Senaryo: Murat Somer, Sami
Güçlü (Pınar Kür’ün “Yarın, Yarın” romanından uyarlanmıştır)
Görüntü Yönetmeni: Ertunç
Şenkay
Müzik: Bora Ayanoğlu
Yapım: Burç Film/Fedai
Öztürk
Yönetmen Yardımcısı: Nezih
Tunar, Kamera Ast: Hakan Gürtop, Sanat Yönetmeni: Feyza Zeybek, Basın
Danışmanı: Meltem Savcı, Makyaj: Mine Türkoğlu, Fulya Balkan, Set Ekibi:
İsmail Kündem, Nazif Kündem, Enver Kündem, Işık Ekibi: Mustafa
Koçyiğit, M. Ali Gündoğdu, Osman Corc, Fotoğrafçı: Mustafa Ziya Paris'te Ülkenciler,
Renk Düzenleme: Adnan Şahin, Baskı: Zekeriya Şahin, Negatif
Yıkama: Yahya Öztürk, Ses Mühendisi: Erkan Aktaş, Negatif Montaj:
Peri Okan, Montaj-Senkron: Cevat Sezer, Prodüksiyon Müdürü: Mehmet
Altınbaş, Prodüksiyon Amiri: Fikret Ertuğrul, (Fono Film
Stüdyosunda hazırlanmıştır),
Oyuncular: Hülya Avşar (Şeyda), Selçuk Özer
(Selim), Kerem Yılmazer (Oktay), Hülya Erçel (Aysel), Muhip Arcıman (Sulhi), Zeki
Yıldırım (Doğan), Meltem Savcı (Meltem), İsmail Kündem (Mehmet), Sevim Çalışgir
(Anne),
Konu: Seyda. evlilik sonrası bunalıma giren
genç bir kadındır. Kendisi ile ilgilenmeyen kocası bir film yıldızı ile
ilişkisi giderek evliliklerini parçalamaya başlar. Seyda sürüklendiği yalnızlık
içinde bir toplantıda eskiden tanıştığı ve kendisini seven Selim'le karşılaşır.
Ekonomi-politika okuyan, '68 öğrenci olaylarına adı karışmış Selim, Türkiye'ye
tatile gelmiştir. Seyda'ın kocasının önerisiyle Selim, Seyda'larda kalır,
aralarında yakınlaşma olur. Seyda bilinçli bir yaşam içine girer ama -böyle
yaşama ve bilinçlenme ile- mutluluğa ulaşmaya-caktır, çünkü önlerinde bir dolu
engel vardır. Yurt dışından dönen Selim bir gün İstanbul'u yeniden keşfe çıkar.
Seyda oğlu ile motor gezintisinden döner. Oktay karısı Seyda’dan sıkılmaya
başlamıştır, artık Aysel Alsan vardır. Bağlarbaşı’nın kenar mahallesinden
çıkan, sinema oyuncusu Aysel ise Oktay’ı kullanmaktadır. Oktay Seyda ile
gittiği yemekte Aysel ile yeni tanışıyor gibi davranacaktır. Aysel ise Seyda’yı
merak etmektedir, Selim annesinin zoru ile geldiği yemekte Seyda’yı beş yıl
sonra tekrar bulur, aslında Oktay'ın uzak akrabasıdır. Seyda bir öğretmen
anne-babanın tek kızıdır, fizik mühendisliğinde okurken. Oktay ile olan
ilişkisi nedeni ile bir sınavı ilk kez veremeyince, evlenmeye karar verir,
okulu bırakır.) Yemekte Seyda’yı dansa kaldıran Selim, ertesi gün Oktay'lara
gelir ve Seyda’nın önerisi ile onlarda kalmaya başlar Fransa’da ekonomi politik
okumuş '68 öğrenci olaylarının içinde bulunmuştur; politik bilincine orada
tanıdığı Josette sayesinde ulaşmıştır. Selim, Seyda ile ilişkisini
ilerletirken, örgütsel eylemlerde de bulunur. Aysel ise Oktay'la birlikteliğini
sürdürürken para babası Sulhi Gebzeli'yi de elde etmeye çalışmaktadır.
Selim Seyda
ile ilişkisinin yanında işçi Mehmet ile de örgütsel ve kişisel görüş-melerde
bulunur. Sulhi Gebzeli'nin on yaşlarında ki çocuğunu kaçırıp fidye alırlar.
Örgüt Seyda'nın oğlu Gil’i de kaçırmayı gündeme getirir, Selim ve Mehmet karşı
çıkar. Seyda'nın kendini her şeyden soyutlamış hali Selim tarafından
eleştirilir, tartışırlar, Seyda tekrar okumaya başlar ve takma isimle örgüte
çeviriler yapar. Bankalar soyulmaktadır. Aysel başından savmak için karısını
boşayıp kendisini alması için Sulhi Gebzeliye baskı yaparken, karısının ölmesi
üzerine Sulhi’nin evlenme teklifini geri çeviremez. 12 Mart muhtırası verilir,
Selim kaçmak üzeredir. Seyda’ya veda eder ve elindeki çevirilere ait belgeleri
yok etmesini isterken Oktay gelir, Selim ayrılmak zorunda kalır. Aysel'in
evlenme haberinin yer aldığı gazetede Selim'in öldürüldüğü haberi de vardır,
Seyda şoka girer, hastaneye kaldırılır ve bir gece baskınında Oktay’ı gözaltına
alırlar, serbest bırakılınca Seyda’yı ve Gil’i alarak, İsviçre'ye giderler bir
yıldan uzun süre yurt dışında kalırlar.
► Güçlü'nün belki biraz
fazla durgun, önemli yerlerini yutan ama "vakur" sinema dili dikkati
çekiyor. Planlarda "kolay"dan, "savrukluk"tan kaçınan
yönetmen, kişilerin iç dünyalarını yansıtmada, bir "oyuncu sorunu"yla
karşılaşmış gibi... Hülya Avşar'ın canlardırdığı Seyda dışında, izzleyeni
etkisi altına alan tek kişilik yok. ''Yarın Yarın" da (Ali Ulvi Uyanık,
Milliyet Sanat Dergisi, S.: 170, 15 Haziran 1987).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder