Powered By Blogger

21 Mart 2018 Çarşamba

DERTLER BENİM OLSUN (1974)


Senaryo ve Yönetmen: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Cahit Engin
Ses Mühendisi. Necip Sarıcıoğlu
Montaj: İsmail Kalkan, Mevlut Koçak
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman

Oyuncular: Orhan Gencebay, Perihan Savaş, Kadir Savun, Selçuk Özer, Ersun Kazançel, İ. Hakkı Şen, İhsan Baysal, Sami hazinses, Müşerref Çapın, Asuman Arsan, Hasan Taşdelen, Ekrem Dümer, Haydar Karaer, Ajlan Aktuğ, Kenan Karagöz, Tevfik Şen, Cengiz Ekdal, Dertler Benim Olsun Sabahattin'in sevgilisi Ayşe'ye tutkun namuslu, yiğit bir karpuzcunun öyküsünü anlatıyor. Ayşe de onu seviyor üstelik. Ayşe'nin ailesi önceleri varsıl. Ayşe'nin mahallede bilinen sevgilileri de yok değil. Hem yaşam biçimleri hem aile gelenekleri ve alışkanlıkları sınıfsal bir uçurum yaratıp Sabahattin'le Ayşe'yi ayırır. Sonra Ayşe'nin babasının işleri kötü gider, adam artık akşam eve nasıl ekmek getireceğinin derdine düşmüştür. Çıkış noktasını sevgili kızını çok zengin bir arkadaşın sosyetik oğluna sunmakta bulur. Oğlan şımarıktır ama çok isteklidir bu evliliğe.

Anadolu çocuğu Sabahattin kızı istetir. Daha eve girerken sosyetik ailenin köpekleri Sabahattin'in üstüne çullanır, karpuz tezgahı başına geçirilir. Ama nasihat işlemeyen Ayşe'nin gözü Sabahattin'den başka bir şeyi görmez. Ancak duygusal hikayelerin zamanı değildir, anne baba dinlemez kızlarını.İki sevgili karar verir; birlikte kaçacaklardır. Sosyetik ailenin oğlu tutar tam sevdiğine kaçacağı sırada Ayşe'ye tecavüz eder. Sabahattin geciken sevgilisini merak edip eve geldiğinde kanlar içinde bulur onu.

O yiğit, o mert Sabahattin tutup kızı hastaneye götüreceğine, yaralarına pansuman yapacağına, kötü gününde destek olacağına orada olduğu gibi bırakır, suratına bile bakmaz. Döktüğü gözyaşları tecavüze uğramış, hırpalanmış zavallı kıza değil giden bekaretedir, yok olasıca erkeklik gururundandır. Ayşe bekaretini koruyamamış, kirlenmiştir, Sabahattin'in temiz aşkına layık değildir artık.

Derl/er Benim Olsun bekaret konusuna getirdiği pederşahi, daha da kötüsü kadın düşmanı anlayışla itici film olmakla kalmıyor, Orhan Gencebay'ı da bu anlayışın bayraktarlığına soyunduruyor. Kötü örnek oluyor topluma, yanlış, adaletsiz erkek davranışlarını düzenin ana kurallarına, yerleşik geleneklerine sıkI sıkıya eklemleyerek olumluyor. Dertler Benim Olsun töre cinayetlerini düşünmemize neden oluyor ister istemez. Yani nefsi uyanmış pis erkeklerin küçük, kendini savunamayacak aile içi kızlarını en uygun tecavüz kurbanları olaraK seçmelerini, hamile kalma bahtsızlığına uğrayan masumların karınları şiştiğinde bekaretlerinin zedelendiği gerekçesiyle ölüme gönderilmesini ve pederşahi hukukun alçakça işleyişiyle yaşı küçük canilere hafifletici cezalar verilmesini düşünmemize ve lanetlenmemize neden oluyor.

Bu bakış açısıyla Dertler Benim Olsun kolayca yargılayabileceğimiz bir film özelliğini taşıyor. Günahını, vebalini filmin hem öyküsünü hem de yönetmenliğini üstlenen Safa Önal'ın artık gençlik gücünü kaybeden ancak Türk sinemasında çok yük taşımış ve hala taşımakta olan omuzlarına bırakabilir miyiz bilmiyorum. Omuzlarında taşıdığı yetmiş sekiz yaş bayağı bir yaş çünkü.

Film o zamanların bazı bazı kırılan, ama bir yandan da "Aman dur Bekle" diyen zincirleri arasında kalmış kadınları hala ikinci sınıf bir yaratık, bir eksik etek olarak görüyor. O dönemin kısıtlı ekonomik ve sosyal çalkantısı içinde dolanan, aş ve iş derdinde ne bulursa havada kapan, o anı hiç düşünmeden anında tüketen ve bunu dert edinecek vakti de hiç olmamış düşük eğitimli kitlenin göç ve işsizlik içinde yoğrulmuş duygularıyla, ne olursa olsun sıkıntılı finaliyle kırıcı duygular uyandırıyor. (Vadullah Taş)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder