Powered By Blogger

15 Mart 2018 Perşembe

ASKERİN DÖNÜŞÜ (1974)


Yönetmen: Zeki Ökten
Senaryo: Selim İleri (Vural Pakel’in öyküsünden)
Görüntü Yönetmeni: Ali Yaver
Yapım: Özer Film/Enver Özer

Oyuncular: Kadir İnanır, Selma Güneri, Tufan Tümer, Bülent Kayabaş, Refik kemal Arduman, Aydan Adan,

Konu: Sınır boyunda askerlik yaparken, bir kaçakçı kafilesiyle çatışmaya giren jandarma eri (K. İnanır), kaçakçılardan birini öldürür. Terhis olduktan sonra İstanbul’da öldürdüğü kaçakçının evini ve kör karısın bulan genç adam, kadına aşık olur ve kocasının katili olduğunu bir türlü söyleyemez.

► “Öyküyü ilk keşfeden Yılmaz Güney’miş. Öykü “Öldürdüğüm Adam” adlı çeviri bir oyundan gelmekteydi. Zeki’nin yardımcısı Vural Pakel aynı zamanda senaryolar yazıyordu ve Öldürdüğüm Adam isimli öyküden birkaç sayfalık öykü meydana getirmişti. Ben ise bana anlatılmış konu etrafında senaryoyu kurmaya başladım. En az üç kez yazdım “Askerin Dönüşü” nü. Vural Pakel ile uzak-yakın en küçük bir ilişkisi olamazdı. Ne var ki, filmin jeneriğinde Vural Pakel ismini okuyunca çok şaşırdım. Ben söz konusu yapımcının bir öyküsünü senaryolaştırmış oluyordum... Bugün olsa, çelebiliğe vurur, gülümser geçerdim. Ama o sıralarda pek ağırıma gitmişti. Zeki’ye demediğimi bırakmadım. Çoğu haksız sözlerdi. Şüphesiz daha çok çalışmalarımız olabilirdi, sevgili arkadaşım diretseydi. Sanırım Zeki’yle bu son çalışmamız oldu. ” (Selim İleri)

Duygusal Düzeyden Bilinç Düzeyine”
"Askerin Dönüşü", görüldüğü gibi, sinemamızın içinde dönenip" durduğu konu kalıplarının dışına çıkmaya, yeni insancıl boyutlar getirmeye çalışan bir film... Film, Ali'nin iki değişik düzeydeki gelişimi ile yönlenmektedir. Bunlardan biri, "Duygusal düzey"deki bir "Vicdan azabı" olayıdır. Gereksiz yere, görev için bile olsa bir an içinde yok edilen bir insan yaşamının, tanınmayan, bilinmeyen, hiçbir kişisel düşmanlık duyulmayan bir insanın öldürülmesinin getirdiği bu tür bir duygu, bir anlamda "klasik"tir, çok işlenmiştir. Ancak, Ali'nin asıl serüveni, başka bir düzeydeki bilinçlenmesidir. İstanbul'da, sayısız Amerikan veya Alman pazarı, "butik" vs. çevresinde yürütülen gündelik yaşamımızın bir parçası haline geldiğini anlamasıdır ki, hem Doğu'daki zavallı kaçakçının, yoksulluğun itişiyle giriştiği eylemdeki görece (nisbi) suçsuzluğunu ona gösterecek, hem de düzeni yargılamaya yöneltecektir. Yine bu bilinçlenmedir ki, Ali'nin vicdanında, hareketinin ağırlığını günden güne arttırır. Ali'nin "keşfettiği" gerçekler, aslında toplumumuzun sık sık gazete sayfalarına yansıyan gündelik gerçekleridir. Toplumdaki saygın yerlerinin ardında, ara sıra kaçak malların başında suç üstü yakalanan milyonerlerimiz" kaçak olduğu bilinen Amerikan sigaralarını fütursuzca tüttüren bakanlarımız, bir türlü devlet ve kamu yararına çözümleyemediğimiz, kangren olmuş bir sigara tüketimi sorunumuz, piyasayı kaplamış ve nasıl geldiği, ekonomimize nelere mal olduğu bilinmeyen bir yabancı, gereksiz ve lüks mal bolluğu davamız yok mudur? . "Askerin Dönüşü" bu sorunları doğrudan doğruya hedef almak, yasa dışının neredeyse yasa haline geldiği bir toplum yapısını irdelemek niyetinde değildir gerçi... Bu durumu bir yan motif olarak saptar; ancak bir olgu olarak saptanan, gösterilen bu durum, Ali'nin temele oturtur, yalnızca kişisel ve öznel bir duygu olmaktan çıkarıp, toplumsal bir gözlemle besler... Ve ondan sonra, Ali'nin girişimleri, daha bir anlam ve içerik kazanır. Film, bir yerden sonra, duygusal düzeye döner çünkü... Ali'nin, ölenin karısıyla, babasıyla olan ilişkileri, insancıl ve ince ilişkilerdir. Bir babaya ölen oğlunu unutturmak, bir kadın için, ölen kocasının anısına bağlı bir kadın için yeniden sevgi ve mutluluk ufukları açmak, bir vicdan sorumluluğunu çözümlemek için başvurulan bir yolda, bir kadın gerçekten sevmeye, bir çevrede gerçek rahatlığı, uyumu, erinci bulmaya ulaşmak... İşte bütün bunlar, duygusal düzeydeki bu Selim İleri dünyası / kurgusu, Zeki Ökten'in elinde gerçeklik, inandıncılık kazanır... Kadir İnanır ve özellikle, çok zor bir rolde Selma Günerl'nin oyuncu başarılarının da fılme katkıları kuşkusuz büyüktür. “Atilla Dorsay “Sinemamızın Umut Yılları”,


FİLMİ İZLE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder