planları.
Gü!süm Ana'nın çekimleri 27-28
gün civarında olmuştu. Fatma Bacı 9 civarın-da bir ticari başarı sağlamasına
rağmen Gü!süm Ana 7,5' larda kaldı. Belki de Fatma Bacı televizyonda birkaç kez gösterilmiş ya,
çok akılda kalmıştı her halde. Çünkü Halit'in çektiği film unutulmaz sahneler içeriyordu.
Örneğin karpuz sahnesi; örneğin Özlem Onursal'ın ben hep alt katta oturdum,
artık çatı katında oturup, insanlara yukarıdan bakacağım diye haykırdığı sahne.
Bence bu unutulmaz sahneleri atıp, yerlerine aynı duyguları uyandıran başka
sahneler koymalıydım. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor, Vadullah Taş