Powered By Blogger

30 Ekim 2015 Cuma

GARİP BİR İZDİVAÇ (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam (Muazzez Tahsin Berkant'ın romanından)
Müzik: Metin Bükey
Kameraman: Melih Sertesen
Yapım Acar film / Murat Köseoğlu


Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu,


Oyuncular: Türkan Şoray (Zeynep Gökalp), Tamer Yiğit (Haluk Gökalp), Süleyman Turan (İzzet), Pervin Par (Handan), Esen Püsküllü (Naciye), Handan Adalı, Semih Sergen (Turhan), Dursune Şirin (Dadı), T. Fikret Uçak (fotoğrafçı), Fadıl Garan (Avukat), Aliye Rona (Saide), Esen Püsküllü, Hüseyin Salıcı,


KONU: Zeynep ve Naciye zengin bir ailenin kızlarıdır. Köşklerinde verilen davetler, partiler eksik değildir. Ancak Zeynep ailenin öz kızı olmayıp, küçük yaşlarda evlat edinilen bir kızdır. Bunu öğrenen kardeşi Naciye, ablasını hor görmeye başlar ve ondan intikam almak ister.


“O zaman daima benim yanımdaydın. En ufak bir işaretimde ayaklarımın dibinde olmaya hazırdın.. Ben sevdiklerimi erişilmezlerden seçerim. ”Handan, eski nişanlısı Haluk’a şimdi ‘cömert’ davranmasının nedenini böyle açıklıyor…Film ne treni nede öleni görebildiğimiz (romanda yok) bir kaza ile başlıyor. Sonradan Haluk, nişan bozulduğu için kendini buradan atmak isteyecektir… Jeyan Mahfi Ayral’ın seslendirdiği Zeynep hep kıskanılan kişi. Naciye, annesinin, Handan kocasının ve Haluk, İzzet’in ona olan ilgisini kıskanıyor. Dadı ile beraberken çok komik bir sahne var. Haluk ve Zeynep evlenmişler. Delikanlı ‘genç kızın hayata dönmesi için’ düğün gecesi kendini, yine, bu kez araba ile (nedense) öldürmek ister.


Ama uçurum olduğunu düşündüğü yer hendek çıkınca yalnızca yaralanıyor.
Ertesi sabah Dadı onun yara bere içindeki halini ‘ilk gecenin’ şiddetine bağlar. Zeynep’e “..Ne yaptın ayol, adamcağız muharebeden çıkmış gibi” diyor…Haluk’un staj yaptığı Çelikkanat Uçak Fabrikası görüntüye gelmiyor. Keşke ‘biricik müttefikimiz’ buraları ve Köy Enstitülerini kapatıp koşa koşa Kore’ye gitmemiz gerektiği konusunda ısrarcı olmasaydı. Handan başlangıçta Haluk ile nişanlı ama Turhan’ı arabaya alıp onu demiryolu köprüsünde bırakır. 


Peppino di Capri’nin ‘Melancolie’ (1964) şarkısı ile dans ederlerken bunu soran delikanlının dili sürçüyor ; “Beni köprünün üstünde bırakıp gittikten sonra nereye gittin?” Toron Karacaoğlu’nun başarılı seslendirmesi ile cümledeki hata önemsizleşmiş…

Abdurrahman Palay’ın seslendirdiği İzzet.. Romanda avukat ve soyadı Ermen. Süleyman Turan, ‘Gençlik Rüzgârı’ (1964) filmindeki ele avuca sığmaz Charlie rolünde çok başarılı olmuştu. Yönetmen aynı kişiliği burada tekrarlatmış. Turhan’ın Zeynep’e ilgisi seyirciyi rahatsız ederken İzzet’in daha da yakın olan davranışları eğlenceli bulunuyor…


Tchaikovsky’nin 6 Numaralı (Pathétique) Senfonisi (1893) 4 sahnede kullanılmış; Kaza sonrasında baygın Haluk eski nişanlısının ismini sayıklarken Handan kanepeye uzanmış, Zeynep ayakta konuşurlarken; Zeynep, araba ile giden Handan’ın ardından bakarken; Haluk için yatak odasının kilidini açarken. Bu melodi İngilizce sözlerle de (1941) (Al Hoffman / Mann Curtis / Jerry Livingston) çok sevilmişti; ‘The Story of a Starry Night’…Naciye’nin ‘
Runaway’ (1961) (Del Shannon/Max Crook) ile dansı çok güzel…  Bu melodi İngilizce sözlerle de (1941) (Al Hoffman / Mann Curtis / Jerry Livingston) çok sevilmişti; ‘The Story of a Starry Night’… Haluk, Kartaltepe BP Benzin İstasyonunda eli cebinde yürürken Alessandro Marcello’nun Obua ve Yaylılar için Re Minör Konçertosu (2. Adagio Bölümü) (1717) var… Erdoğan Esenboğa’nın seslendirdiği Hüseyin Salıcı, Haluk’un kırık kolunu tedavi eden doktor rolünde. 

Kırık bilekteydi ama o omuz filmine bakarak durumu değerlendiriyor…‘Mahşere Kadar’ (1971) filminden anımsadığımız Dr. Anastas’ın evi için iki farklı adres var… Zeynep; (165. sayfa) “Aşk, en beklenmedik bir zamanda ve istesek de istemesek de kendi kendine gelir..” demişti. Zamanımızda, ‘para’ dışında gelen şeyin önemi yok…Haluk, birkaç ay önce uğrunda ölmeye kalktığı Handan’a “Güzellik bir entrika vasıtası olursa..bir çirkinlik haline düşer” diyor. ( Murat Çelenligil)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder