AŞKIN
KESİŞME NOKTASI (1990)
Senaryo ve Yönetmen: Bilge
Olgaç, Görüntü Yönetmeni: Hüseyin
Özşahin, Öykü: Osman
Şahin, Müzik: Ahmet
Güvenç, Yapım: Belge
Film/ Sabahattin Çetin, (Kültür Bakanlığının
katkılarıyla)
Oyuncular: Berhan Şimşek, Serpil Çakmaklı, Yaman Tarcan, Zühal Üstüntaş,
Savaş Yurttaş, Akıllı Köpek Mücver
“Yaşlı kocası kazada ölen bir köylü kadınıyla, şehir
yaşantısının gürültüsünden kaçıp, kurtukuşu yabansı bir ormanda arayan bir
erkeğin düşü”
*
Bilge Olgaç, talihsiz bir yönetmen. Kaşık Düşmanı gibi önemli filmleri kimi
zaman vizyona bile çıkmıyor, kimse tarafından görülmeden yitip gidiyor.
Kimileri ilk kez TV'den kuşa çevrilmiş olarak yansıyor. Kimi filmleri ise hak
etmediği eleştiriler alıyor. Antalya Şenliği'nden beri ağır biçimde eleştirilen
Aşkın Kesişme Noktası, belki çok "iyi" bir film değil. Ama söylendiği
kadar "kötü" de değil. Film, sıkıcı olma noktasına dek getirilmiş
yalınlıkta bir öykü anlatıyor. Ama kimi filmleri, örneğin Camdan Kalp'i
"gereksiz ayrıntılarla doldurulmuş" diye batıranların, bu
"sadeliği" övmeleri gerekmiyor mu? Toros yaylalarında geçen öykü,
aslında çeşitli fantezilerin örtüşmesiyle oluşuyor: Kadınların erkek
fantezileri, erkeklerin kadın fantezileri. Köylünün kentli, kentlinin köylü
fantezileri. Büyük kentte başı yönetimle derde girmiş, "Bir bardak beyaz
sıvıda adını yitirmiş" hangi eski "solcu!", dağ başında doğal
bir yaşam içinde Hürmet gibi bir köy dilberiyle tanışmak istemez? Ve hangi
doyumsuz, çevresine karşı koşullanmış "köy dulu", bir gün, tüfeği, köpeği
ve tüm gizemiyle çıkıp gelen adsız bir erkeği beklemez. Ama en doğal çevrede
bile mutluluk olanaksızdır. Ve "ancak yalnız bir insanın düşmanı
olmaz."
Yapıt, doğacı, çevreci, "yeşilci" özellikle H.D.
Lawrence'dan (Bakire ve Çingeneyi düşünüyorum) esinlenmiş özellikler içeriyor.
Alabildiğine yalın ve yer yer belli bir şiire ulaşan bir sinemayla anlatılmış
(özellikle Serpil Çakmaklı'nın at üzerindeki erkek tarafından izlendiği o nefis
kaydırmayı düşünüyorum). Olgaç, yerinde bir erotizme, sinemamızda ilk kez bir
erkek "nü"sü de eklemeyi ve Berhan Şimşek'i sırttan (ve oldukça
uzaktan) çekilmiş bir sahnede çıplak göstermeyi başarıyor. (Eee, kadın yönetmen
olduğu nereden belli olacak?) Bu ilginç nokta, özellikle Minyeli Abdullah'ı pek
beğenen hanımlara duyurulur. Aşkın Kesişme Noktası, tam bir başarıya ulaşmamış
olsa da, oldukça tutarlı, temiz bir çalışma... Daha özenli prodüksiyon
koşullarıyla, daha iyi bir film olabilirdi. (Atilla Dorsay, “Sinemamızda Çöküş
ve Rönesans Yılları” syf, 38)
FİLMİ İZLE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder