Powered By Blogger

24 Mart 2018 Cumartesi

SENSİZ YAŞANMAZ (1974)


Yönetmen: Orhan Elmas
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Orhan Kapkı
Yapım: Sezer Film / Berker İnanoğlu

Oyuncular: Kadir İnanır, Perihan Savaş, Yaşar Yağmur, Serpil Gül, Turgut Özatay, Ali Şen, İhsan Baysal, Atıf Kaptan, Nezihe Güler, Nubar Terziyan, Turgut Boralı, Renan Fosforoğlu, Çocuk Yıldız: Bülent Sarı

Konu: Küçük yaşta sakat kalıp, yıllar sonra da topluma küsüp kabadayı olan bir delikanlı ile, bara düşmekten kurtardığı kızın öyküsü.

Not: Zalimler de Sever’in (1967) ikinci çevrimi.

►Üsküdar Ceza ve Tevkif Evi’. Kemal Tekin’in tahliye günü. Koğuşta hummalı bir hazırlık var. Mahkûmlar Onun sakal tıraşı, ayakkabıları, ceketi, paltosu, atkısı için seferber. Kahramanımız da herkese para ve dörder paket sigara dağıtıyor. Kendisine hediye edilen tespihi film boyunca elinden bırakmayacaktır.

‘Topal’, Beyoğlu’nda bir çete reisi. ‘Meslek icabı’ çok sert ve acımasız. Güldüğünü gören cennetlik. Yürürken hafifçe aksamasının nedenini sonra öğreneceğiz. Sağ ayağındaki yürüme cihazı, ayakkabısına ‘monteli’. Paltosu hep omzunda, sakız gibi beyaz atkısı boynunda Hapisten çıktığında Mercedes ve adamları Onu bekliyordu
“Kahramanımız İşadamlarının aralarındaki akçalı sorunları hallederken kazandıklarını hapisten yeni çıkıp ‘artık bu yollara dolaşmak istemeyen garibanlara’ veriyor. Ant İnşaat Şirketi’ne para kaptırıp tapusunu alamayan yaşlı yardım ediş şekli harikaydı. Bu arada kaçak sigara, viski işleri ve gazinolardan ‘tahsilât’ devam ediyor. Tek üzücü olay Kazım Babanın kaybı. Rahmetli, ölmeden oğlunu kollamasını istemişti. “Benim vaktim geldi Kemal’im. Yolcuyum biliyorum. Oğlum sana emanet. İlle de okusun. Bizim yollara düşmesin… Erol’a mukayyet ol. Yolu sapıttı. Aklı fikri kumarda. Söz ver bana…”

Erol’la karşılaştığımızda Acem’in bitirimhanesinde barbut oynuyordu. Kahramanımız kendisine ‘kelek yapan’ rakibi Haydar’ın da sol kolunu kurşunlamıştı. “Bana ‘Topal’ diyorlarsa sana da ‘Çolak’ diyecekler.” Ama bu sertlikleri ilerde pahalıya mal olacaktır.

4 kişilik Kadınlar Korosu, Tahsin Karakuş’un kürdîlihicazkâr şarkısından sonra sahneyi boşaltıyor. Bizimkiler de tam takım orada. Mekânın sahibi Yaşar Şener, yerlere kadar eğilerek viski getirmiş. Ama Kemal’in amacı eğlenmek değil (birkaç sahne sonra anlayacağımız gibi) anasını ‘yâd etmek’. ‘Kızlara’ dağıtılmak üzere bir tomar banknot bırakır. “Benden olduğunu da söyleme sakın.”

“Sabır taşı yaptın beni//Her cefaya kattın beni.” (1974) (Muzaffer Özpınar / Ali Tekin Türel). Tam gidecekken, Gönül Akkor’un sesiyle şarkı söyleyen Zeynep Onu duralatır. Gazino sahibiyle aralarındaki kısa konuşma Beyoğlu’ndaki acımasızlığı da gösteriyor. Kemal; “Kim bu?”
O gece Zeynep’in anlattıkları; “Bir babam vardı, yatalak hasta. Ekmekten vazgeçmiştik, ilaç parası için çalışıyordum. İlaç parasını kazandığım gün babam öldü. İşsiz kaldım uzun zaman. Sonunda sazda çalışmaya razı oldum. İlk gecemdi bu. Bir kadın ne kadar dayanır bu düzene?”

Genç kız kendisini Kemal’e ‘sunan’ adamın gazinosuna dönmüş ‘Bana Zindan Oldu Bu Şehir’i (1974) söylüyor Daha 24 saat önce dayağını yiyen Saz sahibi de Kemal’e ‘viski sevisi yapıyor’. Kahramanımız genç kızla konuşmaya gelmiş; “Gelmemin nedeni dün gece okuduğun şarkı. O şarkıyı söyleyen bir zamanlar burada çalışır burada ölmüştü… Seni bu batakhaneden kurtarıp yeni baştan yaratabilirim… Yarın buraya gelmeyeceksin. Evinde bekle. Gelip alacağım seni.”
Zeynep’i Emine Teyze’ye götürür. Kararını vermiş Onu ‘bir hiç olarak girdiği bu evden bir yıldız olarak çıkaracak’. Yoksa ‘kendini mağlup olmuş sayacakmış’. Sonrasında özür dilemesi annesinin mezarı başında anlattıklarıyla; “Sana ilk rastladığım gün anamın şarkısını söylüyordun. Senin gibi anam da o Saz’da çalışır o şarkıyı okurdu (tek fark annesini canlandıran Serpil Gül, Şükran Ay’ın sesiyle söylüyor)… Anamın çalıştığı sıralar ben çocuktum. Babamı gömdüğümüzden iki yıl sonra anam saza düştü. Yalnızdık ve güçsüzdük. Hastaydı annem. Bir lokma ekmeğe karşılık canını ortaya koymuştu. Sarhoşların laf atmalarına mani olamazdı. Ben Emine teyzenin yanında beklerdim 

Eczaneden annesi için ilaç çaldığı bir gün bekçi kovalayınca düşer ve ayağı sakat kalır. Hırsızlığı da işe yaramaz çünkü eve geldiğinde zavallı kadın ölmüştü.
“Hep aldım, zorla aldım. Aldıklarımın bedelini defalarca hapishanelerde ödedim. Sevgisiz, dostsuz yaşadım yıllarca.” ‘Anasının ruhunu şad etmek için’ Zeynep’e yardımcı olacakmış.
Zeynep; “Neden işime mani oluyorsun? Beni zirveye çıkartıp niçin indirdin bir anda, niçin?”
Kemal; “Çünkü senle evlenmeye karar verdim.”
Kemal ve Zeynep’in Nikâh törenleri çok sadedir. Erol dışında herkes çok mutluydu. O günlerde mutsuz olan bir başka kişi de Haydar. Kolunun intikamı için bekliyor. İkisini işbirliği yaparken göreceğiz. Zeynep ve Emine teyzenin ısrarı ile Kemal kararını verir. Silah kaçakçısı Düzceli Kamil’le ‘son bir iş çevirdikten sonra’ tabancaya kurşuna yemin edip kenara çekilecek. Keşke bu ‘son bir iş’lerin, en azından filmlerde iyi sonuçlanmadığı öğrenmiş olsaydı. Erol, Zeynep’i intikamı için kullanır. Pusu kurulduğu, delik deşik edileceği yalanı ile genç kadını aldatıyor; “Tek çare polise ihbar etmek. Polis baskın yapınca Kemal abim kurtulur. En çok da 1 sene hapis yer… Karar ver yakalansın mı, ölsün mü?” ‘İhbar etmeyi’ seçer. Ağır Ceza’daki yargılanma; 250 bin lira para ve 10 yıl ağır hapis cezası. Genç kadın üstelik bir bebek bekliyor. Tekrar sahnelere döner.(Murat Çelenligil)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder