Powered By Blogger

15 Ekim 2024 Salı

KARANLIKTAKİLER (2009)

     Senaryo ve Yönetmen : Çağan Irmak, Görüntü Yönetmeni Gökhan Tiryaki, Yapım Most Prodüksiyon
/ Mustafa Oğuz Kurgu: Bora Gökşingöl, Uygulayıcı Yapımcı: Esi Gülce, Sanat Yönetmeni: Murat Güney, Işık Şefi: Abdullah Yazıcı, Ses: Levent İntepe, Kostüm Tasarım; Canan Çayır, Yapım Sorumlusu: Oğuzhan Sakaoğlu, Yapım Asistanı: Sertaç Büyükpamukçu, Onur Yıldız ,Yardımcı Yönetmen: Bahadır Başaran, Reji Asistanları: Ender Emir, Müge Beceren, Selen Şenay, Şahin Çetiğnkaya, Yapım Asistanları: Onur Yıldız, Sertaç Büyükpamukçu, Oktay Sezen, Mehmet Irmak, Focus Puller: Serkan Gülgülen, Kamera Asistanları: Salih Dikmen, Emre Özel, Renk Düzenleme: Bora Gökşingöl, Dekor Asistanı: Nurcan Tatalır, Kostüm Asistanı: Emre Hamamcı, Final Miks: Ulaş Ağce, Boom Operatörü: Sertaç Müldür, Işık Asistanları: Cem Vurkır, Emre Çakır, Emin Öztürk, Set Amiri: Bedrettin Kılıcı, Set Asistanları: Rahmi Eskiköy, Ahmet Kerimoğlu, Tufan Esa, Cast Sorumlusu: Gülden Avşaroğlu, Laboratuar Sorumlusu: Emre Önel, Teknik Yönetici: Yusuf Özbek, Film Transfer: Bülent Tanoba, Kopya Baskı: Mustafa Koç, Ersan Gümüş, Ayhan Kısa, Renk Düzeltme: Burcu Doğanay, Film Yıkama: Orhan Turgut, Adnan Şahin, Selahattin Turgut, İlhan Özkan, Sinan Kılıç, Aydın Yeniçeri, Bora Büyükdikbaş, Hüseyin Sargın, Süleyman Göktaş, Cengiz Koç

Oyuncular: Erdem Akakçe (Egemen), Meral Çetinkaya (Gülseren), Derya Alabora (Umay), Rıza Akın (Ramiz), Merih Atalay (Gülderen anne), Durul Bazan (yönetmen Mehmet), Şebnem Dilligil (Gülderen), Rıza Akın (Ramiz), Savaş Akova (Ergin), Pınar Töre (Banu), Hilal Özbay (Gülderen gençlik), Güner Özkul (Sevim), Tuncay Kaynak (Mahmut), Arkadaş Gün (1. oğlan), Oktay Avcı (2. oğlan), Ozan Tekcan (Sinan),Reklamk Şirketinde çalışanlar: Sezgin Erdem, Melis Tiryaki, Afacan Caylan, Özge Ökten, Bedir Bedir, Serkan Oz (sucu çocuk), Komşu Kadınlar : Gülden Avşaroğlu, Aydan Cömert, Asiy Özveri, Reklamcı takımı: Aynur Topalak, Nazlı Çığa, Sercan Badur, Aslı Öner, K. Gürkan Demir (Doktor), Metin Abi (şarapçı amca), Kadir Karabulut (otobüs şoförü), Zeynep Kadıoğlu (dil çıkaran kız),

Konu: Egemen, 30’lu yaşlarını aşmış, bir reklâm ajansında ofis boy olarak çalışan ve ilerleyen yaşına rağmen annesi Gülseren ile aynı evde yaşamak zorunda olan genç bir adamdır. Hayat, Egemen için, evlerinin içine gizlenmiş ufak bir cehennem gibidir. Gülseren içinse Egemen hayattaki tek varoluş nedenidir. Patronu Umay’a duyduğu ilgi genç adam için büyük bir açmaz, annesinin varlığı ise bu ilgi önünde koca bir engeldir. Egemen iki kadın arasında sıkışıp kalır.

Karanlıktakiler dünya prömiyerinde

Türk yönetmen Çağan Irmak yeni filmi Karanlıktakiler’in dünya prömiyeri Montreal’de yapıldı. Sağlıksız bir anneoğul ilişkisinin, acının ve kendini unutmanın dokunaklı hikâyesini anlatan bu drama hem senaryo kalitesi hem de oyuncuların başarılı performansları açısından görülmeye değer. İşlevsellikten uzak bu anneoğul ilişkisini tutkuyla canlandıran başrol oyuncuları Meral Çetinkaya ve Erdem Akakçe. Bu iki karakter, böyle bir filmde esasen kolayca yapılabilecek melodrama kayma hatasını hiç göstermeden, tüm filmi adeta omuzlarında taşıyorlar.

Filmin senaryosunu İstanbul’daki komşularından esinlenerek yazdığını anlatan Çağan Irmak, filmi sayesinde modern bir Türkiye’nin, Akdeniz Türkiye’sinin portresini çiziyor. Ülkesinin büyük değişimler geçirdiğini anlatan yönetmen bu filmin de bu değişime ilişkin kimi öğeler taşıdığını aktarıyor.

Montreal Film Festivali 56 Eylül 2009: Annem deli

Epey dolu bir program yüzünden (televizyon sağ olsun) size oldukça hoşuma giden bir film hakkında yazmaya vakit bulamadım: Türk yönetmen Çağan Irmak’ın filmi Karanlıktakiler.

Otuzlu yaşlarında hala bekâr bir reklâm ajansı ofisboyu deli annesiyle harap evlerinde yaşamaktadır. Annesi onunla çocuk gibi uğraşmaktan hoşlanırken o da annesine çevirdiği zalim numaralarla eğlenmektedir. Bir gün monoton hayatından ve annesinin giderek bozulan ruh sağlığından sıkılan Egemen, kendileri için unutulmayacak bir gece hazırlar.

Acıtatlı tonda bir dramatik komedi olan Karanlıktakiler ilk başlarda güldürse de karakterlerin kendilerini daha fazla ortaya koymasıyla duyguların ağır bastığı bir film. Yalnız Çağan Irmak filmin sonundaki belirgin ton değişikliğine rağmen tüm bunları tumturaklı bir dile girmeden gerçekleştiriyor. (05092009 Manon Dumais)

Karanlıktakiler  Annem dışında her şey

Otuzlu yaşlarındaki hafiften naif Egemen (Erdem Akakçe, mükemmel!) zalim ve yorgun anesi (Meral Çetinkaya) ile yaşamaktadır. Annesi günlerini evlerinde kapalı, kendisini rahatsız eden yaramaz küçük komşularının başlarına kova dolusu su boşaltarak geçirirken, oğlu bir reklam ofisinde her işe koşan bir eleman olarak çalışmaktadır. Kahve, yemek, alışveriş… her şeyle güler yüzle surat asmadan ilgilenmektedir. Ancak öyle bir an gelir ki, günlerini onu arayarak ve ona kızarak geçiren ve her an sinir krizlerine kapılan annesi çok fazla ileri gider. Ne de olsa, her şeyin bir limiti vardır, öyle değil mi?

Montreal Film Festivali kapsamında 4, 5 ve 6 Eylül’de gösterilen Türk yönetmen Çağan Irmak’ın filmi Karanlıktakiler, iki başarılı performansın yürüttüğü çok özgün bir film. Aynı zamanda reklam ajansının modern çizgisi ve ışığı ile annenin kendisini kapadığı karanlık ve eski apartman dairesini karşı karşıya getiren sinematografik ve artistik yönetimin başarısının da altını çizmek gerekir. Eğlenceli ve şaşırtıcı.

 

KANIMDAKİ BARUT (2009)

  

Senaryo Ve Yönetmen Luk Piyes Görüntü Yönetmeni Çağın Çayır Müzik Alper Maral Yapım Pasha Projects/Luk Piyes Yardımcı Yönetmen: Dilek Külekçi, Sanat Yönetmeni: Aslıhan Türel, Gizem Nacak, Kurgu: Erol Adilce, Ceyhun Can Avar, Bahadır Tansukalp, Görsel Tasarım: Luk Piyes, Çağın Çayır, Prodüksiyon Amiri: Serdar Özdemir, Işık Şefi: Adem Gölebakan, Set Grubu: Ramazan Usta, Alican Tekerlek, Ses Teknisyeni: Orçin İnceoğlu, Emrah Yıldırım, Tolga Yelekçi, Reji Grubu: Hilal Beyazıt, Emine Bakırkaya, Şaban Özinal, Alp Giray, Kostüm Grubu: Özlem Doğan, Makyöz: Gülsen Yiğiter, Sanat Asistanı: Havva Okutan, Kuaför: Yasin Çobanyıldız, Selçuk Önal, Ses Asistanı: Sertaç Selvi, Set Fotoğrafçısı: Beyhan Akkoyun, Laboratuar Sorumlusu: Erkan Aktaş, Negatif Kayıt: Şafak Mıhlaç, Baskı Renk Kontrol: Erol Şahin, Kopya Baskı: Zekeriya Şahin, Osman Yıldız, Film Yıkama: Yahya Öztürk, M. Mustafa Oruç, Mustafa Şahin, Ali Komaz, Tuncay Koçtürk, Sona Kaymakçı, (Fono Film Laboratuarlarında hazırlanmıştır )

Oyuncular: Haluık Piyes, Necmettin Çobanoğlu, Jülide Kural, Şenay Aydın, Öykü Çelik, Metin Turan, Açelya Elmas, Baran Seyhan, Koray Ergün, Şafak Karalı, Mehmet Esenm, Pelin Batu, Serhan Süsler, Savaş Özdemir, Özay Fecht, Muhammed Can Gören, Cengiz Özkan, Fuat Ergin, Serhat Çokgezer, Ezel Kalkan, Metin Yıldırım, Devrim Özder Akın, Tuğçe Özbufdak, Sinan Sevildik, Batuhan Yer, Ahmet Taşdemir, Emin Bostepe,

Konu: Yıllarca tetikçilik yaparak hayatını kazanan Bülent, iki oğlunun gözleri önünde eşini öldürmüştür. Bu çocuklardan Duman, acısını içine gömüp hiçbir şeyi hatırlamak istemezken, Barut olayları sorgulayarak yaşadığı travmanın üstüne gider. Yıllarca hapis yattıktan sonra iki oğluyla aynı evde yaşamaya başlayan babayla oğulları yüzleşir ve sevgisizliğin onları ne hale getirdiği açığa çıkar.

KANALİZASYON (2009)

 

   Yönetmen: Alper Mestçi, Senaryo: Muat Aykul, Kemal Kaplanoğlu, Görüntü Yönetmeni: Eyüp Boz, Yapım: Dada Film/Murat Toktamışoğlu Kostüm Sorumlusu: Nurten Sümek, Kostüm Ekibi: Meral Kömbe, Meryem Ekinci, Oylum Bülbül, Final Miks: Meriç Erseçgen, Optik Ses Transfer : Meriç Erseçgen, Sanat Danışmanı: Reyhan Tüysüz, Cengiz Alkış, Kurgu: Goncagül Cin Aköz, Sanat Yönetmenleri: Şakir Demirpehlivan, Ahmet Türk, Gökçen Çetinkaya, Emel Erden, Yapım Koordinatörü: Fethi Bayram, Uygulayıcıı Yapımcı: Koray Somay, Yapım Sorumlusu: Özgür Nemutlu, Yardımcı Yönetmen: Dilek Taşdemir, Yönetmen Yardımcısı: Ömer Boyana, Reji Ekibi: İlker Savaşkurt, Ayberk Olgay, Dilcen Yılmaz, Candaş Kaflı, Kamera Asistanı: Ali Acar, Murat Bozkur, Ahmet Açıkkol, Merve Çelik, 1.Kamera Asistanı: Ahmet Açıkkol, Focus PĞuller: Serdar Güz, Panther Operatörü: Zihjni Polat, Hakan Yamaç, Bestboy: Mehmet Uğur, Set Fotoğrafları: Hande Yöremen, Ayberk Olgay, Kamera Arkası: İlker Savaşkurt, Jimm Jib Operatörü: Mehmet Gürbüz, Online Kurgu: Nilsay Atılgan, Can Küngör, Kopya Baskı: Uğur Orbay, Bülent Şahin, Şafak Deveci, Film Yıkama: Rıdvan Kara, Arif Şengül, Tayfun Yüksek, Renk Düzenleme: Efe Hızıır, Uğur Orbay, Işık Şefi: Ersin Aldemir, Işık Asistanı: Sezgin Bektaş, Cansu Şahin, Okan Ataş, Makyaj: Hilal Gölcek, Süheyla Delen, Özdemir Egemen, Makyaj Tasarım: Sibel Polat, Ses Tasarım: Onur Yılmaz, Bülent Taban, Final Miks : Cem Üner, Final Miks ve Optik ses transfer: Meriç Erseçgen, Prodüksiyon Amiri: Ayşegül Taşkıran, Prodüksiyon Asistanı: İbrahim Çiftçi, Ramazan Kartal, Emrah Kapon, Olgu Bezen, Bihter Sel, Set Amiri: Sinan Yılmaz, Hamit Öcal, Meliha Eker, Deniz Çağlar, Meliha Danagöz,

Oyuncular: Okan Bayülgen (İmdat), Hakkı Devrim, Hakan Yılmaz (Berk), Serhat Özcan (Atilla Abi) Aslıhan Gürbüz (Nazlı), Rasim Öztekin, Erol Günaydın, Orhan Aydın (Kazım), Hüseyin Elmapınar, Ergül Coşkun (İmdat Anne), Erol Büyükburç, Zerrin Özer , Vatan Şaşmaz , Esra Erol , Saadettin Teksoy, Ziya Kürküt, Metin Uca, Burç Sezişli, Deniz Coşkun


Konu: Fakir evinde annesiyle birlikte mutlu mesut bir hayat süren İmdat (Okan Bayülgen), bir temizlik şirketinde cam silici olarak çalışmaktadır. Hayattaki en büyük zevki televizyon izlemektir.

Kanal “İ” adlı özel televizyon binasının camlarını silerken, kanalın üçkağıtçı müdürü Berk (Hakan Yılmaz) tarafından, İmdat'ın eşsiz reyting sezgisi keşfedilir. Olaylar çılgınca bir hızla ilerler ve İmdat kendini kısa sürede kanalın başında bulur.



Yaptığı birbirinden komik ve acayip programlarla, Türkiye'nin gündemine oturur. En büyük yardımcıları mahalle kahvesinden arkadaşı, "Profesör" lakaplı Atilla Abi (Serhat Özcan) ve neredeyse ilk görüşte aşık olduğu sekreteri Nazlı'dır (Aslıhan Gürbüz).

 

KAMPÜSTE ÇIPLAK AYAKLAR (2009

        

Yönetmen : Cansel Elçin, Senaryo: Meltem İnan , Cansel Elçin, Müzik : Deniz Cuylan Görüntü Yönetmeni: Refik Çakar Yapım: Kiproko Film/Abdullah Baykal Kurgu: Çiçek Kahraman, Sanat Yönetmeni: Şebnem Tezcan, Yapım Sorumlusu: Tuğçe Çotuk, Reji Ekibi: Barış Erçeti, Osman Kaya, Gizem İnan, Kamera Asistanı: Özgür Demir, Ferhat Uzundağ , Focus Puller: Özgür Gür, Steadycam Operatörü: Burak Ballı, Işık Şefi: Ümit Özyurt, Sanat Asistanı: Ercan Elmacı Kuaför: Orhan Zoba, Ses Kayıt: Onur Yavuz,

Oyuncular: Ezgi Asaroğlu (Deniz), Melza Burcu İnce (Şiva), Damla Sönmez (Ebru), Türkü Hazer (Arzu), Ahmet Olgun Sünear (Arda), Emrah Akduman (Burak), Güven Kütük (Teoman), Cansel Elçin, Laçin Ceylan, Nihat İleri, Berk Hakman, Binnur Kaya, Altan Erkekli, Aliye Uzunatağan

 

Konu: İstanbul'da ki bir üniversite de, ve onun gibi farklı sorunları olan birçok gencin bulunduğu sınıfın kapısı bir gün açılır. İçeri Hindistanlı bir kız girer. İlk başta herkesin giysileri ve görünüşünden dolayı alay ettiği kız, sonradan herkesin arkadaşı olacaktır. Farklı bir kültür'den gelmenin verdiği farklı bakış açısı, inançları ve anlattığı mitolojik hikayeler ile başta Deniz olmak üzere herkesin hayatını değiştirecektir. Şiva arkadaşlarının tüm sorunlarına hint mitolojisinden paralel hikayelerle cevap verecek, onların sorunlarıyla yüzleşmesini sağlayacaktır. Ancak hiç kimsenin bilmediği, bu Hintli kızın bir sırrı olduğudur.

İKİ DİL BİR BAVUL (2009)

 

Yönetmen: Özgür Doğan, Orhan Eskiköy, Senaryo Yazarı: Orhan Eskiköy Kamera Orhan Eskiköy Müzik: Serkan Gülgül, Yapım BULUT Fim/Özgür Doğan PERİSAN Film/Orhan Eskiköy Ortak Yapımcı: Pieter Van Huystee, Yönetmen Yardımcısı: Aslı Soyumert, Yapım Asistanı: Rosan Boserma, Kurgu; Orhan Eskiköy, Thomas Balkenhol, Ses: Özgür Doğan, Zeynel Doğan, Sanat Yönetmeni: Orhan Eskiköy, Ortak Yapımcı: Yamaç Okur, Nadir Öperli, Renk Düzenleme: Esra Çora Komisyon editörü: Margje de Koning, Renk Dizayn: Daan Sprujit, Ses Tasarım: Erik Griekspoor, Postprodüksiyon: Edipoint – Leon Paquay, İngilizce Altuazı: Lucy Wood, Çeviri: Gülizar Doğan, Önder Bayındır, Kalben Sağdıç,

Oyuncular: Emre Aydın( Öğretmen), Öğrenciler: Zülküf Yıldırım, Zülküf Huz , Vehip Huz, Rojda Huz, Devran Huz, Hasan Huz, Redife Huz, Birgül Huz, Oktay Huz, Fidan Huz, Suna Huz, Metin İçli, Sabri Koyuncu, Heca İnan, Canan İnan, Ersin Büyükgöl, 

Konu: İkibinli yıllarda atağa geçen, daha doğrusu 'görünürlüğü artan' belgesel sinemanın Türkiye'deki yıldızı da Özgür Doğan ve Orhan Eskiköy'ün ilk yönetmenliği "İki Dil Bir Bavul" olmuştu. Şanlıurfa'nın bir köyüne atanan Türk ilkokul öğretmeni ve köydeki Kürt öğrencilerin bir yılını konu almaktaydı film. Öğretmenin Kürtçe, öğrencilerin ise Türkçe bilmiyor olması filmdeki çatışmanın ana malzemesiydi. Çatışma diyoruz, çünkü "İki Dil Bir Bavul" belgesel ve kurmacanm iç içe geçtiği tarzıyla da ayrıca dikkat çekmişti. Doğan ve Eskiköy, filmlerinin çerçevesini net şekilde belirlemiş ama kameranın önündeki gerçek insanlara müdahale etmemiş, gündelik hayatlarını olduğu gibi filme almışlardı. Filmin biçimiyle ilgili, kurmaca mı yoksa belgesel mi tartışmaları bir yana, "İki Dil Bir Bavul"un esas ses getiren yönü, vizyona çıktığı tarihte ülkenin siyasi gündemiyle örtüşen konusuydu. Gösterime girmeden önce yurtiçi ve dışında çeşitli festivallerde gösterilen ve ödüller kazanan "İki Dil Bir Bavul", böylece sinemaseverlerde merak uyandırmıştı. Ancak filmin vizyon tarihinin Kürt açılımı sürecine denk gelmesi, "İki Dil Bir BavuP'a yönelik ilgiyi bir kat daha arttırdı. Anadilde eğitimin önemine vurgu yapan film, neredeyse bir sembole dönüştü. Doğan ve Eskiköy'ün önemli bir başarısı biçimsel olarak belgesel türüne getirdikleri yorumsa, bir diğeri ele aldıkları hassas konuya dengeli yaklaşımlarıydı. Film, Kürt sorununun temelinin de çözümünün de okulda olduğunu öne sürüyor ve devletin bu konudaki yanlış politikasını eleştiriyordu. Ancak Kürt öğrencilerin de Türk öğretmenin de çaresizliğine aynı yerden bakıyordu; bu hepimizin sorunuydu. Filmin muazzam adının da işaret ettiği gibi, bavul hepimizindi ve içine birçok dil, din, ırk, kültür, cinsiyet veya herhangi varoluş biçimi alabilirdi. "İki Dil Bir Bavul"un meseleyi asık suratlı veya aşırı dramatik bir boyutta ele almayışıysa ayrı bir artısı oldu. Film yersiz bir iyimserliğe kapılıp, 'Polyannacılık' oynamıyordu belki ama kesinlikle umutsuz da değildi. Birbirimizi anlamaya çalışarak, buradan başlayarak epey yol katedebileceğimizi söylüyordu.

Bu yaklaşım, hangi etnik kökenden olursa olsun, aynı ülkede yaşayan bir sürü insana o kadar doğru bir zamanda ve o kadar doğru şekilde ulaşmıştı ki, karşılığını da farklı şekillerde aldı. Eleştirmenlerin övgüleri ve çeşitli festivallerde kazandığı ödüller bir yana, film vizyonda 90 binin üzerinde seyirciye ulaştı. Bir belgesel için müthiş sayılabilecek bu başarı, "İki Dil Bir BavuF'un kısa zamanda Türk sinemasının unutulmazları arasına girmesini sağladı. (E.E.) Sinema En İyi 100 Film

ÖDÜL

46. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde (17 Ekim 2009)

► En İyi İlk Film Ödülü

Uluslararası Ortadoğu Filmleri Festivali'nde;

►En İyi Ortadoğu Belgeseli Ödülü

Adana 16. Altın Koza Film Festivali

► Büyük Jüri Yılmaz Güney Ödülü,

SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) En İyi Film Ödülü

NOT: Emre Öğretmen artık o köyde görev yapmıyordur diye düşünüyordum. Çünkü 2007’de çekilmiş film. Galadan sonra kendisiyle konuştuk. Hayır, hâlâ oradaymış. şimdi askerde olduğu için ara vermiş, ama ikinci dönem yine köye dönecekmiş. “Orada yapacaklarım henüz bitmedi” diyordu. Uzun süredir bu kadar içten bir idealistlik görmediğimi itiraf etmeliyim.

 


*Hayatın Tuzu (2009)

 


 Yönetmen Ve Yapımcı: Murat Düzğünoğlu, Senarist: Ender Kahraman Görüntü Yönetmeni: Ercan Özkan Yapım: Murat Düzgünoğlu Uygulayıcı Yapımcı: Hülya Gürsoy, Sanat Yönetmeni: Osman Özcan, Yardımcı Yönetmen: Nursel Doğan Yönetmen Yardımcıları: Hülya Yavuz, Funda Karakaya, Yapım Sorumlusu: Hakan Sünger, Yapım Asistanı: Engin Denizhan, Kamera Asistanları: Serdar Güz, Barbaros Engin, Özden Uzun, Eyüp Erdoğan, Evrim Kaya, Sanat Yönetmeni Yardımcısı: Cengiz Toprak, Işık Şefi: Arda Çağlar Erkmen, Işık Ekibi: Özer Çalık, Burak Parlak, Set Asistan: Çetin Karadağ, Ses Ekibi: Muhammed Mokhtary, Ebrahim Mokhtary, Kamera Arkası Belgesel: Veli Kahraman, Fotoğraf: Çiğdem Vitrinel, Ebrahim Mokhtary, Bülent Düzgünoğlu, Servis: Bedri Karadağ, Necati Emin, Jeneratör: Tacettin, Işık Kamyonu: Kadir, Kamera Servisi: Çelebi, Kamera Malzemeleri: İstanbul Tem Stüdyoları Işık Malzemeleri: V, Işık, Stüdyo: Fono Film, Muhasebe: Murat Yaman

Oyuncular: Levent Ülgen (Şehsuvar), Bülent Düzgünoğlu (Sırrı), Kanbolat Görkem Arslan(Harun), Asiye Dinçsoy (Meryem), Erol Demiröz (Salman), Güzin Çorağan (Medine), Şener Kökkaya (Zübeyir), Nihal Yalçın (Süheyla), Nedim Salman (Efrahim), Müfit Aytekin (Maşallah), Hüseyin Baylan (Abdurrahman), Hakan Sünger (Komiser)

Konu: Hikâye Bitlis'te geçiyor. Tepelerin arasına "sıkışıp kalmış" bu şehir, bağrında yaşattığı insanlara da bu duyguyu bulaştırıyor… Gri renkli bulutların altında, yaralı bir inek çarpıyor gözümüze. Mezbahadaki kesim sırasında, bir yolunu bulmuş, kaçmayı başarmış. Şehrin değişik yerlerinde, kaçak ineğin bulunması için halktan yardım isteyen anonslar duyuluyor. Bir yandan yaralı ineğin izini sürmekte olan iki belediye görevlisini izlerken, öte yandan da, hikâyeleriyle ilgimizi çeken Bitlisli bir ailenin yaşamına ve çevrelerinde olup bitenlere tanıklık ediyoruz.

Medine 60'lı yaşlarını yaşayan dul bir kadındır. Çocukları Şehsuvar, Sırrı, Harun ve Meryem ise birer yetişkin olmalarına rağmen annelerinden kopamamıştır. Şehsuvar, Bitlis'in tarihi camilerinden birinde imam olarak çalışmaktadır. Vefat eden bir kız çocuğunun ailesine yardımcı olmak için çabalarken; caminin tadilatında çalışan Zübeyir Usta, ona duvarda bulduğu tarihi bir belgeyi getirir ve çözmek için yardım ister.

Sırrı, tütün fabrikasında çalışmaktadır ve mutsuzdur. Tek hayali, bir mekan kiralayıp elindeki üçbeş derme çatma makineyle fotoğrafçı dükkânı açmaktır. Bu hayalin peşinde koştururken, arayışı onu rastlantısal bir keşif yapmaya zorlayacaktır.

Harun, uzun zamandan beri İstanbul'da yaşamakta, orada korsan CD satmaktadır. Polisin korsana yönelik operasyonları yüzünden nefes almak üzere, kısa bir süre için Bitlis'e gelmiştir.

Meryem ise, üniversiteli olabilmek için, birkaç yıldan beri dershaneye giden müzmin bir ÖSS'ye hazırlık öğrencisidir. Medine'nin komşusu Süheyla ise Harun'un mahalleden tanıdığı eski göz ağrısıdır. Genç kadın sevmediği bir adamla evlenmiştir. Süheyla'nın bir zamanlar müstakbel kayınvalidesi olarak gördüğü Medine'yle kurduğu iyi komşuluk ilişkisi, genç kadını avutan tek unsurdur. İki kadın hasbıhal için sık sık bir araya gelir. Salman, bölgedeki eski seyyar habercilerin günümüzdeki yegâne temsilcisi olarak çıkar karşımıza. Onun kahvehanelerde vakit geçiren halkın karşısına geçerek artık geçmişte kalan bazı haberleri okuması, hızla değişen dünya düzenine muhalefet etmenin bir ifadesidir sanki. Bölgede habercilik işinin yeni temsilcileri olan Bitlisli çocuklar ise, haberleri günü gününe takip ettikleri için halktan daha fazla kabul görmektedir.

Bu arada bölgede halen revaçta olan "Bitlis" sigarasının tiryakileri ise ilginç bir olayla karşı karşıyadır. Sigara paketlerinden bazılarının arka yüzeyinde elle yazılmış "gizemli"mesajlara rastlanmakta; Sırrı haricinde kimse bu mesajların kim tarafından yazıldığını bilmemektedir.

Ama bütün bu karakterlerin öne çıkmak için harcadıkları çaba boşunadır... Hiçbiri, evet, hiçbiri filmin ana karakteri olmak yolunda mezbahadan kaçan yaralı ineğin attığı adımlara yetişemez...

Not: "Hayatın Tuzu" filmi 8 aylık bir ön hazırlık sürecinden sonra 23 iş gününde çekildi. 35 mm Arri BL4 kamerayla sesli olarak çekilen filmin negatifleri (Vision2) Fransa'dan getirtildi. Tamamıyla Bitlis ve çevresinde gerçekleştirilen film için 160 kutu negatif kullanıldı.

22 Ocak 2023 Pazar

 

GÜNEŞİ GÖRDÜM (2009) 

Senaryo ve Yönetmen: Mahsun Kırmızıgül, Görüntü Yönetmeni. Soykut Turan, Müzik: Yıldıray Gürgen, Mahsun Kırmızıgül, Teyfik Akbaşlı Yapım: Boyut Film/Murat Tokat Kurgu: Hamdi Deniz, Sanat Yönetmeni: Veli Kahraman, Kostüm Tasarım: Funda Büyüktunalıoğlu, Uygulayıcı Yapımcı: Menderes Demir, Genel Koordinatör: Ceren Aslan, Yönetmen Yardımcısı : Belkıs Turan, Yapım Sorumlusu: Emre Önel, Reji koordinasyon: Zeliha Orman, Reji Asistanları: Melisa Kurtay, Aylin Birmeç Kozxan, Burak Müjdeci, Onur Ümit, Kamera Operratörü: Ersan Çapan, Kamera Asistanları: Özlem Hande Cicibaşoğlu, Ceren Yıldız, Özden Uzun, Alexander Hergeledji, Neslihan Siligirür, Alper Soykan, Erdem Yılmaz, Dolly Operatörü: Ufuk Kayar, JimmyJib: Bedirhan Bağcı, Işık Şefi: Durmuş Demirezen, Işık Asistanı: Hacı Mehmet Parlak, Arif Kanber, Set Amiri: Nail Aydın, Set Asistanı: Muharrem Öztürk, Serkan Şirin, Muhammed Bozkır, Sanat Yönetmeni Yrd.: Osman Özcan, Hüseyin Beyaz, Yunus Emre Yurtseven Sanat Asistanı: Erkan Özdem, Makyaj: Ayça Baylan, Gila Benezra, Kuaför: Şahin Gül Eren Kanat, Ses Makyaj Asistanı: Onur Yavuz, Boom Operatörü: Seçkin Akyıldız, Ulaşım: Celal Demir, Dublaj Yönetmeni: Aziz Acar, Film Tarama: Bülent Tanoba, Film Aktarma: Özgür Taparlı,

 Oyuncular: Mahsun Kırmızıgül (Ramo) Altan Erkekli (Davut), Demet Evgar (Havar), Hande Subaşı (Zehra), Ali Sürmeli (Nedim), Alper Kul (Serhat),Buğra Gülsoy ( Berat), Cemal Toktaş (Rolü: Kadri), Cezmi Baskın (Bünyamin), Cihat Tamer (Hakim), Emre Kınay (Musto), Deniz Oral (Tansu), Erol Günaydın (Samet), Erol Demiröz (Haydar), Gülhan Tekin (Yetimhane Görevlisi), , Macit Sonkan (İsa), Menderes Samancılar (Cuma), Murat Ünalmış (Mamo), Nurseli İdiz (Müdür Anne), Cem Aksakal, Şerif Sezer (GülistanYıldız Kültür (Pakize), Yiğit Özşener (Komutan), Bala Atabek (Hayriye), Ali Tutal, Pelin Çalışkanoğlu (Aynur), Seyhan Arman, Ayla Sözer, Erdi Deveci (Travesti) Misafir Oyuncular: Itır Esen (doktor), Kamil Sönmez (balıkçı), Sarp Apak (Ahmet asker), Ümit Okur (tarlabaşı adam),Zafer Ergin (Albay), Çocuk Oyuncular: Aleyna Kala (Hazal), Aslıhan Kapanşahin (Şeval), Cansu Aktay (Detal), Serhat Çağlayan (Azal), Tuğse Gökhan (Zetal)

 Konu: Mayınların arasında, doğuda bir sınır köyü…25 yıldır iki tarafın arasında kalan çaresiz insanlar.. Zorunlu göç uygulaması nedeniyle, doğup büyüdükleri topraklardan, köylerinden ayrılmak zorunda kalan Altun aileleri, köklerinden koparak bir bilinmeze doğru yola çıkarlar.

 Davut Altun, ailesiyle birlikte kaçak yollardan da olsa en kısa zamanda Norveç’e gitmeyi istemektedir. Haydar Altun ve ailesi içinse göç yolu İstanbul’a doğrudur…

 Yolculuk başlamıştır… Bitmek bilmez fırtınalardan geçip gelmiş, yollarını kaybetmiş, çaresizce bir çıkış arayan insanların, kendi güneşinden koparılmış ve geleceğin bilinmezliğinde kaybolmuş çocukların, bir göçün hikâyesidir…

 Her türlü ayrımcılığa ve ötekileştirmeye karşı duran, savaşın, kavganın, kendine benzemeyeni hor görmenin sorunun ta kendisi olduğunu söyleyen bu filmde anlatılan; hepimizin, memleketimizin, Türkiye’nin hikâyesidir.

 3. Yeşilçam Ödülleri 22 Şubat 2010 (Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteği, Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür (TÜRSAK) Vakfı ve Beyoğlu Belediyesi'nin işbirliğiyle, Turkcell'in ana sponsorluğunda)

► Cemal Toktaş “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu”

► Soykut Turan “En İyi Görüntü Yönetmeni”

 #Güneşi Gördüm’ün çekimleri 22 Eylül 2009 ile 10 Ocak 2009 arasında gerçekleştirildi. 3.5 ay boyunca toplam 11 hafta çekim yapıldı.  Film 350 kopya ile 750 salonda 12 Mart 2009’dan itibaren gösterime girdi.

  Filmin çekimleri 3 mevsimde tamamlanmış oldu.  Yönetmen Mahsun Kırmızıgül, çekim ve mekan seçimi için toplan 60 bin km yol yaptı.  Filmin çekimleri İstanbul, Kars, Danimarka, Norveç, İsveç, Yunanistan ve Bulgaristan’da gerçekleştirdi. İlk kez bir Türk sinema filmi bu kadar farklı mekanda çekilmiş oldu.

  Filmde kullanılan tüm mekanlar gerçek mekanlardan seçildi. Filmin köy çekimleri için kullanılan mekan gerçek bir boşaltılmış köy. Mekan seçimi 3000 tane gerçek boşaltılan köy arasından seçildi. Seçilen köy 2200 metre yükseklikteydi.

  Filmin tüm oyuncularının kastı beş ayda oluşturuldu. Tüm oyuncuların, tipleri ve karakter analizleri önceden çalışıldı.  Filmin oyuncularıyla diyalogları yönetmen Mahsun Kırmızıgül birebir çalıştı. Yol ve Sürü filmlerinin de diyalog koçu Ali Tutal da oyunculara koçluk yaptı.

  Filmde 33 ana oyuncu 52 yardımcı oyuncu yerli ve yabancı toplam 2000 figüran rol aldı . Filmde 200 gerçek travesti rol aldı.  Filmde rol alan çocuk oyuncular, 2000 çocuk arasından seçildi.

 Kars’ta yapılan çekimlerde 200 kişilik ekip, Norveç’te ise 36 kişilik Türk ve 33 kişilik Norveçli ekip görev yaptı.

  Oyuncularının ve figürasyonunun giymeleri için tam 3600 parça kostüm hazırlandı.  Filmin sanat grubu çekimlerinden 4 ay önce kostüm ve saçmakyaj çalışmalarına başladı.  Filmde kullanılan kostümlerin hazırlanması 2 ay sürdü.  Çekim boyunca sette 31 araç hazır bulundu.

  Türkiye’de ikinci defa bir sinema filminin müzikleri dünyaca ünlü Prag Senfoni Orkestrası tarafından canlı olarak çalındı. Müzikler tamamlanana kadar Türkiye, Londra ve Prag olmak üzere üç ayrı ülkede stüdyo kullanıldı.  Filmin müziklerini 135 kişilik Prag Filmharmonic Orkestrası çaldı. Buna 48 kişilik koro ve ayrıca sekiz kişilik çocuk korosu da eşlik etti. www.sinematurk.com)

 filmi izle 


 

GELECEKTEN BİR GÜN (2009) 

Yönetmen: Boğaçhan Dündar, Senaryo: Cüneyt Ceylan Görüntü Yönetmeni Aras Demiray, Müzik: Selim Gülgören Yapım: Film Bahçesi/Cüneyt Ceylan Kurgu: Sedat Karadeniz, Sanat Yönetmeni: Fatih Tavas, Genel Koordinatör: Neslihan Yıldız, Uygulayıcı Yapımcı: Cihangir Alak, Yardımcı Yönetmen: Tamay Saya, Işılsu Günday, Diyalog Yazarları: Ragıp Balcı, Ceren Çelik, Drama Koordinatörü: Murat Serezli, 1. Yönetmen Yardımcısı: Alkım Özmen, 2. Yön. Yrd.: Işılsu Günday, 3. Yön. Yrd.: Gökçe Özcivelek, Renk Düzenleme: Mustafa Gökçe, PostProdüksiyon Asistanı : Asena Bilgin, Kostüm Sorumlusu: Uğur Vural Kıvırcık, Sanat Asistanı: Ceren Şakar, Kostüm Asistanı: Mukadder Özal, Ses Tasarım: Murat Özbudak, Set Ekibi: Avni Erdoğan, Yapım Koordinatörü: Emin Eminoğlu, Set Amiri: Yusuf Boduroğlu, Işık Şefi: Hamit Paksoy, Kostüm Tasarım: Anika, Yapım Amiri: Engin Tanrıver, Kamera Asistanı: Cengizhan Cebeci, Işık Asistanları: Ahmet Yalçın, Ali Asker Yıldırım, Semih Dönmez, Set Asistanları: Akın Doğaçhan, Avni Erdoğan, Ercan Avcarlı, Özkan Sevinç, Makyöz: Ebru Korkmaz, Kuaför Orbay Baş, Renk Düzenleme: Mustafa Gökçe, Kurgu Yönetmeni: Sedat Karadeniz, Ses Tasarıım ve Final Mix: Gökhan Alat, Asistanı: Murat Özbudak, Laboratuar Sorumlusu: Erkan Aktaş, Negatif Kayıt: Şafak Mıhlaç, Baskı Renk Kontrol: Erol şahin, Kopya Baskı: Zekeriya Şahin, Osman Yıldız, Film Yıkama: Yahyta Öztürk, M. Mustafa Oruç, Mustafa Şahin, Ali Korkmaz, Tuncay Koçtürk, Sona Kaymakçı (Fono Film Laboratuarlarında hazırlanmıştır)

 Oyuncular: Hayrettin Karaoğuz (Tolga), Hande Subaşı (Ebru), Rasim Öztekin (Canal), Arda Kural (Felek), Can Gürzap (Timur), Neco (Timur), Işın Karaca (Filiz), Murat Serezli (Salim), Bektaş Erdoğan (Metin), Yeşim Dalgıçer (Rüya), Hümeyra Aydoğdu (Berna), Ece Kasapoğlu (Haber Spikeri), İlhami Adsal (İşadamı), Yasin Eren (Yasin), Ahmet Erkent (Kahya) , İsa Bardakçı (Tolga’nın kızı), Yasin Eren (tolga’nın şoförü), Emin Eminoğlu (Timur’un şoförü), Özgür Onan ( taksi şoförü), Selva Celasun (dadı), Leyla Yaman (hizmetçi), Ahmet Nurhan Erten (uşak), Charles Richards (turist), Yon Thomas (turist), Ayşe Özer (yaşlı teyze), Maksut Aksar (şef), Ali Ronay (şef), Volkan Güngör (Filiz’in oğlu), İşadamları: İlhami Adsal, Coşun Özgül, Salim Ardağ, Tolga Doğruer, Rüştü Erata (TV spikeri), Ece Kasapoğlu (TV Sunucusu),

 Konu: Gelecekten Bir Gün İnsana yakışır bir şekilde yaşamak için insanca olmayan her şeye hayır demek gerektiğini anlatmaya çalışan, insana, hayata ve evrene dair bir hikayedir…

 Hayatı boyunca yaşadığı tüm aksiliklerden dolayı çok şanssız olduğuna inanan Tolga (Hayrettin Karaoğuz) önemli bir sunum yaptıktan sonra işinden de kovulunca artık platonik aşkına (Hande Subaşı) da kavuşma ihtimalinin de kalmadığına inanarak intihar eder. Melekler (Rasim Öztekin, Arda Kural) kendisine ceza olarak eğer intihar etmemiş olsaydı gelecekte nasıl bir hayatının olacağını gösterirler. Üstelik gelecekten bir günü yaşatarak. Bununla birlikte olağanüstü bir komedi ve aşk başlar Tolganın hayatında…

 Aşkın, umudun, umutsuzluğun, çıkar çatışmalarının; komedi ve dramın iç içe geçtiği film Hollywood standartlarında ki senaryosu ve çekim kalitesiyle hafızalardan uzun sure silinmeyecek bir film gelecekten bir gün.



 

GECENİN KANATLARI (2009) 

Yönetmen : Serdar Akar, Senaryo: Mahsun Kırmızıgül, Ahmet Küçükkayalı, Müzik: Yıldıray Gürgen, Mahsun Kırmızıgül, Görüntü Yönetmeni : Mustafa Kuşçu Yapım: Boyut Film/ Murat Tokat Kurgu: Hamdi Deniz, Kostüm Tasarım: Ayten Şentürk, Genel Koordinatör: Ceren Aslan, Yapım Sorumlusu: Ahmet Küçükkayalı, Yönetmen Yardımcısı: Onur Ümit, Clapper Loader: Uğur Kul, PostProdüksiyon Sorumlusu: Rahşan Tökel, Işık Şefi: İbrahim Özkarpat, Makyaj : Mediha Şafak, Ses Kayıt: Onur Yavuz, Boom Operatörü: Seçkin Akyıldız, Set Amiri: Murat Temizten, Prodüksiyon Amiri: Taylan Demir, Prod. Ast.: Önder Özgüç, Nuri Öz, Mustafa Akar, Rahşan Tokel, Reji Asistanı: Sara Merih Ertaş, Kamera Operatörü: Muammer Ulakçı, Focus Puller : Barboros Engin, Işık Asistanları: Murat Akyıldız, Barış Bozatlı, Orçun Özlü, Set Asistanları: Taner Karakulak, Rıdvan Keçeci, Salih Zihni Polat, Sanat Yönetmeni: Vahit Yazıcı, Sanat Asistanları: Aslıhan Türel, Burak Soysal, Mustafa Bayram İbrahim Erbil, Ennure Yurtsever, Bayram Kıvılcım, Teknik Müdür: Erkan Aktaş, Negatif Kurgu: Eyüp Yıldız, Renk Düzenleme: Erol Şahin, Kopya Baskı Zekeriya Şahin, Osman Yıldız, Film Yıkama: Yahya Öztürk, M. Mustafa Oruç, Mustafa Şahin, Akli Komaz, Tuncay Koçtürk, Sona Kaymakçı,

 Oyuncular: Beren Saat (Gece), Murat Ünalmış (Yusuf), Erkan Petekkaya (Cemal), Yavuz Bingöl (Ali Rıza ), Alper Kul (Baran), Teoman Kumbaracıbaşı (Hikmet), Cezmi Baskın (Antrenör), Arif Erkin (Hasan), Ferit Kaya (Selim), Ali Barışık (Fiko), Zeynep Anıl Tatdıran (Funda), Karina Gükrer (Gecenin Çocukluğu ), Begüm Kütük, , Levent Akkök (Gece’nin babası), Berivan Karaman (Pelin), Karina Selin Gükper (Küçük gece), Kadir İlter, Dilara Yüzer, Misafir Oyuncuılar: Begüm Kütük (Gece anası), Militanlar: Emin Yaşar, İbrahim İriş, Mehmet Avdan, İlhan Karadeniz (b akan), Orkun Karadeniz (polis amiri), Yardımcı Oyuncular: Ahmet Suat Pişiren (müsteşar), Aziz RErden Uzun (apt. sakini), Yurtşen Fidan, Emel Erdem (Slim anne), Suat Yağmatepe (otopark patronu), Nihat Kılıç (güvenlik), Levent Taşçı (güvenlik), Nevin Baştuğ (bankadaki kız), Deniz Gencal (militan kız), Ali Haydar Akgün (militan erklek), Çağrı Öksüm,

 Konu: Yönetmenliğini Serdar Akar’ın yaptığı filmde 12 Eylül darbesinden sonra, anne ve babası polis baskınında gözleri önünde katledilen Gece’in yaşadığı büyük dram, onu aşk ve ölüm arasında bir seçim yapmaya zorlayacak. Bir intihar bombacısı olan kız ile milli takıma 400 metre koşucusu olmak için çalışan bir atletin yollarının kesişeceği filmde Yusuf ve Gece’nin aşkları dillere destan olacak.


FİLMİ İZLE 


 

EYYVAH EYVAH (2009)

Yönetmen: Hakan Algül, Senaryo: Ata Demirer, Görüntü Yönetmeni: Gökhan Atılmış, Müzik: Fahir Atakoğlu Yapım: BKM Film/ Necati Akpınar Kurgu: Mustafa Gökçen, Sanat Yönetmeni: Mete Yılmaz, Kostüm Tasarım: Funda Büyüktunalıoğlu, Uygulayıcı Yapımcı: Fatmanur Sevinç, Yapım Sorumlusu: Zeyno Sürek, Yapım Amiri: Yusuf Burak Ergün, Mekan Sorumlusu: Ali Leskay, Kostüm Asistanı: Buket Demirel, Ses Tasarım: Burak Topalakçı, Boom Operatörü: Furkan Atlı,

Oyuncular: Ata Demirer (Hüseyin), Demet Akbağ (Firuzan), Özge Borak (Müjgan), Salih Kalyon (Halil Dede), Tanju Tuncel (Hatçe Nine), Bican Günalan (Ramiz), Meray Ülgen (Baba), Alican Yücesoy, Şehsuvar Aktaş, Caner Alkaya, Bülent Şakrak, (Menajer Metin), Tevfik Yapıcı Ali Savaşçı (Fatih), Hande Dane (Sema), Bala Atabek (Jale), Rafi Emeksiz

 Konu: Hüseyin (Ata Demirer), Çanakkale’nin Geyikli Beldesi’nde ninesi (Tanju Tuncel) ve dedesiyle ( Salih Kalyon) yaşayan bir delikanlıdır. Hayatını müzisyenlik yaparak kazanan Hüseyin’in iki büyük aşkı vardır: Biri klarneti, diğeri de sağlık ocağında görevli hemşire Müjgan!

Tam Müjgan’la da, müzikle de hayatı mutlu mesut devam ederken, hiç beklemediği bir nedenle bir yolculuğa çıkması gerekir. Bu yolculuk başta Hüseyin olmak üzere etrafındaki bütün insanların hayatını değiştirecektir. Hatta İstanbul’da şarkıcılık yapan Firuzan (Demet Akbağ)’ın bile!!!


 

EJDER KAPANI (2009)

 Yönetmen: Uğur Yücel, Senaryo: Kubilay Tat , Görüntü Yönetmeni: Tolga Kutlar, Müzik: Soner Akalın, Yapım: TMC / Erol Avcı Kurgu: Ulaş Cihan Şimşek, Sanat Yönetmeni: Gülay Doğan, Genel Koordinatör: Güzide Balcı, Reji ve senaryo asistanı: Can Yücel, Yardımcı Yönetmen: Ahmet Uygun, Uygulayıcı Yapımcı: Menderes Demir, Ses Tasarım ve Mix: Burak Topalakçı, Ses: Boris Trayonov, Koordinasyon: Mehtap Köroğlu, Kameraman: Burak Kanbi, Focus Puller: Ahmet Münür Gürsoy, Işık Şefi: Kenan Kolla, Sanat Yönetmeni yrd.: Tolga Pakman, Kostüm Sorumlusu: Şenay Doğan Çıtak, Sponsor Sorumlusu: Billur Özdemir, Gözde Ceyhan, Celal Demir, Adnan Demir, Dövüş Kareografı: Cemil Uylukçu, Hayvan Eğitmeni: Bora Erbek, Ulaşım: Pan Nakliyat, Yapım Ekibi: Aslı Çokok, Seyra Tüysüzoğlu, Ercan Sönmez, Emrah Göçen, Hasan Gündüz, Dorukhan Erdoğdu, Murat Toprak, Neslim Topaloğlu, Onur Kesklin, Kamera Opretörü: Burak Kanbir, 2. Kamera Asit.: Ali Murat Altınışık, 3. Kamera Ast.: Ersin Gök, Focus Puller : Cem Koray Erçilin, Işık Şefi: Kenan Kolla, Işık Asistanları: Kermal Özler, Attila Erdem Ermiş, Burak Parlak, Hamit Uzun, Set Amiri: Adnan Aydın, Set Ast.: Ülgen Bağlar, Muharrem Öztürk, Bora Kaantaylan, Kadir Kazazi, Bahri Uzun

 Oyuncular: Uğur Yücel (Çerkez), Kenan İmirzalıoğlu (Akrep Celal), Nejat İşler (Ensar), Berrak Tüzünataç (Ezo), Ceyda Düvenci (Cavidan Sonay), Ayşe Nil Şamlıoğlu (Ensarın Annesi), Ozan Güven (Remzi), İlker Aksum (Doktor), Sırrı Süreyya Önder (Asayiş Şube Müdürü), Ezgi Mola (Ensar Karısı), Sanem Öge (hemşire), Kemal Topuz (Kötü Adam), Bülent Yaşık, Ahmet Mümtaz Taylan (Müsteşar), Hakan Boyav (Adli Muhabir), Ezgi Mola (Ensar ın Kız Kardeşi), Kadir Kandemir (Kamer), Ayhan Çamiroğlu, Barış Kaçklar (Ensar Kardeş), Adnan Demir (Ensar Baba), Hilmet Kömürcü (okul müdürü), Osman Çamyurdu (Hamit), Barış Küçükgüler (Müsteşarın Oğlu), Doğan Keçin (Hamid adamı), Bülent Keser (Hamit adamı), Banu Coşkun (müsteşar eşi),m Barış Küçükgüler (müsteşar oğlu), Cedren Hindistan (mezardaki Kız), Nuran Paro (yaşlı kadın), Ozan Çapa (uyuşturucu satıcısı), Adil Sak (pavyon koruma), Ahmet Koraltürk (komiser), Uraz Kaygılaroğlu, Bora Koçak, Müdür Yardımcıları: Serdar Çakmak , Erol Yeşilbaş,

 Konu: Komando olarak askerlik görevini yapmakta olan Ensar (Nejat İşler) askerliğini bitirip evine döndüğünde ailesinden kötü haberi alır. Küçük kız kardeşi, eski bir hükümlü ve aynı zamanda bir akıl hastası olan pedofil tarafından tecavüze uğradıktan sonra intihar etmiştir. Ensar bunun intikamını almak isterken yolu cinayet masası baş komiseri Akrep Celal (Kenan İmirzalıoğlu) ile kesişir. Akrep Celal, Ensar’ın intikam almak istediğini bildiğinden nefesini ensesinde hissettirmeye ve onu engellemeye kararlıdır. Diğer yandan baş komiser Abbas (Uğur Yücel) emekliliğine kalan son bir ayını masa başında geçirmek ve mümkün mertebe pavyon şarkıcısı sevgilisi Cavidan (Ceyda Düvenci) ile beraber olmak istemektedir. Afla salıverilmiş pedofiller bir seri katil tarafından korkunç şekillerde katledilirken; baş komiser Abbas, Akrep Celal ve stajyer Ezo (Berrak Tüzünataç) katili durdurabilmek için canlarını ortaya koymaktan çekinmeyeceklerdir!

 Türkiye’de bu işi kotarabilmenin güçlüklerinden sanırım bahsetmeme gerek yok. İşte bu sebeplerden ötürü senelerdir bu konuda önümüze konulmuş iyi bir örnek yoktu. Uğur Yücel, Ahmet Ümit (polisiye roman yazarı) ile birlikte 2001 yılında devlet televizyonunda gösterilen bir televizyon dizisi olan Karanlıkta Koşanlar’ı çekmişti. Sayesinde Ahmet Ümit ve Uğur Yücel’i daha yakinen tanıma şansına eriştiğimiz bu dizi, zamanının oldukça ötesinde bir iş sergilemiş (bir diğer zamanının ötesindeki dizi için “Sır Dosyası – 1999″) ve bu türü sevenler açısından ilginç bir deneyim sunmuştu. Tüm bu bilgileri bir araya getirdiğimizde gün ışığına çıkan şey büyük bir beklentiydi. Sinemada, bir film gösterime girmeden evvel seyircide beklenti oluşturabilmek, onun ilgisini cezp edebilmek oldukça önemlidir fakat bunun bazı handikapları da vardır. En önemlisi, beklenti arttığından seyirci hiçbir şeyden memnun olmayabilir, türe yabancılık çektiği anda bile filmi reddedebilir.Bu ufak eki de yaptıktan sonra aynı minvalde devam edelim. Film çekilmeye başladığından bu yana oldukça ses getirmişti. Bunun birkaç ayağı vardı. En önde geleni erkek egemen oyuncu kadrosunda son zamanlarda gözde olan iki buçuktan üç buçuk aktörün yer almasıydı. Ülkemiz şartlarında Kenan İmirzalıoğlu ve Nejat İşler hem sinemada hem de televizyonun sihirli ekranlarında en çok görülmek istenen aktörlerin başında geliyor. Bunların yanına yine gençlerin hayranı olduğu Ozan Güven montesi ile iki buçuk tamamlanmıştı. En nihayetinde yönetmen koltuğuna oturup, diğer yandan filmin ağır ağabeyi rolünde yer alacağı en başından belli olan Uğur Yücel gibi garip bir şöhrete sahip (filmografisi sanıldığı kadar kalabalık olmasa da, bam teline vuran rollerin ve filmlerin sahibi olması hasebiyle) bir ismin yer almasıyla birlikte serüven başlamıştı. Diğer ses getiren şey ise teaser ve fragmanla ortaya çıkan ve basılı/görsel her türlü yayında oldukça uzun süre yer bulan sevişme sahnesiydi. Ayrıca kovalamaca sahneleri için Fransa’dan özel bir ekibin getirilmiş olması alevi harlamaya devam etmişti.

 Bu kadar övgü dolu sözlerden sonra makaranın dönmeye başlaması gerekiyor zannımca ve sanırım dönecek de. Film makarası dönmeye başlamasıyla yenilikçi sayılabilecek bir şekilde film başlıyor ve… İşte o noktada ucuz bir B sınıfı film havasındaki aksiyon/çatışma sahnesi gözler önüne seriliyor. Bombaların havai fişek misali patladığı bu uzun tutulmuş neye hizmet ettiği filmin sonuna kadar sorgulanacak olan sahneler bittiğinde açıkçası insan “Hayır, olamaz” demekten kendini alamıyor. Neyse ki film çabuk toparlanıyor ve karakterleri tanıma olayına girişiyor. Oldukça etkileyici bir sorgulama sahnesi var. Kenan İmirzalıoğlu’nun oyunculuğunu genel mânâda etkileyici bulmuyor olsam bile bu sahnede parladığını söylemek gerekiyor. Zaten film boyu en parlak oyunculuk bir bu sahnede ve ilginçtir bir de sevişme sahnesinde mevcut. Buradan sonra tempo sorunları olsa bile genel itibariyle derli toplu gidermiş gibi yaparken tekrar yalpalıyor. Filmin sonuna kadar da bu şekilde devam ediyor. Kâh iyi giderken, kâh kötüleşiyor. Yeri geliyor komik durumlara düşüyor.

 Buna yol açan ve film bitene kadar yakanızı bırakmayacak olan “sarkan” kısımlar bir azalıp, bir çoğalırken doğal olarak filmin içine girme kabiliyeti sınırlandırılmış oluyor. Sarkan derken bunu biraz açmam gerek sanırım. Filmde ne amaca hizmet ettiği bilinmeyen çok fazla bölüm var. Karakterin yapısına uymayan, orada olmasına anlam verilemeyen bu sahneler muhtemelen kafa karıştırmak, ilgiyi başka yönlere de çekebilmeyi başarmak için yerleştirilmiş. Lakin amaca hizmet etmiyorlar!

 Hemen bu noktada senaryoya değinmek gerekiyor. Polisiye, cinayet ve gerilim triosundan oluşan sacayakları çok katmanlı bir düzlemde yerleştirilmek istenilmiş. Bu nasıl ki okunduğunda anlamsız ve karışık geliyorsa filmde de aynı şekilde. Filmi henüz izlemediğim zamanlarda bile filmin bilinmezinin senaristi (Kubilay Tat) olduğunu çeşitli ortamlarda dile getirmiştim. Maalesef görülüyor ki endişelerimde haksız sayılmazmışım. Ülkemizde pek örneği olmayan bir türün en önde gelen isimlerinden sayılan Ahmet Ümit kitaplarında da olan bu sorun, anlaşılan dimağımıza yapışmış. Umarım bu kekremsiliğe yol açan sorunu en kısa zamanda çözebilir ve ağzımızı tatlandırırız.

Yönetim açısından da durum çok farklı değil. İçgüveysinden hallice olan bu birleşim oyunculuklardaki “nispeten” iyi olma durumuyla örtülmüyor ama sanat yönetimi ve makyaj konusundaki mükemmele yakın işler sayesinde durum kotarılabiliyor. Hemen beri yanında ise görsel anlamda tam bir bilindik ortam yaratılmış. Klostrofobik olsun denilerek güneşi saklayan ve bizi ağlayan gökyüzüne mahkûm eden film aslında doğru tercihi yaparken, bunu çeşitlendiremediği ve cinayetlerdeki atmosferlerde çok yakın bir tadın ötesine geçemediği için ortaya Uğur Yücel’in yönettiği bir Türkişi Seven (Yedi) çıkmış. Bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğuna dair tam net bir duyumsama yaşayamıyorum açıkçası. Ne de olsa oradaki ortamın en benzer şekliyle yaratılmış olması bile filmin işleyişine önemli ölçüde yarar sağlıyor ve daha önemlisi genel mânâda sırıtmıyor. Bu yüzden bunu görmezden gelmek mümkün ama aklımızın bir köşesinde yer alması zaruri. Bizi bu ortamdan mümkün mertebe kurtaran etmenin müzikler ve dış sesler (bazı noktalarda rahatsız etse bile) olduğunu da eklemek gerekiyor. Değinemediğim bir eksik nokta kaldı. Etnik olarak ülkemiz oldukça çeşitli ama gelin görün ki filmlerde belli kalıptaki vatandaş tiplemeleri dışına çıkılamıyor. Antepli komiser tiplemeleri niyeyse bana baygınlık geçirtiyor. Bu bakımdan Abbas başkomiser başlangıçta enteresan bir profil çizerken, Uğur Yücel’in garip bir tonda seslendirme yapması ve hatta arada yapmaması neticesinde o karakter de güme gidiyor. Sesine hakim olabilme noktasında Kenan İmirzalıoğlu’nu bir kez daha takdir ettim. Film ara verdiğinde acaba bu adama fazla yükleniyor ve yeteneğinin kısıtlı olduğunu düşünürken hata mı ediyorum diye hayıflanmaktan geri durmadım. Yine de görüşüm hâlâ ortalama bir oyuncu olduğu yönünde.

 Saraydan kız, önümüzden ziyafet kaçırmaca:

Karma türü ve sonuna kadar çarpık işleyen dişlileriyle Amerikan/Türk kırması ilerleyen filmi her şeye rağmen kabullenmeye hazırdım aslında. Vurucu ve/veya zeki bir sonla tam bir “doyumsama” yaşamam işten bile değildi. Lakin bu ortaya çıkmıyor, tam tersine türün takipçileri tarafından filmin orta kısımlarında tahmin edilebilen bir sona doğru adım adım ilerliyor… Makûs talihin bacağını kıramayanlar arasına adını yazdırmış oluyor. Bunun sonucu olarak masada envai çeşit yemek varken, seyirci olarak doymadan güzel bir müzik eşliğinde alelacele masayı terk etmek zorunda kalıyoruz. Neyse ki hala sinemalarda “frigo” satılıyor da ağzımızı tatlandıracak bir şeyi filmin sonunda bile olsa yiyebiliyoruz .

 Aslında özel ilgimden ötürü söyleyebileceğim daha çok fazla söz var ama bunun yerine burada son birkaç cümle ile noktayı koymak daha iyi olacak gibi. Gerilim, polisiye ve seri cinayet konusuna ilgi duyanlara filmi görmelerini tavsiye ederim. Lakin türe ilgi duymuyor, üstelik kan ve vahşetten rahatsız oluyorsanız bu filmin size göre olmadığını söylemem lazım. (Suat Demirel, www.bakiniz.com)

FİLMİ İZLE 


 DERSİMİZ ATATÜRK (2009)

Yönetmen: Hamdi Alkan, Senaryo: Turgut Özakman, Müzik: Burcu Güven, Aydın Sarman, Görüntü Yönetmeni : Ferhat Öçmen, Yapım: Birol Güven Kostüm Tasarım: Umay Korgül Yapım Koordinatörü: Yiğit Umurhan, 2. Yönetmen: Ali Bilgin, Işık Asistanı İbrahim Demir, Cast Sorumlusu : Zeynep Uyumaz,

 Oyuncular: Halit Ergenç (Atatürk), Çetin Tekindor (Tarihçi Dede), Batuhan Karacakaya (Mert), Doğa Rutkay (Latife Hanım), Sinem Öztürk (Öğretmen), Bülent Emin Yarar, Tolga Savacı, Canan Hoşgör, Mehmet Auf, Şahin Sekman, Bülent Çetinaslan, Münire Apaydın (Afet İnan), İpek Tugay, Uğur Dündar, Ercüment Balakoğlu, Fırat Can Aydın, Nilgün Kasapbaşoğlu, Sennur Kaya, Engin Yüksel,

 Konu: İlkokul 5. sınıfta okuyan bir grup çocuğun, Atatürkü daha iyi anlamaları için verilen ödevle başlar. Bu ödev onlar için Atamızın yaşamına ve Ülkemizin Kurtuluş öyküsüne yapılacak uzun ve öğretici bir yolculuk olacaktır. Bu yolculukta onlara önderlik edecek olan çocuklardan birinin ödüllü tarihçi Dedesidir. Ama bu Dede diğer tarihçilere hiç benzememektedir. O, tarihi sıkıcı bir geçmiş olarak anlatmaktan çok uzaktır sanki fantastik bir dünyanın tarihçisidir. Çocuklara Mustafa Kemalin çocukluğunu, okul hayatını, askerlik kariyerini anlatır. Onları Kurtuluş Savaşının en önemli cephelerine götürür, dünyada eşi görülmemiş bir direniş gösteren Türk halkının eşsiz kahramanlarıyla tanıştırır. Cumhuriyetin kuruluşuyla yoktan var edilen ülkenin emeklerini ve Atanın hayran olunası insani özelliklerini bazen canlandırmalar, bazen de tarihten gelen fotoğraf ve videolarla öğretir.

 Yavuz Sezer/ sinema.ekolay 22.03.2010

Bir iki yıldır, yapılmayan bir iş yapılıyor: Mustafa Kemal Atatürk’ü ve yaptıklarını anlatmak için filmler çekiliyor…

 Daha önceleri batı sinemasının bu işi kotarabileceğini düşünegeldik. Ancak zamanla Türk sineması da bir çizgiye geldi oturdu. Tabii daha çok sinema altyapısı anlamında.

 Turgut Özakman; “ Birliğimizi, dirliğimizi, geleceğimizi korumak için büyük küçük, kadın erkek herkese doğru, gerçek Atatürk'ü anlatmak zorundayız. Okulda, ailede, iş yerinde, basında, televizyonlarda, radyolarda, yurt dışında, her yerde, herkese. 'Dersimiz: Atatürk' bu büyük ödevin bir adımıdır. ”

 Senaryosunu "Şu Çılgın Türkler" ve "Diriliş" kitaplarıyla fırtınalar estiren, Atatürk'ü ülkemizde en iyi araştırmış, en iyi anlamış yazarlardan olan Turgut Özakman’ın kaleminden çocuklara Atatürk dersi...

 Evet, film kendi içeriğinde de söylendiği gibi, bir sunum için hazırlanma isteğinden yola çıkıyor. Bu sunum ilköğretim öğrencileri tarafından, okullarında yapılacak bir sunum.

 Bu sunumu, Atatürk’ün yaşamı ve yaşadıkları aksına oturtarak yürümüş senaryo. Turgut Özakman, TRT’deki görevlerinden bu yana bir fikri iletme konusunda, nasıl kalem oynatılacağını bilen ve öğreten bir kişidir. TRT’de yetiştirdiği insanlardan bir kısmı, daha sonra reklam dünyasında kalemleriyle yer almışlardır.


Ancak, bütün sevgi ve saygıma rağmen şunu söylemeden yapamayacağım. Senaryo yazılımının tekniğini bilmek ile film yapmak aynı şeyler değildir. Bütün Atatürk filmleri için söylediğim şeyi bu film için de söyleyeceğim. Bir kişinin yaşamının tümünü film yapmaya kalkmayın. Yapacaksanız da bunu kısımlara bölüp öyle yapın.

 Yani... Sadece “ İlk Meclisin Toplanması”yla ilgili bir film yapın. Sadece “ Harf Devrimi”yle ilgili bir film yapın. Sadece “ 30 Ağustos Zaferi”nin oluşumuyla ilgili bir film yapın. Bunları yaparken de, günün şartlarını, Osmanlı ve diğer devletlerin durum ve konumlarını, dünya konjonktürünü, vs gibi unsurları içine katın ki; o dönemi bilmeyen kişiler, konuyu ve durumu daha iyi anlasınlar...

Yani kardeşim bu filmde mi olmamış...!

Hayır, filmler olmuş ve önümüze gelmiş. Bizim bu konuda yapacak bir şeyimiz yok zaten.. Ancak yapanlar gibi, bizim de yapılana eleştiri hakkımız var.. Hatta bu bir hak olmaktan ziyade, bu tür filmler için bir ödev...

Bu film sinemalarda gösterilmek yerine, parasız olarak bütün okullarda gösterime girmeli. İsteyen ve bilgi sahibi olmak isteyen yetişkinler de sinemaya gitmeli. Zaten filmi izlediğinizde bu fikrime katılacaksınız.

 Filmi yapmak için yola çıkarken, çocuklara Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili; ana unsurları ortaya çıkarıp anlatan bir çalışma esas alınmış. Doğru da yapılmış. Ancak çok ders gibi.. Sinematografik bir anlatım neredeyse yok gibi..

 Film ilköğretim öğrencisi bir grup çocuğun, Atatürk'ün hayatını ve özelliklerini araştırmaları, daha iyi anlamaları için verilen ödevle başlar. Bu ödev onlar için Atatürk’ün yaşamına ve ülkemizin kurtuluş öyküsüne yapılacak öğretici bir yolculuk olacaktır. Bu yolculukta onlara önderlik edecek olan, çocuklardan birinin tarihçi "Dede"sidir. Çocuklara Mustafa Kemal'in çocukluğunu, okul hayatını, askerlik kariyerini anlatır. Onları Kurtuluş Savaşı'nın en önemli cephelerine götürür. Ata'nın hayran olunası insani özelliklerini gösteren sahnelerle anlatır. (Yavuz Sezer)

FİLMİ İZLE