Yönetmen: Orhan Aksoy
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Mike Rafelyan
Yapım: Arzu Film / Ertem
Eğilmez
Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Metin
Serezli, Münir Özkul, Ergun Köknar, Sami Hazinses, Zeynep Tedü, Esin Engin,
Nubar Terziyan, Meltem Mete
Konu: Aristokrat ailenin güzel
kızı Pola ile fakir besteci Hüber Gran’ın 1770 yılında Paris’te yaşadıkları
aşkın romanı (Kerime Nadirsinemada iki yüzyıl sonrasının İstanbul’una
uyarlanmış ikinci çevrim.
Fikret, askerliğini yeni
bitirmiş bir müzisyen. Taşrada, eniştesinin yanında yaşıyor. Bando takımındaki
Başgedikli Kazım Baba ve arkadaşlarından aldığı mektupla ‘hayalleri
gerçekleşir’; “..Orkestrayı kurduk, seni bekliyoruz..” Eniştenin hastalıklı
kızı Zeynep belli ki delikanlıyı çok seviyor. Ayrılık acısı, ilerde ölümüne
neden olacaktır.
Kazım Baba ve arkadaşlarının
Akıncılar Orkestrası çok güzel. Sivil yaşamda da çok sevdikleri askerliktekine
benzer ve çok neşeli bir ilişkileri var. Fikret piyano, Kazım klarnet, Ergun
trompet, Sami Hazinses kendisinden büyük bir kontrbas, Uğur Öner ve Kutlu Örge
de bateri ve gitar çalıyorlar. Esin Engin ise solist.
Fellik fellik iş aramakla
geçen günler. Fikret’in Sevda ile tanışması gergin başlayıp büyük bir aşkla
sonuçlanıyor. Üzerine su sıçratan arabadaki güzel kızla o gün doğum günü için
müzik yapacakları kız olarak tekrar karşılaşır. Armatörler kralı Osman,
Sevda’nın sözlüsü. ‘Bu mutlu gün’ için verdiği hediye insana ‘yok daha neler’
dedirtiyor: ‘Bir gemi’. Ama pek anlaşamıyorlar. Osman dans etmek isteyince,
genç kız, orkestranın o sırada çaldığı parçayı sevmediğini söylüyor. ...
Sonrasında
Fikret, Osman’a yüzüğünü geri vermiş olan Sevda’yı babasından ister. Ferit Bey,
kendisinden beklediğimiz gibi, onu aşağılayıp kovar. Gençler kaçmaya karar
verirler. Fikret, Sevda’yı beklerken yine bir başkası, bu kez Eniştesi gelir.
Tahmin edileceği gibi Zeynep ölüm döşeğinde ve ‘ille de onu görmek’ istiyor.
Üstelik ‘hemen yola çıkmalıymışlar’. Delikanlının durumu açıklayan mektubu önce
Osman’ın eline geçer.
Zeynep’in ‘gözlerini
elleriyle kapatan’ kahramanımızı İstanbul’da başka bir darbe bekliyor:
Sevda’nın düğünü. Tam içki ve sigara ile kendisini dağıtmışken, her zaman
olduğu gibi Kazım Baba, Hızır gibi yetişir: “Toparla kendini evlat. Şimdi yeni
bir işimiz ve yeni bir ümidimiz var. Arkadaşım hastalanınca bana devretti
(burasını)..
Anlayacağın patron olduk..”
Filmin sonunda Osman ölür.
Ağır Ceza’da hafifletici nedenler göz önüne alınınca sevgililer birbirine
kavuşuyor. Romanın arka kapağında “..İki gencin uğradığı ihanet ve düşürüldüğü
tuzakları büyük bir heyecan ve zevkle okuyacaksınız” denmiş (Murat Çelenligil –
sinematürk Internet veri tabanı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder