Yönetmen: Orhan Elmas
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Fotoğraf Direktörü: Çetin Tunca
Yapım: Akün Film / İrfan Ünal
Asistan Rejisör: Zeki
Ökten, Kamera Asistanı: Mustafa Kuzu, Müzik Direktörü: yaşar
Güvenir, Ar Direktör: Secat Kırmacı, Güven Öktem, Seslendiren: Tuncer
Necmioğlu, Montaj: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai
Karataş, Teknik Elemanlar: Arif Özalp, Altan Sertesen, Nevzat İşiaçık,
Sadettin Özmutlu, Set Amiri: Nejat Buvan, Set Elemanları: Engin
Demirçubuk, Şahin Gök, Necmettin Çobanoğlu, Nurettin Akgül, Işık Şefi: Erol
Batıbeki, Prodüksiyon Amiri: Nuri Tuncel, (Acar Film Renkli
Laboratuarlarında hazırlanmıştır)
Oyuncular:
Cüneyt Arkın (Dr. Mustafa Akova), Filiz
Akın (Lale Tünaş), Yusuf Sezgin (Vedat Zobu), Hülya Tuğlu (Nevin), Nubar
Terziyan (Salih Reis), Deniz Erkanat (Alev), Yeşim Tan, Tanju Şarman, Muammer
Gözalan, Mehmet Büyükgüngör (Prof.), Gülten Ceylan (Dr. Oya), Zeki Sezer
(Doktor), Mahmure Handan (Dadı), Hakkı Kıvanç (Meyhaneci(, Süheyl Eğriboz
(Ayyaş),
* İstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesi 1636 numaralı son sınıf öğrencisi Lale Tünaş’ı ve
çevresini tanımaya başlıyoruz. Mağazalara dikiş diken öksürüklü ablası
Nevin'den başka kimsesi yok. Okulu bitirmesinde geceli gündüzlü çalışan ablası
kadar KÖHLER marka dikiş makinesinin de katkısı büyük. Bir gün okulda bir haber
duyulur; ‘Yaptığı başarılı beyin ameliyatlarından ötürü Amerika'da Altın Parmak
adını alan’ hocaları Dr. Murat gelmiş ve derslere başlayacaktır. Bu durum Lale
için 'yeni kitaplar yeni masraflar' demektir.
Murat,
ablasının diktiği gelinliği mağazaya götüren Lale'nin yanından arabası ile
biraz hızlıca geçince paket yere düşer. Yakınmalar, yeni bir gelinlik alarak
özür dilemeler. Ama sonuçta genç kız kitaplarını almakta ve en önemlisi derse,
hem de Dr. Murat'ın dersine geç kalır. Hocası, 'aşırı bir sertlikle', zaten
şaşkınlık içinde olan öğrencisini derse kabul etmez. Sonraki karşılaşmaları,
güzel bir ortamda olur. Okulun ahşap ve huzurlu kütüphanesinde aynı kitabı
arayan elleri birbirine değer. Bu dokunuşla oluşan sevgiyi, ne sınıf ve yaş farkı
ne Dr. Murat'ta gözü olan zengin kızı Alev engelleyebilecektir.
Beraberlikleri sırasında
Murat'ı daha yakından tanıyoruz; "İnsanlara güvenimi kaybetmiş, hiçbir
kadını kalbime sokmamaya ahdetmiştim. Yaramı sardın küçüğüm." Salih
Reis'in ufacık bir göl kenarındaki kulübesi ve ‘Küçük Sevgilim’ yazılı
sandaldaki konuşmaları "Sen yokken bu sandal ve Salih Reis'le yalnızlığımı
paylaştım. Şimdi ise mutluluğumu paylaşıyorum..Küçüğüm."
Lale okulunu birincilikle
bitirir. Mezuniyetlerini kutladıkları gece, tam Murat'tan bahsedecekken,
öksürükten boğulur gibi olan Nevin'in ağzından kan geliyor. Hastanedeki
incelemesinde 'amansız' hastalığa yakalandığı anlaşılır. Murat, hastalığı
sırasında ilgisini Nevin’den esirgemez.
İlerleyen günlerde
olağanüstü bir şey olur. "Durumu ümitsiz, ancak 2–3 aylık ömrü var"
denilen Nevin iyileşmeye başlar. Sevgi… Murat'a duyduğu aşk, hastalığı
(şimdilik) yenmesini sağlamıştır. Lale'nin, bir türlü fırsat bulup da
yapamadığını ablası yapar. Kardeşine, sevgisini anlatır; "Seviyorum Lale.
Tarifsiz duygular içindeyim. Sevdiğim adam… Murat. Dr. Murat'a aşığım ben.
Nasıl oldu ben de anlamadım. Ölümsüz bir sevgi içinde buldum kendimi. Şimdi iki
sevgilim var; Murat ve sen."
Lale'nin çaresizliğini
anlatmakta sözcükler yetersiz kalıyor. Sonunda, Murat'tan, üstelik onun olduğu
gecenin ertesinde "Sen de sevgini ispat et” diyerek ablası ile evlenmesini
ister. "Hayır" çığlıkları arasında olamaz denen şey olur. Nevin'le
Murat evlenir ve İzmit, Kirazlı’ya giderler. Murat kendini işine verir. Ama
'dalgın ve üzgün'dür.
İstanbul'da çalışmaya
başlayan Lale'nin Murat'tan bir çocuğu olur; Özcan .
Kirazlı'da
işlerin pek de iyi gitmediğini anlayan Lale, Murat kendisinden ümidi kessin
diye (okul arkadaşı olan ve sözlüsü diye tanıtacağı) Vedat'la onları ziyarete
gider. İstanbul'a dönünce ablasının öldüğünü bildiren bir telgraf alır. Murat,
Nevin'e 'son görev'ini yaptıktan sonra Lale'nin büyük bir resmini alıp
kasabadan ayrılmış. Perişan ve hep bu resme sarılmış olarak görürüz onu. Bu
günlerde Özcan bir trafik kazasında yaralanır ve oksijen çadırına alınır.
Lale; "Hiç ümit yok
değil mi?"
Vedat; "Var. Oğlunu tek
bir kişi kurtarabilir Lale. Seni ona götüreceğim. (Genç kadını, Salih Reis'in
kulübesine götürür.) İşte mucizeyi yaratacak adam orada. Haydi, vakit kaybetme.
Git ona."
İçerde, sefil durumda da
olsa Altın Parmak Dr. Murat vardır. Ona sarılan Lale haykırıyor "Oğlumuzun
hayatı tehlikede ve onu ancak sen kurtarabilirsin.. Sen." Ameliyat
başarılı geçer. Murat, hem oğluna hem Lale'ye hem de mesleğine kavuşmuştur.
(Murat Çelenligil - Sinematürk Internet veri tabanı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder