Powered By Blogger

17 Nisan 2018 Salı

BATAN GÜNEŞ (1978)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Hulki Saner
Görüntü Yönetmeni: Muzaffer Turan
Yapım: Saner Film/Hulki Saner

Yardımcı Yönetmen: Engin Temizer, Set Teknisyenleri: Nizam Ergüden, Hüseyin Ergüden, Ercan Akyıldırım, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Işık Şefi: Kahraman Kongar, Prodüksiyon Asistanı: Ziya Ilgaz, Kamera Asistanı: Uğur Döndür, Laboratuvar: Selahattin Kaya, İsmet Tomaçgil, Mahmut Doğan, Hayrettin Çakmak, Montaj-Senkron: Mevlüt Koçak, Negatif Montaj: Ömer Sevinç, Prodüksiyon Müdürü: Şerif Ablak, (Yeni Stüdyo’da hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Necla Nazır, Muadelet Tibet, İlhan Hemşeri, Muhar-rem Gürses, Eray Özbal, Coşkun Göğen, Huri Sapan, Mürvet İşsever, Sabahat Işık, Küçük Yıldızlar: Özlem Güler, Özgül Gü-ler, Misafir Sanatçı: Huri Sapan

Konu: Ahmet ve ekibindeki menajeri Ahmet Hasan ile darbukatör İzmir’e konser vermek üzere gelirler. Otelin önünde arabalarından inerlerken Ah-met’in dikkatini yanlarına park etmiş arabadan çıkan genç ve güzel bir kız şeker. Hatta hafif yollu Ahmet kıza laf bile atar. Bu güzel kız da İzmir’e defile için gelen Manken Neşe’dir. Oteldeki odalarına çıkan üç genç hem eşyalarını yerleştirirler. Hem de şakalaşırlar. Mena-jer Ahmet karısı Tijen’den çok korkmaktadır. Müthiş eğlenen kafadarlar bu arada şarkı provasına da başlarlar. Bir yandan da darbuka, bir yandan da Ahmet’in sesi tesadüfen bitişik odadaki Neşe’yi bir türlü uyutmaz. O da resepsiyona şikayet eder. Telefonla sükunet ikazı alan Ahmet Hasan ile darbukacı aşağı inerler. Ahmet odada tek başına yine şarkısına devam etmektedir. Kapı aralığından Neşe gözükür. Bu gürültüye tahammülü kalmadığını, bu saatin uyku saati olduğunu haykırır. Ahmet özür diler. Yine Neşe"ye iltifata başlayınca genç kız odasına kaçar. Neşe parkta gezmeye iner. Müthiş bir yağmur başlamıştır. Bu sağanaktan Ahmet Neşe’yi korunacak bir çatı altına sokar. O sırada şimşek çakar, gök gürültüsü başlamıştır. Gök gürültüsünden çok korkan Neşe top gibi fırlar Ahmet’e sarılır. Otele dönüşlerinde Ahmet, çiçekçiye gider ve dükkandaki bütün çiçekleri otele Neşe-nin odasına gönderir. Çiçekçiye faturayı menajerim Ahmet Hasan adına kesin der. Ahmet’le Neşe işlerinden arta kalan Çok mutludurlar. Neşe otelde zamanı gezerek değerlendirmektedirler. Kuşadası’dan Tijen ablasından bir telgraf alır. Tijen kocası Ahmet’in aynı otelde olduğunu bildirmiştir. Neşe resepsiyona Ahmet beyin odasını sorar. Elinde darbuka ile lobiye geçti derler. Neşe bakınırken biraz evvel menajer Ahmet Hasan, hakikaten resepsiyonun önünden elinde darbuka ile geçmiştir. Ahmet’i görünce darbukayı onun eline vermiştir. İşte zavallı Neşe elindeki darbuka ile sevgilisi Ahmet’i görür. Sevgi dolu yaklaşan Ahmet’i Tijen’in kocası sanmıştır. Ahmet’in konserleri başarıyla bitmiştir. Bu arda arkadaşlarından Neşe’nin Kuşadası’na gittiğini öğrenmiştir. O da onun peşinden Kuşadası’na gidecektir. Neşe Kuşadası’nda Tijen ablasıyla buluşmuştur. Tijen Neşe’ye kocasını sorar. Onun Neşe’ye çiçek gönderdiğini öğrenince benim sünepe kocama neler olmuş, aferin sana yakınlık göstermiş anlaşılan der, Kocasının en çok denizi sonra da kendisini sevdiğini anlatır. Ahmet’le arkadaş-ları kotra ile çok keyifli bir yolculuktan sonra Kuşadası’nda Tijen’le Neşe’nin kaldığı otelin önüne demir atarlar. Valizleri yüklenen Ahmet Hasan, otele yürürken karısı ile karşılaşır onu tanımadan geçince Tijen bağırır durur. Zaten onun dalgınlıklarına alışmıştır. Neşe’yi gördün mü diye sorunca Ahmet ısrarla hayır onu görmedim deyince küplere biner. Ahmet Neşe’yi yeniden bulmanın mutluluğu ile elini öper ve ona evlenme teklifi eder. Hala Ahmet’i Tijen’in kocası sanan Neşe onu tokatlar ve otele girer. Havuza girmek isteyen Ahmet Hasan ona doğru gelen Karısı Tijen tarafından bir yumrukla yere serilir. Çünkü otele girerken Neşe Tijen ablasına şimdide kocan bana evlenme teklifi etti demiştir.Hırsını alamayan Tijen, odada kocasının diğer gözünü da morartmış ve bağırmaktadır. Ahmet Tijen ablanın kocasına bağırmalarından
sahte memurla kıyılmıştır, geçersizdir. Ahmet Hasan, karısı Tijen ve Ahmet galip geldikleri kavgadan sevinç içinde koşarak çıkarlar. Hemen otelin iskelesinden bir sürat motoruna atlayıp Neşe’nin uzaklaştığı motora yetişirler. Ahmet nikahın sahte olduğunu megafonla deniz üstünde bir motordan ötekine bağırarak anlatır. Neşe motoru durdurmuştur. Ferruh’u tokatlar ve Ahmet’in teknesine atlar. Mutlulukla uzak-laşırlar.

► Bu işe en çok şaşan, bir zamanların köy melodramı ustası (ve filmde kızın babası) Muharrem Gürses olmalıdır: "20-30 yıl sonra madem benim yaptıklarımın aynısını, giderek daha kötüsünü yapacaktınız, o zamanlar beni niye eleştirdiniz?" diye sorsa yeridir. Doğalıkla, tüm olup bitenler kimse tarafından ciddiye alınmıyor. Ne yönetmen, ne oyuncular, ne de seyirci. Herkes, bu oyunun, arada Tayfur o gür sesiyle §arkı söylesin diye oynandığını biliyor. Vah benim zavallı seyircim, vah zavallı sinema... (Atilla Dorsay, Cumhuriyet )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder