Yönetmen Ve Yapımcı: Murat
Düzğünoğlu, Senarist: Ender Kahraman Görüntü Yönetmeni: Ercan
Özkan Yapım: Murat Düzgünoğlu Uygulayıcı Yapımcı: Hülya Gürsoy, Sanat
Yönetmeni: Osman Özcan, Yardımcı Yönetmen: Nursel Doğan Yönetmen
Yardımcıları: Hülya Yavuz, Funda Karakaya, Yapım Sorumlusu: Hakan
Sünger, Yapım Asistanı: Engin Denizhan, Kamera Asistanları: Serdar
Güz, Barbaros Engin, Özden Uzun, Eyüp Erdoğan, Evrim Kaya, Sanat Yönetmeni
Yardımcısı: Cengiz Toprak, Işık Şefi: Arda Çağlar Erkmen, Işık
Ekibi: Özer Çalık, Burak Parlak, Set Asistan: Çetin Karadağ, Ses
Ekibi: Muhammed Mokhtary, Ebrahim Mokhtary, Kamera Arkası Belgesel: Veli
Kahraman, Fotoğraf: Çiğdem Vitrinel, Ebrahim Mokhtary, Bülent Düzgünoğlu,
Servis: Bedri Karadağ, Necati Emin, Jeneratör: Tacettin, Işık
Kamyonu: Kadir, Kamera Servisi: Çelebi, Kamera Malzemeleri: İstanbul
Tem Stüdyoları Işık Malzemeleri: V, Işık, Stüdyo: Fono Film,
Muhasebe: Murat Yaman
Oyuncular: Levent Ülgen
(Şehsuvar), Bülent Düzgünoğlu (Sırrı), Kanbolat Görkem Arslan(Harun), Asiye
Dinçsoy (Meryem), Erol Demiröz (Salman), Güzin Çorağan (Medine), Şener Kökkaya
(Zübeyir), Nihal Yalçın (Süheyla), Nedim Salman (Efrahim), Müfit Aytekin
(Maşallah), Hüseyin Baylan (Abdurrahman), Hakan Sünger (Komiser)
Konu: Hikâye Bitlis'te
geçiyor. Tepelerin arasına "sıkışıp kalmış" bu şehir, bağrında
yaşattığı insanlara da bu duyguyu bulaştırıyor… Gri renkli bulutların altında,
yaralı bir inek çarpıyor gözümüze. Mezbahadaki kesim sırasında, bir yolunu
bulmuş, kaçmayı başarmış. Şehrin değişik yerlerinde, kaçak ineğin bulunması
için halktan yardım isteyen anonslar duyuluyor. Bir yandan yaralı ineğin izini
sürmekte olan iki belediye görevlisini izlerken, öte yandan da, hikâyeleriyle
ilgimizi çeken Bitlisli bir ailenin yaşamına ve çevrelerinde olup bitenlere
tanıklık ediyoruz.
Medine 60'lı yaşlarını yaşayan dul bir
kadındır. Çocukları Şehsuvar, Sırrı, Harun ve Meryem ise birer yetişkin
olmalarına rağmen annelerinden kopamamıştır. Şehsuvar, Bitlis'in tarihi
camilerinden birinde imam olarak çalışmaktadır. Vefat eden bir kız çocuğunun
ailesine yardımcı olmak için çabalarken; caminin tadilatında çalışan Zübeyir
Usta, ona duvarda bulduğu tarihi bir belgeyi getirir ve çözmek için yardım
ister.
Sırrı, tütün fabrikasında çalışmaktadır ve
mutsuzdur. Tek hayali, bir mekan kiralayıp elindeki üçbeş derme çatma makineyle
fotoğrafçı dükkânı açmaktır. Bu hayalin peşinde koştururken, arayışı onu
rastlantısal bir keşif yapmaya zorlayacaktır.
Harun, uzun zamandan beri İstanbul'da
yaşamakta, orada korsan CD satmaktadır. Polisin korsana yönelik operasyonları
yüzünden nefes almak üzere, kısa bir süre için Bitlis'e gelmiştir.
Meryem ise, üniversiteli olabilmek için,
birkaç yıldan beri dershaneye giden müzmin bir ÖSS'ye hazırlık öğrencisidir.
Medine'nin komşusu Süheyla ise Harun'un mahalleden tanıdığı eski göz ağrısıdır.
Genç kadın sevmediği bir adamla evlenmiştir. Süheyla'nın bir zamanlar müstakbel
kayınvalidesi olarak gördüğü Medine'yle kurduğu iyi komşuluk ilişkisi, genç
kadını avutan tek unsurdur. İki kadın hasbıhal için sık sık bir araya gelir.
Salman, bölgedeki eski seyyar habercilerin günümüzdeki yegâne temsilcisi olarak
çıkar karşımıza. Onun kahvehanelerde vakit geçiren halkın karşısına geçerek
artık geçmişte kalan bazı haberleri okuması, hızla değişen dünya düzenine
muhalefet etmenin bir ifadesidir sanki. Bölgede habercilik işinin yeni
temsilcileri olan Bitlisli çocuklar ise, haberleri günü gününe takip ettikleri
için halktan daha fazla kabul görmektedir.
Bu arada bölgede halen revaçta olan
"Bitlis" sigarasının tiryakileri ise ilginç bir olayla karşı
karşıyadır. Sigara paketlerinden bazılarının arka yüzeyinde elle yazılmış
"gizemli"mesajlara rastlanmakta; Sırrı haricinde kimse bu mesajların
kim tarafından yazıldığını bilmemektedir.
Not: "Hayatın
Tuzu" filmi 8 aylık bir ön hazırlık sürecinden sonra 23 iş gününde
çekildi. 35 mm Arri BL4 kamerayla sesli olarak çekilen filmin negatifleri
(Vision2) Fransa'dan getirtildi. Tamamıyla Bitlis ve çevresinde
gerçekleştirilen film için 160 kutu negatif kullanıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder