Senaryo: Nurettin Erişen
Görüntü Yönetmeni: Mustafa
Yılmaz
Yapım: Gülgen Film / Melih
Gülgen Müzik: Metin Bükey, Kameraman: Abdullah Gürek, Laboratuar:
Hikmet Kuyucu, Hayati Akbulut, Turgut Ören, Negatif Kurgu: Bayram
Güzel , Renk Düzenleme, Turgut Ören, Işık Şefi: Aydın Yurteri,
Ses Kayıt: Marko Buduris, Senkron: Süleyman Karakaya, Prodüksiyom
Amiri: Hasan Demircan, (Ören Film stüdyolarında hazırlanmış, Yıldız film
stüdyosunda seslendirilmiştir.)
Oyuncular:
Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Selma
Güneri, Hüseyin Peyda, Süleyman Turan, Mehmet Ali Akpınar, Yıldırım Gencer,
Reha Yurdakul, Nubar Terziyan,
Konu: Filmde bir profesör var, neredeyse dekan
olacak. Bu zat zamanını üniversitede çalışmakla falan değil, özel (!) ders
vermekle geçiriyor. Bu arada ünlü ve zengin Fehmi Çok'tan oğlunu yetiştirmesi
için öneri alıyor. Fehmi Çok'un gangster arkadaşlarının çevresine giriyor.
Onlar profesörden yararlanmak istiyorlar, razı olmayınca da karısına
saldırıyorlar...
Dayı işin
başında değişik bir öykü anlatılacakmış izlenimini veriyor. Fakir bir çevreden
geldiği, yaşamı boyunca para sıkıntısı çektiği çeşitli kareler belirtilen
profesörün, kirli çevrelerle bilerek isteyerek, ilişki kurmakta direnmesi,
paranın insan karakteri üzerindeki yıkıcı, bozucu etkileri üzerine bir
incelemeye çıkış olacak gibi görünüyor.
►
"Dayı" değişik biçimde başlayıp iyi bir yerlere ulaşacakmış gibi,
görünen bir konunun, büyük yanlışlarla neredeyse "tehlikeli" bir
mesaj getirir hale dönüşmesi... Filmde bir profesör var, neredeyse dekan olacak
Ama bu zat zamanını üniversitede çalışmakta filan değiI, özel ders (?) vermekle
geçiriyor. Bu arada, ünlü zengin (isme dikkat Çok"tan, oğlunu yetiştirmesi
için öneri alıyor. Karısı ve arkadaşının karşı koymalarına karşın, karanlık bir
ünü olan bu çevreyle ilişki kuruyor. Fehmi Çok'un gangster arkadaşlarının
çevresine giriyor. Onlar profesörden yararlanmak istiyorlar, razı olmayınca
karısına saldırıyorlar, vs.
"Dayı” işin başında
değişik bir öykü anlatacakmış izlenimini veriyor. Fakir bir çevreden geldiği,
yaşamı boyunca para sıkıntısı çektiği çeşitli kereler belirtilen profesörün,
kirli çevrelerle bilerek, isteyerek bilinçli olarak ilişki kurmakta direnmesi,
paranın insan karakteri üzerindeki yıkıcı, bozucu etkileri üzerine bir
incelemeye çıkış olacak, toplumun üst düzeylerine ulaştığı halde insancıl
zaaflarına tutsak: olan bir insanın ruhsal gelişimini sergileyecekmiş gibi
görünüyor. Ama ne yönetmende o yürek var, ne de sansürde böyle bir gelişimi
kabul edecek hoşgörü ...
Film,
bunun yanında birçok güncel eğilimi, akımı, düşünceyi, ismi, karmakarışık
biçimde bir araya getiriyor. "Fehmi Çok" un işçilerinin grevini zor
gücüyle durduran, gangsterlikle servetini yapmış biri olduğu belirtiliyor.
Profesörün bu çevreye karşı savaşını ise, çocuklarını eğitip üniversiteye
sokmak... Bunu da beceriyor; çocuklardan biri teşekkür ederken "ben de
okulu bitirip kendi işimi kuracağım" diyor. İşte bunca çabanın sonu ... O
da kendi işini kuracak, böylece toplum yeni Fehmi Çok'lar kazanacak ... Melih
Gülgen'in kafasında bir şeyler var, bir eleştiri getirmek istiyor, bir şeyler
söylemek istiyor. Ama anlaşılan bütün bunlar karışık, eksik, yanlış olarak
bulunuyor bir arada. .. Dekan olacak düzeye gelmiş bir adamın Türkiye'deki
toplumsal düzene bu denli yaplış "teşhis'! koyması, bu düzene karşı ise
(ki öyle olduğu sezdiriliyor) bu karşı çıkışı "kapitalist -
gangster"lerin oğluna ders vererek (?) uygulaması ne denli doğru ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder