Senaryo: Mehmet Aydın
Görüntü Yönetmeni: Orhan
Kapkı
Kamera: Recep Biçer
Yapım: Murat Film/Süreyya
Duru
Işıklar: Ergun Şimşek, Erdinç
Koç, Set Ekibi: Erdal Sümer, Sait Korur, Yılmaz Gençer, Prodüksiyon:
Yılmaz Eşsiz, Yapım Yönetmeni: Nurettin İrişen,
Oyuncular: Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Meral
Orhonsay, Eşref Kolçak, Funda Gürçen, Selçuk Uluergüven, Nejat Gürçen, İsmail
Cavcı, Suat Özbek, Zülfikar Divani, Recep Filiz, Talat Gözbak, Ayfer İdin,
Nurten İdin, Reyhan Ulutürk, Aydın Haberdar, İhsan Gedik, M. Ali Korsanlı,
Yadigar Ejder, Küçük Yıldız: Suat Özbek,
Konu: Karalar köyüne tayin edilen Atatürk
ilkelerine bağlı devrimci idealist bir öğretmen, gericiler tarafından rahatsız
edilir. Öğretmen köyün geri kalmışlığını atmak, herkesi çağdaş bir kültür ve
ya-şayışına sokmak istemektedir. Gericiler Kemal'i durduramayınca bu kez ona
iftira atarlar, Bir kızı iğfal ettiğini yayarlar. Öğretmen köylülerin
saldırısına uğrar ve öldürülür. Olayı duyan eşkıya Ali Duran, olayın
suçlularını bulur ve onları öldürerek öğretmenin intikamını alır.
►
"Mustafa Kemal'in öğretmeni" Kemal'in yarı western, yarı çizgi-roman
havasında anlatılmış serüvenleri... 1938 yılında bir köye öğretmen olarak
atanan Kemal, Önce köyün hocasıyla, sonra da toprak ağasıyla çatışır.
"Gerici birliğine karşı, yalnızca bir eski Kuvay-i Milliyeciyle hocanın
kızı Ayşe'nin bilinçsiz sevgisi vardır, dayanabileceği... Bunlara, pitoresk bir
köy eşkıyasının yardımı da ekle-nir ve Kemal'le eşkıya elbirliğiyle gerici
takımım en kısa yoldan (yani kurşunla haklayarak) sindirirler…
Sinemamızın yıllar boyu en
kötü alışkanlıklarla edindiği kalıpların, "Atatürk'ün 100. yılına adanan
bir filme bile böylesine sinmiş olması ne acı... Filmi yapmış olanların iyi
niyetinden kuşkulanmıyoruz. Onları 100. yılı böyle bir filmle sömürmek gibi bir
suçlama altında bırakmayı da düşünmüyoruz. Olasıdır ki, bu işe en iyi
niyetlerle girişmiş olsunlar... Ama, bunun için Sergio Leone'nin
western'Ierinin, Halide Edip ve Yakup Kadri romanlarından kalma, (giderek
onların da kuşkusuz gerisinde) gerici/ ilerici tanımlamalarının gölgesine sığınmak
gerekli miydi? Hele öğretmen Kemal'in ilk iş olarak, köy halkının öylesine
inandığı "adak ağacı’nı baltayı alıp "yıkıl gerici ağaç"
türünden sözlerle kesmesi, Yeşilçam'ın aklı gelişmemiş sinemacılarının bile
1981 yılında başvurmaması gereken, toplum psikolojisi denen olaydan tümüyle
nasipsiz bir "halkçılık gösterisi" idi. Yazık. .. İyi niyete ve 100.
yılında Atatürk öğretmeninin böyle bir filmle anlatılmaya kalkışılmış olmasına
yazık. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”
► Remzi Jöntürk, Atatürk’ün
doğum yıldönümünde büyük bir fırsat kaçırmış. Öyleki, Atatürk ilkeleri
doğrultusunda bir film yapmak istemiş ya da düşünmüş Çünkü işi bir yerden sonra
saptırıp, bir melodram koymuş ortaya. Tipler yanlış çizilmiş ... Bağıran
çağıran, bol nutuk atan, acaip davranışlı kişiler. (Agah Özgüç, Yıldız, S.:
189, 4 Ocak 1982)
►
"Vurun Kahpeye" ve "Kubilay" filmlerin den esintiler
taşıyan "Öğretmen Kemal"in kıyafetlerinden diyaloglara, Marsilya
kiremitleri görünen modern köy evlerine kadar ve teknik açıdan eleştirilecek
yönleri ver elbette. (Turan Aksoy, Hey, S.:10, 11 Ocak 1982
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder