Powered By Blogger

6 Ocak 2018 Cumartesi

SARMAŞIK GÜLLERİ (1968)



Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam
Eser: Muazzez Tahsin Berkand
Kamera: Melih Sertesen
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Montaj: Özdemir Arıtan , Reji Assitanı: Namık Karakılıç, Operatör Asistanı: Tosun Bayrı, Script: İsmail Varol, Işık Ekibi: Cengiz Arlı, Ahmet Ateş, Hikmet Tülek, Set Ekibi: Murat Serenli, Rıfat Yurtçu, Ar Direktör: Semih Sezerli, Dekoratör: Bilal Uysal, Prodüksiyon Amiri: Melih Üstüngör, Prodük. Asistanı: Sedat Demir, Beste: Teoman Alpay, Okuyan: Sevim Şengül, Stüdyo Teknisyenleri: Recai Karataş, Ali Berkan, Arif Özalp, Tanaş Petridis, Osman Bilen, Adnan Açıkalın, Kâmil İpekak, Nevzat Dişiaçık, Recep Pala, Hüseyin Demirayak, Aksesuar: Nazım Akbulut, Sesleri alan ve Müzik adaptasyonu: Tuncer Aydınoğlu, Laboratuar: Yük. Müh. S. Erbil, S. Hoşses,
(İpek Film stüdyosunda basılmış ve yıkanmıştır.)

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Suzan Avcı, Fatma Karanfil, Piraye Uzun, Osman Alyanak, Zafer Önen, Hüseyin Baradan, Selahi (Selahattin) İçsel, Müşerref Çapın, Sevgi Can, Renan Fosforoğlu,

KONU: Annesi öldükten sonra kötü kalpli üvey annesi ve üvey kız kardeşiyle birlikte yaşamak zorunda kalan ve bu arada ünlü romancı Necip Kunt’a (Kartal Tibet) aşık olan Gülseren’in (Hülya Koçyiğit) acıklı ve aşk dolu öyküsü. Aşık olduğu adamı elde edebilmek uğruna değişen “iyi” ve “saf” bir kadının öyküsü.
Geçer..biliyorum. Keşke geçmese de her şey bitse. Vücudun çektiği nedir ki! Asıl yorulan ruhtur, kalptir.” Gülseren, romanda dinlenirse baş ağrısının geçeceğini söyleyen Necip’e bu yanıtı veriyor…Filmde Ses Dergisi’nin sinemamıza kazandırdığı üç sanatçı var; Hülya Koçyiğit (1963 ikincisi), Piraye Uzun (1968 finalisti) ve Fatma Karanfil (1968 üçüncüsü). ,

Necip, ısınmak için şöminede ‘kucak dolusu’ gazete ve kitap yakar. Romanda “..Onları yakmaya adeta acıyorum. Ankara Caddesindeki kitapçılarda iyi bir kazanç temin edebilirdim diyor Romanda Gülseren’in babası Sahir’in ölümü iki farklı şekilde işlenmiş. 11. sayfada ‘kızını göremeden’, 49. sayfada ise ‘doğumunda bir sene sonra’ öldüğü belirtiliyor. Kitapta ‘tahammül edilmez’ bir insan olan anne, beyaz perdede, seyircinin alışkanlığını bozmamak için olacak üvey anne olarak verilmiş… Necip’le evlendikleri sahnede, çekimler sırasında ‘Samanyolu’ ile dans etmişler. Ama film seslendirilirken ‘Sarmaşık Gülleri’ kullanılmış. Betül’ün kocası Münir genç kıza iki kez sarkıntılık ediyor. Özrü kabahatinden büyük; “İki kardeş birbirlerine çok benziyorlar. Karanlıkta karım zannettim.”…Ali rolündeki ve Mümtaz Ener’in seslendirdiği Selahi İçsel. Romanda bahçıvan, aşçı, orta hizmetçisi. Yazar alıştığımız deyimi biraz değiştiriyor; “İki elinde on marifet.” Acaba ‘ömrü hayatında’ burada giydiği siyah smokin gibi bir elbisesi olmuş mudur? O, Necip ve Osman dışındakilerin neyle geçindiği belli değil…Gülseren’e saldırıp onun ruh sağlığını bozan Osman romanda yok. Bakırköy Akıl ve Sinir Hastanesindeki Doktor bizi şaşırttı. Gülseren’deki ruhsal sarsıntının nedenlerini bulmaya çalışacağına Necip’e “Geçirdiği şokun sebeplerini hatırlamaması ve sizlerin de hatırlatmaması lazım. Bu geçenleri ona hiçbir zaman sormamanızı rica ediyorum” diyor…‘ (Murat Çelenligil “editör” – sinematürk Internet veri tabanı)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder