Powered By Blogger

30 Nisan 2015 Perşembe

ANKARA CASUSU ÇİÇERO “*” (1951)


Senaryo ve Yönetmen Mehmet Muhtar
Görüntü Yönetmeni Coni Kurteşoğlu
Yapım İnci Film / Kemal İşmen


Oyuncular: Vedat Karaokçu, Münir Ceyhan, Atıf Kaptan, Kadir Savun, Berrin Aydan, Rana Suna, Hasan Çelik, Kemal E. Bara


Konu: Elçilik dosyasından gizli evrakları çalıp, tüm sırları Almanya’ya satan casusun öyküsü.

_________________________________

“*” ÇİÇERO: 2'nci Dünya Harbi'nin kaderini değiştiren, Çiçero kod adlı İlyas Bazna, İngiltere'nin Türkiye'yi savaşa çekme planı ve Normandiya çıkarması taslağını Nazilere satmıştı. İkinci Dünya Savaşı'na damgasını vuran en önemli istihbarat operasyonu Ankara'da yaşandı. İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Sir Hugessen'in uşağı İlyas Bazna, Nazilere müttefiklere ait gizli bilgileri satarak savaşın seyrini değiştirdi. Müzik tutkunu İngiliz elçi piyano başına geçtiğinde, Bazna gizlice odasına giriyor ve belgeleri fotoğraflıyordu. "

Çiçero" kod adlı Bazna, 1943-44 arasında Nazilere İngiltere'nin Türkiye'yi savaşa çekmek için yaptığı planları, Tahran, Kahire ve Moskova'daki istihbarat faaliyetlerini ve Normandiya çıkarmasının taslaklarını Naziler'e sattı. Almanlar, Çiçero'ya hizmetlerinin karşılığında 88 bin sterlin ödedi. Çiçero'nun kimliğinin ortaya çıkarılmasını ise ironik bir şekilde Nazileri sevmeyen bir Alman kadın elçilik görevlisi sağladı. Çiçero yakalandıktan sonra Naziler, Alman 'köstebeğin' peşine düştü. İşte Türk topraklarındaki soluk solukluğa insan avı:

Köstebek Alman çıktı
Alman Büyükelçiliğinde sekreter olan Nele Kapp, sessiz biriydi. Ancak bu genç kız, Çiçero'yu ortaya çıkararak belki de İkinci Dünya Savaşı'nın kaderini değiştirdi. Babası Almanya'nın Sofya Konsolosu olan Nele, liseyi ABD'de okumuştu. Babasının yanında Sofya'da çalışan Nele burada sıkılınca, savaştan uzak olan Almanya'nın Ankara Büyükelçiliğine gönderildi. Nele aslında Nazilere karşı içten içe nefret duyuyor; küçükken mutlu olduğu yere, Amerika'ya yerleşmek istiyordu. Ancak değil ABD Büyükelçiliği'ne girmek, kapısına yaklaşsa "vatan haini" diye tutuklanırdı. Bir gün dişinin ağrıması Nele için dönüm noktası oldu. Dişçisi Yahudi bir Almandı. Ken-disini bir Amerikalı ile tanıştırması istedi. 2 hafta sonra randevusuna gittiğinde karşısında bir ABD Dışişleri görevlisini buldu. Naziler'e karşı casusluk yapmak karşılığında, sığınma hakkı verilmesini önerdi. Verdiği bilgiler çok ilgi çekiciydi: "Çiçero diye İngiliz elçiliğinde çalışan bir adam var. Bizim elçiliği aradığında büyük hareketlilik başlıyor. Düşük rütbeli görevliler odadan çıkarılıyor" dedi.

Naziler çıkışları tuttu
ABD'li yetkili durumu Ankara masasına bildirdi. ABD, İngilizler'e köstebeğin Çiçero kod adlı bir çalışan olduğu iletti. Tüm elçilik görevlileri sorgulandı. Şüphelilerden biri İlyas Bazna'ydı...
İngilizler 3 haftalık takip sonucu Bazna'nın Çiçero olduğunu anladı. Almanlar da İngiltere Büyükelçiliği'nden gelen bilgilerin aniden kesilmesi üzerine şüphelenmeye başladı. Hayati önem taşıyan Çiçero'nun nasıl ortaya çıktığını araştırmaya başladı. Nele için çember daralıyordu. ABD'lilerle temas kurdu. "Beni hemen Amerika'ya gönderin! Hayatım tehlikede..." dedi. Ancak Türkiye tarafsız bir ülkeydi ve bir köstebeğin ABD Büyükelçiliğinde olduğunun ortaya çıkması işleri karıştırabilirdi. Bu yüzden Nele'nin Kahire'ye gönderilmesine karar verildi. Fakat Ankara Naziler'in gözetimi altındaydı. Nele, Naziler'e yakalanmadan Türkiye'den nasıl çıkarılacaktı?

Nele'nin 1 hafta Ankara'da tutulmasına karar verildi. Amerikalı iki ABD'li sekreterin evine yerleştirildi ve saçları siyaha boyandı. Bir gece sekreterlerden birinin Türk sevgilisi eve gelince, Nele sabaha kadar yatağın altında gizlendi. 7'nci gün Amerikan ajanları geldi. Sekreterlere ve Nele'e aynı kıyafetler giydirildi. İki araçla tren istasyonuna hareket edildi. Nele'in, Toros Ekspresi'ne bindirilerek Suriye'ye götürülmesi öngörülüyordu. Oradan da tekneyle Kahire'ye geçecekti.

Fakat risk çok yüksekti. Nele gibi giyinen sekreter ve bir ABD ajanı Toros Ekspresine birlikte bindi. Amaçları Nazileri peşlerine takmaktı. Nele'in aracı ise İstanbul trenini yakalamak için Ayaş istasyonuna gitti. Ajan ile Nele'nin aynı anda trene binmesi çok sakıncalıydı. Ajan, kondüktöre yaklaşarak "Yeni evlendik. Geleneklere göre, evliler ilk tren yolculuklarına ayrı kapılardan girer. Arka kapıyı da açar mısın?" dedi. Kondüktör kabul edince ayrı ayrı binip, kompartmanda buluştular. "Nele'yi ölü ya da diri yakalama" emri alan Nazilerin İstanbul'da hazır bekledikleri kesindi. Balıkesir'de apar topar indiler.

ABD'de garson oldu
3 gün bir İngiliz'in evinde saklandılar. Daha sonra kara yoluyla İzmir'e geçtiler. Nele buradan bir tekneyle Kıbrıs'a, oradan da Kahire'ye kaçırıldı. Böylece savaşın kaderini etkileyen genç kadın Nazilerden kurtulmuş oldu. Kahire'de önce bir esir kampına atıldı. Fakat savaştan sonra ABD'ye getirilip, kendisine yeni bir kimlik verildi. California'da garson olarak çalışmaya başlayan Nele evlendi ve bir de çocuğu oldu. Çiçero ise sığınmacı olarak gitti Almanya'da 1970'te öldü.

(kyn: /www.turkish-media.com/forum/topic/7978-turk-casus-cicero-nasil-yakalandi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder