MEMÜ ZİN (1991)
Yönetmen: Ümit Elçi, Senaryo Hamza Özbal,
Ümit Elçi, Görüntü Yönetmeni: Salih Dikisçi; Müzik: Mazlum Çimen
Yapım: Aksiyon Yapımcılık/ Kadir Yılmaz Kurgu: İsmail Kalkan,
Sanat Yönetmeni: Suna Çiftçi, (Kültür Bakanlığı katkılarıyla).
Oyuncular:
Füsun Demirel (Dadı Hayzehun), Halil Ergün (Zeyndin Bey), Yalçın
Dümer (Mem), Meltem Doğanay
(Zin), Levent Güner (Tajdin), Eser Giray
(Siti), Erdal Gülver (Beko)
ÖDÜL:
Kültür
Bakanlığı Sinema Başarı Ödülü (1992)
Konu: Film
günümüzde bir Nevruz şenliği sırasında ellerinde meşaleler bulunan erkeklerin
yamaçtan aşağı inip Demirci Kava’yı canlandıran kişinin etrafına toplandıkları
görkemli bir sahneyle açılıyor. Şenlik sürerken bir dedenin etrafına toplanan
delikanlılar ondan Nevruz kutlamasının anlamını, ardından da "Mem ve
Zin"in masalını dinliyor. Botanlı "bey soyundan iki yiğit", Mem
ve Tajdin, Zeyndin Bey’in güzeller güzeli iki kız kardeşi Zin ve Siti’nin kılık
değiştirip Nevruz şenliğine katılacaklarını haber alınca aynı yöntemi uygulayıp
onları görmeye karar veriyorlar. Oğlan kılığında iki kızla, kadın kılığında iki
delikanlı karşılaşır karşılaşmaz birbirlerine aşık oluyor. Ardından gelişen ve
geleneklerce şekillenen olaylarda Tajdin ve Siti evleniyor ama zalim Beko
yüzünden Mem zindana atılıyor, Zin üzüntüsünden yatağa düşüyor. Bütün aşk
masalları kavuşamayan, kötüler tarafından ayrılan, öldürülen, intihar etmek
zorunda kalan aşıklar üzerinedir.
Not:
Ehmede Xani’nin “Ahmmedi Hani” isimli eserinden.
4 Üç yüz yıl öncesine
dayandığı söylenen "Mem ve Zin" destanının beyazperde uyarlamasının
ana mekanı Hasankeyf. Kayalara oyulmuş bu eşsiz Artuklu kenti, mağaraları ve
Dicle manzarasıyla gayet iyi değerlendirilmiş. Güneydoğu Anadolu bölgesine
aşina olanlar birkaç sahnede Midyat sokaklarını, dantel gibi işlenmis taş
işçiliğini hemen tanıyabilir. Korunmuş tarihi eserler sanat yönetmeninin işini
oldukça kolaylaştırmış olmalı. Ancak dekor ve kostüm bir tarihi destandan
beklendiği kadar değil.
"Mem ve Zin" destanının aslı
nasıldır bilemem ama senaryo ve karakterleri Şekspiryen izler taşıyor.
Shakespeare karakterleri gibi kılık değiştirip dolaşıyorlar. Zin’in sevecen
dadısı Hayzehun Jülyet’in dadısına (Romeo ve Jülyet), Zin’in ağabeyi Zeyndin
Bey’in zalim kahyası Beko Iago’ya (Othello) çok benziyor.
Genel olarak özenle
gerçekleştirilmiş bir yapım "Mem ve Zin". Eğer kostümlü filmlere
itirazınız yoksa sıkılmadan izlersiniz. Ancak çok durağan oluşu sabrımızı
zorluyor. Neredeyse yarı yarıya kısaltmak mümkün. Aşıkların oturarak, yatarak,
sabit bir noktaya bakarak acı çektiği sahneler çok sık yineleniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder