Senaryo: Safa
Önal
Operatör Rafet
Şiriner
Yapım: Er
Film / Berker İnanoğlu
Teknik Elemanlar: Recai
Karataş, Ali Berksan, Arif Özalp, Tanaş Petridis, Osman Bilen, Adnan Açıklaın,
Kâmil İpekar, Nevzat Dişiaçık, Recep Pala, Hüseyin Demirayak, Sesleri Alan: Tunçer
Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıtan, Ender Işık Servisi: Mehmet
Çakar, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Oğuz, Operatör Asistan: Ferhat
Bakırcı, Reji Asistanı: Ferhan Üçoklar, (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmış
ve seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Ekrem Bora (Murat), Selma Güneri (Meral), Mine Soley
(Yıldız), Sevgi Can (Meral’in ablası), Behçet Nacar (Ferit), Feri Cansel
(Selma), Asım Nipton (Necati), Mehmet Ali Akpınar (İlys), Mustafa Yavuz
(Hıdır), Mehmet Büyükgüngör (Sami), Muzaffer Yenen (Doktor), Nevzat Okçugil
(Selma’nın annesi), Orhan Çoban (Garson), Aynur Aydan, İsmet rten, Memduh Ünsal
(Orhan’ın abisi), Kudret Şandra, Zeki Tüney, Erdoğan Sren, Çetin Başaran, Arap
Celal, Feri Cansel
► 1972’de ‘Ölüm Dönemeci’ adıyla, Ertem Göreç yönetiminde tekrar
çevrilecek olan yapımda “J’aime” (1964) (Adamo) fon melodisi olarak
kullanılmış. Avukat Faruk, filmin sonlarına doğru, mahkemede şu savunmayı
yapıyor ; Müvekkilim Orhan Durukan suçsuzdur.. Geçirdiği bir şokla..hafızasını
kaybetmiş..bir başka hayata itilmiştir. Her şeyini unutan bir insanın yerine
koyalım kendimizi. Mazisiz bir insanın istikbali de yok demektir. Gözleri
bağlı, nereye adım attığını bilmeyen bir zavallı gibi. Gözlerini açınca
kendisini hangi muhitte bulursa oranın şartlarına göre yaşamak zorundadır. İşte
sanık Orhan da lanetli bir tesadüfle kanun dışı yaşayanlar arasında kalmış,
yaşabilmek için onlara benzemiştir..
Film, geçici olarak (hem de iki kez) belleğini yitiren
Orhan’ın yaşadığı zorlukları anlatıyor. (Ama, yaşantısını asıl değiştiren,
güzel Meral olacaktır.) Genç adam, Erenköy’deki gösterişli evlerinde fabrikatör
babası ve abisi ile rahat bir yaşam sürmektedir. Sakin kişiliği ile
çevresindekiler tarafından çok sevilir. Ev gören Sami, ilerde çocukluğunuzdan
beri beni hiç kırmadınız diyecektir. Bir gece konsere gitmek üzere evden çıkar;
Vaktim yoktu. telaşlıydım. İşte o gece, avukatı Faruk’un anlatımıyla geçirdiği
bir şokla mazisini unutmuş.. Kendisini kanun dışı işler yapan bir çevrede bulan
Orhan kısa zamanda aynı olaylara bulaşmış ve bir gazino patronu olmuş. Üç sene
sonra karşılaştıklarında (babalarından kalan mirası bölüşmekte pek istekli
olmadığı için dayak yiyen) abisi şöyle diyecektir; Sakin bir insandın. Ne olmuş
sana? Canavar kesilmişsin.”
Orhan, yeni adıyla Murat bir yandan Fecri Ebcioğlunun Her akşam
ayrı güzelle // Sen de geçir her gününü dediği gibi yaşarken (güzeller hafıza
kaybına değer doğrusu ; Aynur Aydan ve Mine Soley) diğer yandan kaçakçılık
işlerine devam eder. [Selma ve Meral’i bile unutturacak denli güçlü olan bellek
yitim(ler)i, ancak başına vurulan yeni darbelerle düzeliyor.] Adamlarından
Ferit’in, rakip çeteden İlyas ve Hıdır ile işbirliği yapmasıyla sonunda ölüm
olan bir gerginlik yaşanıyor. Tüm bu karmaşa sırasında gazinoda ayak işlerine
bakan Necati’nin güzel kızı Merale aşık olur. (Necati daha sonra kaçakçılık
işlerine de yardım etmiş.) Seviyorum.. Bir şeyler oldu bana, evleneceğiz.
Yaşadığım bu hayata sünger çekeceğim. (Bu da bir çeşit ‘hafıza kaybı’ olmalı.
Kafasına değil yüreğine olan etkiyle.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder