Powered By Blogger

29 Mart 2020 Pazar

GÖKYÜZÜ (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Sinan Çetin
Görüntü Yönetmeni: Erdoğan Engin, Uğur İçbak
Müzik: Mihenk Grubu
Yapım: Varlık Film/Lokman Kondakçı, Tufan Güner

Oyuncular: Lucie Strobe, Ayhan Seçkin, Tekin Mutlucan, Sinan Çetin, Süleyman Soyer

► Gökyüzü, 12 Eylül filmlerindendir. Film; tutuklu bir yönetmenle birbirini arayan, bulan, kaybeden iki genci ele alıyor.. Burada yönetmenin iç yolculuğu, düşlerindeki bir aşk öyküsü ve buna verdiği, vermesi gereken çizgi resimlenmektedir.

Yönetmenlerimizin megalomanileri gitgide artıyor... Sinan Çetin, yeni filmi " Gökyüzü"nde yalnızca kendisini, yani bir film yapan bir yönetmeni oynamakla yetinmiyor. Bu yönetmen, filmde ayrıca "yazgı" (veya Tanrı) gibi sunuluyor: Yarattığı kahramanlar etli canlı yaratıklara dönüşen, onların yazgısını tümüyle elinde bulunduran... Bunun için tasarladığı "aşk hikâyesi"nin kahramanları gelip ona, hayatlarına söyle veya böyle olması (veya olmaması) için yakarıyorlar, filmin "kötü adamları" yönetmeni, "emellerinin gerçekleşmemesi için" hapse atıp dövüyorlar... vb... 

"Kader, ağlarını örüyor" lafı, "Gökyüzü"nde "yönetmen ağlarını örüyor"a dönüşüyor... Ve fîlm bu minval üzerine, soyut imgeler, gerçeküstü sahneler, türlü çeşitli özentilerle sürüp gidiyor... "Gökyüzü" hemen tümüyle bir seri TV reklamı, daha doğrusu bir dizi "video-clip" anlatılmış... Hele ilk yarım saatinde, o gün batımında ufka doğru sürülen motosikletler, güneşe kargı havalanan uçaklar, kumlarda yatmış güzel kızlar, birbirlerine hiç laf etmeden bakıp duraa genç güzel basküllerle, TV reklamları izlenimi tam anlamıyla pekişiyor.

Kişiliklerin hiçbir biçimde etli canlı, yasar kişilikler olmaması, hikâyeyle, giderek hayatla tüm ilişkilerinin yalnızca karıştıkları garip aşk öyküsü çerçevesinde biçimlenmesi, filme bir tür fotoroman havası kazandırmıyor da değil... Hızlı bir TV tekniğiyle anlatılmış biçimci bir fotoroman da diyebiliriz. Kötü yazılmış, kötü yönetilmiş, kötü oynanmış bir film "Gökyüzü"... Amaçladığı modern sinemaya bile anlatım tutuklukları yüzünden erişemiyor... Belkj Suadiye veya Bebek "hızlı gençlik" kesimi, bu filmde "kendinden bir şeyler" bularak keyif alabilir!..”Atilla Dorsay,” 12 Eylül Yılları ve Sinemamız”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder