Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Hulki Saner
Görüntü Yönetmeni: Muzaffer Turan
Yapım: Saner Film/Hulki Saner
Yardımcı Yönetmen: Engin
Temizer, Set Teknisyenleri: Nizam Ergüden, Hüseyin Ergüden, Ercan
Akyıldırım, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Renk Uzmanı: Hasan
Örnek, Işık Şefi: Kahraman Kongar, Prodüksiyon Asistanı: Ziya
Ilgaz, Kamera Asistanı: Uğur Döndür, Laboratuvar: Selahattin
Kaya, İsmet Tomaçgil, Mahmut Doğan, Hayrettin Çakmak, Montaj-Senkron: Mevlüt
Koçak, Negatif Montaj: Ömer Sevinç, Prodüksiyon Müdürü: Şerif
Ablak, (Yeni Stüdyo’da hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Ferdi Tayfur, Necla Nazır, Muadelet Tibet, İlhan Hemşeri,
Muhar-rem Gürses, Eray Özbal, Coşkun Göğen, Huri Sapan, Mürvet İşsever, Sabahat
Işık, Küçük Yıldızlar: Özlem Güler, Özgül Gü-ler, Misafir Sanatçı: Huri Sapan
Konu: Ahmet
ve ekibindeki menajeri Ahmet Hasan ile darbukatör İzmir’e konser vermek üzere
gelirler. Otelin önünde arabalarından inerlerken Ah-met’in dikkatini yanlarına
park etmiş arabadan çıkan genç ve güzel bir kız şeker. Hatta hafif yollu Ahmet
kıza laf bile atar. Bu güzel kız da İzmir’e defile için gelen Manken Neşe’dir.
Oteldeki odalarına çıkan üç genç hem eşyalarını yerleştirirler. Hem de
şakalaşırlar. Mena-jer Ahmet karısı Tijen’den çok korkmaktadır. Müthiş eğlenen
kafadarlar bu arada şarkı provasına da başlarlar. Bir yandan da darbuka, bir
yandan da Ahmet’in sesi tesadüfen bitişik odadaki Neşe’yi bir türlü uyutmaz. O
da resepsiyona şikayet eder. Telefonla sükunet ikazı alan Ahmet Hasan ile
darbukacı aşağı inerler. Ahmet odada tek başına yine şarkısına devam
etmektedir. Kapı aralığından Neşe gözükür. Bu gürültüye tahammülü kalmadığını,
bu saatin uyku saati olduğunu haykırır. Ahmet özür diler. Yine Neşe"ye
iltifata başlayınca genç kız odasına kaçar. Neşe parkta gezmeye iner. Müthiş
bir yağmur başlamıştır. Bu sağanaktan Ahmet Neşe’yi korunacak bir çatı altına
sokar. O sırada şimşek çakar, gök gürültüsü başlamıştır. Gök gürültüsünden çok
korkan Neşe top gibi fırlar Ahmet’e sarılır. Otele dönüşlerinde Ahmet,
çiçekçiye gider ve dükkandaki bütün çiçekleri otele Neşe-nin odasına gönderir.
Çiçekçiye faturayı menajerim Ahmet Hasan adına kesin der. Ahmet’le Neşe
işlerinden arta kalan Çok mutludurlar. Neşe otelde zamanı gezerek
değerlendirmektedirler. Kuşadası’dan Tijen ablasından bir telgraf alır. Tijen
kocası Ahmet’in aynı otelde olduğunu bildirmiştir. Neşe resepsiyona Ahmet beyin
odasını sorar. Elinde darbuka ile lobiye geçti derler. Neşe bakınırken biraz
evvel menajer Ahmet Hasan, hakikaten resepsiyonun önünden elinde darbuka ile
geçmiştir. Ahmet’i görünce darbukayı onun eline vermiştir. İşte zavallı Neşe
elindeki darbuka ile sevgilisi Ahmet’i görür. Sevgi dolu yaklaşan Ahmet’i
Tijen’in kocası sanmıştır. Ahmet’in konserleri başarıyla bitmiştir. Bu arda
arkadaşlarından Neşe’nin Kuşadası’na gittiğini öğrenmiştir. O da onun peşinden
Kuşadası’na gidecektir. Neşe Kuşadası’nda Tijen ablasıyla buluşmuştur. Tijen
Neşe’ye kocasını sorar. Onun Neşe’ye çiçek gönderdiğini öğrenince benim sünepe
kocama neler olmuş, aferin sana yakınlık göstermiş anlaşılan der, Kocasının en
çok denizi sonra da kendisini sevdiğini anlatır. Ahmet’le arkadaş-ları kotra
ile çok keyifli bir yolculuktan sonra Kuşadası’nda Tijen’le Neşe’nin kaldığı
otelin önüne demir atarlar. Valizleri yüklenen Ahmet Hasan, otele yürürken
karısı ile karşılaşır onu tanımadan geçince Tijen bağırır durur. Zaten onun
dalgınlıklarına alışmıştır. Neşe’yi gördün mü diye sorunca Ahmet ısrarla hayır
onu görmedim deyince küplere biner. Ahmet Neşe’yi yeniden bulmanın mutluluğu
ile elini öper ve ona evlenme teklifi eder. Hala Ahmet’i Tijen’in kocası sanan
Neşe onu tokatlar ve otele girer. Havuza girmek isteyen Ahmet Hasan ona doğru
gelen Karısı Tijen tarafından bir yumrukla yere serilir. Çünkü otele girerken
Neşe Tijen ablasına şimdide kocan bana evlenme teklifi etti demiştir.Hırsını
alamayan Tijen, odada kocasının diğer gözünü da morartmış ve bağırmaktadır.
Ahmet Tijen ablanın kocasına bağırmalarından
sahte memurla kıyılmıştır, geçersizdir. Ahmet Hasan, karısı Tijen
ve Ahmet galip geldikleri kavgadan sevinç içinde koşarak çıkarlar. Hemen otelin
iskelesinden bir sürat motoruna atlayıp Neşe’nin uzaklaştığı motora yetişirler.
Ahmet nikahın sahte olduğunu megafonla deniz üstünde bir motordan ötekine
bağırarak anlatır. Neşe motoru durdurmuştur. Ferruh’u tokatlar ve Ahmet’in
teknesine atlar. Mutlulukla uzak-laşırlar.
►
Bu işe en çok şaşan, bir zamanların köy melodramı ustası (ve filmde kızın
babası) Muharrem Gürses olmalıdır: "20-30 yıl sonra madem benim
yaptıklarımın aynısını, giderek daha kötüsünü yapacaktınız, o zamanlar beni
niye eleştirdiniz?" diye sorsa yeridir. Doğalıkla, tüm olup bitenler kimse
tarafından ciddiye alınmıyor. Ne yönetmen, ne oyuncular, ne de seyirci. Herkes,
bu oyunun, arada Tayfur o gür sesiyle §arkı söylesin diye oynandığını biliyor.
Vah benim zavallı seyircim, vah zavallı sinema... (Atilla Dorsay, Cumhuriyet )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder