Yönetmen: Yusuf Kurçenli
Senaryo: Ayşe Şasa
Kameraman Kenan Davutoğlu
Yapım: Maya Film/Oya Beygo
Stüdyo: Hadeko Film Technik,
Seslendirme: Fono Film, Set: Sami Meriç, Bayram İrvul, Işık: Mustafa
Kırkağaç, Metin Erdoğdu, Çevre Düzeni: Behiç Ak, Makyaj: Corci,
Yönetmen Yardımcısı: Leyla Özalp, Kamera Yardımcısı: Ömer Atabalcı,
Kurgu: Thomas Balkenhol, Tasarım: Ayşe Şasa, Oya Beygo, Yusuf
Kurçenli, Müzik: Cem İdiz,
Oyuncular: Necla Nazır, Hakan Balamir, Çetin Öner,
Erich Romm, Gülsen Tuncer, Sonja Good, Sema Çeyrekbaşı, Ayşe Akdeniz , Bayram İrvul,
Bülent Oran, Nilay Beygo, Oya Sensev, Nihat Öngen, Ayşe Akdeniz, Panayota
Assimiyadu, Hubert Floer, Josef Buchholz, Peter Maus, Yavuz Birsenm, Gunter
Reiman, George Stremme, Horst Baıer, Kai Röller,
Konu: Bahar (Necla Nazır), yıllardır
Al-manya'da ailesiyle birlihte yaşamaktadır. Ağabeyi Kemal (Çetin Öner) ile
işçilik yaparak yaşamlarını kazanmaktadırlar. Ancak Kemal'in işsizlik korkusu
nedeniyle sürekli bunalıma girip huzursuz olması, çevresine karşı hırçın
davranması Bahar'ı ve karısını üzmektedir. Bahar, aynı fabrikada çalıştığı ve
çocukluğu Türkiye'de geçen Niko'yla (Hakan Balamir) konuşarak ağabeyinin
durumunu unutmaya, huzurlu olmaya çalışır. Niko, gerçekte evlidir, ama
mutsuzdur. Çünkü karısı Eleni (Sema Çeyrekbaşı) aşırı bencil bir kadındır. Buna
'karşılık Niko ona ne hadar yaklaşmaya çalışsa da Eleni o kadar kopuktur. Ve
bir gün E!eni evi terkeder. Nilko karısının kendidini terkedişiyle bunalıma
girer. Bu acılı yalnız günlerde kendisine en yakın gördüğü insan da Bahar’dır.
Arkadaşlık ilişkileri çok kısa zamanda duygusallığa, bir sevdaya dönüşür. Bu
sıcak beraberlik-ten sonra Niko kararlıdır. Bahar’ı ağabeyinden isteyecektir.
Bir gün yolda rastladığı Kemal’e bu isteğini açıklar, Ancak, aynı gün işten
çıkarılması nedeniyle allak bullak olan Kemal, Niko’nun ne istediğini
kavrayamaz. Deli gibi Niko'nun üzerine saldırır. Onu yerlere yatırıp yumruklar
... Kemal'i böyle çılğın hale getiren işten atılmasının acısıdır ... Bir süre
sonra aile Türkiye'ye dönme kararını alırken Niko ile Bahar, hak ettikleri
mutluluğa kavuşacaklardır. “Agâh Özgüç, “Türk Filmleri Sözlüğü”2. Cilt,
sayf:214 ”
ÖDÜL:
*Sinema yazarlarının seçiminde “En İyi On film”
içinde
► “Ölmez Ağacı” 9uncu.
► “Gülsen Tuncer” en iyi
yardımcı kadın oyuncu
* ilk bakışta çarpıcı gibi gözüken, ya da snopsis olarak
anlamlı gelebilen "Almanya'daki işçilerimizin sorunları, Türk-Alman ve
Türk-Yunan dostluğu, yabancılaşma sorunu, Türk aile düzenin geleneksel
yapısı" izlenimleri, "Ölmez Ağacı"nın dallarını oluşturuyor, ama
asıl önemli olan "ağacı", yani "filmi" göremiyoruz. Her
öksürük sesiyle çocuk ağlamasını koşut kurgu yaparak, Bahar Niko aşkını,
halkların dostluğu dışında hiçbir ruh bilimsel ve bireysel temele dayandırmadan;
Türklerin, Alman toplumuna uyum ya da uyumsuzluklarını, yalnızca bir tek komşu
ile sınırlandırarak; (koca evde, apartmanda asansöre yalnızca aynı Alman ile
aynı Türkün bindiği düşünülemez herhalde) iyi niyetli çabasını, sonuçsuz
bırakıveren bir çalışma "Ölmez Ağacı". Hemen her bölümünü aşırı biçimde
uzatan (işe gitme, hastalık, Türk aileye ters davranan komşu vb ... böümler
kaç kez yinelendi) Kurçenli, belli bir izleğin peşinden giderek, kişilikler
çiz-meye çalışan ilginç bir film olabilirdi "Ölmez Ağacı". (Ancak
Hakan Balamir ve Necla Nazır'ın yönetmenden direktif bekler gibi oynamaması
koşuluyla).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder