Powered By Blogger

8 Mart 2020 Pazar

TOPRAĞIN TERİ (1981)


Yönetmen : Natuk Baytan
Senaryo: Mehmet Soyarslan, Bülent Oran
Görüntü Yönetmeni: Kaya Ererez
Müzik: Mehmet Soyarslan
Yapım: Özen Film/Mehmet Soyarslan,
Haluk Ünsal

Oyuncular: Fikret Hakan, Güngör Bayrak, Bulut Aras, Erol Taş, Nubar Terziyan, Esra Bora, Atilla Ergün, Mehmet Tabak, Levent Soyarslan

Konu: Mühendis Hasan karısı ve çocuğu ile Amerika'dan köyüne döner. Köye bir süt fabrikası kuracak, köylülerin ürününü değerlendirecektir. Köylüden para toplar. Fakat bu girişime kızan paraları çaldırmak ister. Herkes çalındığını sanmıştır ama Hasan'ın kardeşi paraları kurtarıp saklamıştır. Köylüleri kışkırtıp Hasan'a saldırtır. Karısına tecavüz edilir. Ağa'nın oğlu ise, Hasan'ın karısına (Güngör Bayrak) zorla tecavüz eder. Kemal, ağabeyini kurtarırken yavuklusu Gül (Esra Bora) ile birlikte öldürülür. Köylülerin ayaklandığı sıra Hasan, kardeşinin sakladığı paraların yerini bulur.

ÖDÜL:

* Sinema yazarlarının Ankara Sanatevi adına yaptıkları değerlendirmede (1982), 
► Kaya Ererez, "en iyi görüntü yönetmeni".

* Türk sinemasının son yıllarda dışarı açılması, filmlerimizin satılması, ticari dağıtım zincirleri içinde gösterilmesi ve büyük seyirci toplaması, herkesin İlgisini çekti (galiba devletimiz dışında). Bu ilgiden yararlanmak için, şimdiye dek yalnızca film getirtmekle uğraşan bir büyük sirkelin. Özen Film'in ilk kez olarak yerli yapıma yönelmesi, sevinilecek bir davranış. Üretmekten, yaratmaktan daha güzel daha olumlu ne olabilir?

Özen Filmin sahibi aileden sinemacı Mehmet Soyarslan, bu ilk filmi için klâsik deyimle, "Hiç bir fedakârlıktan kaçınmamış..." Filmin büyük bir bütçesi var. (22 milyondan söz ediliyor: Bir Türk filmi için büyük bir para). Çekimi 2,5 ay sürmüş, teknik işlemleri olabildiğince iyi biçimde yapılmış. Filmin teknik açıdan sinemamız için de önemli bir aşama olduğu söylenebilir, bazı laboratuar (yıkama ve basma) hatalarından da tümüyle arındırabilseydi... Ne var ki Soyarslan, asıl büyük "fedakârlığı" yapamamış, yani filmin konusunu ve senaryosunu kendi oluşturmak yerine iyi bir yazara veya yazarlar grubuna ısmarlasaydı, hikâye üstünde, kişilikler üstünde daha İyi bir düşünmek fırsatı olsaydı, kuşkusuz film kendine harcanan parayı gerçekten hak ederdi.

Ne anlatıyor "Toprağın Teri?.." Amerika'da okumuş, "mühendis olmuş" bir genç adamın, Hasan'ın köyüne dönerek hemşerilerini içinde bulundukları yoksulluktan, Ağa sömürüsünden kurtarmak üzere bir bir süt ve süt ürünleri fabrikası kurmaya girişmesini anlatıyor. Köye genç, güzel karısı ve oğluyla birlikle gelen Hasan, kardeşi Kemal'le birleşerek köylüleri para toplayıp fabrikayı kurmak için inandırıyor. Görmüş, geçirmiş Salih Ağa, bu isteğe karşı çıkmazmış, gibi davranıyor, kendisi de yardım bile ediyor. Ama ağanın planlan vardır: Parayı, muhtar tarafından bankaya götürürken baskınla ele geçiriyor ve başlık parası peşinde olan Kemal'in suçlanmasına yardımcı oluyor. Köylüler ağadan değil ama. Hasan - Kemal kardeşlerden sırt çeviriyorlar.

Bu arada, zaten baştan beri "dekolte" giysileri içinde köy geleneklerine meydan okumakta olan Hasan'ın karısı Alev, zor dakikalar geçiriyor. Salih Ağa, Alevi kaçırtıyor. Kemal'i öldürtüyor. Hasan ise düşürüldüğü tuzaktan kurtularak Ağa'ya savaşımını sürdürüyor, sonunda onu yakalıyor. Ama nerde olduğunu yalnız Kemal'in bildiği paralar, ortada yoktur.,.

"Toprağın Teri", yıllardır en basit serüven romanlarından İtalyan Western'lerine artık en bilinen macera trüklerini, motiflerini yeniden bir araya getiriyor. İyiler iyi, kötüler tümden kötü bu filmde... Ama iyilerin de kötülerin de ortak bir özelliği var.

Yaşamıyorlar, kanlı - canlı değiller. Nasıl olsunlar ki: senaryoda onlara işlevsel, beylik konuşmaların dışında en küçük bir karakter boyutu verilmemiş. Hasan, söz gelimi, niye Amerikalardan köyüne gelir, başını belaya sokar, bunca uğraşır? Bu "İdeal" niye onun için bu denli önemlidir? Bu bilinmez, anlaşıl-maz. Alev niye bu ırak Anadolu köyünde açık saçık dolaşır, "bikini" ile göle girer? Az - biraz "teşhİrcİ" midir? Sonra gerilimi uzatmak için düşülen mantık hataları, karışık bir entrika boyunca anlaşılmayan, kavranamayan gelişimler; Niye Kemal paraları alıp kaçar da köylülere veya jandarmaya gidip gerçeği anlatmaz? Hep adı edilen polis, jandarma niye bir türlü ortada gözükmez? Köylüler niye öyle bilinçsiz bir yığın, adeta bir koyun sürüsü gibi bir o yana, bir bu yana gidip gelirler, her şeye hemen inanır, Hasan’ı ve Alev'i ölümcül bir sürü gibi Öldürmeye davranırlar? Ve asıl önemlisi, bunca kana, bunca zulme, şiddete ne gerek vardır? Sinemada şiddetin egemen olduğu bir dönem vardı, biraz azalmakla birlikte belki hala var. Ama bu işin çok daha iyisini yabancılar yaptılar, yapıyorlar, hem de, (Sam Peckinpah örneği) şiddete kendine özgü bir boyut, neredeyse bir "şiir katarak... "Toprağın Terindeki şiddetin "şiiri" nerede? Gerekçesi ne?

Yanılgı surdan doğuyor, sanıyorum: Son dönemde dışarıda ilgi gören filmlerimiz de. Doğu’da ve Güneyde, sömürünün, zor yaşam koşullarının egemen olduğu geri kalmış yörelerimizde çekildi. Bir "Sürü", bir "Hazal", bir "Kara Çarşaflı Gelin" benzer koşullan işliyorlardı. Ama benzer bir konuyu veya öyküyü almakla sorun çözümleniyor mu? "Sürü’deki büyük insancıl bildiri, yoğun sinemasal derinlik kolay yakalanabilir mİ? "Hazal"da yönetmenle senaryo yazarının, aşıkların sonda halk tarafından öl-dürüldüğü (ve bir bölüm sinemacımız için kuşkusuz son kerte "sinema" olan bölümü filme koymayı değil, koymamayı yeğlemeleri, bu şiddet sahnesini filmde kullanmamaları, Türkân Şoray / Tank Bulut çiftini öldürülmüş olarak göstermeleri anlamlı değil miydi? "Kara Çarşaflı Gelin"de tüm bir sömürü düzeninin, Ankara'da politikacıya dek uzanan kirli bağlar sergileniyordu. "Toprağın Teri"nde, ise yine klasik ve beylik "Ağa sömürüsü" işleniyor. Bunca yıl sonra artık bu inandırıcı olabilir mİ? 27 Mayıs eylemi Doğu'dan 55 ağayı toplayıp kaldırınca, sömürü durdu mu Türkiye'de, köylü rahata erdi mİ?

Evet, bir filme 22 milyon harcamak iyi, güzel, alkışlanacak bir davranış. Ama yeterli değil. Bu denli emek harcanan bir film için geniş, boyutlu, evrensel, insancıl bir tema veya temalar bulmak, bunları özenle düşünülmüş, hazırlanmış bir öykünün içine özenle yerleştirmek gerekiyor. Çağdaş bir sinema yapılmak isteniyorsa, dışarı satılmak isteniyorsa... Yoksa Türk usulü İtalyan westerni yapmak, belki yine satış şansı getirir, ama yankılar yapacak, kendinden söz ettirecek bir film oluşmasını sağlayamaz.

Özen Filmin "Toprağın Teri"ni içerdiği iyi niyet için alkışlayabiliriz ancak... Oyuncu kadrosundan ise özellikle Güngör Bayrak sivriliyor: "Düşman'daki oyununu unutamadığımız sanatçı, bu filmde de nüans, incelikli oyunuyla dikkati çekiyor. Sinemamızın bu olağanüstü kadından daha iyi yararlanmasını dilerim. Film yapımını sürdürecekse eğer, Mehmet Soyarslan'a da iki küçük öğüdümüz var. Gelecek sefere öyküsünü daha iyi düşünsün, hazırlasın... Ve bir de ailesinin çok cici iki bireyini evde bıraksın....”Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız

► Filmin ilk başladığı dakikalar, Güngör Bayrak'ın uzun soluklu koşusunu, Natuk Baytan'ın bu sahnedeki nefis anlatımını görünce bayağı zevklendik. Ama filmin giderek Ringo ve korku filmlerinin kalıpla-rına dönüştüğünü de üzülerek izledik...Bu imkana, bu paraya yazık. olmuş. Böyle bir konudan, parasal olanaklara dayalı ne kadar bir "üstün yapım" çıksa da sonuç "Toprağın Teri"ndeki gibi yanlış, boşa harcanmış çaba olarak kalır. (Agah Özgüç, Yıldız, S.: 193, Şubat 1982)

TAKİP (1981)


Yönetmen: Remzi A. Jöntürk
Senaryo: Mehmet Aydın
Foto Direktörü: Çetin Tunca
Yapım: Gökçen Film/Oğuz Çetiner

Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Renk uzmanı: Sabahattin Hoşses, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Montaj, Senkron ve Negatif Montaj: Sedat Karadeniz, Mustafa Kul,
Yeni Lale Stüdyo ve laboratuarlarında hazırlanmış ver seslendirilmiştir

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Oya Aydoğan, Fikret Hakan, Eşref Kolçak, Hayati Hamzaoğlu, Kadir Savun, Yılmaz Köksal, Ülkü Özen, Kadir Savun, Atilla Ergün, Kâzım Kartal, Çocuk Yıldız: Barış Aydın

Konu: Karlı yollarda devrilen hapishane aracından iki idam mahkumu Hasan'la (Cüneyt Arkın), Kör Mustafa (Hayati Hamzaoğlu) kaçarlar. Aile içinde ve çalışma yaşamında kendini bir türlü kanıtlayamamış olan emekli komiser Hüseyin (Fikret Hakan), peşine düştüğü iki azılı caniyi yakalar. Karın yolları kapatması nedeniyle kaçaklar ve komiser bir dağ evine sığınırlar. Hasan, ev sahibi yaşlı adamın genç ve isterik karısı Oya (Oya Aydoğan) ile ilişki kurar. Bu ara iki mahkum evden kaçarlar. Yolda Kör Mustafa, Hasan'ı öldürmek ister. Gerçekte kaldıkları evin sahibi (Eşref Kolçak), karısıyla yatan Hasan'ı öldürüp cesedini getirmesi için Kör'e para ve silah vermiştir. Ne var ki Hasan'ın yerinde Kör'ün cesedi gelir. Ve karısının ihanetine dayanamayan adam intihar eder. Yıllar önce yanlışlıkla iki çocuğunu öldürüp katil olan Hasan'ın peşine düşen emekli komiser, çeşitli maceralardan sonra onu teslim alır. Ama artık, kanun adamıyla cani birbirlerine düşman değil, dostturlar ...

* Filmin en etkili ve de anahtar sahnesi Cüneyt Arkın'ın bir geriye dönüşle anımsadığı çocuklarını öldürdüğü bölüm. Bu vurucu sahneden yola çıkılıp geliştirilseydi, amacına varılmış bir film ortaya çıkardı. Ne var ki saptırılmış, psikopat tiplemelerle psikopatlığın antolojisi olmuş Ya da "psikopatlığın komedisi. (Bkz.: Agah Özgüç Yıldız,s.:.201,30 Mart 1982)


ŞAKA YAPMA (1981)


Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Görüntü Yönetmeni: Muzaffer Turan,
Kurgu: Mevlut Koçak
Yapım: Özer Film /Nazmi Özer

Yardımcı Yönetmen: Nezih Tunar, Arif Erkuş, Görüntü Yönetmen yardımcısı: Saner Saygılı, Cem Esentepe, Teknik Ekip: Taci Ersan, İbrahim Önen, Ahmet Topal, Yapım Yönetmeni: Fikret Ertuğrul, Renk Uzmanı: Hikmet Kuyucu, Laboratuar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Mustafa Yıldız, Sesleri Alan: Erkan Esen-boğa, Negatif Montaj: Mustafa Kul, (Yeni Lâle Stüdyosunda hazırlanmıştır).

Oyuncular: Zeki Alasya, Metin Akpınar, Serpil Çakmaklı, Adile Naşit, Pembe Mutlu, Orhan Günşıray, Süleyman Turan, Neriman Köksal, Ali Şen, Sabiş Kara, Semra Uçar, Şefik Döğen, Hüseyin Kutman, Orhan Aydınbaş, Ali yalaz, Nubar Terziyan, Nezih Tuncay,

Konu: Oldukça zengin bir adam, at ara-bacısı bir gence son model arabayla çarpar. Adam genci hemen hastaneye götürür. Gencin kazadan dolayı bir rahatsızlığı yoktur ama,yapılan testlerde ölümcül bir hastalığa yakalandığı ve çok az bir ömrü olduğu ortaya çıkar. Bunu öğrenen fakir genç büyük bir şok yaşar. Onun bu durumundan yararlanmak isteyen bazı reklam şirketlerinin sahipleri para kazanmak için yardım kampanyası başlatırlar.

ŞABANCIK (1981)👌




Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Tanju Gürsu
Kameraman: Sertaç Karan
Yapım: Kuzey Film/Tanju Gürsu

Oyuncular: Ali Poyrazoğlu, Aydemir Akbaş, Adile Naşit, Bilge Zobu, Defne Yalnız, Hulusi Kentmen, Bülent Kayabaş, Ali Şen, Merih Fırat, Hulusi Kentmen, Hüseyin Kutman, Baykal Kent, Mete Sezer, Özcan Özgür, Nejat Gürçen, Sırrı Elitaş, Semra Erikman,

Konu: Bir genç köyünden kalkıp çalışmak için İstanbul'a gelir. Hamamda tellaklık yapar. Ara sırada şarkı söyler. Hamamdaki sesin güzelliği dikkat çeker ve ünlü bir şarkıcı olur

SU (1981)


Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Suphi Tekniker
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım: Uzman Film/Kadir Turgut, Ferit Turgut

Prodüksiyon Amiri: Cihat Karaman, Set Ekibi: İsmail Kündem, Ömer Babu, Erdal Şumer, Işık Ekibi: Salim Yaşar, A. Rıza, Yönetmen Asistanları: Ali Kıvırcık, Faruk Turgut, Renk Uzmanı: Kaya Ören, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Senkron: Turgut İnangiray, Ören Film Stüdyosunda renklendirilmiş, Yeni Film stüdyosunda seslendirilmiştir.

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Orhan Günşıray, Filiz Özten, Nejat Özbek, Hikmet Taşdemir, Aliye Rona, Talât Gözbak, Şenay, Tevfik Şen, Seyfettin Aydemir,

Konu: SU , Cüneyt Arkın’ın kariyerinin 1980’li yılların ilk yarısındaki çok özel bir dönemi olan çetin İnanç ortaklığında gerçekleştirdiği filmlerinin başlangıcıdır.1981 yapımı film 1983 ve 84 yıllarında tamamen oturmuş Arkın - İnanç stilinin hamurunun yoğruluşudur. Film hızlı bir şekilde başlar ve bu yüksek tansiyon film boyunca muhafaza edilir . Keban Barajı için sadece emeğini , terini değil kanını canının bir parçası kadınını ve oğlunu suya feda etmiş "deli" mühendis Murat ve aynı anadan olmayan üvey kardeşinin mücadelesidir. Aslında dünyanın var oluşundan bu yana süregelen iyi ve kötünün mücadelesi ... 

Baraj bölgesinde bir kumar cenneti yaratmak amacıyla tüneller açılması ve yol yapımı beraberinde dinamitleme çalışmalarını getirmiştir . Mühendis Murat "su dağlarda tek bir fidan tek bir can yoldaşım kalsa da " diyerek baş koyduğu yolda bu çalışmaların tehlikesini sezmiş ve tüm gücüyle halkı da kardeşini de uyarmaya çalışmaktadır. Suyun affetmeyeceğini hissetmektedir . Kayaları dinler suyun akışını izler gelecek felaketin kapıda olduğunu haykırır . Baraj bölgesinin jeolojik yapısı dinamitleme sonucunda oluşacak sarsıntıları karşılayamayacak zayıf bir toprak katmanına sahip olabilir ve bu da heyelana dolayısıyla barajın çökmesine yol açacaktır. Bir tek ampulün dahi boşa yanmaması gereken bu zamanda bir işe yaramayan reklam panolarınızı çalıştırmayın süslü salonlarda mücevherlerinizi sergilemek için memleketimizin bereket kaynağını tüketmeyin, Keban’ın yavrum canım oğlum seni seviyorum" Filmde bu şekilde toplumsal mesajlar içeren kült repliklerin bulunduğu bir bölüm vardır . Bu açıdan Arkın’ın "duygularıyla" oynayan bir aktör olmasının zirvedeki örneklerinden birisidir. 

Arkın bu konuşmaları yaptığı sahnelerde yalnızdır . Baş mühendisliğini yaptığı barajı oğlu gibi görmektedir. Her baba gibi oğlunun üzerine titrer çünkü her evlat gibi o da Türkiye’nin geleceğidir . Bu duyguyu samimiyetle ve ruhla izleyene hissettirmek sanatsal bir başarıdır . Aksiyon dozu diğer inanç Arkın filmlerine kıyasla daha makul ve sosyal mesajların verilişi açısından son derece başarılı olan su sürekli şekilde benzetildiği Köprü filmine sadece bu özellikleri ve Arkın’ın oyunculuğu (kendi başına oynadığı sahneler, aksiyon sahnelerindeki tartışılmaz başarısı ve köprüye bağlanma sahnesinde Yeşilçam kadar dünya sinemasında bile pek çok oyuncunun cesaret edemeyeceği bir tehlikeye atılması) ile çok daha ileride ve hoş bir alternatiftir, (www.cuneytarkin.com)

SEVİYORUM ALLAHIM (1981)



Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Recep Filiz
Foto Direktörü Mükremin Şumlu
Yapım: Osmanlı Film/Mehmet Karahafız, Hasan Çakır

Sesleri Çeken: Barış Ören, Söz ve Müzik Direktörü; Bayram Şenpınar, Ekip: Erdal Sümer, Kâmil Zaik, A. Rıza Duldağ, Salih Yolcu, Prodüksiyon Amiri: Cihat Karahan,
Ören Film Kaya Ören Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Bayram Şenpınar, Nazan Saatçi, Levent Çakır, Kâzım Kartal, Gülten Ceylan, Pınar Çorumlu, Sami Hazinses, Gülten Ceylan,

Konu: Sevdiği kızla evlenebilmek için gurbete para kazanmaya giden, köyüne döndükten sonra ise onu ayırmaya çalışan kötü kişilerle mücadele eden bir gencin aşk öyküsü.


SEVDALIM (1981)


Senaryo ve Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım: Kale Film/Müfit İlkiz

Oyuncular: Selâhattin Alpay, Serpil Çakmaklı, Behiye Eraksoy, Hayati Hamzaoğlu, Hüseyin Peyda, Gülten Ceylan, İhsan Öztürk, Yasemin Yıldız

Konu: birbirlerine kavuşamayan iki sevgilinin hazin aşk hikayesi.

SENİ YAKACAKLAR (1981)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Tanju Gürsu
Foto Direktörü: Setaç Karan
Yapım: Kuzey Film/Tanju Gürsu, Seyfettin Özkasap

Asistan Rejisör: Engin Temizer, Set Teknisyenleri: Sonay Kanat, Taci Erşan, Ekrem Çınaroğlu, Işık Şefi: Aslan Yıldız, Kamera Asistanı: Ali Güvenci, Prodüksiyon Asistanı: Kadir Akgünlü, Seslendiren: Erkan Esenboğa, Montaj-Senkron: Mevlut Koçak, Prodüksiyon Amiri: Şerif Ablak, Laboratuvar: Sabahattin Hoşses, Selahattin Kaya, (Yeni Lâle Stüdyosu’nda hzırlanmıştır.)

Oyuncular: İbrahim Tatlıses, Perihan Savaş, Aydemir Akbaş, Erol Taş, Ünsal Emre, Hayati Hamzaoğlu, Hüsyin Peyda, Coşkun Göğen, Gülşen Gürsoy, İnci Sel, Lamia Yal, Sabahat Işık, Kudret Karadağ, Zeki Tüney, Tevfik Şen, Ata Saka,

Konu: Babaları arasındaki kan davasını sürdürmeye kararlı iki amcaoğlu birbirlerini öldürmeye hazırlanırken kaderin cilvesiyle aynı kıza aşık olurlar. Bu aralarındaki düşmanlığın daha da artmasına neden olur.

ÖNCE HAYALLER ÖLÜR (1981)






Senaryo ve Yönetmen: Cüneyt Arkın
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: 1. Ticaretim/Cüneyt Arkın

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Murat Arkın, Betül Arkın, Baykal Kent, serdar Bora, Eşref Kolçak, Zeki Sezer, Yüksel Gözen, Ata Saka, Tevfik Şen, Yılmaz Kurt

Konu: Namuslu bir ailenin, büyük bir kentte kötü insanlara yenik düşmesinin dramatik öyküsü.


ÖLMEYEN ARKADAŞLIK (1981)


Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran
Kameraman Soner Saygılı
Yapım: Pelit Film/Hidayet Pelit

Eser: Mehmet Karataşlı, Işık Şefi: Turgut Köse, Yardımcı: Ali Koşan, Rejisör Yardımcısı: Oya Pelit, Kamera Yardımcısı: Ali Tosunoğlu, Sesleri Alan: Kunt Tulgar, Renk Uzmanı: Aslan Tektaş, Prodüksiyon: Rahim ve Osman Gülcüoğlu,  Kunt Film Stüdytosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir

Oyuncular: Mehmet Karataşlı, Yılmaz Köksal, Semra Türel, Jale Efecik, Mehmet Ezici, Sami Hazinses, Attila Ergün, Süheyl Eğriboz, Hakkı Kıvanç, Bülent Pelit, Ateş Osman, Sabahat Işık, Mesut Sürmeli, Ziya Aklan, Nermin Özses, Yılmaz Kurt, Aydın Korkmaz, Kamer Sadık, Kadri Sesigür, Küçük Yıldız: Levent Pelit,

Konu: Arkadaş namusu uğruna katil olan bir şoförün öyküsü.

ÖĞRETMEN KEMAL (1981)


Yönetmen : Remzi Jöntürk
Senaryo: Mehmet Aydın
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Kamera: Recep Biçer
Yapım: Murat Film/Süreyya Duru

Işıklar: Ergun Şimşek, Erdinç Koç, Set Ekibi: Erdal Sümer, Sait Korur, Yılmaz Gençer, Prodüksiyon: Yılmaz Eşsiz, Yapım Yönetmeni: Nurettin İrişen,

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Meral Orhonsay, Eşref Kolçak, Funda Gürçen, Selçuk Uluergüven, Nejat Gürçen, İsmail Cavcı, Suat Özbek, Zülfikar Divani, Recep Filiz, Talat Gözbak, Ayfer İdin, Nurten İdin, Reyhan Ulutürk, Aydın Haberdar, İhsan Gedik, M. Ali Korsanlı, Yadigar Ejder, Küçük Yıldız: Suat Özbek,

Konu: Karalar köyüne tayin edilen Atatürk ilkelerine bağlı devrimci idealist bir öğretmen, gericiler tarafından rahatsız edilir. Öğretmen köyün geri kalmışlığını atmak, herkesi çağdaş bir kültür ve ya-şayışına sokmak istemektedir. Gericiler Kemal'i durduramayınca bu kez ona iftira atarlar, Bir kızı iğfal ettiğini yayarlar. Öğretmen köylülerin saldırısına uğrar ve öldürülür. Olayı duyan eşkıya Ali Duran, olayın suçlularını bulur ve onları öldürerek öğretmenin intikamını alır.

► "Mustafa Kemal'in öğretmeni" Kemal'in yarı western, yarı çizgi-roman havasında anlatılmış serüvenleri... 1938 yılında bir köye öğretmen olarak atanan Kemal, Önce köyün hocasıyla, sonra da toprak ağasıyla çatışır. "Gerici birliğine karşı, yalnızca bir eski Kuvay-i Milliyeciyle hocanın kızı Ayşe'nin bilinçsiz sevgisi vardır, dayanabileceği... Bunlara, pitoresk bir köy eşkıyasının yardımı da ekle-nir ve Kemal'le eşkıya elbirliğiyle gerici takımım en kısa yoldan (yani kurşunla haklayarak) sindirirler…

Sinemamızın yıllar boyu en kötü alışkanlıklarla edindiği kalıpların, "Atatürk'ün 100. yılına adanan bir filme bile böylesine sinmiş olması ne acı... Filmi yapmış olanların iyi niyetinden kuşkulanmıyoruz. Onları 100. yılı böyle bir filmle sömürmek gibi bir suçlama altında bırakmayı da düşünmüyoruz. Olasıdır ki, bu işe en iyi niyetlerle girişmiş olsunlar... Ama, bunun için Sergio Leone'nin western'Ierinin, Halide Edip ve Yakup Kadri romanlarından kalma, (giderek onların da kuşkusuz gerisinde) gerici/ ilerici tanımlamalarının gölgesine sığınmak gerekli miydi? Hele öğretmen Kemal'in ilk iş olarak, köy halkının öylesine inandığı "adak ağacı’nı baltayı alıp "yıkıl gerici ağaç" türünden sözlerle kesmesi, Yeşilçam'ın aklı gelişmemiş sinemacılarının bile 1981 yılında başvurmaması gereken, toplum psikolojisi denen olaydan tümüyle nasipsiz bir "halkçılık gösterisi" idi. Yazık. .. İyi niyete ve 100. yılında Atatürk öğretmeninin böyle bir filmle anlatılmaya kalkışılmış olmasına yazık. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

► Remzi Jöntürk, Atatürk’ün doğum yıldönümünde büyük bir fırsat kaçırmış. Öyleki, Atatürk ilkeleri doğrultusunda bir film yapmak istemiş ya da düşünmüş Çünkü işi bir yerden sonra saptırıp, bir melodram koymuş ortaya. Tipler yanlış çizilmiş ... Bağıran çağıran, bol nutuk atan, acaip davranışlı kişiler. (Agah Özgüç, Yıldız, S.: 189, 4 Ocak 1982)

► "Vurun Kahpeye" ve "Kubilay" filmlerin den esintiler taşıyan "Öğretmen Kemal"in kıyafetlerinden diyaloglara, Marsilya kiremitleri görünen modern köy evlerine kadar ve teknik açıdan eleştirilecek yönleri ver elbette. (Turan Aksoy, Hey, S.:10, 11 Ocak 1982

OLMAZ OLSUN (1981)




Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Arda Uskan
Foto Direktörü: Sertaç Karan
Yapım: Kuzey Film/Tanju Gürsu, Seyfettin Özkasap

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Necla Nazır, Kadir Savun, Hikmet Taşdemir, Defne Yalnız, Mete Sezer, Eray Özbal, Yalçın Afşar

Konu: Annesine aşık olan, oğlu gibi sevdiği bir çocukla, yeni hapisten çıkmış bir adamın öyküsü.


MUTLULUK HARAM OLDU (1981)


Senaryo ve Yönetmen: Muharrem Gürses
Kamera: Orhan Oğuz
Yapım: Kazanç Film/Mehmet Samsa

Oyuncular: Muzaffer Sonbahar, Funda Gürçen, Ali Şen, Turgut Özatay, Mehmet Samsa, Ülkü Ülker

Konu: Köprü altında yaşayan bir gençle, ona yardım etmek isteyen zengin bir kızın öyküsü.

MUTLU OL YETER (1981)


Yönetmen: Kartal Tibet
Senaryo: Erdoğan Tünaş, Mehmet Aydın
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Erman Film/Hürrem Erman

Oyuncular: Müslüm Gürses, Serpil Çakmaklı, Neriman Köksal, Suzan Avcı, Reha Yurdakul, Çağla Sipahi, Kazım Kartal, Yılmaz Köksal

Konu: Çok zengin bir çiftlik sahibinin oğlu Müslüm (Müslüm Gürses), yıllar önce yitirdiği karısına benzeyen Leyla (Serpil Çakmaklı) ile karşılaşınca, ona aşık olur. Ne var ki Leyla, bir pavyonda dansözlük yapmaktadır. Belalısı Kazım'ın sermayesi olarak da paralı adamlara satılmaktadır. Müslüm arkadaşı Yılmaz aracılığıyla acı gerçeği öğrenir. Yine de Müslüm onunla evlenmeye kararındadır. Arkadaşıyla Leyla'yı pavyondan almaya giderler. Leyla'yı alıp götürürlerken, belalısı, Müslüm'ün arkadaşını bıçakla yaralar. Kazım hapse girer. Müslüm de Leyla ile evlenir. Kazım hapisten çıkar. Çeşitli olaylardan sonra Kazım, Müslüm'ü öldürür. Aynı anda Leyla da belalısını delik deşik eder. Bahtsız kadın Leyla, hapisten çıktıktan sonra Müslüm'ün ailesine döner.

MİLCANO /EYVAH (1981)


Yönetmen: Remzi A. Jöntürk
Senaryo: A. Fuat Kalkan
Kamera: Çetin Tunca
Yapım: Önder Film/Sungur Esen

Kamera Asistanı: Hüseyin Ererez, Işık: Rıdvan Varol, Renk Uzmanı: Türker vatan, Ses UIzmanı: Erkan Esenboğa, Eşleme: Mevlut Koçak, Yardımcı Yönetmen: Semih Servidal, (Şafak Film Stüdyosunda hazırlanmış, Yeni stüdyoda seslendirilmiştir. )

Oyuncular: Mahmut Tuncer, Ayşen Cansev, Yılmaz Köksal, Yıldırım Gencer, Yıldırım Önal, Ahmet Mekin, Aliye Rona, Işıl Yücesoy, Attila Ergün, Hüseyin Peyda, Ali Güney,

Konu: Çoban Mahmut'la (Mahmut Tuncer), kudurarak ölen Milcan'ın trajik aşk öyküsü.