Powered By Blogger

30 Ekim 2022 Pazar

 

AŞKIN KESİŞME NOKTASI (1990)



 

Senaryo ve Yönetmen: Bilge Olgaç, Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin, Öykü: Osman Şahin, Müzik: Ahmet Güvenç, Yapım: Belge Film/ Sabahattin Çetin, (Kültür Bakanlığının katkılarıyla) 

Oyuncular: Berhan Şimşek, Serpil Çakmaklı, Yaman Tarcan, Zühal Üstüntaş, Savaş Yurttaş, Akıllı Köpek Mücver

 “Yaşlı kocası kazada ölen bir köylü kadınıyla, şehir yaşantısının gürültüsünden kaçıp, kurtukuşu yabansı bir ormanda arayan bir erkeğin düşü”

 * Bilge Olgaç, talihsiz bir yönetmen. Kaşık Düşmanı gibi önemli filmleri kimi zaman vizyona bile çıkmıyor, kimse tarafından görülmeden yitip gidiyor. Kimileri ilk kez TV'den kuşa çevrilmiş olarak yansıyor. Kimi filmleri ise hak etmediği eleştiriler alıyor. Antalya Şenliği'nden beri ağır biçimde eleştirilen Aşkın Kesişme Noktası, belki çok "iyi" bir film değil. Ama söylendiği kadar "kötü" de değil. Film, sıkıcı olma noktasına dek getirilmiş yalınlıkta bir öykü anlatıyor. Ama kimi filmleri, örneğin Camdan Kalp'i "gereksiz ayrıntılarla doldurulmuş" diye batıranların, bu "sadeliği" övmeleri gerekmiyor mu? Toros yaylalarında geçen öykü, aslında çeşitli fantezilerin örtüşmesiyle oluşuyor: Kadınların erkek fantezileri, erkeklerin kadın fantezileri. Köylünün kentli, kentlinin köylü fantezileri. Büyük kentte başı yönetimle derde girmiş, "Bir bardak beyaz sıvıda adını yitirmiş" hangi eski "solcu!", dağ başında doğal bir yaşam içinde Hürmet gibi bir köy dilberiyle tanışmak istemez? Ve hangi doyumsuz, çevresine karşı koşullanmış "köy dulu", bir gün, tüfeği, köpeği ve tüm gizemiyle çıkıp gelen adsız bir erkeği beklemez. Ama en doğal çevrede bile mutluluk olanaksızdır. Ve "ancak yalnız bir insanın düşmanı olmaz."

 Yapıt, doğacı, çevreci, "yeşilci" özellikle H.D. Lawrence'dan (Bakire ve Çingeneyi düşünüyorum) esinlenmiş özellikler içeriyor. Alabildiğine yalın ve yer yer belli bir şiire ulaşan bir sinemayla anlatılmış (özellikle Serpil Çakmaklı'nın at üzerindeki erkek tarafından izlendiği o nefis kaydırmayı düşünüyorum). Olgaç, yerinde bir erotizme, sinemamızda ilk kez bir erkek "nü"sü de eklemeyi ve Berhan Şimşek'i sırttan (ve oldukça uzaktan) çekilmiş bir sahnede çıplak göstermeyi başarıyor. (Eee, kadın yönetmen olduğu nereden belli olacak?) Bu ilginç nokta, özellikle Minyeli Abdullah'ı pek beğenen hanımlara duyurulur. Aşkın Kesişme Noktası, tam bir başarıya ulaşmamış olsa da, oldukça tutarlı, temiz bir çalışma... Daha özenli prodüksiyon koşullarıyla, daha iyi bir film olabilirdi. (Atilla Dorsay, “Sinemamızda Çöküş ve Rönesans Yılları” syf, 38)

FİLMİ   İZLE 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder