DEVRİM ARABALARI (2008)
Yönetmen: Tolga Örnek, Senaryo: Tolga Örnek, Murat Dişli, Müzik: Demir Demirkan,
Görüntü Yönetmeni: Hasan Gergin Yapım: Ekip
Film/Türker Korkmaz, Tolga Örnek Sanat Yönetmeni: Veli Kahraman,
Kostüm Tasarım: Ebru Kayahan, İdari yapımcı: İsmail Çağlar, Yapım
Asistanı: Erdal Bali, Yardımcı Yönetmen: Mehmet Öztekin,
Kameraman: Burak Kanbir, Işık Asistanı: Mustafa Bayram, Fatih Okur,
Makyaj: Sevinç Uçar, Ses Mühendisi: İsmail Karadaş, Ses Tasarım
ve Final Miks: Burak Topalakçı, Boom Operatörü: Özkan Coşkun,
Cast Sorumlusu: Luiza Almızrak, Cast Asistanı: Aslı Kay, Prodüksiyon
Amiri: Burak Şenkal, Oromobil Yapım: Erhan Akgün,
Oyuncular:
Taner Birsel (Gündüz), Halil Ergenç (Uğur), Vahide Gördüm (Suna), Serhat Tutumluer,
(İsmet), Ali Düşenkalkar (Hayati), Selçuk Yöntem (Lâtif), Uğur Polat (Sami),
Altan Gördüm (Recep usta), Sait Genay (Cemal Gürsel), Haluk Bilginer (Necip),
Seçil Mutlu (Nilüfer), Ahmet İlker Okumuş (Erdoğan), Cemal Olgaç (Adnan),
Cengiz Bozkurt (Ender), Levent Can (Erhan), Charles Carrol (Mr. Clein), Gürhan
Elmalıoğlu (Ahmet), Hakan Büyüktopçu (gazeteci çocuk), Yasemin Çonka (Zehra),
Kaan Çaydamlı (Mr. Burt), İrfan Kangı, Bahar Kerimoğlu (Mine), Erdal
Küçükkörmükçü (protokol şefi), Hasan Mullaoğlu, Murat Serezli (radyo spikeri),
Turgay Tanülkü (büfeci), Ender Tarhan, Şemsettin Terlan, Altan Erkekli (Mevlüt
Bey), Mert Kırlak (Rüştü), Hakan İlçin (mühendis)
KONU: Yıl 1961. Otomotiv Endüstri
Kongresi sonrası verilen davette işadamları, gazeteciler, bürokratlar, Devlet
Başkanı Cemal Gürsel ülkenin kalkınmasının durumunu tartışmaktadırlar. Cemal
Aga sinirlenip bu ülkenin otomobil bile imal edebileceğini söyler. Bir anda bu
iddia , ciddi bir meydan okumaya dönüşür. Paşa emrini verir. Yaklaşmakta olan Cumhuriyet
Bayramı’na ilk yerli otomobil yetişecektir! Neredeyse imkansız bu görevi hem
gerçekleştirebilecek hem de kabul edecek kişi aranır. Gündüz Serter’de karar
kılınır. Vatana hizmet duygusuyla tereddütsüz görevi kabul eden Gündüz Bey
güvendiği mühendislerden oluşan bir ekip kurar. Yaklaşık 130 günde sıfırdan bir
otomobil imal edeceklerdir. Otomobilin gösterileceği 29 Ekim tarihine kadar
neredeyse hiç görüşmemek üzere ailelerinden ayrılan ekip, Eskişehir’de
kendilerine tahsis edilen eski bir atölyede buluşur. Araba yapmak için gerekli
özel bir makine tesisat olmadığı gibi basit bir vinç ve küçük el aletleri
dışında hiçbir şeyleri yoktur. Güya devlet eliyle yapılan bu projeye Başkan
dışında herkesin muhalefet ettiği buradan bile bellidir. Zaten daha proje bütçesi
onaylanırken muhalifler neredeyse yarısını kırpmış, “alt tarafı bir otomobil
için” 900 bin lirayı uygun görmüştür. Görünen o ki, ekibin uğraşacağı tek şey
arabanın imalatı olmayacaktır. Başkanın danışmanı Sami Bey tavrını daha ilk
günden koymuştur. Bir başka muhalif grup da basındır. Her gün projeyle ilgili
olumsuz bir haber çıkmaktadır. “Pahalı, lüzumsuz” bu proje için kullanılan en
hafif sıfatlardır. Uzun araştırmalar ve teknik toplantılardan sonra nasıl bir
araba yapılacağına karar veren ekip, imalata geçtiğinde makine parkı
eksikliğini fazlasıyla hisseder. Aslında arabadan önce yapılması gereken,
arabayı yapacak makinelerin yapılmasıdır. Ancak buna zaman yoktur. Ekip herşeyi
pratik çözümlerle, şartları zorlayarak halleder. Zaman ilerledikçe proje esnasında
tanışanlar dost olurlar, birbirini tanıyanların da dostlukları pekişir. Ortak
amaçları onları bir aile haline getirir.
Zor şartlarda, aksiliklerle son günlere
yaklaşılırken ilk arabanın marşına basılır. Bu gelişme, projeyi takip eden
herkesi şaşırtmıştır. Özellikle, projeyle çok alay eden gazeteciler ve projenin
gerçekleşmemesi için elinden geleni yapan Sami ve yandaşları.
Uykusuz geçen son hafta ile birlikte bir
araba daha imal eden ekip, ertesi gün Ankara’da Paşa’nın huzuruna çıkacak
arabaları 28 Ekim gecesi trene yüklerler. Devrim, ilk ve son yolculuğuna
hazırdır. ( www.devrimarabalari.com)
ÖDÜL
4. Monaco Charity Film Festivali'nde
(Mayıs 2009)
►en iyi film Tolga Örnek
20. Ankara Film Festivali
►En İyi Sanat Yönetmeni Veli Kahraman
14. Sadri Alışık Ödülleri
►En İyi Erkek Oyuncu Onur Ünsal
►En İyi Erkek Oyuncu Halit Ergenç
►En İyi Erkek Oyuncu Taner Birse
►En İyi Erkek Oyuncu Ali Düşenkalkar
►En İyi Erkek Oyuncu Altan Gördüm
►En İyi Erkek Oyuncu Serhat Tutumluer
►En İyi Erkek Oyuncu Selçuk Yöntem
41. Siyad Türk Sineması Ödülleri
►En İyi Müzik Demir Demirkan
# Devlet Başkanı Cemal Gürsel tümüyle yerli
üretim bir otomobil yapılmasını emreder ve görevin TCDD işletmesine verildiği
bildirilir. O gün orada bulunan 23 mühendis bu emri "Türk insanının makûs
talihine karşı bir meydan okuma" olarak algılarlar.
En küçük bir tereddüt ya da
endişe sergilenmeksizin derhal işe başlanır. Çalışma mekânı olarak Devlet
Demiryolları'nın Eskişehir'deki Cer Atölyesi seçilir. Zaman müthiş dardır.
Cumhuriyet Bayramı'na kadar yalnızca 130 günü vardır ekibin. Türkiye’nin ilk
yerli otomobili olacak eserin adı da konmuştur: Devrim Çekilmekte olan filmle
ilgili olarak iddialı açıklamalarda bulunan yapımcılar, şu özelliklere sahip
bir film çekeceklerini iddia ediyorlar:
“Benzini
bitti diye yolda kalan araba” etiketiyle unutulan “Devrim”in hikâyesinin
bilinen ve bilinmeyenlerinin anlatılacağı “Devrim Arabaları” filminin,
gerçeklerden esinlenerek hazırlanan dramatik, duygusal ve zaman zaman yüzlerde
tebessüm oluşturacak sıcak bir dönem filmi olacağı iddia ediliyor.
# Devrim
Arabaları” azmin ve birbirine inanan insanların neleri başarabileceğini
gösteren, bu topraklarda yaşanmış bir başarı öyküsü… Hikâye, bu aracı üretme
görevini üstlenmiş 23 mühendisin kariyerlerini ve aile hayatlarını riske atarak
girdikleri üretim macerasında zamanla, yoklukla, politikayla, karşılarına çıkan
sayısız engelle mücadelelerini anlatır. Aslında anlatılan bir inanç ve azmi
anlatıyor.
# Devrim Arabaları” Cumhuriyetin ilk kuşak
insanlarının bilime, gelişmeye, devrimlere olan inançları ve genç Cumhuriyet’e
karşı vefa hisleriyle gerçekleştirmeye çalıştıkları teknolojik devrimin
adıdır... Türk mühendisinin ve işçisinin, 20 sene öncesine kadar toplu iğne
dahi üretemeyen bir ülkede kalkıştıkları bu meydan okumayı, bugün her şeye
kolayca sahip olan nesillere, idealist zihniyeti ve zaferi de aktararak
yaşattıkları bir birlik ve başarı öyküsüdür. (kyn: SİNEMATÜRK Internet veri
tabanı)
# Demode duygulara’ iadei itibar...
Belki de ben ‘resmi’ sinema eleştirmeni
olmadığım için Devrim Arabaları’nı çok beğendim. (Ömür Gedik de beğenmiş... Onu
da sinema eleştirmeninden saymıyor ‘öteki ekip’ zaten)... Filmi ödül ve ‘otör’
(auteur) sineması iddiası olmadığı için de sevmiş olabilirim. Aynı nedenden
olsa gerek, bir kere filmin başı sonu belli. Sonra, yönetmen kamerayı açık
unutup gitmiş izlenimini yaratan sahneler de yok. Konu bir iki mekânda
geçmesine rağmen ritmi son derece yüksek, müzikleri iç baymıyor...Bu da auteur
sinemasına yakışmaz.
Diyebilirler ki, “Onun babası da
cumhuriyetin öncü mühendislerindendi. Tam da o günlerde Ankara’da görevliydi.
Mili Eğitim’de Teknik Öğrenim Müsteşarı’ydı ve bu projeye takoz olanlardan
değil, onu destekleyenlerdendi. Ayrıca 1961’de 15 yaşındaydı ve pek çok şeyin
farkındaydı. Devletin bürokratlar tarafından nasıl mıncıklandığını; silahla
elde edilmiş bağımsızlığın, ekonomifinans kıskacında nasıl olup da yavaş yavaş
masa başında kaybedilmeye yüz tuttuğunu görüyordu. Artık hem manen hem de
madden son nefeslerini vermekte olan o yılların ‘idealler kuşağının’,
Cumhuriyet’in inşası sırasında, memleket sevgisine, vatan aşkına, çekirdek
aileye ve ülkenin gelecek tasarımına nasıl bir ihtirasla bağlı olduklarını
bizzat izleme fırsatı bulmuştu...
Bugün demode hale gelen ve
entelektüellerin en geri ideolojilerin oyun alanına terk ettiği bu dünya
görüşünün, nasıl olup da hiçbir zaman kökünün kazınamadığının altyapısı
hakkında bir fikri vardı. İşte tüm bu nedenlerle Saydam’ın bu filmle ilgili
görüşleri özneldir (sübjektiftir), dikkate alınmamaları gerekir...”
Eğer böyle derlerse, yerden göğe kadar
haklıdırlar. Bu açıdan bakıldığında aslında Devrim Arabaları da yapayalnız ve
demode bir filmdir... Tıpkı o bakışla benim durduğum yer gibi...
Peki, kimin nezdinde? İşte bu soru
önemli... Kimin nezdinde?.. Tek yanıtı var: Onların nezdinde... Kim onlar?
Onlar kendilerini bilir...
Allah’tan kamu vicdanı var. Nedir kamu
vicdanı? Bir milletin sürekli kendisini tazelediği ve ona küllerinin içinden
yeniden yaratılma yolunu açan ‘erdem’lerinin bütünü... İşte o kamu vicdanı, o
gece, o filmi alkışladı. Resmi gala değildi. Bizim ‘Cuma Kanyon akşam’larından
biriydi. Parasıyla puluyla gelmiş insanların bir kısmı alkışladılar. Berikiler
de çekindikleri için elleri birbirine gitmedi; yoksa onlar da istediler..
Haydi işi biraz daha ileri götürelim:
Devrim Arabaları bu yıl izlediğim en iyi Türk filmiydi... (Fazla abarttığımı
düşünmeyesiniz diye, ‘İzlediğim en iyi filmdi’ demiyorum)...
Neleri mi beğendim? Yaratılan atmosferi
bir kere... En zorudur işin... O atmosferi yaratan dekor, kostüm, çevre
düzenlemesi, ışık ve de müzik (Demir Demirkan her türlü övgüyü hak ediyor. İlk
fırsatta CD’sini alacağım)...
Tabii ki oyunculuğu da beğendim. Selçuk
Yöntem ne kadar ekonomik fakat bir o kadar da etkili bir oyunculuk sergilemiş
öyle... Küçücük rollerde de olsalar Altan Erkekli ve Haluk Bilginer müthiş bir
renk getirmişler filme. Halit Ergenç, Vahide Gördüm olmasalar olmazmış sanki
Bize Necip’i (Onur Ünsal), Hayati’yi (Ali Düşenkalkar), Gündüz’ü (Taner Birsel)
sunan oyunculara ve Yönetmen Tolga Örnek’e özel bir tebrik ve teşekkür
göndermek gerek…
Senaryoya yönetmenle birlikte imzasını
atmış olan Murat Dişli’nin adını bundan böyle sinema ve TV’lerde sık sık
görmeye hazırlanabilirsiniz..,
Devrim Arabaları’nın gösterime giriş
zamanlaması da mükemmel... İnsana biraz olsun yalnızlığını unutturacak
duyguları buram buram yaşamak adına en çok ihtiyaç duyduğumuz bir anda çıkıp
geldi... İdeolojik ya da politik söylem, didaktik bir yaklaşım bulmaya
çalışmayın. Belki çok zorlarsanız bir şeyler sızdırabilirsiniz. Siz, bu
toplumun ve cumhuriyetin temelini oluşturan milletin ortak ruhi
şekillenmesinden nasibinizi almaya çalışın, daha iyi edersiniz...
İlle de bir ana fikir istiyorsanız şunu
diyebilirim: Bazen insan 100 üzerinden 99’la sınıfta kalabilir. Peki kim
üzülmeli? Sınıfta kalanlar mı, sınıfta bırakanlar mı? (Ali Saydam, 26 Ekim 2008
Akşam g.)
Not: Devrim projesi kapsamında toplam 4
otomobil, 10 motor yapıldı. Buna rağmen proje iptal edildi ve otomobillerden
üçü hurdaya çıkarıldı. Tek kalan “Devrim” Türkiye’nin ilk otomobili olarak
bugün hala yürüyor.
FİLMİ ZİLE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder