Powered By Blogger

4 Ekim 2015 Pazar

ATEŞTEN DAMLA (1960)

Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo Atıf Yılmaz (Mükerrem Kamil Su’nun ayni isimli romanından),
Filmi Çekenler Turgut Ören, Şevket Yılmaz,  Ali Yaver
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün, Duru Film/Süreyya Duru


Dialog: Ali Kaptanoğlu (Attila İlhan), Müzik: Nezihi Gülcüoğlu, Askeri Müşavir: Krm. Bnb.: Bülent Özcan, Sesleri Çeken: Ferruh Kırmaz, Laboratuvar: Rafet Şirin, Feyzi Hamurcu, Negatif Montaj: Oral Özütürk, Montaj-Senkron: Erdoğan Esenboğa, Ertem Göreç, Işıklar: Demirtaç Film, Rejisör Asistanları: Ertem Göreç, Kemal İnci, Ülkü Erakalın, Ar Direktör: Semih Sezerli, Set Direktörü: Niyazi Er, Prodüksiyon Amiri: Mehmet Işık, (Halk Film stüdyosunda hazırlanmış ve selendirilmiştir.)


Oyuncular: Muhterem Nur (Serap), Turgut Özatay (Asker Ahmet), Kenan Artun (Nafiz), Orhan Murat Arıburnu (Rıza), Atıf Kaptan (Osman Müfit), Hasan Ceylan (Mehmet Çavuş), Madelet Tibet (Nafiz’in annesi), Erol Taş (Musa Çavuş), Faik Coşkun (Kâhya), Leman Akçatepe (Ahmet’in annesi), Turgut Ören, Haydar Karaer, Gülay Gençay, Nuri İnal, Ali Seyhan (Rıza’nıon adamı), Zeki Tüney, Peruz Agopyan, Atacan Boran, Ay-han Candeğer, Atila Engin, Çocuk oyuncu-lar: Atila Engin, Atacan Boran, Peruz Agopyan, Ayhan Candeğer


Eleştiri

Filmdeki göç bölümleri, yaralılarla dolu hastanelerin manzarası, bilhassa işaret edilmeye değer. Bu bölümler öylesine canlı ve boyutlu ki, "Ateşten Damla" şimdilik Kurtuluş Savaşı'nın ruhunu veren en başarılı film gösterilebilir. "Ateşten Damla" görüntü olarak ne kadar tatmin edici ise ses unsuru bakımından da o kadar rahatsız edici. Filmin dublajı başarısız olduğu gibi, Ali Kaptanoğlu (Attila İlhan) tarafından yazılmış diyaloglar da gayet kötü. (Tuncan Okan, "Haftanın Filmleri", Milliyet) “Agah Özgüç, “Türk Filmleri Sözlüğü” 1. cilt


Memduh Ün bu film için şunları yazmaktadır:


Yakut Filmdeyken yazıhanemiz Yeşilçam sokağındaydı. Orada çok filmci vardı, on on beş metre ötemizde, Peril apartmanındaki İnci Film bunlardan biriydi. Bu firmanın sahibi Kemal İşmen' di. Bir gün bana, Mukerrem Kamil Su'nun “Ateşten Damla” adlı romanını okudum, bundan film yap, ticari başarısı yüksek olur dedi. Kitabı okudum ve sevdim, ama finali çok yapılmış, çok yinelenmiş, çok bayat bir finaldı. Romanın kahramanı Ahmet'in Kurtuluş Savaşında kör oluyordu ve sevgilisi hastabakıcı göreviyle katılmıştı ulusal mücadelemize. Savaş sahnelerinin birinde Ahmet kör oluyor, ikili kaderin cilvesiyle hastahanede karşılaşıyor ve kız kendisini tanıtmadan yardım ediyordu. Birçok filrnde rastlamıştık bu numaraya. Örneğin Vatan ve Namık Kemal filminde Biz de senaryoyu üstlenen Atıf’la kafa kafaya verdik ve değiştirdik finali Abdurrahman Palay oynayacaktı başrollerden birini. Ekibi kurduk Balıkesi’in Ilıca köyünegittik. tam dokuz gün yağmur yağdı. Çekimi durdurduk. Abdurrahman, benim çok işim var, film bitene kadar kalamam dedi ve aramızdan ayrıldı. Onun yerine İstanbul'dan Kenan Artun'u aldık, Onuncu gün hava açıldığında çekimlere onunla devam ettik. Ilıca'daki bölümler bitince İstanbul'adöndük, kalan dış sahneleri Büyükçekmece'de mağaralarıyla meşhur Yarımburgaz adlı bölgede, dahili sahneleri Arnavutköy'de bir köşkte, Kasımpaşa'da Kamburun Evinde çalıştık. Turgut Ören'in başka bir firmayla anlaşması olduğu için iş uzayınca onunda ayrılması gerekti. Iki ayrı kameramanla tamamladık Ateşten Damla'yı, biri Şevket Yılmaz'dı, di-ğeri Ali Yaver'di. Bir aksilik de Adapazarı'n-da yaşandı. Bir süvari hücumu çekmiştim, eski bir hava meydanında, Turgut Ören'le beraber cibe binmiştik.
Alanın yanındaki asfalt yolda ciple izleyerek takip ediyorduk atlıları. Önde Turgut Özatay, Atıf Kaptan, Hasan Ceylan, arkadan da 150 tane süvari geliyordu. Askeriyeden yardım etmişler, at ve asker vermişlerdi. Süvarı alayı vardı Adapazarı'nda. Hücumu çektik, ama bir at yerde kaldı. Ayağı kırılmıştı atın, asker de başından yaralanmıştı. Hastaneye kaldırdılar. 


Muhterem Nur ata binmesini bilmiyordu. Korka korka bindirdik, ama her an düşme tehlikesi nedeniyle hepimiz tedirgindik. Özellikle çiftlik sahnesi çok sorun yaratmıştı, atın kapıya geldiği yerde taşlar döşeliydi çünkü. At her an kayabilirdi. Ben Muhterern'in elbiselerini giyip dublorluk yaptım ona. (Memduh Ün Filmlerini anlatı


yor)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder