Powered By Blogger

5 Mayıs 2015 Salı

VAHŞİ BİR KIZ SEVDİM (1954)


Yönetmen Lütfi Ö. Akad
Eser Esat Mahmut Karakurt
Foto Direktörü Kriton İliyadis
Yapım Kemal Film / Osman F. Seden


Oynayanlar: Ayhan Işık (Yzb. Adil), Altan Hanoğlu “Karındaş” (Kristina), Atıf Kaptan, Kadir Savun, Hasan Ceylan, Turhan Göker, Osman Türkoğlu, Kemal Tözem


Not: 24 Aralık 1954 tarih ve 283 sayılı karar ile sansür kurulunca yasaklanmıştır. Filmin bugün sadece 16mm’lik bir kopyası olduğu bilinmektedir.


Konu: Abdulhamid’in saltanatı sırasında adil adında otuz bir yaşında yakışıklı bir Türk subayı İstanbul’dan Makedonya’ya Cesri Mustafa Paşa Tepesini içine alan mıntıkaya memur edilir. Burada başında güzel bir kızın bulunduğu Bulgar çetesinin olayları ile karşılaşır ve bu çeteye son vermek için görevlendirilir.
Bir gün bu çetenin mıntıkadan geçen treni sabote edeceği haberini alır. Kendi de dahil olmak üzere tüm karakol demiryoluna devriyeye çıkarlar. Adil Beyin ormanda dolaştığı esnada bir şeyler fark eder. Hemen saklanıp olup biteni anlamaya çalışır. Askerlerinden biri bir Bulgar tarafından bağlanıp öldürülmek üzeredir. Ne yapacağını bilemez tam bu sırada Bulgar miğferini çıkarır. Gözlerine inanamaz. Müthiş bir güzellik ve şimşekler çakan vahşi bir çift gözle karşı karşıyadır. Askerini kurtarmak için tabancasına sarılır ve kızı vurur.


Kız Adil Beyi tanımaktadır. Bağıra bağıra ölüm tehditleri savura savura oradan uzaklaşmayı başarmıştır. İstihbarattan kızın Kristina olduğunu öğrenen Adil Bey içinde garip bir duygu taşımaktadır.


Kristina çeteye girmeden önce gizliden gizliye bu yakışıklıyı takip etmiş ve onu başkasına yar etmeme düşüncesiyle de çeteye girmiştir. Aşkına karşılık alamazsa onu öldürecektir ama Adil Bey de ona aşıktır.


Bir gece vahşi kız Adil Beyin odasına gizlice girer. Onu uykusunda öldürmeyi dener. Ama başaramaz gene bir kuşun yer bayılır. Adil bir yandan onun yaralarını sarar bir yandan da o güzelliği doya doya seyreder. Bir an o sımsıcak dudaklardan öpmek ister ve bir anda kız kendine gelir, tehditler savurmaya başlar. Aynı gece köprüde bir çatışma olmuş ve kızın kardeşi ölmüştür
.

Neden öldürdüklerini sorar. O da tatlı bir dille onların yaptıklarını ve kendisinin bir asker olduğunu hatırlatır. Bu konuşmalar kızı öyle etkilemiştir ki kadınsı duyguları bir anda ön plana çıkmış ve Adil Bey hakkında tüm düşüncelerini orada ona anlatmıştır ve o gece beraber olmuşlardır. Aşklarını göstermişler ve sevgilerini kanıtlamışlardır. Ama onlar düşmandır. Farklı dünyaların insanlarıdırlar.

Bir gün karakola kadar gelir ve babasının karakolu bombalamak üzere olduğunu söyler ve uzaklaşır. Tam karakol boşaltılmıştır ki bir patla her tarafı harap eder ve çeteciler kaçar. Adil’in ona olan aşkı iyice alevlenir.
Aylar süren sessizlikten sonra çobanlık yapan bir çocuk ona Kristina’dan bir mektup getirir. Onu dağda sürünün orda beklediği çok özlediğini yazmıştır. Ama bu bir tuzaktır. Kristina’nın babasının bir oyununa gelir. Onu bir mağaraya götürür ve gözlerinin önünde babası kızını tek kurşunda öldürür ve Adil Bey de acıdan bayılır. Uyandığında karakolun yakınında karşısında ise aşkının güzel yüzü durmaktadır. Öldüğüne inanamaz o sımsıcak dudakları tekrar hissetmek ister. Ama o sıcak dudaklar bir buz kadar soğuktur. (www.buask.net/kitap-ozetleri)


► Filmle ilgili olarak sinema eleştirmeni Burhan Arpad 16 Ocak 1955 günlü Vatan Gazetesinde yazdığı yazıda; “Akad’ın rejisinde hemen hiç görmediğimiz mantık ve bilgi hatalarına, pek bol ve bariz bir şekilde rastlanması da, bu filmin pek ihmalkar hatta pek laubalice hazırlandığını gösteriyor” diyor.Akad’ın rejisinde hemen hiç görmediğimiz mantık ve bilgi hatalarına, pek bol ve bariz bir şekilde rastlanması da, bu filmin pek ihmalkar hatta pek laubalice hazırlandığını gösteriyor.


►"Bulgar Sadık"tan sonra Osman F. Seden, “Vahşi Bir Kız Sevdim” ile edebiyat uyarlamasına el atıyor.

Yüzbaşı Adil ile bir komitacı kızı olan Kristina'nın aşk hikayesini anlatan filmin senaryosunu aynı zamanda romanın da yazarı olan Esat Mahmut Karakurt'a yazdırıyor, kendisi senaryo üzerindeki son düzeltmeleri yaptıktan sonra filmin çekimine başlıyordu.


Fakat Lütfi Ö. Akad, bu filme bir türlü ısınamamıştı. Hatta filmi çekmek bile istemiyordu. Bakın bu konuda Lütfi Akad ne diyor:


“ Birkaç gün Ada’da Esat’la oturduk, çalışalım dedik. Ben çok sıkıldım, yani Esat Mahmut Karakurt'un sevmediğim bir senaryosuna çalışmak sıkıcı geldi. Ondan sonra bıraktım. Kendi başına yazdı, sonra Osman'ın elinden geçti ve bana öyle geldi. Bu film, başarılı bir film olmadı. Yani iş bakımından. Sanat olarak hiçbir yanı olmayan ticari bir yapımcı filmi oldu.”


Not: "Bulgar Sadık"la "Vahşi Bir Kız Sevdim" filmlerinde de yine aynı dekorlardan faydalanılmıştır



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder