Senaryo
ve Yönetmen Nazım
Hikmet Ran
Foto
Direktörü Cezmi Ar
Yapım
İpek Film / İpekçi Kardeşler
Oyuncular: Halide Pişkin, Kavuklu Ali, Naşit Özcan, Fahri, Hazım Körmükçü,
Zenne Necdet
Konu: Bir ortaoyununun [1]
öyküsü anlatılmaktadır. Diğer adı da “Kanlı Nigar” olarak sinema
literatürümüze geçen Nigar'ı, altı yaşında köyünden ve tarlasından ayırıp
İstanbul`da zengin bir Konağa verirler. Nigar 13 yaşında iken Konağın sahibi
tarafın-dan tecavüze uğrayıp sonrada sokağa atılır. Başından bir sürü acı
olaylar geçtikten sonra, yaşamını sürdürmek için yanına aldığı bir kaç kızla
erkekleri eğlendirerek geçimini sağlamaya başlar.
Nigar, kendisini iğfal eden
Agâh efendiyi bulur ve onu oyuna
getirerek; suçunu ve gerçekleri itiraf ettirmek ister. Ama onu bekleyen bir
sürü zorluk ve sürprizler vardır . Filmin senaryosu”
Kanlı Nigar” oyunundan esinlenerek Nazım Hikmet tarafından yazılmıştır. Oyununu daha sonraki yıllarda yeniden ele alan
yazar Sadik Şendil, Kanlı Nigar'i Epik bir tarzda yazarak çağımıza uyarladı.
Aslında Kanlı Nigar’ın ne zaman yazıldığı belli değil, ancak Tulahat Ustaları:
Salihler, Kel Hasanlar, Abdiler, Naşitler ve Dümbüllüler gibi; bu ve benzeri
oyunları, yaşatarak günümüze kadar getirdiler. Karagöz Perdesinde ve Orta Oyunlarında
1981 yılı yapımı olan “Kanlı Nigar” İse Sadık Şendil’in kaleminden Orhan
Aksoy’un senaryosu ve Memduh Ün’ün rejisiyle üçüncü kez seyirciyle buluşmuş
olacaktır.
Not:
Film aynı isim altında Senaryosu ve rejisi Osman F. Seden’e ait olmak üzere
1966 yılında tekrar filme çekilmiştir. “Kanlı Nigar” filmi daha sonraki
yıllarda 1955 ve 1981 yıllarında tekrar filme aktarılacaktır. Bunlardan 1955
yılında yönetmen Settar Körmükçü’nün rejisi ve Osman F. Seden’in senaryosuyla
çekilen film adından dolayı 23.12.1954 tarih ve 282 nolu kararla sansüre
uğramış ve “Karagöz- Hacivat” adı ile beyaz perdede seyirciyle buluşmuştu.
[1] ORTAOYUNU,
geleneksel Türk Tiyatrosu diye adlandırılan halk tiyatrosu geleneğini sürdüren
(kukla, meddah, Karagöz) se-yirlik oyunlarının bir bölümü; pek çok bakım-dan
Karagöze benzediği halde canlı oyuncularla sunulduğu için özellik gösteren
seyirlik oyunu, iki önemli kişisinden Pişekâr ve Kavuklu üzerinde gelişen
oyundur. Ortaoyunu, yuvarlak, çepeçevre seyircilerle kuşatılmış bir alanda
sergilenir, Oyuncuların giyim kuşamlarını koydukları sandık pusat, pusat odası
diye anılır. Çoğunlukla oyun yerinin yakınında, bitişiğinde bir çadır ya da
perdeyle kapatılabilecek bir yer yapılarak oyuncuların soyunup giyinmeleri
sağlanır….
Pişekâr, oyunun sahneye koyucusu, yöneticisi, bir bakıma yazan,
baş oyuncusu olduğu için oyunu yönetmek, yürüyüşünü değiştirmek oyunculara
işlerini bildirmek gibi görevleri vardır Oyunda zurnanın çaldığı Pişekf
havasıyla Pişekâr gelir, halkı selamladıktan sonra zurnacıyla konuşarak oyunun
adını bildirir. Bundan sonra zurna Kavuklu havasını çalar, Kavuklu ile
arkasında kendi gibi giyinmiş cüce ya da kanbur, Kavuklu arkası gelir….
…..Yeni Dünya denilen ev
dekorunda ise zenne takımı Pişekâr aracılığıyla ev arar, bulduklarına
yerleşirler. Bitiş bölümünde Pişekâr oyunu sonuçlandırırken seyirciden özür
diler, gelecek oyunun adını ve yerini duyurur. Seyircilerin oyunu rahatça
izlemeleri için önde olanlar yere çömelir, ikinci sıra iskemlelere oturur,
arkadakiler ayakta kalırlar. (Kyn: Metin
And, 1969, Bilgi yayınevi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder