Powered By Blogger

14 Ekim 2015 Çarşamba

BU ADAM KİM (1963)

Senaryo ve Yönetmen Seyfi Havaeri
Yapım: Serpil Film / Serpil Gül


Oyuncular: Turrgut özatay, Serpil Gül, Dursune Şirin, Vahi Öz, Şarkılar: Semra Nuray, Danslar: Sedef Türkay

BİZE DE Mİ NUMARA (1963)

Senaryo Ve Yönetmen: Seyfi Havaeri
Kamera: Nejat Okçugil
Yapım: Hülya Film / Emin Demirtay 


Oyuncular: Özkan Yılmaz, Nebahat Çehre, Sadri Alışık, Nur İnsel, Gönül Bayhan, Atilla Ergün, Eşref Vural, Mustafa Dağhan, Ümit Efekan


Konu: Aynı mahallede oturan iki delikanlının öyküsü.

BİRE ON VARDI (1963)

Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo: Memduh Ün,Lütfi Akad (Villiam Irish'in bir romanından)
Foto Direktörü: Mustafa Yılmaz
Fon Müziği: Fecri Ebcioğlu
Yapım: Uğur Film / Memduh Ün


Ar Direktör: Semih Sezerli, Prodüksiyon Amiri: Adnan Uygur, Reji Asistanları: Tunç Başaran, Mehmet Bozkuş, Bilge Benderli, Işık Direktörü: Rıdvan Varol, Asistanları: Ömer Ekmekçi, İhsan Gedik, Dekor: Sohban Koloğlu, Kamera Asistanları: Hüseyin Birol, Cemal Yılmaz, Sesleri Alan: Marko Buduris, Set Amiri: Nuri İnal, Set Asistanları: Nejat Buvan, Ergun Sipahi, Montaj/Senkron: Diamandi Filmeridis, Laboratuvar: Cemil Orhon, Negatif Montaj: Cengiz Arlı, (Ören Stüdyosunda Hazırlanmıştır.)


Oyuncular: Fatma Girik (Fatma), Tamer Yiğit (Mehmet), Reha Yurdakul (Murat Gürsoy)Hüseyin Baradan (Yusuf), Diclehan Baban (Necla). M. Ali Akpınar (Cahit), Süha Doğan (Cahit Doğan), Hakkı Haktan (Ali Güner), Tunç Başaran (Eczacı), Nuray Uslu (Sevim), Zuhal Tan (Hale), Faik Coşkun, Kaya Erçakar (Volkan), Hüseyin Güler, Ad-nan Uygur, Faik Coşkun (Otelci), Gülten Ceylan, Selahattin Içsel (Sevim’in babası), Abdullah Ferah (Garson), Orhan Çpoban (Garson), Celal Ersöz (Selim), Kaya Erçakar, Kaya Volkan (Selim Gürsoy)


Konu: Fatma (Fatma Girik) Tarsus'tan artist olabilme umuduyla istanbul'a gelip çaresizlikten bir dans salonunda çalışmak zorunda kalan genç ve güzel bir kızdır. Her gece hiç tanımadığı erkekklerle gecenin ilerlemiş saatlerine kadar dans eder. Çünkü ne kadar çok kişiyle dans ederse o kadar çok para kazanır. Bir gece Mehmet'le (Tamer Yiğit) tanışır. O güne dek karşılaştığı kiişilerden çok farklıdır. Gidecek bir yeri olmadığı için evine alır ve onun Tarsus'ta kapı komşusu olduğunu öğrenir. Mehmet de Fatma gibi büyük kentte büyük umutlarla gelip, gerçeğin duvaarına çarptıktan sonra düş kırıklığına uğrayan küçük insanlar kervanına katılanlardan biridir. Ama o buna razı olmayıp kısa yoldan zengin olmak isteme dürtüsüyle hırsızlık yaparak bir miktar paraya sahip olmuştur. Ama yaptığı işten pişmanlık duuyar, üstelik polis de peşindedir. Sonunda Fatma ile parayı çalldığı yere bırakmak ister. Bu kez de kendilerini hiç de beklemeedikleri bir sürpriz karşılar. Evin sahi-bi öldürülmüştür. Mehmet bu kez yalnızca hırsız olarak değil, aynı zamanda katilolarak da aranmaya başlar. Tek seçenekleri gerçek katilleri bulup polise teslim etmektir. Ve onların peşine düşerler.


 Bire On Vardı'nın senaryosunu Lütfi Akad'la oluşturduk. Romana bağlı kaldık, fazla bir şeyeklemedik. Yeniden seyrettiğimde çekimde kurgusunun çok başarılı olduğunu gördüm. Çok uzun sürmedi çekimler. 26-27 günde bitirmiş olmalıyım. Filmin işi ise ortanın biraz üstündeydi. Bugün baktığımda, filmi çok başarılı buluyorum, ama ne-den seyirciyle tam bütünleşmedi, bunun yatını veremiyorum.


Cinayetin işlendiği, Reha Yurdakul'un yatıp kalktığı mekan, içinde ok film çekilen, özellikle Kemal Filmin nerdeyse resmi platosu kimliğindeki Kani Nazım Dilman adlı avukatın eviydi. Filmin belli başlı sahnelerini orada çektik. Ama bu ev tek mekan gibi görulse de arklı farklı mekanlardan bir bütün oluşturmuştum. Evin kendisi, kasanın bulunduğu dekor, Maslak'da askeriyeye ait bir mekandaki, Sulıan Abdülhamit'in yaptığı söylenen gösterişli merdivenler, 4. Levent'te bir apartmanın kalorifer dairesi bütünü oluşturan parçalardı. Tabii anlaşılamıyor-du filmi izlerken.(Memduh Ün)

BİR ÖPÜCÜK VER BANA (1963)

Senaryo ve Yönetmen: Şinasi Özonuk
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Yapım: Hülya Film / Emin Demirtay


Oyuncular: Muhterem Nur, Özkan Yılmaz, Öztürk Serengil, Vahi Öz, Suna Pekuysal, Eşref Vural, Ersun Kazançel, Hülya Demirtay, Necdet Tosun

BİR MİLYONLUK MACERA (1963)

Senaryo ve Yönetmen: Şinasi Özonuk
Kamera: Memduh Yükman
Yapım: ABB Film / Emin Demirtay


Oyuncular: Suphi Kaner, Aysel Tanju


Not: Film hakkında başka bilgi bulunamamıştır.

BİR HİZMETÇİ KIZIN HATIRA DEFTERİ (1963)

Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam
Müzik: Rauf Tözüm
Operatör: Melih Sertesen
Müziklleri Derleyen Rauf Tözüm
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu


Prodüksiyon Amiri: Melih Üstüngör, Reji Asistanı: Mesude Özkılıç, Set Amiri: Saltuk Kaplangı, Kamera Asistanı: Feridun Kete, Prodüksiyon Asistanları: İsmail Varol, Erdoğan Avcı, Mehmet Güler, Dekorlar: Basri Büyükcan, Bilal Uysal, Aksesuar: Nazım Akbulut, Işıklar: Mustafa Akdeniz, Ahmet Ateş, Orhan Erimez, Montaj: Rauf Tözüm, Negatif Montaj: Ali Berkan, Senkron: Diiamendi Filmeridis, Laboratuvar: Mihal Sikarpetis, Recai Karataş, Erkal Tamer, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu


Oyuncular: Orhan Günşiray, Fatma Girik, Ulvi Uraz, Ali Şen, Necdet Tosun, Gülseren Esen, Ersun Kazançel, Reha Kral, Jale Öz, Berç Çiçek, Muammer Gözalan, Salih Özmutlu, Selahattin Içsel, Memduh Alpar, Afif Yesari, Nezihe Güler, Necdet Yakın, Ahmet Turgutlu, Baykal Açmazlale (Kent), Sabahat IŞık, Taliha Saltı, Kaya Volkan, Nubar Kamçılı, Esin Nur (Çocuk Oyuncu)


KONU: Köyünden kalkıp İstanbul'da kapıcılık yapan amcası Şaban'ın (A. Şen) yanına gelen Zeynep (F. Girik) yine onun aracılığıyla zengin bir köşke hizmetçi olarak girer. Fakat güzelliği başına dert olur ve köşkten ayrılır. En son girdiği köşkün yaşlı sahibi Suphi bey (U. Uraz) hasta olan karısını öldürüp Zeynep ile evlenmeye karar vermiştir. Fakat Zeynep ise tesadüfen tanıdığı Bülent (O. Günşiray) adlı bir gen ce aşık olmuştur. Fakat kendisini zengin biri olarak tanıtan Bülent'in aslında bir köşkte şoförlük yaptığını öğrenince ondan kaçar. Suphi bey dediğini yapmıştır. Zeynep'te hanımefendi olmak amacıyla onunla evlenmiştir. Fakat hala Bülent'i sevmektedir. Suphi beyle hiçbir zaman kan koca olmazlar. Bir süre sonra polis cinayeti çözünce Suphi bey cezaevine Zeynep'te Bülent'e dönecektir. (“Burçak Evren, “İki Ün’lü kadın Fatma Girik” )


► Televizyonda siyah-beyaz 'Bir Hizmetçi Kızın Hatıra Defteri' başlayınca seyretmeye başladım. Bilhassa siyah-beyaz yerli filmlerimizi artık herhangi bir değerlendirmeye tutmadan seyretmekteyim. Bu işlemdeki en büyük etken yıllar gittikçe yerli filmlerimizin belgesel vasıflarının öne çıkmasıdır. Zamanında kötü olarak belirtilen yerli filmlerimiz bile, hayatlarımızın o yıllardaki bölümlerininbelgeleri olmuştur. Mesela 40 yıl önce çevrilen filmlerde şehirlerarası yollar ile doğa arasına şimdilerde olduğu gibi demirden engeller yoktur. Günümüzde bacasından kara duman çıkararak giden kara tren göremezsiniz. 'Çakırcalı Mehmet Efe' kasabaya indiğinde kırma taş döşeli yollarda yürür, şimdilerin TV dizisi 'Kurşun Yarası'nda Berdan Mardini'nin yaptığı gibi günümüzün kesme taş döşeli yollarında yürümez. 'Bir Hizmetçi Kızın Hatıra Defteri'nin başrollerinde Orhan Günşiray ve Fatma Girik oynuyordu. Üçüncü başrol oyuncusu Ulvi Uraz'a da nedense, Yıldırım Önal gibi sinemaseverlik hayatımda bir türlü ısınamamışımdır. Neyse konumuz o değil. Güzelliğinin zirvesindeki genç Fatma Girik'li bir sahneden sonra birden film kesildi, mutad olduğu üzere TV nin diğer bir programının reklamı araya girdi. Reklam da tesadüfen Fatma Girik'in yeni dizisi 'Gurbet Kadını'nın tanıtım filmiydi. Görüntüler peş peşe gelince şöyle bir fantezi geliştirdim.


 Eski filmlerimizde oyuncular konu gereği yaşlanınca, makyajla ve genellikle saçları beyaza boyanarak ihtiyar görüntüleri elde edilirdi. Diyelim ki Cüneyt Arkın, Fatma Girik, Efkan Efekan, Kuzey Vargın veya Salih Güney'in eski siyah-beyaz filmlerinde makyajla elde edilmiş birçok yaşlı hal görüntüleri vardır. Şimdiki gerçek yaşlı halleri ile aynı sahneleri çevirip o filmlere ekleseler ve seyretsek nasıl olurdu, hiç merak ettiniz mi? Veya tersi de olabilir, Cüneyt Arkın günümüzde çevirdiği bir dizide gençliğini hatırladığında gerçekten o yaşlarda çevirdiği bir filmden bölüm kurgu maharetiyle diziye yerleştirilse ilginç bir bölüm izlemiş olmaz mıyız? 'Bir Hizmetçi Kızın Hatıra Defteri'nde ilgimi çeken bir başka farklılık da dış çekimlerde film çekimini seyreden insanların da çekime dahil edilmesiydi. Birçok sahnede benzer görüntülerin tekrarlanması üzerine yönetmenin bilerek böyle davrandığını dahi düşündüm. Bazı tiyatro oyunlarında oyuncuların seyircilerle konuştuğuna rastlamışızdır. Bazılarında ise oyuncu salonun herhangi bir yerinden seslenerek yürür ve sahneye çıkıp oyuna dahil olur. (Sadi Çilingir, “Antrakt Sinema Dergisi Kasım 2003, Sayı 74 )

BEYOĞLU PİLİÇLERİ (1963)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo Bülent Oran
Kamera: Yılmaz Gürbüz
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu


Kamera Asistanı: Hasan Uçar, Müzik: Rauf Tözüm, Işık Şefi: Atacan Boran, Sanat Yönetmeni: İsmail Konca, Dublaj Yönetmeni: Sacide Keskin, Sesleri Alan: Marko Buduris, Montaj : Mehmet Bozkuş, Laboratuvar: Cemil Orhon, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş,


Oyuncular: Eşref Kolçak (Süleyman), Filiz Akın (Oya), Yılmaz Duru (Ahmet), Sevda Ferdağ (Çiçek), Ahmet Tarık Tekçe (Rıza), Necdet Tosun, Süha Doğan (Kenan), Jale Öz (Leman), Mine Soley, Sevim Aksoy, Necati Er, Mustafa Dağhan, Zeki Tüney (Sabri), Haydar Karaer, Süheyl Eğriboz


KONU: Süleyman (Eşref Kolçak) bir benzin istasyonunda çalışan, genç, karayağız bir delikanlıdır. Sürekli müşterisi olan Kenan Bey isminde bir işadamı Süleyman’ın dürüstlüğünü ve mertliğini beğenir ve yanında fedai olarak çalıştırmak ister. Süleyman’ın Oya isminde (Filiz Akın) bir sevgilisi vardır. Bir konfeksiyon atölyesinde çalışan Oya ve Süleyman evlenme düşleri kurmaktadırlar. Kenan Süleyman’a araba alması için yardım ettiği sırada yanında gördüğü Oya’yı tuzağına düşürmek ister. Aslında randevuevi işletmektedir. Çalıştırdığı kızlardan biri olan Çi-çek’ten (Sevda Ferdağ) iki sevgilinin aralarını bozması talebinde bulunur. Çiçek Süleyman’a yakınlaşır ve birlikte olurlar.Kenan gizlice resimlerini çeker. Süleyman bir şeyden habersiz Kenan Bey’in yanında çalışmaya başlar. Oya’nın işyerine gizlice bırakılan Çiçek’li resimler amacına ulaşır. Oya işinden ayrılır. Kenan onu terzi akrabası Leman’ın yanına yerleştirir. Aslında Leman Kenan’ın ortağıdır. Süleyman Kenan’ın gerçek yüzünü öğrendiğinde istifa eder. Oya’yı arar, ama bulamaz. Kenan’ın adamının bir zarf getirdiğini öğrenir. Oya’yı bulmak için bara gider. Bu arada Oya, Kenan ve Leman’ın kendisi ile ilgili kötü planlarını öğrenmiş, kaçmanın yollarını aramaktadır. Kaçarken farkedilir ve zorla alıkonulur. Çiçek Süleyman’ı bulur ve ona Oya’nın yerini haber verir. Süleyman ve tüm mahalleli Oya’yı kurtarmak için harekete geçer. Ve sonunda genç kızı kötülüklerin hedefi ve kurbanı olmadan kurtarırlar. Leman ve Kenan ise tam kaçıp izlerini kaybettirdiklerini sandıkları anda elinde silahı olan Çiçek’le burun buruna gelirler. Sonunda su testisi su yolunda kırılacak, iki kötü ruh aynı anda cezalarını bulacaklardır; bu, zavallı iyi kalpli bar kızı Çiçek’in yaşamı pahasına olsa bile…

BEYAZ GÜVERCİN (1963)

Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam
Kamera: Melih Sertesen
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu


Müzik Aranjmanı: Rauf Tözüm, Metin Bükey, Sesleri alan: Tuncer Aydınoğlu,

Oyuncular: Göksel Arsoy (Göksel), Filiz Akın (Filiz Yurtsever), Sunay Uslu (Leyla), Hulusi Kentmen (Avni Yurtsever), Reha Yurdakul Leylanın sevgilisi), Ali Şen (Balıkçı Temel), Senih Orkan (Müfit), Hüseyin Baradan (Rafet), Sadettin Erbil (Ferit), Rıza Tüzün (Rıza), Nuri Altınok, Zeki Sezer (Polis), Süley-man Turan, Celal Ersöz, Aydan Adan, Osman Türkoğlu (Köylü), Ahmet Kostarika, Selahattin İçsel, Jale Öz (Yolcu), Necdet Yakın, Hüseyin Sarıcı, Merih Dinçsoy (Baytar Mesut Akyol, Zeki Dinçsoy, Giray Alpan, Ahmet Koç, Müşerref Çapın, Nuri Altınok (Dr. Ömer Başkut), Muzaffer Yenen (davetli), Fadıl Garan, Şarkılar: Sabite Tur Gületman,


Konu; Zengin bir iş adamı olan Avni Bey'in (Hulusi Kentmen) kızı Filiz (Filiz Akın), sayılı günleri olan bir kalp hastasıdır. Avni Bey, tüm imkanlarını kullanmasına karşılık tıbbın bile çaresiz kaldığı kızının hastalığı karşısında bir şey yapamaz. Doktorlar ise Filiz'in biraz daha fazla yaşaması için, duygusal bir ilişkiye girmemesini, heyecanlanmamasını hatta karşı cinse düşman olmasını isterler. Oysaki Filiz, serbest yetişen, ve arkadaşlarıyla eğlenmeyi çok seven, ama buna karşılık da sorumluluklarının bilincinde olan bir genç kızdır. (Dünya KİV Yayınları, “Kitle İletişim Vakfı” 2010)

13 Ekim 2015 Salı

BEKARLIK SULTANLIKTIR

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: İlhan Engin
Kamera: Yılmaz Gürbüz
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu


Yönetmen Yardımcısı: Birsen Koyu, Kamera Asistanı: Hasan Uçar, Işık Şefi: Atacan Boran, Sanat Yönetmeni: İsmail Konca, Dublaj Yönetmeni: Sacide Keskin, Sesleri Alan: Marko Buduris, Laboratuvar: Cemil Orhon, Prodüksiyon Amiri: Sadri Karan,


Oyuncular: Filiz Akın (Nurşen), Yılmaz Duru (Selim), Ahmet Tarık Tekçe, Vahi Öz (Atıf), Suzan Avcı (Zehra), Hüseyin Baradan(Osman), Nilgün Esen (Sekreter), Aziz Bas-macı (Rakım), Nevzat Okçugil (Hatice Sadettin Erbil (Hasan), Mine Soley (Sekreter), Necdet Tosun (Ahmet), Mualla Sürer (Mualla), Sedat Demir (Bekçi), Toros Kara-bulut


Konu: Nurşen (Filiz Akın) ile Hasan (Sadettin Erbil) birbirlerini seven, kıskanan, sık sık da kavga eden iki nişanlıdır. Hasan bir gün Nurşen’e, iş için Ankara’ya gidip bir süre kalacağını söyler. Nurşen buna karşı çıkarak eğer giderse, onu kıskandırmak için kendisine özel duygular besleyen Selim’le (Yılmaz Duru) gezip tozacağını söyler. Sinirlenen Hasan, “Bekarlık Sultanlıktır” derneğinden arkadaşı Davut’u (Ahmet Tarık Tekçe) Nurşen’in peşine takar. Nurşen ve Selim’i neredeyse burunlarının dibinden izleyen Davut, yaşamı ikisine de zehir eder. Ama Nurşen’i uzaklaştırmak için götürdüğü her yerde de Selim’le karşılaşır. Selim Nurşen’e aşkını açıklar. Nurşen aslında “Bekarları Evlendirme Derneği”ne üyedir. Ve Hasan’la Davut’u yaptıklarına pişman etmeye kararlıdır. Bu arada Hasan Ankara’da başka bir sevgili ile gününü gün etmektedir. Nurşen Hasan’a telefonda artık Davut’u sevdiğini ve onunla olacağını söyler. Evine gittiği Davut’tan kendisine aşıkmış gibi davranmasını ister. Geri dönüp Davut’un evine giden Hasan, onları görür, herşeyi bitirir. Tam bu anda “Bekarları Evlendirme Cemiyeti” eve baskın yapar. Nurşen’in cemiyet üyesi ve olanların bir oyundan ibaret olduğu, genç kızın gerçekte Selim’i sevdiği ortaya çıkar. Sonuçta ise herkes mutludur. Nurşen Selim ile, Hasan Ankaralı sevgilisi ile, iki “cemiyet”in başkanı da birbirleri ile evlenirler.

BENİ OSMAN ÖLDÜRDÜ (1963)

Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Sedenü
Kamera: Kenan Kurt
Müzik: Fecri Ebcioğlu
Yapım: Kemal Film / Osman Fahir Seden


Yönetmen Asistanı:
Zafer Davutoğlu, Kamera Asistanı. Kenan Davutoğlu, Sesleri Alan: Tuncer Necmioğlu, Montaj: Zafer Davutoğlu, Senkron: Arif Özalp, Taner Oğuz, Negatif Montaj: Ali S. Berkan, Laboratuvar: Mihail Skarpedis, Recai Karataş, Işık Ekibi: İlhan Aslım, Muzaffer Durusoy, Set Amiri: Hasan Nurdan, Prodüktör Temsilcisi: Adnan İrkut, Prodüktür Amiri: Yüksel Tanık,

(“Kemal Film Platosunda Çekilmiş ve Acar Film Stüdyosunda seslendirilmiştir.”)

Oyuncular: Türkan Şoray (Türkan), İzzet Günay (Osman), Hulusi Kentmen (Komiser, Öztürk Serengil (Öztürk), Saadettin Erbil (Saadettin), Sunay Uslu, Muhterem Nur, Ahmet Tarık Tekçe, Hüseyin Peyda, Aziz Basmacı, Hüseyin Baradan, Birsen Menekşeli, Tümay Tunçalp, Mürüvvet Sim, Devlet Devrim, Atilla Yelkenci, Meriç Başaran, Vahi Öz, Mualkla Sürer, Leman Akçatepe, Mümtaz Ener, Mehmet Ali Akpınar, Hüseyin Güler, Hasan Nurdan, Adnan İrkut


Konu: Beni Osman Öldürdü" ile polisiyemacera güldürüsünü deneyen Usta. Bu kez oldukça farklı bir tarza girişiyor. Başrollerini İzzet Günay ve Türkan Şoray'ın paylaştığı film, Usta'nın da ifadesi ile "yalnızca para sıkıntısı nedeniyle çekilmiş olan" bir filmdi.

Osman'ın (İzzet Günay) babası, ölmeden evvel bıraktığı vasiyetnamesinde bütün mirasını ve şirketlerinin idaresini, evlilik dışı dünyaya gelen oğlu Osman'a bıraktığını belirtir. Öz oğulları Öztürk (Öztürk Serengil) ve Saadettin (Saadettin Erbil) buna karşı çıkarlar. Mirası Osman'a kaptırmamak için çeşitli oyunlar çevirirler. Bu arada kaldıkları evde garip olaylar meydana gelmeye başlar. Evdeki kızlar sırayla öldürülüp, cesetleri ortadan kaybolur. Bir de her öldürülen kız, kendi kanıyla "Beni Osman Öldürdü" diye yazı yazmaktadır. Üvey kardeşleri ve evin diğer sakinleri, zaten çapkın olan ve sürekli bu kızların peşinde dolaşan Osman-'ın, kızları öldürdüğüne iyiden iyiye inanır, polise şikayet eder. Osman, masum olduğunu savunur. Artık diğer kızların peşinde koşmayıp "tavuk yemlemediğini", sadece Türkana (Türkan Şoray) aşık olduğunu söyleyerek, her fırsatta ona ilanı aşk eder. Evde tahkikat yapan Komiser (Hulusi Kentmen), bütün bu saçmalıkların bir şaka olduğunu, buna bir son verilmezse evdeki herkesi tutuklayacağını söyler. Bu arada evde maskeli ve eli silahlı birtakım kişiler dolaşmaya başlar. Sonunda polis, gerçeği ortaya çıkarmak için düzen kurarak Osman'ı tevkif eder, ama evin bodrum katına götürerek bağlarlar. Osman'ın aşkına artık inanan Türkan, bodrumdan onu kurtarır. Evinin anahtarını vererek orada saklanmasını ister. Evde kalan kızlardan biri, Türkan'ın evine gelerek polisin burayı basacağını haber verir. Ancak bu kız da öldürülerek, cesedi-nin yanına "Beni Osman Öldürdü" diye yazar. Kız eve geldiğinde pencerenin dışarı çıkarak saklanan Osman, cesedin yanında biraderi Saadettin'in zarlarını bulur. Kardeşlerinin yanına giderek hesap sorar. O sırada evi polis basar. Oysa polis, baştan beri her şeyi biliyordur. Öldürülen kızları ortadan kaybeden de polistir. Her şey anlaşılınca, kızlar teker teker meydana çıkarırlar. Maskeli adam da maskesini indirir; bu kişi, öldüğünü sandıkları babalarıdır. Babaları, gerçekten bir kardeşleri olduğunu, öldüktensonra diğer çocuklarının ona nasıl davranacağını bilmek istediği için böyle bir oyun hazırladığını söyler. Fakat, onun çocuğu Osman değildir. Gerçek çocuğunun Türkan olduğunu söyler. Osman ile Türkan evlenirler. Usta 'nın sinemadaki kariyerine herhangi bir katkısı olmayan bu film, bir çırpıda kota-rılmış, senaryoda birtakım tutarsızlıkların olduğu, Usta'nın kişiliği ve sinemadaki idealleriyle uyuşmayan bir filmdi. Fakat yine de Seden'e has çekim açılarıyla, dikkat çekici teknik gösterisiyle film, kime ait olduğunu belli özellikleriyle ele veriyordu. Usta, zaman zaman çekmek zorunda kaldığı bu tarz filmlerini, "sıra filmleri dizisi" diye adlandırıyordu. Ve bu tarz filmler çekmeye çeşitli sebeplerden dolayı mecbur kaldığını, hatta bu durumdan utandığını itiraf ediyordu. “Gülşah Nezaket Maraşlı a.g.e. syf: 167 ”

BAZILARI DAYAK SEVER (1963)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Osman F. Seden, Bülent Oran
Kamera: Necati İltaç
Yapım: Ses: Tuncer Aydınoğlu, 


Senkron: Arif Özalp, Taner Oğuz, Negatif Montaj: Ali S. Berkan, Osman Bilen, Laboratuvar: Recai Karataş, Mihail Skarpedis, Dekor: Saim N. Bilge, Set Amiri: Hasan Nurdan, Işıklar: İlhan Aslım Işık Ast: Muzaffer Durusoy, Kazım Çakırman, Prodüksiyon Md: Adnan İrkut, Prodüktör: Yüksel Tanık, (Kemal Film Platosu’nda hazırlanmış, Acar Film Stüdyosu’nda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Orhan Günşıray, Fatma Girik, Ahmet Tarık Tekçe, Öztürk Serengil, Vahi Öz, Suzan Avcı, Necdet Tosun, İlhan Hemşehri, Orhan Aykanat, Haydar Karaer, Yaşar Şe-ner, Faik Coşkun, Selahattin İçsel, Zeki Tüney, Memduh Alpar


KONU: Henüz iki aylık evliyken annesi (Gülistan Güzey) ve babası (Mümtaz Ener) ayrılkan ve babasıyla birlikte İzmir'e yerleşen Türkan (Türkan Şoray), 18 yaşına geldiğinde babasının zoruyla zengin bir gençle (Süleyman Turan) evlendirilmek istenir. İstanbul' da çiçek satarak geçinen annesini düğününe çağırmak üzere gelen Türkan, bu dertli kadına yardımcı olan bir şoföre (Tamer Yiğit) aşık olur. Aynı şoförü seven zengin bir kadın bu aşkı engellemeye çalışır.

BAŞIMI BELAYA SOKMA (1963)

Yönetmen: Nişan Hançer
Senaryo: Suavi Sualp
Kamera: Şevket Kıymaz
Yapım: Ni-Va Film / Nişan Hançer


Oyuncular: Eşref Kolçak (Demir), Semra Sar (Zeynep), Evrim Fer (Jale), Kenan Pars (Nuri), Ahmet Tarık Tekçe (Patron), Erol Günaydın (Ahmet), Senih Orkan (Rüştü), Mümtaz Ener, Kadri Ögelman, İhsan Torun, Küçük Yıldız: Cin Ali


Konu: İşten eve dönen kamyon şoförü Demir kız kardeşi Zeynep'in kaçırıldığını öğrenir. Zeynep ünlü bir şarkıcı olacağı vaadiyle Nuri tarafından alıkonulmaktadır. Meyhanede kavga ederken ölen meyhanecinin katili olarak Demir aranmaktadır. Polisten kaçarken tesadüfen düşmanı Nuri'nin eski karısı Jale'yle tanışan Demir ona aşık olur. Artik Demir'in tek amacı kız kardeşi Zeynep'i düşmanlarının elinden kurtarmaktır…

BAŞ BELASI (1963)

Yönetmen: Dr. Arşavir Alyanak
Senaryo: Fikret Arıt
Kamera: Memduh Yükman
Yapım: Koçanga Film / Aleko Aleksandru


Oyuncular: Orhan Günşıray, Nilgün esen, Nilüfer Aydan, Öztürk Serengil, Aysel Tanju, Osman Alyanak, Nilgün esen

Konuı: Yaralı bir kaçakçının yerine geçip çeteyi ele geçiren polis memuru Necdet’in serüveni.

BARUT FIÇISI (1963)

Yönetmen: Zafer Davutoğlu
Senaryo: Osman F.Seden,
Kamera: Kenan Kurt,
Müzik: Tuncer Aydınoğlu
Yapım: Kemal Film / Osman Fahir Seden


Prod. Amiri: Yüksel Tanık; Prod. Temsilcisi: Adnan İrkut; Yön. Asist.: Orhan Aykanat; Işık Şefi: İlhan Aslım; Işık Asist.: Muzaffer Durusoy, Kazım Çakırman, Özer Korkmazlar; Kamera Asist.: Kenan Davutoğlu; Set Amiri: Hasan Nurdan; Dekor: Saim Nahit Bilge; Prod. Asist-Aksesuar: Cemil Paskap; Montaj-Senkron: Arif Özalp, Taner Oğuz; Neg. Montaj: Ali S. Berkan, Osman Bilen; Laboratuvar: Mihail Skarpedis; Ses: Tuncer Aydınoğlu; 

(Kemal Film Platosu'nda çekilmiştir. Acar Film Stüdyosu'nda Hazırlanmış ve Seslendirilmiştir.)

Oyuncular: İzzet Günay (Osman), Fatma Girik (Fatma), Altan Erbulak (Altan), Çolpan İlhan (Gül), Vahi Öz (Rüknettin Bey), Bedia Muvahhit (Bedia Hanım), Kadir Savun (Kadir Ağa), Nebahat Çehre (Nur), Sevil Candan (Ayşe), Serap Acar (Oya), Mualla Sürer (Mualla Hanım), Nubar Terziyan (Hulusi Bey), Necdet Tosun, Mürüwet Sim, Aziz Bas-macı, İdal Genç, Behzat Balkaya, Ergül Buharalı, Faik Coşkun, Hüseyin Güler, Mu-ammer Gözalan, Hasan Ceylan, Hüseyin Zan, Talia Salti


KONU: Fatma (Fatma Girik), dayısı Rüknettin Bey'in (Vahi Öz) yanında yaşa-maktadır. Rüknettin Bey'in Osman (İzzet Günay) ve Altan (Altan Erbulak) adında iki oğlu vardır. Rüknettin Bey çapkınlığından bıktığı için Osman'ı kısa zamanda evlendirmek ister. Bunun için yakın arkadaşı Hulusi Bey'in (Nubar Terziyan) kızını düşünürler. Bu arada Osman ile sürekli kavga eden Fatma, ona aşık olur. Fakat Osman'ın annesi Bedia Hanım (Bedia Muvahhit) bu aşka engel olmaya çalışır, çünkü Fatma'yı hiç sevmemektedir. Sonunda onları ayırmak için Fatma'nın üzerine hırsızlık suçu atarak hapse girmesini sağlar. Fatma içerideyken, oğlunu akraba kızı Nur (Nebahat Çehre) ile evlendirmeye kalkar. Osman'ı uyutarak Nur'un yatağına sokar ve bu evlilik için mecbur bırakır. FinaIde Fatma, Kadir Ağa (Kadir Savun), Altan ve Osman tarafından temize çıkarılır, Osman'la yeniden birleşir

BANA ANNEMİ ANLAT (1963)

Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt
Yapım: Kemal Film / Osman F.Seden


Oyuncular: Fikret Hakan, Filiz Akın, Parla Şenol, Vahi Öz, Öztürk Serengil, Kadir Savun, Efgan Efekan, Ahmet Tarık Tekçe, Serpil Gül


Sansür Tarihi: 27.09.1963; Sayı: 102


Konu: Süse ve paraya düşkün karısını kızıyla birlikte terk eden bir adamın öyküsü


Not: Bu film, bugün Kemal Film'in kayıplar listesindedir.