Yönetmen Atıf Yılmaz
Senaryo Atıf Yılmaz, Halit Refiğ, Yılmaz Güney (Yaşar Kemal’in Yusuf Karataylı takma adıyla yazdığı romanından)
Fotoğraf Direktörü Mike Rafaelyan
Yapım Ekin Film /Şeref Gür
Müzik: Muzaffer Sarısözen, Ses Mühendisi: Rauf Tözüm, Dublaj Rejisörü: Hayri Esen, Laboratuvar: Semih Peköz, Sedat Tuncer, Montaj, Senkron: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Gani Maraşlıoğlu, Set Direktörü: Danyal Topatan, Prodüksiyon Asistanı: Ali Seyhan, Kamera Asistanı: Paşa Gündoğdu, Aksesuar: Sıtkı Güleryüz,Işıklar: Ekrem Köksalan, Ar Direktör ve Prodüksiyon Amiri: Semih Sezerli, Reji Asistanı: Halit Refiğ, Kamera: Çetin Gürtop (Erman Film stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)
Oyuncular: Yılmaz Güney, Pervin Par, Talat Gözbak, Muazzez Arçay, Kadir Savun, Semih Sezerli, İhsan Aşkın, Danyal Topatan, Asım Nipton, Erol Taş, Selahattin İçsel, Gürsel Barlas, Aysel Kant, Ali Seyhan, Suzan Uçaner, İbrahim Çalkırcan, Sıtkı Güleryüz, Niyazi Başak, Türküler: Ali Can, Selahattin Erorhan, Çalanlar: Osman Özdenkçi, Adnan Şeker, Seyfettin Sığmaz, Coşkun Özer, Nezihe Darga, Yılmaz Dağıtan,
Eserlerinde Anadolu söylencelerinden de yararlanan Yaşar Kemal “Üç Anadolu Efsanesi” adlı kitabında Köroğlu ve Karacaoğlan'ın yanında “Alageyik Efsanesi”ni de anlatır. Kitap olarak 1967 yılında yayınlanan eser, 1959 da Atıf Yılmaz tarafından sinemaya uyarlanır.
Konu: Konu Toroslar'ın Gökdere köyünden Halil (Yılmaz Güney) için geyik avına çıkmak babadan kalan bir tutkudur. Bu aşın tutkusu yüzünden gözü ne dul kalmış anası-nı görür, ne de nişanlısı Zeynep'i (Pervin Par). Aklı fikri geyik avındadır Halil'in. Yine geyik avına çıktığı bir gün, Sarıcalılar köyünden Karacali Ağa (Talat Gözbak) atıyla dolaşırken bir kız görür. Çeşme başından dönen kızdan su ister. Kız yüz vermez. Ağa'nın aklı takılmıştır kıza. Köyüne döndüğünde sorar. Üç erkek kardeşi olan Zeynep'tir bu.
Karşı köyden Haline evlenecektir. Ağa, adamları tarafından uyarılırsa da göz koyduğu kızı istetme kararındadır. Ancak önündeki tek engel Halil'dir. Ağa, Halil'i ortadan kaldırmaları için adamlarına emir verir.
Elimizde tamamlanmamış bir senaryo ile daha önce ön çekim imkanı olmamış bir mekana gidiyoruz. Tarihi değil ama bir kostüm filmi. Kılık kıyafet, at gerekiyor. Filmin belli bir tarihe yetiştirilmesi lazım. Geyik avına çıkan delikanlıyı ormanda kıstırmak için üç adamı ona pusu kurarlar, ama öldürmeyi başaramazlar. Ağa kudurur. Bu kez Zeynep'i kardeşlerinden istetmeye karar verir. Adamlarını gönderip cevap bekler. Kardeşleri razı değillerdir. Ağa baskı yapar. Ağa'nın çevredeki gücünden korkan kardeşler, önce Zeynep'i razı etmeye çalışırlar. Ama kızın gönlü Halil'dedir, asla razı olmaz. Zeynep, iki gözü iki çeşme ağlayıp karşı çıksa da son kararı Gökdere köyünün ihtiyarlar meclisi verecektir. Köyün büyükleri, iki köy arasındaki barışı sağlamak için Ağa'dan yana karar alırlar. Öteden beri bu evliliğe karşı çıkan Sultan Ana (Muazzez Arçay), köyün tüm erkeklerini korkaklıkla suçlar.
Köyde davullar zurnalar çalar. Nişan hazırlıkları yapılır. Halil, dağlarda geyik avına çıktığından bu olan bitenlerden habersizdir. Arkadaşları Duran'la (Kadir Savun) Köse (Semih Sezerli) acı haberi vermek için Halil'i bulurlar, ama söyleyemezler.
Halil, vurduğu geyikleri sırtlayıp, birlikte köye döndüklerinde herkes suskundur. Gözyaşı döken Zeynep'ten de bir şey öğrenemez. Sultan Ana, cesur bir köylü kadınıdır, her şeyi o anlatır. Halil, Ağa'nın gönderdiği nişanı Zeynep'ten alıp, atına atlar. Ağa'nın çiftliğine gidip nişanı atar. Aşağılandığını düşünüp bunu bir onur meselesi yapan Ali Ağa, Halil'den kurtulmak için eşkıya kiralar.
Ağa ne yapsa, Zeynep, Halil'den başka kimseye yar olmayacaktır. Köyde düğünleri yapılır, çeşitli eğlenceler düzenlenir. Halil bir daha geyik avına çıkmayacağına söz ver-miştir. Artık mutludurlar. Gerdek gecesi, Ali Ağa'nın adamları köyün çevresini sarıp, borularla geyik sesleri çıkarırlar. Halil, geyik-lerin kendisini çağırdığını sanıp, duramaz. Ve son bir kez daha geyik avına çıkar.
Şafak vakti Halil'in evden neden çıkmadığını merak eden Sultan Ana, içeri girdiğinde Zeynep'i yalnız ve üzüntülü bulur. Aynı anda Halil'in, dağda tuzağa düşürülüp Ali Ağa'nın adamlarıyla çatışmaya girdiği haberi gelir. Önce Zeynep, ardından Sultan Ana'nın bilinçlendirdiği tüm köy halkı Halil'eyardıma koşarlar. Zeynep, dağda kolundan yaralanır. Halil, Ali Ağa'yı vurup öldürür. Yarası ağırlaşan Zeynep'i kollarının arasın-da, köylülerle birlikte dönerler. Zeynep iyileşmiştir. Köyde davullar, zurnalar yeniden çalınır. Asıl düğün şimdi başlamıştır.(Agah Özgüç, a.g.e. syf, 34)
Ödüller:
I. Türk Filmleri Festivali'nde (1959)
Atıf Yılmaz, başarılı yönetmen' seçildi. Ayrıca, Sinema-Tiyatro dergisi, Atıf Yılmaz'a, anlatım ve folklorik özellikleri nedeniyle 'sinema özel armağanı' verdi.
Alageyik filmi ile ilgili olarak Şengün Kılıç Hristidis’in yaptığı bir söyleşide Halit Refiğ şunları söylemektedir.
“Erman Film için yapılacaktı ama çok hızlı başlanması gerekiyordu. Tamamlanmış bir senaryo yoktu ortada. Alageyik, Yaşar Kemal'in bir hikayesinden yola çıkıyordu. Yaşar Kemal, Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney ve ben, birkaç gün bir araya gelip sahne dizisi yaptık. Diyalogları olmayan bir senaryo ile Antalya'ya gittik. Yılmaz Güney, Pervin Par'la birlikte başrol oynuyordu. Benim o filmde Türk sinemasındaki çekim şartları hakkında öğrendiklerim, “Yaşamak Hakkımdır”dan kat be kat fazla oldu. Alageyik, Türk sinemasında bile çok sık rastlanmayan şartlarda yapılan bir filmdi. İnanıyorum ki, o şartlarda Atıf Yılmaz'dan başka kimse eli yüzü düzgün bir film yapamazdı Türkiye'de, hatta dünyada da.
Çekim programı yoktu, anına göre çekiliyordu. Her şey Atıf Yılmaz'ın kafasının içinde. Diyordu ki, "Yarın şu sahneyi çekeceğiz, ona göre mekan bulun". Ertesi gün geldiğinde cebinden bir iki sayfalık bir kağıt çıkarıyordu, o günkü çekimlerin diyalogları. Oyuncular o anda diyalogları öğrenmekte. Müthiş hızlı bir çalışma temposu. Bu şartlarda çekilen bir filmin neye benzeyeceği düşünülür? Ama hiç öyle olmadı. Seyredenlerin hangi şartlarda hazırlandığını anlayamayacağı, gayet düzgün bir film çıktı, çok büyük iş yaptı.Hatta yıllar sonra tekrarı çekildi, Cüneyt Arkın oynadı. Ama Yılmaz Güney'in hiç meşhur olmadığı bir dönemde film çok tutulurken, Cüneyt Arkın'ın çok meşhur olduğu bir dönemde, üstelik renkli çekilmesine rağmen ikinci Alageyik, birincisinin başarısını katiyen yakalayamadı
Senaryo Atıf Yılmaz, Halit Refiğ, Yılmaz Güney (Yaşar Kemal’in Yusuf Karataylı takma adıyla yazdığı romanından)
Fotoğraf Direktörü Mike Rafaelyan
Yapım Ekin Film /Şeref Gür
Müzik: Muzaffer Sarısözen, Ses Mühendisi: Rauf Tözüm, Dublaj Rejisörü: Hayri Esen, Laboratuvar: Semih Peköz, Sedat Tuncer, Montaj, Senkron: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Gani Maraşlıoğlu, Set Direktörü: Danyal Topatan, Prodüksiyon Asistanı: Ali Seyhan, Kamera Asistanı: Paşa Gündoğdu, Aksesuar: Sıtkı Güleryüz,Işıklar: Ekrem Köksalan, Ar Direktör ve Prodüksiyon Amiri: Semih Sezerli, Reji Asistanı: Halit Refiğ, Kamera: Çetin Gürtop (Erman Film stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)
Oyuncular: Yılmaz Güney, Pervin Par, Talat Gözbak, Muazzez Arçay, Kadir Savun, Semih Sezerli, İhsan Aşkın, Danyal Topatan, Asım Nipton, Erol Taş, Selahattin İçsel, Gürsel Barlas, Aysel Kant, Ali Seyhan, Suzan Uçaner, İbrahim Çalkırcan, Sıtkı Güleryüz, Niyazi Başak, Türküler: Ali Can, Selahattin Erorhan, Çalanlar: Osman Özdenkçi, Adnan Şeker, Seyfettin Sığmaz, Coşkun Özer, Nezihe Darga, Yılmaz Dağıtan,
Eserlerinde Anadolu söylencelerinden de yararlanan Yaşar Kemal “Üç Anadolu Efsanesi” adlı kitabında Köroğlu ve Karacaoğlan'ın yanında “Alageyik Efsanesi”ni de anlatır. Kitap olarak 1967 yılında yayınlanan eser, 1959 da Atıf Yılmaz tarafından sinemaya uyarlanır.
Konu: Konu Toroslar'ın Gökdere köyünden Halil (Yılmaz Güney) için geyik avına çıkmak babadan kalan bir tutkudur. Bu aşın tutkusu yüzünden gözü ne dul kalmış anası-nı görür, ne de nişanlısı Zeynep'i (Pervin Par). Aklı fikri geyik avındadır Halil'in. Yine geyik avına çıktığı bir gün, Sarıcalılar köyünden Karacali Ağa (Talat Gözbak) atıyla dolaşırken bir kız görür. Çeşme başından dönen kızdan su ister. Kız yüz vermez. Ağa'nın aklı takılmıştır kıza. Köyüne döndüğünde sorar. Üç erkek kardeşi olan Zeynep'tir bu.
Karşı köyden Haline evlenecektir. Ağa, adamları tarafından uyarılırsa da göz koyduğu kızı istetme kararındadır. Ancak önündeki tek engel Halil'dir. Ağa, Halil'i ortadan kaldırmaları için adamlarına emir verir.
Elimizde tamamlanmamış bir senaryo ile daha önce ön çekim imkanı olmamış bir mekana gidiyoruz. Tarihi değil ama bir kostüm filmi. Kılık kıyafet, at gerekiyor. Filmin belli bir tarihe yetiştirilmesi lazım. Geyik avına çıkan delikanlıyı ormanda kıstırmak için üç adamı ona pusu kurarlar, ama öldürmeyi başaramazlar. Ağa kudurur. Bu kez Zeynep'i kardeşlerinden istetmeye karar verir. Adamlarını gönderip cevap bekler. Kardeşleri razı değillerdir. Ağa baskı yapar. Ağa'nın çevredeki gücünden korkan kardeşler, önce Zeynep'i razı etmeye çalışırlar. Ama kızın gönlü Halil'dedir, asla razı olmaz. Zeynep, iki gözü iki çeşme ağlayıp karşı çıksa da son kararı Gökdere köyünün ihtiyarlar meclisi verecektir. Köyün büyükleri, iki köy arasındaki barışı sağlamak için Ağa'dan yana karar alırlar. Öteden beri bu evliliğe karşı çıkan Sultan Ana (Muazzez Arçay), köyün tüm erkeklerini korkaklıkla suçlar.
Köyde davullar zurnalar çalar. Nişan hazırlıkları yapılır. Halil, dağlarda geyik avına çıktığından bu olan bitenlerden habersizdir. Arkadaşları Duran'la (Kadir Savun) Köse (Semih Sezerli) acı haberi vermek için Halil'i bulurlar, ama söyleyemezler.
Halil, vurduğu geyikleri sırtlayıp, birlikte köye döndüklerinde herkes suskundur. Gözyaşı döken Zeynep'ten de bir şey öğrenemez. Sultan Ana, cesur bir köylü kadınıdır, her şeyi o anlatır. Halil, Ağa'nın gönderdiği nişanı Zeynep'ten alıp, atına atlar. Ağa'nın çiftliğine gidip nişanı atar. Aşağılandığını düşünüp bunu bir onur meselesi yapan Ali Ağa, Halil'den kurtulmak için eşkıya kiralar.
Ağa ne yapsa, Zeynep, Halil'den başka kimseye yar olmayacaktır. Köyde düğünleri yapılır, çeşitli eğlenceler düzenlenir. Halil bir daha geyik avına çıkmayacağına söz ver-miştir. Artık mutludurlar. Gerdek gecesi, Ali Ağa'nın adamları köyün çevresini sarıp, borularla geyik sesleri çıkarırlar. Halil, geyik-lerin kendisini çağırdığını sanıp, duramaz. Ve son bir kez daha geyik avına çıkar.
Şafak vakti Halil'in evden neden çıkmadığını merak eden Sultan Ana, içeri girdiğinde Zeynep'i yalnız ve üzüntülü bulur. Aynı anda Halil'in, dağda tuzağa düşürülüp Ali Ağa'nın adamlarıyla çatışmaya girdiği haberi gelir. Önce Zeynep, ardından Sultan Ana'nın bilinçlendirdiği tüm köy halkı Halil'eyardıma koşarlar. Zeynep, dağda kolundan yaralanır. Halil, Ali Ağa'yı vurup öldürür. Yarası ağırlaşan Zeynep'i kollarının arasın-da, köylülerle birlikte dönerler. Zeynep iyileşmiştir. Köyde davullar, zurnalar yeniden çalınır. Asıl düğün şimdi başlamıştır.(Agah Özgüç, a.g.e. syf, 34)
Ödüller:
I. Türk Filmleri Festivali'nde (1959)
Atıf Yılmaz, başarılı yönetmen' seçildi. Ayrıca, Sinema-Tiyatro dergisi, Atıf Yılmaz'a, anlatım ve folklorik özellikleri nedeniyle 'sinema özel armağanı' verdi.
Alageyik filmi ile ilgili olarak Şengün Kılıç Hristidis’in yaptığı bir söyleşide Halit Refiğ şunları söylemektedir.
“Erman Film için yapılacaktı ama çok hızlı başlanması gerekiyordu. Tamamlanmış bir senaryo yoktu ortada. Alageyik, Yaşar Kemal'in bir hikayesinden yola çıkıyordu. Yaşar Kemal, Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney ve ben, birkaç gün bir araya gelip sahne dizisi yaptık. Diyalogları olmayan bir senaryo ile Antalya'ya gittik. Yılmaz Güney, Pervin Par'la birlikte başrol oynuyordu. Benim o filmde Türk sinemasındaki çekim şartları hakkında öğrendiklerim, “Yaşamak Hakkımdır”dan kat be kat fazla oldu. Alageyik, Türk sinemasında bile çok sık rastlanmayan şartlarda yapılan bir filmdi. İnanıyorum ki, o şartlarda Atıf Yılmaz'dan başka kimse eli yüzü düzgün bir film yapamazdı Türkiye'de, hatta dünyada da.
Çekim programı yoktu, anına göre çekiliyordu. Her şey Atıf Yılmaz'ın kafasının içinde. Diyordu ki, "Yarın şu sahneyi çekeceğiz, ona göre mekan bulun". Ertesi gün geldiğinde cebinden bir iki sayfalık bir kağıt çıkarıyordu, o günkü çekimlerin diyalogları. Oyuncular o anda diyalogları öğrenmekte. Müthiş hızlı bir çalışma temposu. Bu şartlarda çekilen bir filmin neye benzeyeceği düşünülür? Ama hiç öyle olmadı. Seyredenlerin hangi şartlarda hazırlandığını anlayamayacağı, gayet düzgün bir film çıktı, çok büyük iş yaptı.Hatta yıllar sonra tekrarı çekildi, Cüneyt Arkın oynadı. Ama Yılmaz Güney'in hiç meşhur olmadığı bir dönemde film çok tutulurken, Cüneyt Arkın'ın çok meşhur olduğu bir dönemde, üstelik renkli çekilmesine rağmen ikinci Alageyik, birincisinin başarısını katiyen yakalayamadı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder