Yönetmen Ümit Utku
Senaryo Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney (Güzide Sabri’nin bir eserinden “*”
Kamera Kâzım Koşkan
Yapım Kervan Film / Ümit Utku
Oyuncular: Göksel Arsoy, Leyla Sayar, Ne-bahat Çehre, Gönül Bayhan, Atıf Kaptan, Aysel Tanju, Samim Meriç, Aydın Demir, Mualla Sürer, Gül Çin, Sevim Çağatay
Konu: iki aşk arasında kalan genç kızın hikayesi... Leyla gökseli sevmesine rağmen, sakat samimle evlenecektir.
►“Kimsesizlerin derdi çoktur beyim.” Şaziye Moral’ın sesiyle bunları söyleyen Dadı Mahinur Kalfa, filmin en önemli ve ‘dertlere deva’ kişisi. Zor zamanlarda sığınılacak bir liman. Varlığı mutluluğu arttırıp sorunları azaltıyor… Bahçevan ve romandaki iki kişi (Leyla’nın babası Ahmet Çavuş ve Nefise Nine) dışında kimin neyle geçindiği, o şatafatlı yaşam için gerekli parayı nasıl kazandıkları belli değil. Ahmet Çavuş, dağdan kestiği odunu, Nefise Nine ise tarhana, yoğurt gibi şeyleri vilayetteki konaklara veriyorlar… Filmde olaylar çok hızlı başlıyor; Bahçıvanın Leyla’yı Rahmi Bey’e getirişi; Leyla’nın okulunu bitirmesi; Komşuları Celil ve annesi Rabia Hanımı tanımamız ; Dadı; Babasının genç kıza bir piyano hediye et-mesi Evlenmek istediğini söylemesi saniyeleriçinde oluyor. Hele armağan olarak verilen piyano, Leyla’nın bakışı ve teşekkürü ile anlaşılıyorKitaptaki Rahmi Bey, belli ki Bursa’ya da sürülmüş. Çünkü, padişahın izni ile Beyrut’tan (10 gün süren bir yolculuktan sonra) dönünce İstanbul’a yerleşiyorlar. O zamanın sürgünü bile bugünkü varsıllar gibi. Beyrut’a gidiş büyük bir posta vapuru ile ve birinci mevkide…
Komşuları Celil, kemik veremli. Bu nedenle iki ayağı tutmuyor. Romandakinin adı ise Celâl. Mısır’ın ‘en kibar ve maruf ailesinden’. Kolu ve bacağı ‘feci bir kaza neticesinde’ kesilmiş. Güzide Sabri’nin erkek kahramanları hep ‘alaturka musiki’ meraklısı. Feridun, Hicaz ; ‘Ölmüş Bir Kadının Evrakı Metrukesi’ndeki (1937) Nejat ise Hüseyni makamını seviyor. Leyla ‘Ey Çerh-i Sitem(ger) Dîl-i Nâlâna Dokunma’ (Medeni Aziz Efendi/Aşık Ömer) şarkısını söyler. Filmin en önemli sahnesinde bir şey seyircinin dikkatini dağıtıyor. Feridun, Leyla ile ayrılmasına annesinin neden oldu-ğunu öğrenmiş. Hışımla hesap sormaya gelir. Bu sırada Süreyya Hanım, sigara du-manıyla o kadar güzel bir daire oluşturuyor ki, ona bakmaktan konuşmaya dikkat edemiyoruz…Feridun’u Hayri Esen; Leyla’yı Jeyan Mahfi Ayral; Rahmi’yi Abdurrahman Palay; Celil’i Fuat İşhan seslendirmiş…“(yazan: Murat Çelenligil “editör” sinematürk Internet veri tabanı)
________________________________
“*” Güzide Sabri (Ayşe Aygün) (1883-1946), Türk romancısı. Özel Öğrenim görüp, Hanımlara Mahsus Gazete'de tefrika edilen Münevver adlı romanıyla edebiyata atılan Güzide Sabri peşpeşe yayınladığı ilaya dayalı, düş ürünü duygusal romanlarıyla popüler romanın en çok okunan yazarları arasına girmiştir. Basıca yapıtları arasında Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi (1905), Yaban Gülü (1920), Nedret (1922), Necla (1941), Mazinin Sesi (1944), vb. sayılabilir
Senaryo Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney (Güzide Sabri’nin bir eserinden “*”
Kamera Kâzım Koşkan
Yapım Kervan Film / Ümit Utku
Oyuncular: Göksel Arsoy, Leyla Sayar, Ne-bahat Çehre, Gönül Bayhan, Atıf Kaptan, Aysel Tanju, Samim Meriç, Aydın Demir, Mualla Sürer, Gül Çin, Sevim Çağatay
Konu: iki aşk arasında kalan genç kızın hikayesi... Leyla gökseli sevmesine rağmen, sakat samimle evlenecektir.
►“Kimsesizlerin derdi çoktur beyim.” Şaziye Moral’ın sesiyle bunları söyleyen Dadı Mahinur Kalfa, filmin en önemli ve ‘dertlere deva’ kişisi. Zor zamanlarda sığınılacak bir liman. Varlığı mutluluğu arttırıp sorunları azaltıyor… Bahçevan ve romandaki iki kişi (Leyla’nın babası Ahmet Çavuş ve Nefise Nine) dışında kimin neyle geçindiği, o şatafatlı yaşam için gerekli parayı nasıl kazandıkları belli değil. Ahmet Çavuş, dağdan kestiği odunu, Nefise Nine ise tarhana, yoğurt gibi şeyleri vilayetteki konaklara veriyorlar… Filmde olaylar çok hızlı başlıyor; Bahçıvanın Leyla’yı Rahmi Bey’e getirişi; Leyla’nın okulunu bitirmesi; Komşuları Celil ve annesi Rabia Hanımı tanımamız ; Dadı; Babasının genç kıza bir piyano hediye et-mesi Evlenmek istediğini söylemesi saniyeleriçinde oluyor. Hele armağan olarak verilen piyano, Leyla’nın bakışı ve teşekkürü ile anlaşılıyorKitaptaki Rahmi Bey, belli ki Bursa’ya da sürülmüş. Çünkü, padişahın izni ile Beyrut’tan (10 gün süren bir yolculuktan sonra) dönünce İstanbul’a yerleşiyorlar. O zamanın sürgünü bile bugünkü varsıllar gibi. Beyrut’a gidiş büyük bir posta vapuru ile ve birinci mevkide…
Komşuları Celil, kemik veremli. Bu nedenle iki ayağı tutmuyor. Romandakinin adı ise Celâl. Mısır’ın ‘en kibar ve maruf ailesinden’. Kolu ve bacağı ‘feci bir kaza neticesinde’ kesilmiş. Güzide Sabri’nin erkek kahramanları hep ‘alaturka musiki’ meraklısı. Feridun, Hicaz ; ‘Ölmüş Bir Kadının Evrakı Metrukesi’ndeki (1937) Nejat ise Hüseyni makamını seviyor. Leyla ‘Ey Çerh-i Sitem(ger) Dîl-i Nâlâna Dokunma’ (Medeni Aziz Efendi/Aşık Ömer) şarkısını söyler. Filmin en önemli sahnesinde bir şey seyircinin dikkatini dağıtıyor. Feridun, Leyla ile ayrılmasına annesinin neden oldu-ğunu öğrenmiş. Hışımla hesap sormaya gelir. Bu sırada Süreyya Hanım, sigara du-manıyla o kadar güzel bir daire oluşturuyor ki, ona bakmaktan konuşmaya dikkat edemiyoruz…Feridun’u Hayri Esen; Leyla’yı Jeyan Mahfi Ayral; Rahmi’yi Abdurrahman Palay; Celil’i Fuat İşhan seslendirmiş…“(yazan: Murat Çelenligil “editör” sinematürk Internet veri tabanı)
________________________________
“*” Güzide Sabri (Ayşe Aygün) (1883-1946), Türk romancısı. Özel Öğrenim görüp, Hanımlara Mahsus Gazete'de tefrika edilen Münevver adlı romanıyla edebiyata atılan Güzide Sabri peşpeşe yayınladığı ilaya dayalı, düş ürünü duygusal romanlarıyla popüler romanın en çok okunan yazarları arasına girmiştir. Basıca yapıtları arasında Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi (1905), Yaban Gülü (1920), Nedret (1922), Necla (1941), Mazinin Sesi (1944), vb. sayılabilir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder