SENİ ARIYORUM / SENSİZ YAŞIYORUM (1989)
Yönetmen: Ümit Efekan, Senaryo: Erdoğan Tünaş, Görüntü Yönetmeni: Ümit Ardabak, Yapım: Erka Film/Erhan Erzurumlu Fon Müziği: Cahit Berkay, Prodüksiyon Amiri: Mehmet Akdil, Yönetmen yardımcısı: Nursan Esenboğa, Sema Kuruoğlu, kamera Asistanı: Metin Erdoğdu, Işık Şefi: İbrahim Sabuncu, Yardımcıları: Görgün Boztunç, Ayhan Kural, Set: Azmi Yıldız, Şenol Bilgican, Ramazan Ceylan, Ulaşım: Aldoğan Ilgın, Ahmet Keleş, Sesleri Alan: Gültekin Çavuş, Dublaj Yönetmeni: Abdurrahman Palay, Montaj - Senkron: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Mustafa Kul, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Mustafa Yıldız, (Yeni lale Stüdyosu’nda hazırlanmış, Yeni Stüdyo’da seslendirilmiştir. )
Oyuncular: Orhan
Gencebay, Nilgün Akçaoğlu, Şeyda Paftalı, Ferdi Akarnur, Volkan Başkurt, Koray
Kasap, Yaşar Kutbay, Orhan Daniş, Cevdet Tigin, Cenap Küçüksu, Azmi Yıldız,
Kemal Dönücü, Küçük Yıldızlar: İlker Asyalı, Lale Artar,
Konu: Gencebay ününün doruğunda. herkesin
sevgilisi besteci bir şarkıcıdır. Her şey güllük gülistanlıktır. Anlayışlı,
güzel, sevecen bir eş, sağlıklı gözüken bir evlat, saray gibi bir ev. Bu mutlu
hayat tablosu beklenmedik bir olayla, eve giren fidyecilerin eş ve çocuğu
kaçırmasıyla bozulacaktır. Üzücü olanı fidyecilerin uyarısına boyun eğerek polise
haber vermeyen kahramanımızın yakın bir dostu, kaş yaparken göz çıkaracak,
polislere durumu anlatacak ve polis baskını sırasında Gencebay'ın karısı
ölecektir. Gencebay bu kez eski ihtişamı içinde değildir. Artık küçük
gazinolarda, pavyonlarda sazını tıngırdatıp eski günlerin çok uzağında, ancak
ekmek parasını kazanır durumdadır. Yoksul bir dairede kalır, karısının ölümünü
başına kakıp duran bir evlat müsveddesine para yetiştirmeye çalışır . Yorgun bir
çalgıcıdır o artık, bunalımlı günlerini içki yardımıyla geçiştirmeye çabalayan
biridir. Oğlu Cengiz ise annesinin ölümünden onu sorumlu tuttuğu için
babasından nefret eder. Filmde bir soyguna karıştığına bakılırsa, bir mafya
grubunun da içine girmiştir Cengiz. Mafya babasının oğluyla bir gece bir yeri
soyarlar ve sonrasında polisten kaçarlarken Cengiz'in arkadaşı vurur polisleri.
Olay sırasında küçük kızıyla bir anne çıkmıştır karşılarına. Uyanık arkadaşı
kızı kaçırır, böylece annesini tehdit edip susmasını sağlayacaktır. Cengiz de
omzundan vurulduğuyla kalır. Uyanık arkadaşı bununla kalmayıp ihbar eder
Cengiz'i polise. Cengiz bu ihbarı edenin babası Orhan olduğunu zanneder ve
hapse girerken babasından daha çok nefret eder hale gelir. Orhan ise oğlunu
kurtarmak amacıyla kızı kaçırıldığı için yalan ifade veren olayın görgü tanığı
Ümran'ın peşine düşer. Ümran yalnız, çaresiz biridir ve bir tek kızı vardır
hayatta onu kurtarmaktır bütün derdi. Ümran'ın kızı Çiğdem babasız büyümüştür.
Daha doğmadan terk etmiştir babası onları Almanya'da. Annesi ise gerçekleri
kızı Çiğdem'den saklamıştır. Küçük kız Her gün babasının kapıyı çalıp da içeri
girmesini bekler. Babasının hiç göndermediği mektuplarını okur, hiç almadığı
konuşan bebeklerden bahseder annesi ona. Kızına bir hayal dünyası kurmuştur
annesi. Oğlunu kurtarmak için Ümran'ın peşinde dolaşan Orhan ise kadının hayat
hikayesini öğrenince içi acır. Kıza konuşan bir bebek alır ve çalar evlerinin
kapısını. Onu babası sanan Çiğdem sarılır boynuna. Orhan kırmak istemez küçücük
kızı, söyleyemez gerçeği ve küçük kızın babası rolüne soyunur. Ümran'ı arada
gözetleyen tehditçiler Orhan'ın kim olduğunu sorarlar ona, o da çaresizce
kocası olduğunu söyler ve kızını da alıp gider Orhan'ın evine yerleşir. Evi
karıştırıp araştıran Ümran Orhan'ın eski hayatını öğrenir. Sevgiyle bakmaya
başlar orta yaşlı adama, üstüne üstlük bir de aşık olur Orhan'a. Ama Ümran'ın
gerçekçiliği ağır basacak, geceleri hala uykusunda karısını sayıklayan Orhan'ın
başka birini sevemeyeceğine karar vererek kızını alıp kendi evine gidecektir.
Mahkeme günü gelir çatar, Çiğdem'i yine kaçırır o uğursuzlar. Çaresiz kadın
çırpınırken Orhan koşar imdadına. Gidip tereyağından kıl çeker gibi kurtarır
kızı. Bacağından vurulması tatsız olmuştur ama küçük kızı mahkemeye yetiştirir.
Kızını gören Ümran tüm gerçekleri anatır hakime. Bu arada Cengiz'in soygun ve
adam öldürme nedeniyle "kahraman" olduğunu düşünen, onu kıskanan asıl
suçlu arkadaşı öne atılır ve her şeyi Ve mutlu SON gelip çatar. Paçayı kurtaran
Cengiz, babasını aniden seviverir. Hep beraber çıkıp giderler mahkemeden.
(Vadullah Taş)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder