Araştıran ve Derleyen: Yalçın ÖZGÜL 2024 Şubat ayı sonuna kadar Blog'a aktarılan film sayısı 7642 adet olmuştur. Film aktarımı devam ediyor.
8 Mart 2020 Pazar
KANLI NİGAR (1981)
Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo: Orhan Aksoy
Eser: Sadık Şendil
Görüntü Yönetmeni: Orhan
Oğuz
Müzik KANLI NİGAR: Esin Engin
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün
Ar Direktör: Niyazi Er,
Reji Asistanı: Turgay Aksoy, Yardımcı Yönetmen: Muzaffer Hiçdurmaz,
Kamera Asistanı: Cem Molvan, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa,
Kurgu-Eşleme: Mevlût Koçak, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Negatif
Montaj: Mustafa Kul, Işık: Ömer Ekmekçi, Recep Biçer, Remzi Biçer,
Set Teknisyenleri: Mustafa Cuvan, Mehmet İnci, İbrahim Öner, Dublaj
Yönetmeni: Orhan Aykanat, Makyör: Cemal Gonca, Laboratuvar: Selâhattin
Kaya, Ziya Uçak, Prodüksüyon Müdürü: Reha Yur-dakul, Fevzi Barlas, Renk
Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Negatif Montaj: Mustafa Kul, (Yeni Lale
Stüdyosunda seslendirilmiş ve renklendirilmiştir.)
Oyuncular: Kemal Sunal (Abdi-Narçın), Fatma Girik
(Nigar), Dinçer Çekmez (Agah), Sümer Tilmaç (İstinyeli Deli Eşref), Bahar Öztan
(Lebibe), Pembe Mutlu (Bedide), Merih Fırat (Melike), Necla Soylu (Nadide),
Yaşar Güner (Takacı Temel Reis), Nezihe Güler, Niyazi Er, Orfe Özkan,
Konu: Kanlı Nigar,
tiyatrolarımızda çeşitli defalar oynandıktan, ve son olarak müzikal hale
getirilip sahnelendikten sonra bu sefer de film haline geliyor. Bir zamanların
İstanbul'unda randevuevi işleten Cihanyandı Kanlı Nigar'ın erkeklere ettiği
oyunlar, kendisini bu yola düşürenlerden aldığı intikam, vs anlatılmakta.
Osmanlı döneminin kent yaşamında kadının güç bulunur, zor erişilir bir kişi
olması özelliğine dayanan ve bu yapı içinde "hafif kadın" imajına
sarılarak bundan güldürü öğesi çıkaran bir oyun.
*
"Kanlı Nigar’ın film serüveni için ne söylenebilir? Tümüyle bir iş filmi
bu... Yani bu oyunu görmüş veya işitmişseniz, hakkında bir şeyler biliyor veya
tahmin ediyorsanız, daha önce bir Kemal Sunal güldürüsü izlemişseniz ve Memduh
Ün'ün sinemamızda rahat bir anlatıma erişmiş yönetmenlerden olduğunu
biliyorsanız, filmden belli bir şeyler beklersiniz. İşte “Kanlı Nigâr" bu
beklediklerinizi veriyor, ama yalnızca o kadarını. En küçük bir sürpriz, en
ufak bir yenilik yok. beklenenin ötesine geçen... Heyecansız, esinsiz bir film
bu... Belli klişelere, ezbere bilinen oyunlara dakikalar öncesinden tahmin
edilebilecek gelişmelere dayalı. Fatma Girik'in özlediğimiz oyununu, birkaç yıl
aradan sonra perdeye getirmekten başka pek bir özelliği yok...”Atilla Dorsay “12
Eylül Yılları ve Sinemamız”
KAN BAĞI (1981)
Yönetmen: Yıldırım Gencer
Senaryo: Yavuz Figenli
Kamera: Kaya Ererez
Yapım: Metin Film/Işık Toraman
Laboratuvar: Hüseyin Kuğu, Mehmet Aktaş, Mehmet
Aktaş, (Ören Film stüdyosunda renklendirilmiş ve seslendirilmiştir).
Oyuncular: İsmail Badıllı, Gönül Hancı,
Yıldırım Gencer, Kadir Savun, Aliye Rona, Suna Selen, Atilla Ergün, Osman
Alyanak, Güner Özonuk,
Konu: Birbirlerine aşık olan ancak bazı
nedenlerden dolayı kavuşamayan,ama en sonunda kavuşup evlenen Zeynep ile
Murat'ın aşk öyküsü.
KADER ARKADAŞI (1981)
Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo Recep Filiz
Direktörü: Çetin Gürtop
Yapım: Metin Film/Işık
Toraman
Sesleri Alan: Kunt Tulgar,
Renk Uzmanı: Tümay Rızai, Laboratuar: Şemsi Tokgöz, Armağan Köksal,
Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Selahattin Kılıççeken,
Çekim Ekibi: Nizam Ergüden, Hüseyin Ergüden, Prodüksiyon: Cihat
Karahan, Adnan Kazan, Yardımcı Yönetmen: Nurettin İrişen, Kamera: Hakan
Gürtop, Işık Şefi: Şevket Yılmaz, (Ar Film stüdyosunda hazırlanmış Kunt
Film stüdyosunda seslendirilmiştir).
Oyuncular: Cüneyt Arkın, Deniz Akbulut, Yaprak Onur,
Levent Çakır, Nilüfer Karataş, Ayfer İdin, Yusuf Çetin, Kudret Karadağ, Yılmaz
Kurt, Mehmet Uğur, Recep Filiz, Yılmaz Kurt, İhsan Gedik, Giray Alpan, Erol
Taş, Kazım Kartal, Mehmet Uğur
Konu: İnşaat işçisi Yusuf
İstemeden bir adamın ölümüne neden olur. Kardeşi aynı acıyı tattırmaya yemin
eder ve Yusuf’un peşine düşer... Düşmanlarının elinden kaçmayı başaran Yusuf
ağır yaralı halde kader arkadaşı Hasan’ın çiftliğine sığınır. Tedavi edilip
iyileştirildiği çiftlikte Hasan’ın kızıyla birbirlerine aşık olurlar. Ancak
Hasan’ın karısı da ondan etkilenir ve yakınlaşmaya çalışır. Bunu anlayan Hasan
can arkadaşını evden kovar. Yusuf’un ayrılmasından sonra düşmanları önce kız
kardeşini kaçırır daha sonra Hasan’ın çiftliğini de basarlar. Artık Yusuf için
kanlı bir intikam almak kaçınılmaz olacaktır.
İTİRAZIM VAR (1981)
Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Erman Film/Hürrem
Erman
Set Ekibi: Ercan Akyıldırım, Abdullah Menay, Selim
Gün, Işık Şefi: Şevket Kıymaz, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuvar:
Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Senkron Montaj: Turgut İnangiray,
Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Negatif Montaj: Sedat Karadeniz,
Kamera: Ali Güvenci,
Yeni Lale Film stüdyosunda seslendirilip
hazırlanmıştır
Oyuncular: Müslüm Gürses, Serpil Çakmaklı, Yalçın
Gülhan, Aynur Beller, Hüseyin Kutman, Şükriye Atav, İhsan Gedik, Aynur Gökçe,
Semra Uçar, Kamuran Efe, Ahmet Girgin,
Konu: Bir kolej talebesi genç kızla, kötü
yoldan kurtardığı bir kadın arasında kalıp, sonunda kurşunlara hedef olan bir
gencin öyküsü.
İNTİKAM YEMİNİ (1981)
Senaryo ve Yönetmen Aykut
Düz
Foto Direktörü Sertaç Karan
Yapım Metin Film / Işık
Toraman
Prodüksiyon: Cihat Karahan, Adnan Kazan, Yönetmen
Yardımcısı: Nurettin İrişen, Muzaffer Karataş, Kamera: Ali Güvence,
Şevket Yılmaz Işık Servisi, Set Ekibi: İsmail Kündem, Ömer Bubu, Erdal
Sümer, Ses Çekimi: Erkan Aktaş, Negatif Montaj: Nevzat Dişiaçık, Laboratuvar:
Adnan Şahin, (Fono Film stüdyosunda seslendirilmiş ve imal edilmiştir )
Oyuncular: Cüneyt Arkın, Mreral Orhonsay, Hulusi
Kentmen, Kâzım Kartal, Nazan Ayas, Ümit Acar, Necla Fide, Abdullah Ataç,
Erdoğan Seren, Sırrı Elitaş, Tevfik Şen, Kadir Kök, Mehmet Uğur,,
Konu: eski bir kaçakçı eski yaptığı işlerden
pişman olup babasının yanında çalışmaya başlar fakat bu defa da kaçakçının
karısına bir adam göz koyar kaçakçının babasını ve kardeşini öldürür kaçakçı
intikam yemini eder .
İNSANLIK UĞRUNA (1981)
Yönetmen Kunt Tulgar
Senaryo Yaşar Şener
Görüntü Yönetmeni Ender Turgut
Yapım Ceba Film/Nihat Cerit
Ses Mühendisi: Kunt Tulgar, Renk Uzmanı: Kaya
Ören, (Kunt Film Stüdyosunda seslendirilmiş ve Kaya Ören stüdyosunda
hazırlanmıştır.
)
Oyuncular: Bulut Aras (Salih), Güngör Bayrak
(Sevgi), Yusuf Sezgin (Suat), Erol Taş (Kenan), Süheyl Eğriboz (yakışıklı),
Kudret Karadağ (Kudret), Niyazi Gökdere, Necdet Tok, Sırrı Elitaş, Cevdet
Balıkçı, Abdi Algül, Tevfik Şen, Hakkı Kıvanç, Ünal Gürel, Hasan Yıldız, Nejat
Gürsoy, Yılmaz Kurt, Ali Demir, Mesut Sürmeli, Ahmet Açan, Küçük Yıldız: Ekrem Cerit
HOR GÖRME GARİBİ (1981)
Yönetmen İsmail Kalkan
Senaryo Yücel Uçanoğlu
Görüntü Yönetmeni: Abdullah Gürek
Yapım Gazanfer Dirlik
Set Teknisyenleri: Ekrem Çınaroğlu, Taci Erşan, İbrahim
Öner, Işık: Ergun Şimşek, Kameraman: Galip Kızılova, Renk
Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Ses
Mühendisi: Erkan Esenboğa, Montaj ve Senkron: İsmail Kalkan, (Yeni
Lâle Film Stüdyosunda hazırlanmış ve Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir)
Oyuncular: Hüseyin Altın, Prenses Banu, Güneş
Işık, Yılmaz Kurt, Remo Değerli, Levent Çakır,Reha Yurdakul, Küçük Yıldız:
Birtanem,
Konu: Arabası arızalanan dansöz Banu
(Prenses Banu), benzin istasyonunda işçilik yapan Osman’la (Güneş Işık)
tanışır. Banu, Osman’ın yakın ilgisine karşılık olarak onu İstanbul’a davet
eder. Osman, Banuya çalıştığı pavyonda bulur. Aralarında bir aşk başlar. Osman,
sur kovuklarında tanıdığı hasta bir genç olan Hüseyin’le (Hüseyin Altın),
Banu’nun evine yerleşirler. Hüseyin de Banu’ya aşıktır. Bu arada dansözlüğü
bırakıp ev kadını olmak isteyen Banu’yu pavyoncular rahat bırakmaz...
HERHANGİ BİR KADIN (1981)
Senaryo: Ahmet Soner
Görüntü Yönetmeni: Kaya
Ererez
Yapım : Gülşah Film / Selim
Soydan
Kamera Asistanı: Erdoğan
Ererez, Müzik: Cahit Berkay, Reji Asistanları: Turgay Aksoy,
Aliye Turagay, Sesleri Alan: Erkan Aktaş, Montaj: Nevzat
Dişiaçık, Set Teknisyenleri: Bedri Uğur, İbrahim Uğurlu, Giray Alpan, Işık
Ekibi: Mustafa Koçyiğit, Teoman Sayın, Yapım Sorumlusu: Selahattin
Koca,
(Fono Film Stüdyosunda hazırlanmış ve
seslendirilmiştir).
Oyuncular: Hülya Koçyiğit: Tarık Akan, Cihan Ünal,
İhsan Yüce, Yaman Okay, Ajlan Aktuğ,
Konu: Bir fabrika sahibi ile zengin bir kız
arasında ilişki vardır. Evlenmeye hazırlanırlar. Kız ailesi ile olan
anlaşmazlıklar sonucu tek başına bir ev tutar. Yeni taşındığı mahallede seyyar
satıcılık yapan genç, kıza aşık olur. Kız da buna bir arkadaş gibi yakınlık
gösterir ve genç kızın da kendisine aşık olduğunu zanneder. Genç adam bir
fırsatını bulup kızı kaçırır. Fabrikatör adam bunların peşine düşer, bir
ormanda yakalar. Kız seçimini zengin iş adamından yana kullanır.
* Sinemamızın beylik kalıpları içinde yeni bir şeyler söylemeye
çalışan bir film gibi geldi bize.. Kalıplara daha ciddi ve güncel gözlemler
getirmek isteyen bir birerimi var bu filmin... "Herhangi Bir Kadın"
da, filmlerimizin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan mantık ve ruh bilimi
halaları yine var. Cemal'in bir apartmandan sırtına bir kadın vurup Çankırı
köyüne dek nasıl geldiğinden (mantık hatası), iş adamı Osman Nuri Şahin'in,
evini terk etmek üzere olan canı ciğeri biricik kızının tüm parasını, çek
defterlerini vs'yi alması ve kızı bavullarıyla kapı önüne bırakmasına
(psikolojik hata), kolay yutulur şeyler değil bunlar...
Ama, bu
ayrıntıların üstünde durmadan öze ve temele yaklaşmak istiyorum. Filmin
ilginçliği, klasik üçlü aşk öyküsünün kişilerini bu kez oldukça ilginç bir
toplumsal / sınıfsal konum içinde yakalamış olması... Fonda Osman Nuri
Şahin'le, onun HoIding'ine ait fabrikalardan bir bölümünün yaptığı şeyleri
(incir, vs.) yapan Murat’ın fabrikasının savaşımı var. Piyasanın acımaz
kurallarıyla, işlerini baltalayan bu küçük kuruluşu yok etme savaşımı veriyor
Osman Nuri Şahin... Murat ise, dev şirkete karşı, işçilerini ürelimi daha çok
arttırmak, "daha ucuza daha çabuk daha bol üretmek" yolunda
şartlandırarak direnme yolunu seçiyor. Bu sloganların ve bu düşüncelerin, 24
Ocak kararlarının 12 Eylül'ün toplumsal / siyasal plandaki desteğiyle de
pekiştirilen özünü bilinçli biçimde yansıttığı, filmin bunu aradığı istediği
açık. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”
HARMAN SONU (1981)
Senaryo ve Yönetmen: Yavuz
Yalınkılıç
Kamera: Kenan Kurt
Yapım: Şahin Film / Mehmet
Şahin
Reji Asistanı: Nilgün Seren,
Kamera Asistanı: Cem Molvan, Set Ekibi: Kadir Kök, Selim Acar, Ar
Direktör: Ahmet Sert, Işık: Erol Karaşıray, Şiirler: Yavuz
Yalınkılıç, Beste: Nurtaç Düzgit, Şarkılar: Mehmet Şahin,
Laboratuvar: Hikmet Kuyucu, Selahattin kaya, Ziya Uçkan, Mustafa Yıldız, Seslendirme
Yönetmeni: Esen Günay, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Negatif
Montaj: Mustafa Kul, Montaj Senkron: Turgut İnangiray,
(Yeni Lâle Stüdyosunda renklendirilmiş ve Yeni
Stüdyoda seslendirilmiştir)
Oyuncular: Mehmet Şahin, Deniz Akbulut, Baki Tamer,
Aliye Rona, Erol Taş, Tugay Toksöz, Birsen Pamuk, Hasan Yıldız, Ahmet Sert,
Sırrı Elitaş, Yılmaz Kurt, Kadir Kök, Erdoğan Seren, Cengiz Durmaz,
Konu: İstanbul'da kazandığı başlık parasını
soygunculara kaptırıp, çeşitli maceralardan sonra
sevgilisine kavuşamayan bir gencin öyküsü.
HAMAYLİ BOYNUNDAYIM (1981)
Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Recep
Filiz
Kamera:
Mükremin
Şumlu
Müzik Düzenleme: Hüsamettin
Subaşı
Yapım: Mehmet Karahafız/Anıt Film
Oyuncular: Hüsamettin Subaşı, Nazan Saatçı, Kazım
Kartal, Aliye Rona, Turgut Özatay, Sami Hazinses, Gülten Ceylan
HAMAYLİ: Boyna asılan yada ceket astarına
tutturulan muskaların atasıdır. Eski bir adettir sağ omuzdan sol bel boşluğuna
geçen çapraz cepli bir kuşakmış. Eski bir Türk destanında hamaylısını evde
unutup savaş için yola koyulan ama unuttuğunu fark edip geri dönen ve evde
karısına bir Çinliyi saldırırken yakalayan ve Çinliye hamaylı çeken Türk
savaşçısını anlatır.
Hamayli
Çekmek: Düşmanını hamayli’nin denk geldiği sağ omuzdan sol bel boşluğu
arasından ikiye biçmek.
GÜNAH DEFTERİ (1981)
Görüntü Yönetmeni: Muzaffer Turan
Yapım: Ödül Ticaret/ Abdurrahman
Keskiner
Oyuncular : Gökhan Güney, Banu Alkan, Kadir Savun,
Yılmaz Köksal, Neriman Köksal, Talat Gözbak, İsmail Hakkı Şen, İhsan Gedik,
Kadir Savun, Hikmet Taşdemir,
Konu: Genç bir kadın üst üste
gelen talihsizlikler sonunda Pınar geneleve düşer. Onu seven delikanlı kızı
genelevden kurtarır ve onunla evlenir. Ve olaylar gelişerek devam eder.
HABABAM SINIFI GÜLE GÜLE (1981)
Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo : Yavuz Turgul
Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay
Yapım: Arzu Film/Nahit Ataman
.
Eser: Rıfat Ilgaz, Montaj Senkron: İsmail
kalkan, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Set Amiri: Nizam Ergüden,
Yapım Yönetmeni: Yılmaz Kanat, YUardımcı Yönetmen: Şahin Gök, (Yeni
Lâle Stüdyosunda hazırlanmıştır )
Oyuncular: İlyas Salman, Adile Naşit,
Ayşen Gruda, Mehmet Ali Erbil, Savaş Dinçel, Hüseyin Kutman, Özden Özgürdal,
Şevket Altuğ, Yaprak Özdemiroğlu, Fulya Özcan, Cem Özer, Kemal Uzun, Yonca
Evcimik, Sıtkı Akçatepe, Azra Partener, Gönül Tor, İlknur Yıldırım, Ali Kaya,
Ali Sönmez, Aydın Ünver, Bahadır Güvenkan, ,Mehmer Eroğlu, Cafer Deniz, Engin
Sezen, Ercan Çiçek, Ferhan Pakün, Mehmet Yiğit, Orhan Başaran, Özden Özgürdal,
Sedat Vautaş, Şevki özer, Tayfun Abacı, Timur Acarkan, Tufan Yıldız, Melih
Çardak, Nuri Durak,
Konu: Doğu Anadolu'dan gelmiş edebiyat
öğretmeni (İlyas Salman) ile öğrencisi arasındaki arkadaşlık ilişkisi
işleniyor. Öğretmen önce sınıfta alay konusu olursa da daha sonra, öğrenciler
tarafından sevilir ve takdir edilir.
" Ertem Eğilmez'in
filmlerine, bu arada "Hababam Sınıfı" dizisine her zaman belli bir
sempati duya gelmişimdir. Bu filmlerin akıcı, becerikli anlatımları yanı sıra,
bizim filmlerimizde olmayan bir özelliği, öyküyü 2-3 kişi üzerinde odaklaştırmaktan
çok birçok kişinin kahraman olması, birçok karakterin birden ve koşut olarak
işlenmesi, bana hep üzgün ve çekici gelmiştir, "Canım Kardeşim’den beri
Eğilmezin komedilerinin tüm aileye seslenmesi, taşıdıkları insanı sevgisi ve
sıcaklığı, "Hababam Sınıfı" dizisinin ayrıca bin bir sansür engeline
karşın sinemalaştırılabilmesi başarısı da bunlara eklenebilir.
Eğilmez, "Hababam
dizisi"ni kapatıyor, bu son filmle... Dizinin tüm özelliklerini taşıyan
bir kapanış filmi... Kısa dokunuşlarla verilen birçok kişi genç oyunculardan
alınan şaşırtıcı sonuç, tiplemedeki ustalık, belli bir düzeyin altına düşmeyen
espriler,,. Ama bu başarılı yanların yanı sıra belli ucuzluklar, aceleye gelmiş
belli sahneler: Sözgelimi öğrencisi Gamzenin aşk ilanı karşısında, 32 dişini
göstererek sırıtan öğretmen İlyas Salman, sahnenin canına okuyor, vs...
Salman'ın yanlış kullanılması, zaten filmin başlıca hatası… Kusurlarıyla,
sevaplarıyla, sinemamızdaki bazı kalıpları kırmayı başaran Hababam Sınıfı"
dizisine, bu son filmle biz de güle güle diyoruz...”Atilla Dorsay, “12 Eylül
Yılları ve Sinemamız”
GIRGIRİYEDE ŞENLİK VAR (1981)
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Müzik: Hurşit Yenigün
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu
Yönetmen Yardımcısı: Muzaffer Hiçdurmaz, Kamera
Asistanı: Hakan Gürtop, Fotoğraflar: Ersin Pertan, Senaryo: Sadık
Şendil, Işık Şefi: Ergun Şimşek, Teknik Yönetmen: Sohban Koloğlu,
Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Montaj: Mevlüt Koçak, Negatif
Montaj: Mustafa Kul, Renk Uzmanı: Hikmet Kuyucu, Laboratuvar: Selahattin
Kaya, Ziya Uçak, Mustafa Yıldız, Prodüksiyon Amiri: Adnan İrkut, Erol
Deniz,
(Yeni Lale Film Stüdyolarında
hazırlanmıştır)
Oyuncular: Gülşen Bubikoğlu, Müjdat Gezen, Perran
Kutman, Münir Özkul, Adile Naşit, Ayşen Gruda, Şener Şen, Şemsi İnkaya, Bilge
Zobu, Yavuz Şeker, Nevzat Açıkgöz, Ahmet Kostarika, Yüksel Gözen, Azize Ökçü,
Mahmut Elifi
KONU: Sulukule’de yaşam üç çiftin birden dünya
evine girdiği büyük bir düğünle başlar...Güllüye (Gülşen Bubikoğlu), annesi
Sabahat (Perran Kutman), dayısı Bekir (Şemsi İnkaya), Bayram (Müjdat Gezen),
babası Emin (Münir Özkul), kız kardeşi Sevim (Ayşen Gruda) ve halası Zekiye
(Adile Naşit)’ten oluşan iki ailede Güllüye Bayram’la, Sevim Bekir’le, Emin
Sabahat’la evlenmiştir. Evsiz kaldıkları için Sabahat’ın kapısına dayanıp
insafa gelsin diye yalvar yakar olurlar. Sabahat’ı kandırmanın tek yolu paradan
geçer. O evinin kapılarını sonuna kadar açmaya hazırdır. Yeter ki, paradan
haber versinler!... Ancak bu işsiz takımından beş kuruş çıkacağı yoktur.
Bayram’ın ayı oynatmaya, Zekiye’nin bohçacılığa, Güllüye’nin çiçekçiliğe
dönmeye hiç niyeti yoktur. Kafa kafaya verip sonunda çözümü bulurlar. Kadınlar
üç-beş parça altınını satar, erkekler sağ-dan soldan borç-harç derken sazlı
sözlü, hem pişirip, hem de çalıp oynayacakları kendi meyhanelerini, “Gırgıriye
Saz Salonu”nu açarlar. Hapisten çıkıp gelen Zekiye’nin eski yavuklusu Duman Haydar
da (Şener Şen) bu cümbüşe katılınca seyreyleyin gümbürtüyü!.. İşleri kötü bir
meyhaneci, Güllü’yü şarkıcı olarak transfer etmek ister. Banker Dursun burada
işe başlayan Güllü’ye göz koyar. Cebine esrar koyup yakalatarak Bayram
engelini aşar. Emin ve Haydar oyunun farkına varır. Güllü, Dursun’u Haydar ve
Zekiye’nin düğününe çağırıp itiraf ettirir. Garson kılığındaki polisler
düzenbaz Dursun’a ve filme son noktayı koyarlar…
ÖDÜL:
► Ankara Sanatevi adına
Sinema Yazarlarımızın düzenlediği “En İyi 5 Film seçiminde (1982) Müjdat Gezen
”En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu”
Katılan 5
Film: Gırgıriye, Gül Hasan, Gırgıriye’de Şenlik Var, Deliler Koğuşu,Bizim
Sokak.
► Bülent Ersoy olayını alaya alan
"Gırgıriye" filmini görememiştim. O filmin büyük ticari başarısı
üstüne yapılan devamı sinemalarda ikinci haftasını dolduruyor. Film, Erler
Filmin (Arzu Filmin bir zamanlar öncülüğünü yaptığı biçimde) birçok sevilen,
popüler güldürü oyuncusunu bir araya topladığı kalabalık kadrolu komediler
çığırını sürdürüyor. Sadık Şendi’in senaryosu, bu verimli ve esprili
yazarımızın bir yorgunluk dönemi ürünü... Bilinen tipler, espriler, durumlar
yineleniyor, bir kez daha... Gerçi Şendil, olayları, güncelliği izlediğini
göstermiyor değil. Filmin olumsuz kahramanının Banker Dursun" kimliğin
tanıması, bunun ilk akla gelen göstergesi... Ama yine de, bunca sevilen ismi
bir araya getiren, bunca kozu olan bir filmde taze bir güldürü yaklaşımı, daha
güncel, çağdaş espriler, güldürü denen sanatı/olayı şu veya bu biçimde bir
yenileme çabası beklenmez mi?
"Gırgıriyede Şenlik Var'da
böyle bir yenilik yok. Tüm oyuncular, sayısız filmden veya TV skecinden
bildiğimiz kişiliklerini yineliyorlar, kendilerinden beklenen oyunu, mimikleri
veya esprileri yapıp gidiyorlar. Bu kadarı halkın rağbetine yetiyorsa, sorun
yok. Ama biz sinemadan ve önemli bir tür olan gül-dürüden başka şeyler
beklemekte özgür, aradığımızı bulamayınca bu ve benzeri filmleri alkışlamamakta
da mazuruz sanıyorum. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”
GIRGIRİYE (1981)
Senaryo : Sadık Şendil
Eser: Müjdat Gezen
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Müzik Hurşit Yenigün
Kurgu:
Mevlüt
Koçak
Yapım: Erler Film/Türker
İnanoğlu
Sanat Yönetmeni: Sohban
Koloğlu, Yapım Koordinatörü: Mehmet Öztopuz, Selahattin Koca, Kamera
Asistanı: Hakan Gürtop, Negatif Kurgu: Mustafa Kul, Laboratuvar: Ziya
Uçak, Selahattin kaya, Renk Düzenleme: Sabahattin Hoşsöz, Işık Şefi: Erün
Şimşek, Ses Kayıt: Erkan Esenboğa,
Oyuncular: Müjdat Gezen (Bayram), Perran Kutman
(Güllüye), Münir Özkul (Emin), Adile Naşit (Zekiye), Ayşen Gruda (Sevim), Şemsi
İnkaya (Bekir), Haldun Dormen (Televizyoncu), Sümer Tilmaç (Güllünün patronu),
Tevhid Bilge (Bayram Patron), Yavuz Şeker (Muharrem), Nevzat Açıkgöz (Komiser)
Konu: Sulukule’de yaşam... Bir yanda Güllüye
(Gülşen Bubikoğlu), annesi Sabahat (Perran Kutman) ve dayısı Bekir (Şemsi
İnkaya). Diğer yanda Bayram (Müjdat Gezen), babası Emin (Münir Özkul),
kızkardeşi Sevim (Ayşen Gruda) ve halası (Adile Naşit). Güllüye Bayram’ın,
Sevim de Bekir’in sevgilisidir, ama Emin ile Sabahat’ın ezeli düşmanlığı
evlenmelerine engeldir. Aslında birbirlerine aşık olan Emin ve Sabahat yıllar
önce tam evlenecekken, Emin’i başka kadınla görüp, inat için başka adamla evlenen
Sabahat’a Emin’in kızması; giderek ortaya iki düşman aile çıkartmıştır.
Sulukule’ye gelen müşterileri paylaşamaz, sürekli kavga ederler. Güllüye ve
Bayram evlenmeye iyice kararlıdır. Ama ünlü gazinocu Sabri’nin Güllüye’yi
assolist yapması bunun gerçekleşmesini önler. Karşılık alamasa da Sabri
Güllüye’ye aşık olmuştur. Sulukule’de çekilen televizyon programında çok
beğenilen Bayram’ı da rakip gazinocu sahneye çıkarır. Bayram para kazanıp
Güllüye’den öc almak için, kadın kılığına girip şarkılar söyleyerek ünlü olur.
Bu durumlara üzülen Bayram’ın halası ikisine de diğerinin ölümcül hasta
olduğunu söyleyip buluşmalarını sağlar. Sabahat ve Emin de aynı oyunla
barıştırılır. Sonunda Güllüye Bayram’la, Emin Sabahat’la, Bekir Sevim’le
evlenir. Gazinocu Sabri’nin baskını ise onu ve adamlarını polisin tutuklaması
ile sonuçlanır. Sulukule’ye müzik, şamata, şenlik ve mutluluk yeniden gelmiştir.
FERYADA GÜCÜM YOK (1981)
Görüntü Yönetmeni: Erdoğan Engin
Yapım: Gülşah Film/Selim Soydan
Kamera Asistanı: Süha Kapkı, Yönetmen yardımcıları:
Ahmet Soner, Turgay Aksoy, Sesleri Alan: Erkan Esenboğa, Renk
Uzmanı: Sabahattin Hoşgör, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Ses
Teknisyenleri: Şeref Yılmaz, İbrahim Uğurlu, Turan Alak, Işık Teknisyenleri:
Mustafa Koçyiğit, Bülent Eryılmaz, Prodüksiyon sorumlusu: Emrah
Şimşit, Yapım Yönetmeni: Sabri Aslankara,
(Yeni lale film stüdyosunda hazırlanmış
ve seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Orhan Gencebay (Orhan),
Müjde Ar (Müge), Pembe Mutlu, Nuri Alço (Oğuz), Mete Sezer, Yavuz Ün, Mesut
Sürmeli, Zeynep Erman, Seyfettin Karadayı, Mustafa Yavuz, Nihat Toksöz,
Konu: Feryada Gücüm Yok'ta, dev
holdinglerden biriyle dev bir sanatçının arasındaki savaş anlatılmaktadır. .
Oğuz (Nuri Alço), kara para aklayarak her geçen gün daha da zengin olmaktadır.
Yaptığı
sürekli yatırımlar ona para ve iktidar olarak geri dönmektedir. İstediği her
yeri ve her şeyi satın alma gücüne sahiptir. Orhan'la yolları bir arazi
nedeniyle Selçuk'ta kesişir. Orhan turistik ilçeye huzurevi yaptıracağı araziyi
bir mimarla görmeye ve tasarıyı biçimlendirmeye gelir. Dev holdingin göz
koyduğu arazi arada bir savaş çıkmasına neden olur. Oğuz'un parlak teklifini
kamunun iyiliği için kesin bir dille reddeden Gencebay'ın başına epey çorap
örülecektir. Aslında Gencebay'ın ününe ün, servetine servet katacak bir
tekliftir bu, ama kabul etmez.
Müge'nin Selçuk'a
gelişiyse bir film çekimi nedeniyle olur. Bu sırada kısa geriye dönüşlerle onun
acıklı hikayesini öğreniriz. İlçeyi terk etmesinin öncesinde yığınla erkek
üzerinden geçmiştir genç, körpe Müge'nin. Esnafın daha önce ilaçlı çay içirip
tecavüz ettiği, sonra da "orospu" diyerek taşlayıp kovduğu dikişçi
Hatçe'dir aslında o. Kızının bu durumuna dayanamayan balıkçı Rıza kalpten
gitmiştir. Rıza Selçuk'taki dost kaptanın abisidir.
Çok sevdiği Müge'ye evlenme
teklif ettiği gece Orhan'ın üzerine bir cinayet suçu atılır. Yalancı şahitlerle
Orhan suçlu konumuna düşer. Bu esnada omzundan vurulan Orhan kırsal bölgede bir
ailenin yanına saklanır. Kaptan'ın Müge eşliğinde eve gelişiyle yaradaki kurşun
çıkarılacak ve intikamını alacak kıvama gelecektir. (Vadullah Taş)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)