Powered By Blogger

28 Nisan 2015 Salı

DÜĞÜN GECESİ “Kanlı Nigar” (1933)



Senaryo ve Yönetmen Nazım Hikmet Ran
Foto Direktörü Cezmi Ar
Yapım İpek Film / İpekçi Kardeşler

Oyuncular: Halide Pişkin, Kavuklu Ali, Naşit Özcan, Fahri, Hazım Körmükçü, Zenne Necdet

Konu: Bir ortaoyununun [1] öyküsü anlatılmaktadır. Diğer adı da “Kanlı Nigar” olarak sinema literatürümüze geçen Nigar'ı, altı yaşında köyünden ve tarlasından ayırıp İstanbul`da zengin bir Konağa verirler. Nigar 13 yaşında iken Konağın sahibi tarafın-dan tecavüze uğrayıp sonrada sokağa atılır. Başından bir sürü acı olaylar geçtikten sonra, yaşamını sürdürmek için yanına aldığı bir kaç kızla erkekleri eğlendirerek geçimini sağlamaya başlar.

Nigar, kendisini  iğfal eden Agâh efendiyi  bulur ve onu oyuna getirerek; suçunu ve gerçekleri itiraf ettirmek ister. Ama onu bekleyen bir sürü zorluk ve sürprizler vardır . Filmin senaryosu” Kanlı Nigar” oyunundan esinlenerek Nazım Hikmet tarafından yazılmıştır. Oyununu daha sonraki yıllarda yeniden ele alan yazar Sadik Şendil, Kanlı Nigar'i Epik bir tarzda yazarak çağımıza uyarladı. Aslında Kanlı Nigar’ın ne zaman yazıldığı belli değil, ancak Tulahat Ustaları: Salihler, Kel Hasanlar, Abdiler, Naşitler ve Dümbüllüler gibi; bu ve benzeri oyunları, yaşatarak günümüze kadar getirdiler. Karagöz Perdesinde ve Orta Oyunlarında 1981 yılı yapımı olan “Kanlı Nigar” İse Sadık Şendil’in kaleminden Orhan Aksoy’un senaryosu ve Memduh Ün’ün rejisiyle üçüncü kez seyirciyle buluşmuş olacaktır.

Not: Film aynı isim altında Senaryosu ve rejisi Osman F. Seden’e ait olmak üzere 1966 yılında tekrar filme çekilmiştir. “Kanlı Nigar” filmi daha sonraki yıllarda 1955 ve 1981 yıllarında tekrar filme aktarılacaktır. Bunlardan 1955 yılında yönetmen Settar Körmükçü’nün rejisi ve Osman F. Seden’in senaryosuyla çekilen film adından dolayı 23.12.1954 tarih ve 282 nolu kararla sansüre uğramış ve “Karagöz- Hacivat” adı ile beyaz perdede seyirciyle buluşmuştu.


[1] ORTAOYUNU, geleneksel Türk Tiyatrosu diye adlandırılan halk tiyatrosu geleneğini sürdüren (kukla, meddah, Karagöz) se-yirlik oyunlarının bir bölümü; pek çok bakım-dan Karagöze benzediği halde canlı oyuncularla sunulduğu için özellik gösteren seyirlik oyunu, iki önemli kişisinden Pişekâr ve Kavuklu üzerinde gelişen oyundur. Ortaoyunu, yuvarlak, çepeçevre seyircilerle kuşatılmış bir alanda sergilenir, Oyuncuların giyim kuşamlarını koydukları sandık pusat, pusat odası diye anılır. Çoğunlukla oyun yerinin yakınında, bitişiğinde bir çadır ya da perdeyle kapatılabilecek bir yer yapılarak oyuncuların soyunup giyinmeleri sağlanır….

Pişekâr, oyunun sahneye koyucusu, yöneticisi, bir bakıma yazan, baş oyuncusu olduğu için oyunu yönetmek, yürüyüşünü değiştirmek oyunculara işlerini bildirmek gibi görevleri vardır Oyunda zurnanın çaldığı Pişekf havasıyla Pişekâr gelir, halkı selamladıktan sonra zurnacıyla konuşarak oyunun adını bildirir. Bundan sonra zurna Kavuklu havasını çalar, Kavuklu ile arkasında kendi gibi giyinmiş cüce ya da kanbur, Kavuklu arkası gelir….

…..Yeni Dünya denilen ev dekorunda ise zenne takımı Pişekâr aracılığıyla ev arar, bulduklarına yerleşirler. Bitiş bölümünde Pişekâr oyunu sonuçlandırırken seyirciden özür diler, gelecek oyunun adını ve yerini duyurur. Seyircilerin oyunu rahatça izlemeleri için önde olanlar yere çömelir, ikinci sıra iskemlelere oturur, arkadakiler ayakta kalırlar.  (Kyn: Metin And, 1969, Bilgi yayınevi)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder