(Orhan Kemal'in aynı isimli
romanından)
Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz
Müzik: Sadık Gürbüz
Yapım: Ödül
Filmcilik Reklamcılık T.c. Ltd.Şti./Erol Şehbecerir
Yönetmen yardımcıları: Şahin Gök, Seç-kin Yaşar, Prodüksiyon
Amiri: Fikret Ertuğrul, Prodüksiyon Yardımcısı: Ali Ateş, Işık
Şefi: Ömer Ekmekçi, Işık Yardımcısı: Abdullah Ferah, Teoman Sayın,
Set Amiri: Taci Erşan, Set Yrd: İbrahim Öner, Sami Öner, Laboratuvar:
Adnan Şahin, Mustafa Oruç, Senkron: Cevat Sezer, Ses ve Miksaj: Erkan Aktaş,
Negatif Montaj: Mustafa Karataş, Mustafa Aktaş, Matipo: Erol Şahin, Prodüktör:
Fedai Öztürk, (Fono Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Tarık Akan, Fatma Girik,
Hayati Hamzaoğlu, Ali Tutal, Sırrı Elitaş, Alper Şenbecerir, Coşkun Göğen, Jale
Efecik, Ata Saka, Celile Toyon, Tahsin Koray, Tevfik Şen, Yusuf Çetin, Ali
Ateş, Bahri Ateş, Ahmet Kostarika, Nilgün Ceylan, Abdullah Ferah, Fikret
Ertuğrul, Ömer Ekmekçi, Küçük Yıldız: Mehmet Kırmızıgül,
KONU: Yoksul köylülerin yıllardır ekip
biçtikleri topraklara zorla sahip olmak isteyen Ağa'ya (Ata Saka), Habib (Tarık
Akan) tek başına karşı çıkar.. Çünkü kendi gibi Ağa'ya ırgatlık yapan köylüler
onu bu davada yalnız bırakmışlardır. Habib ne kadar yalnız kalsa da Ağa için
bir çıbanbaşıdır. Bu nedenle Ağa'nın adamları Habib'i öldüresiye döverler. Ama,
bir gece gizlice eve giren Habib, Ağa'yı öldürür ve kaçar. Ağanın adamlarının
peşine düştüğü çatışmada yaralanır. Kaçmayı başaran genç köylü, küçük oğluyla
tek başına yaşayan çamaşırcı Hacer'in (Fatma Girik) evine sığınır. Almanya'ya
gidip bir daha dönmeyen kocası yüzünden beş yıldır erkeksiz yaşayan mutsuz
kadın, katil köylüye ilgi duyar. Birbirlerini severler. Hacer'in oğlu Mehmet de
Habib'i yüzünü yıllardır görmediği babası zanneder. Üç kişilik bu sıcak,
duygusal yakınlaşma sonunda kaçmaya karar verirler. Ancak peşlerinde olan
Ağa'nın adamları onları otobüs terminalinde yakalar. Habib bu çatışmada hepsini
öldürür. Ve çatışma-dan sonra jandarmaya teslim olur.
► "Kaçak"
sinemamızda gereksinmesini duyduğumuz sinema edebiyat yaklaşmasının özgün ve
başaılı bir örneği mi? Bu soruya tümüyle olumlu bir yanıt vermek oldukça zor.
Öncelikle yazın alanındaki Kaçak, bir film için gerekli olan malzemeyi ve
görsel zenginliği içermiyor. Memduh Ün, elindeki dar ve sınırlı malzemeden bir
film yaparken, birtakım olaycıklara da gereksinme duymuş. Ve tabii yan
olaycıkların eklenmesi, bir yandan Orhan Kemal'in yapıtını zedelerken, öbür
yandan da serüven sinemasının bilinen beylik kalıplarına göz yummuş, Buna
karşılık özellikle ev içindeki sahnelerde Memduh Ün'ün Orhan Kemal'in dünyasını
yakaladığı da görmezlikten gelmek olanaksız. (Burçak Evren, Milliyet, 25 Şu-bat
1983)
► Akad’ın Üç
Tekerlekli Bisikleti’nde kişiler arasındaki ruh bilimsel ilişkilerin ve bekleyiş
süresindeki boş anların ustaca anlatımı dikkati çekiyordu. Ün'ün filmi ise
baştaki toplumsal duyarlığıyla iyi puan alıyor, çamaşırcı Hacer'in gündelik
yaşantısını ve kaçak Habip’le ilişkisini aksamayan inandırıcı bir dille vermeyi
başarıyor. "Kaçak", kimi zaman Ün'ün 20 yıl önce yaptığı küçük insanları
anlatan filmleri anımsatıyor. Ancak sonlara doğru Habip’le ağanın adamları ve
polis arasında bir serüven, bir kovalamaca entrikası öyküye ağırlığını koyuyor
ve film zayıflıyor. (Nezih Coş Nokta, s.:1, 28 Şubat - 6 Mart 1988)
Memduh Ün Anlatıyor:
Orhan Kemal'in Aç Tekerlekli
Bisiklet başlıklı hikayesinden yola çıkan Vedat Türkali bir senaryo üretmiş,
1962 yılında Lütfi Akad'n tamamlayamadığı filmi 1964 yılında ben tamamlamıştım:
Orhan Kemal film sonrası, bu hikayeyi Kaçak adlı bir romana dönüştürmüştü. Ben
bu romanı okuduğumda çok sevdim. Aynı konu olmasına karşın roman filmle bire
bir örtüşmüyordu.
Ödül Filmin sahiplerinden
Fedai Öztürk bir gün yazıhaneme geldi, firmalarına bir film yapmamı istedi.
Konu seçmeyi bana bıraktı. Oturduğum masanın ardındaki kitaplıktan Kaçak
romanını çekip uzattım Fedai'ye. Bunu okuyun, onaylarsanız yapalım dedim.
Okudular mı bilmiyorum, ortağı Erol Şenbecerir'le birlikte onayladılar. Safa,
romandan bir senaryo uyarladı. Yalnız final iyi değildi, romanın sonu açıktı.
İki sevgili İstanbul'da buluşmak üzere ayrılıyorlardı. Ama o günkü sansürden
böyle bir filmin çık111"51 olanaksızdı, çünkü suçlunun ceza görmesi için
muhakkak yakalanması gerekiyordu.
Filmi Antakya'da çektim.
Orada yaşayan filmin Adana işletmecisi Arif Dökmeci yöreyi iyi tanıyordu, bize
yardımcı oldu. Filmin çekim süresi 30 güne yakındı. Ticari başarısı 7-7,5
civarında oldu. Mekan
gezerken gösterdikleri, bir ağanın sınıra yakın yüzme havuzlu, kemerli
villasını çok beğendim. Evi gezdiğim sırada ağa orada yoktu, ama kahyası
yumuşak davranmış, olabilir demişti. Ama ağa döndüğünde, villayı kesinlikle
veremeyeceğini söyledi. Kibar Feyzo filmini o villada çekmişler üç dört yıl önce.
Şener Şen ağa rolünü oynuyormuş ve Kemal Sunal havuzda, ağa rolünü oynayan
Şener'in suratına işemiş. Film gösterime girdikten sonra köylüler ağaya tavır
almışlar. Sen ağasın, nasıl olur da kendi mekanında bir ağanın suratına
işemesine izin verirsin diye. Bu villaya takmıştım kafamı, tam istediğim bir
mekandı çünkü. Fatma'ya, valiye gitmesini söyledim. Vali, emniyet müdürü filan
toplantıdayken, Fatma açmış kapıyı girmiş içeri. birden şaşırmışlar, sonra
tanıyınca, hoş geldin beş geldin demişler. Fatma anlatmış derdimizi. Vali olaya
el koymuş. Ağa kaçakçılığa bulaşmış bir adammış. Vali devreye girince ortadan
kayboldu. Villayı bize açtılar, böylece orada çekim yapabildik. “Memduh Ün
Filmlerini Anlatıyor, Vadullah Taş”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder