Powered By Blogger

16 Ekim 2024 Çarşamba

YAHŞİ BATI (2009)

      

        Yönetmen Ömer Faruk Sorak, Senaryo: Cem Yılmaz, Müzik: Ömer Özgür, Görüntü Yönetmeni : Mirsad Herovic, Yapımcı : Böcek Yapım/Murat Akdilek, Cem Yılmaz Kurgu: Çağrı Türkkan, Sanat Yönetmeni: Hakan Yarkın, Kostüm Tasarım: Gülümser Gürtunca, Yapım Amiri: Semih Yenigün, Yardımcı Yönetmen : Defne Deliormancı, Kamera Asistanı: Burhan Arslan, Kameraman : Aydoğan Yıldız, Post Prodüksiyon Sorumlusu: Murat İzzet Arslan, Işık ŞefiI, Hakkı Yazıcı: Sanat Asistanı : Seher Kuzu , Saç: Paşa Tınmaz, Makyaj: Cüneyt Ballı, Ses Tasarım: Burak Topalakçı, Ses Kayıt: Levent İntepe, Set Amiri: Nail Aydın, Set Ekibi: Sezgin Oltulu, Cast Ajansı: Gökçe Doruk Erten Casting, Görsel Efektler: 1000 Volt, Jenerik Tasarım: Sinem Schenato, Kurgu: Çağrı Türkkan, Uygulayıcı Yapımcı: Oğuz Peri, Yapım Sorumlusu:  Pelin Kaya, Orhan Erkal, Öner Işık,

Oyuncular : Cem Yılmaz (Aziz Vefa), Ozan Güven (Lemi Galip), Demet Evgar (Suzan Van Dyke), Özkan Uğur (Kızılkayalar), Zafer Algöz (Şerif Lloyd), Yılmaz Köksal (Şerif Çeko), Kaan Öztop (Chuck), Ferdi Sancar (Johnnie), Dilek Çelebi (Betty), İştar Gökseven (Garry), Mehmet Polat (Johnny Lesh), Süleyman Turan (Şerif Muphy), Tuncay Özinel (Josh), Uğur Polat (Buck Berry), Mazlum Çimen (Wanted Şerif 1), Cansu Dere (Mary Lou), Demet Tuncer (Mary Ann), Muhittin Korkmaz (Günah çıkaran kovboy),Tevfik Yapıcı (Başkan Garfield), Ali Tınaz (Gospelci), Deniz Özerman (Amish Kadın), Levent İntepe (telgrafçı), Hakkı Yazıcı (Red Kit), Bünyamin Durgut (Atını Yıkatan Kovboy), Baki Kurtuluş (Şerif), Tolga Öz (Eczacı), Erol Şahin (Dalton), Demet Tuncel, Ahmet Erkent (Belediye başkanı),

Konu: Yıl 1881, dönemin padişahı tarafından Amerikan Başkanına bir hediye gönderilmek istenir ve bu vazife için Aziz Efendi ve Lemi Bey görevlendirilir. Zorlu yolculuktan sonra vardıkları Amerika’da ne kimse onlara engel olabilir. Çünkü onlar padişahlarına verdikleri sözü her ne pahasına olursa olsun yerine getirmeye yemin etmiş gözü pek birer Osmanlı’dır . Birçok yazar, çizer ve akademisyenin son dönemde zikrettiği gibi gerçekten yaşadığımız büyük bir değişim ve dönüşüm müdür; gerçekten bir gelişmeden söz edebilir miyiz? Büyük bir yanılsamadır gidiyor… Parlak paketlerle önümüze sunulanların içeriğinin ne kadar boş olduğu ancak o paketten kurtulunca görüyoruz. İşte yine önümüze böyle bir paket sunuldu. Yahşi Batı, birçok kişi tarafından ve tabii ki filmi pazarlayanlarca bir gelişme olarak lanse edildi ve edilecek. Bu film üzerine çok konuşulacak, belki de ’Türkiye’de daha önce hiciv unsurları barındıran bir Western yapılmamıştı, bu bir adımdı” denecek; belki de tam gaz ilerlemekte olan (!), üretimin doruğundaki Türkiye sinemasının yeni bir köşetaşı olarak görülecek.

Ne yazık ki Cem Yılmaz Herşey Çok Güzel Olacak’la attığı temele bir taş bile koyamadı. GORA, Hokkabaz, AROG hepsi yapılmamışı yaptık iddiasıyla piyasaya sürüldü, ama gişe başarısı yüksek olan bu filmlerin sonucu benim için hep hüsrandı. Cem Yılmaz kendi sinema gerçekliğini kurmaya çalışırken bir o kadar sıradanlaştı ve piyasaya göre şekillenen bir Cem Yılmaz sineması oluşturdu. Bu potansiyeli farkeden diğer yapım şirketleri de daha kalitesiz olan benzerlerini üretti.

Teknik anlamda bize birçok yenilik sunan Yahşi Batı’nın gerek kostüm ve dekoruyla gerek etkileyici fragmanıyla paketi çok iyi hazırlanmış ama içerik de bir o kadar es geçilmiş ve önemsenmemiş. Yahşi Batı teknik anlamda tam bir gelişmeye, değişime, dönüşüme örnektir ama ya içerik? Hayatımıza birçok alanda sirayet eden bu dönüşüm ne yazık ki sonuç itibariyle bize sadece suni bir gelişme sunmaktadır aynı Yahşi Batı gibi…

Hayli uzun süren film, bolca klişe ve belden aşağı espriye başvurarak son dönem gişe yarışına dahil oluyor. Parodilerden bir kolaj niteliği taşıyan film, birbirinden kopuk sahneleriyle, sadece güldürmeyi ki bu da film boyunca pek mümkün olmuyor amaçlayarak yıllara meydan okuyacak bir sinema eseri olma özelliğini yitiriyor. Büyük olasılıkla Yahşi Batı, ağızdan ağıza ‘’abi çok baba espriler var” minvalinde övücü sözlere mazhar olup birçok seyirciyi sinemalara taşıyacak, böylece Cem Yılmaz’ın son dönem eleştirdiği kalitesiz espri üreten sistem güçlenerek varlığını koruyacak.

Film 1881 yılında geçiyor. Filmin kahramanları Aziz Bey ve Lemi Bey padişahın buyurduğu üzere padişah tarafından Osmanlı’dan ABD Başkanı’na elmas bir kolye götürmek üzere vazifelendirilirler. Çeşitli badireler atlatarak gerçekleştirdikleri çetrefilli yolculukları onlara engin ve derin bir tecrübe kazandırırken, yolda karşılaştıkları süprizler yeni macera ve aşkları da beraberinde getirir. Filmin başrollerinde Cem Yılmaz, Ozan Güven, Özkan Uğur, Zafer Algöz, Demet Evgar yer alıyor. Yeteneklerinden şüphe duymadığımız oyuncular daha önceden aşina olduğumuz benzer tiplemelerle karşımıza çıkıyor. GORA’dan sonra Cem Yılmaz’la arası açıldığı söylenen Ömer Faruk Sorak ise filmin yönetmen koltuğunda oturuyor. Film birçok şirketi afişinin yanında filme de eklemleyerek, film ne için yapılır, senaryo neye göre yazılır, sipariş üzerine replik veya sahne olur mu sorularını seyirciye bolca sordurtuyor. Filme zamanınız dahi olsa gitmemenizi tavsiye ediyorum ama tabii AROG’da farklı bir tat bulanlardansanız filmden keyif alabilirsiniz. Bolca zamanınız ve paranız varsa Yahşi Batı 1 ocakta vizyona giriyor, keyifli seyirler. (İpek Sarıkaya)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder