Powered By Blogger

9 Mart 2020 Pazartesi

GÜLSÜM ANA (1982)


Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo: Safa Önal, Tanju Gürsu, Memduh Ün
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Müzik : Cahit Berkay
Yapım: Kuzey Film/Tanju Gürsu, Özkasap

Oyuncular: Fatma Girik (Gülsüm Ana), Hayati Hamzaoğlu (Hıdır), Reha Yurdakul , Kadir Savun, Tanju Gürsu, Asuman Arsan, Hüseyin Kutman, Özlem Onursal (Zeliha), Alev Sayın (Elif), Bülent Bilgiç, Günay Girik (Hasan), Dinçer Çekmez, Memduh Ün, Diler Saraç, Günay Girik, Bülent Bilgiç, Figen Han, Diler Saraç,

Konu: Kan davasından kaçmak için üç çocuğu ile kente gelen Gülsüm Ana'nın öyküsü. 1972 yılında Halit Refiğ'in "Fatma Bacı" adlı filmin yeniden uyarlanması.

Gülsüm Ana, kotasının toprak sorunu yüzünden gözlerinin önünde vurulmasın-dan sonra üç çocuğunu alıp İstanbul'a gelir, bir kapıcılık bulup çalışmaya başlar. Aradan 15 yıl geçmiş, Gülsüm Kadının saçları ağarmış ama çocuklarını büyütmeyi de başarmıştır. Ne var ki büyük kentte onları çeşitli tuzaklar beklemektedir. Büyük kızı zengin ve evli bir adamın metresi olur ve ondan gebe kalır... Küçüğü "Güzel Sanatlar Akademisinde okuyup heykeltraş olacağım derken" kendini seks partilerinde buluverir. En küçük oğlan ise kan davası diye tutturmuş, hapisten çıktığı gün babasının katilini vurmayı tasarlamak-tadır.

Gülsüm Ana", görüldüğü gibi Halit Refiğ'in tam on yıl önce yaptığı "Fatma Bacı" filminin nerdeyse "sahne sahne" kopyası. .. Buna kibarca "remarke yeniden çeviririm" diyorlar. Ama 'remake'1erde konunun güncelleştirilmesine çaba gösterilir. "Gülsüm Ana’da böyle bir çaba yok. Bir ailenin toplumsal değerlerin yozlaştığı çelişkili bir ortamda parçalanmasına, Reşat Nuri'den ve onun sinemada da pek ilgi görmüş "Yaprak Dökümü" yapıtından beri aynı gözlükle bakılıyor. Bunda, kuşkusuz toplumumuzda ekonomik farklılıkların kolay doldurulamaz uçurumlar oluşturması ve bunun sınıfsal ayrımları gitgide keskinleştirmesi gerçeğinin hala ve tüm boyutlarıyla var olmasının da etkisi var.

"Gülsüm Ana", tümüyle klişelere, kalıplara dayalı bir film; açık bir melodram... Ele aldığı toplumsal çelişkiler ve gerçekler bugün için de geçerli olsa bile, bunlara yine ve değişik bir gözle bak-mak yönünde en küçük bir çaba bile içermiyor. Geriye Memduh Ün'ün sinemasıyla Fatma Girik'in oyunu kalıyor. Ün'ün usta bir anlatıcı olduğuna kuşku yok. Hele Gülsüm Ana'nın Zeliha'yı, Levent sokaklarında sürükleyerek kliniğe götürmesi sahnesi, kuşkusuz sinema-da melodram edebiyatı içinde antolojilere geçecek, gerçekten etkili bir sahne. Artık çok az film çeviren Fatma Girik'in ise, "Intiıkam Meleği"nin dışında her filmin ve her rolün altından kalkmış usta ve büyük bir oyuncu olduğuna kuşku yok. Ama Girik’in sinemada bu pek nadir, dolayısıyla özlenen ve beklenen. Dönüşlerinin daha yeni, özgün konular içinde olması gerekmez mı? Özenle emekle çekilmiş bir film olan "Gülsüm Ana"nın öz olarak eskimişliği, bunca çabayı sanırım kolay kolay doğrulamıyor. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

Memduh Ün Anlatıyor:
Gulsum Ana yetmişli yıllarda büyük iş yapan Halir Refiğ'in çektiği Fatma Bacı adlı filmin yeniden çekimiydi Şirketin yapım sorumlusu Tanju Gürsu önermişti bana.

Senaryoyu Safa Önal yeniden yazarken yeni bir yorum getirmemiş, özgün filme sadık kalarak küçük oynamalar yapmıştı yalnızca. Ben de Safa'dan gelen senaryo üzerinde çalıştım biraz. Şimdi seyrettiğimde, bazı eksiklikler, bazı fazlalıklar, bazı hatalar görüyorum. Örneğin, yavaş çekimle görüntülenen Tanju Gürsu'nun öldürülmesi sahnesinde, Fatma, Hayati Hamzaoğlu'na müdahale etmekte geç kalıyor. Oysa film boyunca bu kadar etkin olan bir kadının, arka arkaya ateş eden ve kocasını öldüren bir katile çok daha önce müdahale etmesi gerekirdi. Kurguda halledebilirmişim bu kısmı, ama gözümden kaçmış.

Finalde Fatma'nın çocuklarıyla konuştuğu sahne fazla. Aslında Fatma Hayati'yi vurduktan sonra dar sokakta ön planda, sırtını duvara dayadığında derinlikte oğlunun da göründüğü planda bitiyor film. Ama bunu sansür kaygısıyla koymuş olmalıyız. Suçlular cezaevinde görülmediği zaman ya da polis gelip suçlu yakalamadıkça film sansürden çıkmıyordu o günlerde. Filmdeki geriye dönüşler de fazlaydı bence. Fatma'nın köyünden ayrılırken, evinde yaşadıklarını sergileyen geriye dönüş tamamdı. Ama çocukların doğumlarını gösteren üç geriye dönüş tempoyu düşürüyordu. Gülsüm Ana'nın kiralık katil bulma çabası hedefine varmamış, üstelik de bize zaman kaybettirmiş. Filmin başında Tanju'nun vurulduğu sahne yi iş kopyasını seyrettiğimde beğenmedim. Yapımcılara yük olmasın diye yapım masraflarını üstlenip yeni bir iş günü koydum, yeniden gidip çektim bu planları.

Gü!süm Ana'nın çekimleri 27-28 gün civarında olmuştu. Fatma Bacı 9 civarın-da bir ticari başarı sağlamasına rağmen Gü!süm Ana 7,5' larda kaldı. Belki de Fatma Bacı televizyonda birkaç kez gösterilmiş ya, çok akılda kalmıştı her halde. Çünkü Halit'in çektiği film unutulmaz sahneler içeriyordu. Örneğin karpuz sahnesi; örneğin Özlem Onursal'ın ben hep alt katta oturdum, artık çatı katında oturup, insanlara yukarıdan bakacağım diye haykırdığı sahne. Bence bu unutulmaz sahneleri atıp, yerlerine aynı duyguları uyandıran başka sahneler koymalıydım. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor, Vadullah Taş


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder