Powered By Blogger

26 Aralık 2022 Pazartesi

 

 

BAŞKA SEMTİN ÇOCUKLARI (2008) 


Yönetmen: Aydın Bulut, Senaryo: Aydın Bulut, Serkan Turhan, Görüntü Yönetmeni: Tolga Çetin, Müzik: Cem Yıldız, Yapım: Bulut Film Ajans/Serkan Turhan, Aydın Bulut Genel Koordinatör: Mehmet Davran, Yardımcı Yönetmen: Korhan Günay, Yönetmen Asistanları: Benal Tahiri, Emre Öğüt, Onur Böbler, Reji Koordinasyon: Özlem Dilber, Yapım Ekibi: Deniz Tunacan, Şener Topal, Serkan Çebi, Yiğit Çağan, Birkan Topal, Kurgu: Sonay Değer, Kamera Asistanları: Tufan Kılıç, Özgür Erol, Yasin Mehdiabbas, Mert Toz, Sanat Yönetmeni: Türker İşçi, Sanat Asistanı: Egemen Özer, Deniz Dalgıç, Kostüm Tasarım: Baran Uğurlu, Yardımcıları: Nalan Pişirici, Selim Ölçen, Ayşe Gülsün Özel, Işık Şefi: Ali Sandıkçı, Işık Asistanları: Ercan Altıparmak, Talip Sefi, Mehmet Dündar, Serkan Yılmaz, Set Teknisyeni: Bülent Kılıç, Asistanı: Gülseren Köseoğlu, Kuaför: Özkan Kanatlı, Makyaj: Gülcan Bayrak Öğe, Kuaför: Özkan Kanatlı, Set Amiri: Zafer Yılmaz, Asistanları: Erkan Çakmakçı, Şamil Kılıç, Ömer Demir, Panther Operatörü: Ahmet Karaköse, Jimmy Jib Operatörü: Ali Dalbudak, Set Fotoğrafçısı: Tolga Sezgin, Mehmet Kaçmaz, Serra Akcan, Erkut Günel, Laboratuar: Erkan Aktaş, Kopya Baskı: Zekeriya Şahin, Osman Yıldız, Çağlar Özlek, Film Yıkama: Yahya Öztürk, M. Mustafa Oruç, Mustafa Şahin, Tuncay Kocatürk, Sona Kaymakçı, Fono Film Laboratuvarlarında hazırlanmıştır


Oyuncular
: İsmail Hacıoğlu (Veysel), Umut Kurt, Volga Sorgu Tekinoğlu (İsmail), Mehmet Ali Nuroğlu (Semih), Eyşan Özhim (Canan), Ertan Saban (Gürdal), İpek Yaylacıoğlu (Saadet), Taner Barlas (Hasan), Bülent İnal (Kerim), Özge Özder (Gül), Filiz Ahmet (Beyza), Serkan Keskin (Engin), Avni Yalçın (Ali Dayı), Erkan Bektaş (Haydar), Evrim Alaysa (Evrim), Bora Sivri (Nusret), Rıza Kocaoğlu (Neco), Yıldırım Beyazıt (Refik), Gökşin Sanlav (Nusret9, Sercan Gidişoğlu (Cüneyt), Yardımcı Oyuncular: Necmettin Çobanoğlu, Didem Yıldırım, İsmail Dündar, İlker Kurt, Yiğit Kulam, Ali İl, Ushan Çakır, Ayla Özarslan, Ahmet Küçükali, Orkun Çerçi, , Yalçın Kumeli, Zafer Yılmaz Tuğçe Tamer, Erşan Özhim, Hüseyin Arı, Sadfık Batı, İbrahim Coşkun, Ali Haydar Doğan, Şeker Topal, Çiçek Brktaş, Yağmur Bulut, Elif Özdoğan,

 Konu: Çöplerin içinde bulunan bir ceset. İstanbul Gazi Mahalle’sinde işlenmiş bir cinayet. Öldürülen gencin ağabeyi Güneydoğu’da yaptığı askerliğini yeni bitirmiş, geri dönmekte… Kardeşinin katilini bulmak için harekete geçtiğinde cevaplanması zor sorularla dolu bir başka savaşın içine sürüklenmektedir. Gerçeğin arayışı içinde iz sürerken, “kaybedilen” şeyin sadece kendi kardeşinin hayatı olmadığını görecektir. · Bu seneki Altın Portakal Film Festivali'nde Başka Semtin Çocuklan, 'En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu' ve 'En İyi Sanat Yönetmeni' ödülleriyle beraber 'Behlül Dal Digitürk Genç Yetenek Jüri Özel Ödülü'nü de aldı. Film, Ihlamurlar Altında, Sultan Makamı gibi dizi filmlerin yönetmeni olarak tanınan Aydın Bulut'un ilk uzun metraj filmi.

 Başka Semtin Çocukları, hikayesini Gazi Osman Paşa Mahallesi'nde yaşayan karakterler etrafında şekillendirir. Filmin içinde farklı politik gündemlerle ve çelişkilerle bağlantılı pek çok tema varsa da merkezde duran başlık Kürt illerinde sürmekte olan savaş ve bunun yarattığı TürkKürt gerilimidir. Filmin hikayesi, mahalleli gençlerden birinin öldürülmesi ve gencin abisinin askerden dönerek bu olayın izini sürmesiyle ilerler. Öykü savaşın içinde başlar.

Ağabeyin yanı başında arkadaşlarının öldüğü çatışma görüntüleri, bir ölünün yıkandığı sahneyle iç içe kurgulanır. Sonradan anlaşılır ki, görülen cenaze hazırlıkları çatışmada ölenlerle bağlantılı değildir; Gazi' de öldürülen gencin cenazesidir bu. Dolayısıyla film daha açılışında, işlenen bu cinayetin aslında çok uzakta olduğu sanılan savaşla doğrudan bağlantılı olduğunu; İstanbul' da Gazi Mahallesi'nde yaşanan gerilimlerin Kürt illerinde süren savaşla içi içe olduğunu söylemiş olur.

 Cinayetin izinin sürülmesiyle peşine düşülen "Katil kim?" sorusu, gencin kimlerle sorunu olduğu üzerinden mahallede yaşanan çelişkiileri gündeme getirir. Tekstil işçisi olan genç, aynı atölyede çalışan bir kızla aşk yaşamaktadır, ancak kızın ailesi Sünni olduğu için Alevi gençle kızın ilişkisini onaylamaktadır; şüphelilerden biri kızın abisidir... Gencin abisi gibi askerliğini çatışmaların içinde geçirmiş bir karakter de diğer şüphelidir. Askerlik dönüşü akıl sağlığını yitirmiş olan bu adam asker kııyafetleriyle gezen, kavgada kulak kesmeye kalkan, Kürt düşmanı bir karakterdir. Öldürülen gencin bütün çevresi için tehdittir.

 Filmde, açıktan görünür olan bu tür toplumsal gerilimler, daha üstü kapalı olan birtakım içsel gerilimlerle yan yana durur. Asıl olarak, ölen gencin arkadaşı üzerinden çizilen bu bireysel çelişkilerin kaynağının da yine, toplumsal olanda aranması gerektiğini söyler film. Filme göre, olan biten onca şey, karakterlerin "kendi hikayeleri"yle "büyük hikaye" arasındaki ilişkiyi göre memelerinde n kaynaklanır. Filmde öykünün dışında kalan ama sıklıkla göz önünde olan "devrimci" figürler, karakterlerin neyi teğet geçtiğini gösterirler. Sonuçta cinayet aydınlandığında, film boyunca göz önünde olan AleviSünni, TürkKürt gibi gerilimlerin değil, siyasi konularla bağlantısız görünen bireysel gerilimlerin yıkıcılığı ortaya çıkar.

 Filmin zayıf yanıysa daha açılışında, işlenen cinayetle savaşı birbirine bağlamış olmasına rağmen, öykü içerisinde bu bağlantıyı güçlendirememesidir. İlk bölümdeki paralel kurguyla sözünü baştan söyleyen film, kurduğu karakterlerin yüzeyselliğiyle, değindiği temaları birer motif olarak bırakışıyla, öykü yapısını zayıflatan dizi film formülleriyle, başlangıç noktasında duyurduğu niyetin uzağına düşmüş olur. (Ayça Çiftçi, Altyazı Aylık Sinema Dergisi, sayı, 78)

 #1995 Mart ayında yaşanan Gazi Olayları, birçok insanın yüreğinde acı, kafasında ise derin izler bıraktı. O zamanlar belgesel ve kısa film yönetmeni olan Aydın Bulut, bu olayın etkilerini daha derinden gözlemleyerek bir senaryo yazdı hemen. Başka Semtin Çocukları… Evet o varoşlarda yaşayan, şehrin etrafını düzensiz bir şekilde çevreleyen evlerden taşan yürekleri anlatmak istemişti… Ama olmadı, maddi yetersizlikler yüzünden sanırım… Ama Bulut, ilk göz ağrısı senaryosundan bir an olsun vazgeçmemiş anlaşılan… Aradan yıllar geçmesine rağmen o fikir hep aklının bir köşesinde asılı kalmış. Senaryo değişti mi değişmedi mi tam olarak bilmiyorum ama Bulut’un olaylara bakış açısı biraz değişmiş gibi duruyor… Ya da olayların üzerinden geçen yıllar birtakım şeyleri daha farklı oturtmuş Bulut’un kafasında…

 Olaylar toplumsal başlıyor, toplumsal olarak yuvarlanıyor ama tamamen kişisel sebeplerle sonlanıyor… Yani nereden bir çıkış yaratmaya çalışırsak çalışalım, sonuçta her şey kişisel çıkarlara, eksikliklere ve komplekslere dayanıyor gibi bir bakış açısı var. Ya da oralarda eskiden dayanışma vardı, ortak bir tavır vardı, ondan eser kalmadı demeye mi getiriyor lafı Bulut…

 Şehrin içinde kaybolma fobisini çatı katlarına taşıyan (yoğun olarak Eşkıya’da kullanılmıştı ilk) film, aslında bu bölgelerde yaşayan insanların iki yönünü gösteriyor… Bir taraf siyasi olmaya çalışırken, diğer bir taraf kendi mevzusunun peşine düşüyor… Filmin sonunda ikiye bölünen yol, bu ayrımı gayet derin çizgilerle işaret ediyor… Siyasete bulaşmadan var olma çabası ancak mafyavari bir çizgiye uzanıyor ki, onun sonu bu insanlar için de tatmin edici bir sonuç ortaya çıkaramıyor… Arkadaşlığın anlamı, delikanlılık, racon kesme, doğuda askerlik yapmanın travmatik etkisi, kadın olmanın handikapları gibi birçok konuya dalmaya çalışan Başka Semtin Çocukları, bir yol ayrımıyla bitiriyor filmi… Gitmek, Bir Türk kızıyla, Kürt erkeğin aşkını anlatıyordu, alevi bir gençle, sünni bir kızın aşkına odaklanıyor Başka Semtin Çocukları da… Yani sinemada politik aşklar gündeme geliyor, herkes bir yanından yaklaşmaya çalışıyor bu sorunlara… Bir yanıyla ayrımcılık yapmanın anlamsız olduğunu, hayatın o ayrımı biz istemeden de yaptığını anlatmaya çalışıyor… Ama bunu anlatırken kullandığı dil, anlattığı meseleyi tam olarak da sahiplenemiyor… Yok etme uğruna en yakınındaki öldürmeyi seçen, hayallerini kaybetmiş insan tiplemeleri daha derinlikli ve gerçekçi olmalıydı… Film dile getirmeye çalıştığı sertliğin içine daha fazla girmeliydi, arkasında daha sağlam durmalıydı diye düşünüyorum… Ama birçok filme kıyasla fazlasıyla cesur olduğunu da eklemeliyim… (Banıu Özdemir, Akşam G. 11.06.2009)


filmi izle 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder