Senaryo: Suphi
Tekiner,
Görüntü Yönetmeni: Çetin
Tunca
Ses Mühendisi: Necip
Sarıcıoğlu
Yapım: Gülşah
Film/Selim Soydan
Oyuncular: Orhan Gencebay (Haydar), Hülya Koçyiğit (Zehra), Elif Do-ğan,
Suphi Tekniker (Mustafa), Birtane Güngör, Kâzım Kartal (Osman), Nezihe Güler,
Asuman Arsan, Hakkı Kıvanç, Yılmaz Gruda (Polis), Hikmet Taşdemir, Tevfik Şen,
Renan Fosforoğlu, Mürvet İşsever, Erol Şen, Nuri Tuğ, Aydın Haber-dar, Muzaffer
Hiçdurmaz,
Konu: Şoför
Osman uyuşturucu ticareti yapmayı reddedip işten ayrılmış, eve dönünce küçük
kız kardeşinin yine Mus-tafa'yla kırıştırdığını öğrenmiş, kahveyi basarak
"eski sabıkalı kahveciyi" evire çevire dövmüştür. Mustafa'nın hırslanıp
içtiğini görürüz akşam meyhanede. Serüvenimizi başlatan tatsız olay gece-nin
ilerleyen saatlerinde Osman'ın sırtından bıçaklanarak öldürülüşü olacaktır.
Bıçak da kahveci Mustafa'nın bıçağıdır üstelik. Sonuçta tutuklanır Mustafa.
Zehra abisinin öldürülmesiyle yıkılmıştır. Mustafa'yı hapiste
ziyarete gidip, "mutlaka onu öldüreceğim" söyler, buna yemin
etmiştir. Çünkü Osman yalnızca ona abi değil sahici bir baba olmuştur.
Zehra'nın üzerinde Osman'ın büyük hakkı vardır. Hem kız kardeşine kendi pis
geçmişine bakmadan göz koymuştur hem de malı kapmak için "aslan gibi
delikanlıyı" sırtından bıçaklamıştır. Ona dar edecektir
Haydar artık rotasını belirlemiştir. Gözü başka şey görmez;
dosdoğru heefine doğru ilerler. Geceleri pavyondan alır dansöz Zehra'yı, Kazancı
Yokuşu'ndaki evine bırakır. Artık kadının evi buradadır. Sabahları da kapısında
dikilerek gidece-ği yere götürür. Haydar için HAYAT = ZEHRA demektir. Her şeyi
Zehra'yla ilişklendirir hatta ve hatta yaşamını buna göre kurar. Zehra ve
Haydar ilişkisinde yaşanan sıçrama yine tatsız bir olayla gerçekleşir.
Zehra pavyonda dans ederken kendine kesik atan iki yarmadan cebi
para tutanı kiralık katil olarak kullanabileceğini düşünür. İşi konuşmak için
taraflar bir iş çıkışı, kuytu bir mahalledeki bir köşkü uygun görürler.
Zehra'ya aynı pavyonda çalı-şan, feleğin çemberinden geçmiş gözüken bir dansöz
eskisi eşlik eder bu tehlikeli iş görüşmesinde. Ama yarmaların niyeti biraz
daha farklıdır "bu iş görüşmesinden." Onların düşleri felekten bir
gece geçirmektedir sazlı, sözlü. Hazır bulunan sahnede çalgıcılar ve içki
masası vardır. Dahası "yarmalar" şehvetten kudurmaktadır. Zehra bu
fikre itiraz eder, kimseyle sevişmek niyetinde değildir çünkü. Yarmalar ona
zorla sahip olmaya kalkışacaktır. Haydar içeri girip yumruklarını ve
tabancasını konuşturur.
► Olaylar dört cephede gelişiyor. İlkinde orta halli
"tipik bir Türk ailesi" görüyoruz. Dinine bağlı, sert ama namıuslu
bir kam-yon şoförü Osman. Bu babasız ailenin reisi konumunda. İki kız, bir
erkek kardeş, yaşlı anneleriyle kendi halinde sade bir yaşam sürdürüyorlar. Bir
nakliyat şirketinde kamyonda şoför olarak çalışıyor, ama kendisine verilen
uyuşturucuyu istenen yere ulaştırmadığı için patronlarıyla ters düşüp dalaşıyor
ve işinden oluyor. Kavgacı ve hırçın Osman evde de küçük kız kardeşiyle
didişiyor. Saf, temiz, bahar çiçeği kokan kızın (Birtane Güngör) mahallenin
sabıkalı, her şeye tövbe etmiş kahvecisiyle olan ilişkisi çok kızdırıyor
Osman'ı. Engel olmaya çalışıyor buna; gidip Mustafa'yı herkesin içinde
pataklıyor, ağzını burnunu kırıyor bir daha kız kardeşine yanaşmasın diye.
Abla Zehra da bu konuda kendisi gibi düşünüyor üstelik, "davul dengi
dengine çalsın" diyor. Zehra, abisine omuz vermiş biinçli bir kadın,
terzilik işleri yapıyor eve katkı olsun diye.
Ikinci cephede, tek başına kırmızı Chevrole'siyle Orhan'ı
izliyoruz, suskunca. müşteri bekliyor arabanın direksiyonunda. Üçüncü cephede,
kahveci Mustafa'nın kahvesi var. Müşterilerle dolu içerisi, Gariban Mustafa
geceleri burada sandalyeleri birleştirerek yatıyor, sevdiği kızı düşleyerek
yumuşuyor, hayata katlanıyor. Senaryoya da katkıda bulunan Suphi Tekniker'in,
güleçliğin aynı zamanda kent soyluluğun sindiği yüzüyle, üstelik Birtane'den en
az on beş yaş büyük oluşuyla "bu rol için biçilmiş kaftan" olup
olmadığını düşündürür haliyle. Yalnız 1976 yılının toplumsal hayatına bakarsak,
O devrin evliliklerini incelersek, bu yaş farkının hem kadın hem de erkek için
kabul edilebilir olduğu! Neden? Çünkü evlilikleri evlenenler değil ebeveynleri
planlar, kızların söz hakkı olmaz, oysa damat adayının kızı bir görüp
beğenmesi dahi yeterdi.
Dördüncü cephe ise, nakliye şirketinde gördüğümüz başta kara
yüzlü, kara bıyıklı Hikmet Taşdemir'le -bu adamın şöhretinin neden Erol Taş ya
da tecavüzcü Coşkun kadar yaygın olmadığını bir türlü anlayamadığım büyük isim-
çevresine toplanmış ayak takımından oluşuyor. (Vadullah Taş)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder