Powered By Blogger

6 Nisan 2018 Cuma

SÜT KARDEŞLER (1976)


Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo: Sadık Şendil Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Gulyabani” isimli romanından uyarlama
Görüntü Yönetmeni: Kriton İliadis
Yapım: Arzu Film/Nahit Ataman,

Reji Asistanları: Kartal Tibet, Münir Özkul, Sami Güçlü, Kamera Asistanları: Güngör Özsoy, Haluk Baydur. Set Yönetmeni: Hasan Nurdan, Işık Ekibi: Yusuf Tümen (Şef), Yüksel Sevinç, Mehmet Gülol, Set Ekibi: Ahmet Ballıbaba, Taci Ersan, Aziz Kıskanç, İbrahim Kul, Renk Uzmanı: S. Türker Vatan, Seslendirme: Necip Sarıcıoğlu, Asistanı: Erkan Esenboğa, Sistem: Flet Elektronik, Kurgu: İs-mail kalkan, Senkron: Mevlut Koçak, Sabit Özergül, Negatif Kurgu: Mahmut Eskici, Kazım Çakırmanoğlu, Stüdyo: Hasan Örnek, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, İsmet Karslı, Yapım Yönetmeni: Yılmaz Kanat, (Yeni stüdyoda renklendirilmiş ve seslendirilmiştir.)

Oyunular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Hale Soygazi, Şener Şen, Ayşen Gruda, Yasemin Esmergül, Ali Şen, Türker Tekin, Ergin Orbey, Jale Altuğ, Dinçer Çekmez, Feridun Çölgeçen,

Konu: Melek Hanım Ramazan'ı sütoğlu sanıp konağına alır. Aslında sütoğlu Şaban'dır. Abisi Hüsamettin'den çekinip, Ramazan'ı damadı Bayram olarak tanıtır. Hem Hüsamettin hem de Şaban konağın güzel kızı Bihter'e aşık olurlar. Melek Hanım'ı delirtip ondan kurtulmak isteyen Bayram'ın babası Kerami Bey bir adam tutarak ev halkını korkutmaya çalışır. Sahte bir Gulyabani'yi geceleri eve salarak, planını uygulamak ister ama bu yalan rüzgarı içerisinde gerçekler ortaya çıkmaya başlayınca işler iyice karışır.

* Yönetmen/yapımcı Ertem Eğilmez'in kendi şirketi olan, Arzu Film adına yaptığı filmler belli özellikler içermeleriyle dikkati çekiyorlar. Son bir kaç mevsimde bu filmlerin, gerek belli özellikleri, gerekse seyirciden gördükleri, geniş boyutlu ilgi, bu filmlerde ortak yanları aramayı gerektiriyor. Giderek ilerde, nasıl bır Amerikan sinemasında "Metro-Goldwyn-Mayer' komedileri" veya bir İngiliz sinemasında "Eagle Lion güldürüleri" geleceği olmuşsa, bizde de bır "Arzu Film komedileri akımından söz edilebilecek, belki de ..

Bu komedilerin en büyük özelliği kuşkusuz tam anlamıyla "popüler" olmaları.. 1970'lerin Türkiye’sine geniş seyirci kitlelerinin ilgisini çekebilecek, bu kitleleri güldürebilecek ne varsa kullanıyor Eğilmez. Günün en göze (ve kökenlen değişik kimisi sinemadan, kimi tiyatrodan kimi TV'den gelme) oyuncular; geniş ölçüde popülerliğe yatkın konular (kuşkusuz bunları da kökenlen çok, değişik); güncel her türlü olaydan esinlenen espriler, durumlar... Ve yine zaman zaman belli bir araştırmaya yöne-len. Yararlanmalar. Bazen "Kabare tiyatrosu" türünden, bazen eski ve ge-leneksel seyirlik oyunlarımızdan, vs.. ..

Eğilmez, bu kez bir klasik Türk yazarına el atıyor: Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Gulyabani" isimli popüler romanından yola çıkıyor.. Eğilmez'in "Arzu Film komedilerindeki esin kaynakları, zaman zaman, çoğu Sadık Şendil'e ait olan özgün senaryolardır. Zaman zaman Türk mizahının eserleridir (Hababam Sınıfı dizisindeki gibi). Bu kez, Gürpınar'ın ele alınmış olması kuşkusuz iyi bir seçimdir, çünkü Gürpınar edebi yetkinliği veya eksıiklığı bir yana, tam anlamıyla "popüler' bir romancıdır... Ne var ki Eğilmez'in "Gulyabani’en yola çıkması bir uyarlama anlamına gelmiyor kuşkusuz... Yalnızca bir genel entrika korunmuş, bir de belli bir zaman/mekan esinlenmesi söz konusu. Bunu içine, Eğilmez/Şendil ikilisi, bir haylı serbest biçimde kendi filmlerini yerleştiriyorlar: Arzu Filmin fetiş oyuncuları, güldürünün çeşitli öğeleri, ve "kolektif çalışma" sonucu ortaya çıktığı belirtilen çeşitli esprilerle...

Eğilmez, "Süt Kardeşler’le, önceki filmlerinde olduğu gibi, bir yandan belli bir başarıya ulaşıyor, bir yandan da önemli bir fırsatı kaçırıyor. Kaçırılan fırsat, Gürpnar'ın romancı özelliklerinden ve tasvir zenginliğinden yararlanarak, o dönem İstanbul'unun konak yaşamını, konaktaki çeşitli kişileri (dolayısıyla zümrelerin / katmanların) ilişkilerini veren, kendi boyutları içinde (ve güldürü biçi-minde) bir çağ filmi yapmak fırsatıdır; "Süt Kardeşler’de bunlar yok... Ne 1910’ların İstanbul'undan gerekli toplumsal yaşantı çizgileri, ne Gürpınar'ın zengin ayrıntıları, ne de kendine özgü tipleri var ... Ancak başka şeyler var bu filmde . Eğilmez, bir yandan tiplemeye dayanan bir komedi yapıyor: Elinin altındaki çok yetenekli ve görülmeleriyle bile güldürmeyi başaran bir dizi oyuncudan, örneğin bir Kemal Sunal’dan Adile Naşit'ten, Ayşen Gruda'dan gereği gibi yararlanarak...

 (Burada bir parantez açarak hepsi de çok başarılı oyuncu kadrosu içinde özellikle rol çalan bir oyuncudan, "komutan" rolündeki Şener Şen'den söz etmek ve kutlamak isterim)... Bir dizi yanlışlıkları üst üste ve iç içe işleyip "durum komedisi" denen öğeyi bol bol kullanarak... Bir de bunlara, Eğilmez'in özellikle bu filminde belirginleşen geleneksel Türk oyunlarından yararlanmak, Karagöz'ü, orta oyununu kullanmak çabası ekleniyor ... Örneğin filmin komik öğesinin bel kemiğini oluşturan Şaban, komutan çekişmesi, Karagöz/Hacivat zıtlaşmasının veya orta oyunundaki benzer zıtlaşmaların bir uzantısı gibi... Filmin tüm kişileri, bu zıtlaşma çevresinde destek kişiler görevini yüklenmiş gibiler zaten ... "Süt Kardeşler", beklenebileceği gibi bir Hüseyin Rahmi Gürpınar uyarlaması değil. Çeşitli uyarlama ve sinema kaygılarının, yalnızca güldürmek, güldürmeyi başaran bir film yapmak uğruna ikinci plana itildiği, bu açıdan yüzeysel kalan bir çalışma... Ama bizim eski seyirlik oyunlarımızın da hemen hemen tek amacının bu olduğu düşünüldüğünde, Eğilmez'in filmini amaçladığı bu çizgi içinde başarılı saymak mümkün .. Filmin Hüseyin Rahmi'nin adını hiç anmaması ise böylesine ünlü ve popüler bir romancıya karşı hiç de saygılı bir davranış değil... Gerçi film tam bir uyarlama değil... Ama bir esinlenme bile söz konusu olsa bu kadarı da belirtilebilirdi, belir-tilmeliydi...”Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 196”

* Türk sinemasının en sevilen güldürü filmlerinden biri "Süt Kardeşler" ... Yeşil-çam'ın başarı h senaristlerinden Sadık Şendil'in imzasını taşıyan senaryo, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın, batıl inançların cahil halk üzerindeki etkilerini esprili bir dille ele aldığı romanı Gulyabani'den yola çıkılarak oluşturulmuş ve birbirinden komik tiplerneler ve entrikalar ile güçlendirilerek özgün bir öyküye dönüştürülmüş. Durum komedisinin sinemamızdaki en başarılı yönetmenle-rinden biri olan Ertem Eğilmez'in temposu hiç düşmeyen usta anlatımı ve Kemal Sunal'dan Şener Şen'e, Adile Naşit'ten Halit Akçatepe'ye, Ali Şen' den Ayşen Gruda'ya uzanan oyuncu kadrosu da işin içine girince tadına doyulmaz bir seyirlik çıkmış ortaya.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde geçen öykü, safça bir delikanlı olan bahriye eri Şaban'ın bebekliğinden beri görmediği sütannesinden bir mektup almasıyla başlıyor. Şaban'ı görmek ve onu sütkardeşi Afife ile tanıştırmak için ısrar eden sütanne, mektuba Afife'nin bir de resmini iliştirince, entrika tüneline giden ilk yol da açılmış oluyor. Şaban'ın kurnaz arkadaşı Ramazan genç kıza bir anda tutuluyor ve Şaban ile yer değiştirmeye ve köşke kendisi gitmeye karar veriyor. Ancak iki bahriyeli arkadaşın henüz bilmedikleri bir ayrıntı var. O da, acımasız kumandanları Hüsamettin'in Afife'nin dayısı olduğu ve izin süresini aynı köşkte geçireceği! Şaban olarak köşke giren Ramazan, sütannenin ağabeyinden korkusuyla söylediği bir yalan üzerine damat Bayram'ın yerine geçerken, aniden çıkagelen damat Bayram, süt oğlan Şaban rolünü oynamak zorunda kalıyor. Sokaklarda avare avare dolaşırken inzibatlara yakalanan ve kim olduğu konusunda iyice kafası karışan gerçek Şaban'ın köşke gelmesi ve aile halkına kumandanın emir eri Ramazan olarak tanıtılması ise işleri iyice karıştırıyor. Tabii bu komik kimlik karmaşasına her gece Gulyabani ile yüz yüze gelen ve korkudan delirmek üzere olan kadınların durumu, sütanneyi delirterek köşke sahip olmaya çalışan damat Bayram'ın babası Kerami Bey'in entrikaları ve oluşan sayısız aşk üçgeni de eklenince, film durum komedisinin tüm gereklerini yerine getiren bir kahkaha tufanına dönüşüyor.

"Süt Kardeşler" kişiler arasındaki ilişkilerin, yanlış anlaşılmaların ve anlık durumların ortaya çıkardığı esprilere yaslanan türün sinemamızdaki en güzel örneklerinden biri. (P.T.) SİNEMA “En İyi 100 Film”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder