Powered By Blogger

15 Ekim 2024 Salı

KISKANMAK (2009)

     

Senaryo Ve Yönetmen: Zeki Demirkubuz, Görüntü Yönetmeni : Emre Erkmen, Eser: Nahid Sırrı Örik, Yapımcı : Yerli Film / MaviFilm , Zafer Çelik/ Zeki Demirkubuz Ortak Yapımı Sanat Yönetmeni : Nilüfer Çamur Giritlioğlu , Kostüm Tasarım: Ceylan Şenbark, Kostüm Tasarım Asistanı : Sevgi Duman, Yardımcı Yönetmen: Özkan Yılmaz, Fragman Kurgu : Ersin Kahraman, Online Kurgu: Ersin Kahraman, Kurgu: Zeki Demirkubuz, Tamer Eşkazan, Renk Düzenleme: Tolga Girici, Negatif Kayıt : Kadir Burç, Işık Şefi : Hatip Karabudak, Sanat Asistanı: Mehmet Seyhan Ünver, Makyaj: Emine Türk, Ses Tasarım: Suat Onur Ayas, Ses Kayıt: Murat Şenürkmez , Optik Ses Transfer : Soner Koç , Miksaj: Serdar Öngören, Boom Operatörü: Furkan Atlı, Özel Efekt Süpervizörü: Cihat Parlak, Cast Sorumlusu : Türkan Sinanoğlu , Teaser Afiş Tasarımı : Rodin Alper Bingöl, Ortak Yapımcılar: Temel Kerimoğlu, Baha Serter, Kadir Albaş,

Oyuncular : Serhat Tutumluer (Halit), Berrak Tüzünataç (Mükerrem), Nergis Öztürk (Seniha), Selen Uçer, Hasibe Eren, Münire Apaydın, Birsen Dürülü, Bora Cengiz , (Nüzhet), Radife Baltaoğlu (Nuriye Hanım), Nergis Çorakçı, Özlem Ünaldı (Emel), Rafi Emeksiz, Ferda Işıl, Serdar Orçin (Savcı), Deniz Alan (Eribe), Hatice Aslan, Nihal Koldaş, Reyhan İlhan, Mustafa Uzunyılmaz, Hakan Salınmış, Rafi Emeksiz, Can Anamur, Birsen Dürülü, Şule Demirel, Yeşim Gül, Hatice Aslan,

Konu: 1930’lar Zonguldak... 29 Ekim gecesi Cumhuriyet balosu yapılmaktadır. Bu küçük, sıkıcı kömür kentine iki ay önce taşınan maden mühendisi Halit, eşine az rastlanır güzellikteki karısı Mükerrrem, Halit’in kız kardeşi ve sığıntısı Seniha da davetlilerin arasındadır. Kentin en zengin ailesinin oğlu Nüshet, yengesini dansa kaldırdığında, oturduğu kuytu köşeden onları gözleyen Seniha, Mükerrem’in bu kız gibi güzel çocuğa karşı koyamayacağını hemen farketmiş, Tanrı’nın onu çirkinliğin yazgısına boyun eğen olmaktan, güzelliğin kaderini çizen mertebesine yükseltmeye karar verdiğini o anda anlamıştır.

Kıskanmak Filmi Konusu

Zeki Demirkubuz, Nahit Sırrı Örik’in 1946 yılında yazdığı aynı adlı romanından senaryolaştırdığı filmi Kıskanmak’ı NTV’ye anlattı: “Çirkin bir kadının bir gün fırsatını bulunca ne gibi trajedilere yol açabileceğini merak ettim.”2006 yılında Kader adlı filmi ile Altın Portakal’da “En İyi Film” ödülünü kazanan Zeki Demirkubuz’un son filmi Kıskanmak‘ın çekimleri Safranbolu’da devam ediyor. Serhat Tutumluer, Berrak Tüzünataç ve Nergis Öztürk’ün rol aldığı film bir roman uyarlaması… Yazar Nahit Sırrı Örik’in 1946 yılında yazdığı aynı adlı romanından senaryolaştırılan film, 1930’lu yılların Zonguldak’ında geçiyor. Bu Demirkubuz’un ilk dönem filmi.

Demirkubuz filmini, ele aldığı kişilikleri ve filmlerinde neden müzik kullanmadığını NTV’ye anlattı:“Yine insanın doğasıyla ilgilenen bir film hazırlıyorum. Bu anlamda da tema ve mesele olarak diğer filmlerimden farkı yok. En büyük farkı anlattığı dünya, atmosferi ve dönem olması. Dönem filmi olunca diğer filmlerimde olduğu gibi birşey değil… Çok daha fazla talepleri olan bir film. Mesela film için kullandığımız ev sıfırdan yapıldı, İstanbul’dan kamyonlarca eşya getirildi. Tüm kostümler dikildi.

"Çirkinlik kavramından etkilendim.

Çirkin olmanın nasıl bir şey olduğu üzerine çok kafa patlattım. Çirkin olmaktan güzelliğin nasıl göründüğünü görmeye çalıştım ama çok büyük emek verdim bu konu için. Gündelik hayatta hiç fark etmediğimiz, adam yerine bile koymayacağımız bir insanın sıradan hatta çirkin bir kadının hatta kurumuş bir kadının dünyasında neler olabileceğini hatta bir gün fırsatını bulunca ne gibi trajedilere yol açabileceğini çok merak ettim. Zaten romanı çekmeye karar verince diğer her şeyi unuttum, tamamen buna odaklandım.

Kişilikleri izleyiciye hissettirmek… “Genel olarak sevsinler ya da sevmesinler ilişki kursunlar ya da kuramasınlar… Benim istediğim şey de budur zaten. Bir kişiliği hissetmelerini sağlamak. Bir insanla tanışırsınız. İsterseniz bu insanı çok sevin, isterseniz nefret edin; eğer bu bir kişilik uyandıramamışsa sizde sevginiz ya da nefretiniz birkaç gün sonra geçer. Ama bir kişilikse hangisi olursa olsun, sizde bir şey uyandırır. Bir duygu yaratır sizde. Benim amaçladığım şey zaten böyle bir şey. Yurtdışı ya da yurtiçinde bu fark etmiyor. Sadece böyle bir kişiği hissettiklerini görmek istiyorum ve görüyorum.

"Filmlerimde neden müzik kullanmıyorum?

Sinemayla müzik kötü bir evlilik… Tuhaf bir evlilik… Hiçbir kriteri olmayan aşağılık bir evlilik derecesinde birbirini kullanan evlilikler vardır. İnsanlar birbirlerini kullanmak için o ililşkinin içinde kendilerini bulurlar. Günümüzde müzikle sinema ilişkisi biraz da buna benzedi. O onun pisliklerini eksikliklerini kapatıyor, diğeri de onun pisliklerini kapatıyor. Bunu böyle görüyorsam, bu konu benim dikkat etmem, hatta dikkat etmemden öte tavır göstermem gereken bir konu. Bir sahneyi yeteri kadar olması gerektiği gibi anlatamazsınız yine aynı şekilde mizansenini sahnenin yazılma amacını anlatamazsanız müzik devreye girer.” (www.baglanbize.com)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder