Powered By Blogger

31 Ekim 2022 Pazartesi

 

      BÜTÜN KAPILAR KAPALIYDI (1990) 



Yönetmen: Memduh Ün Senaryo: Süheyla Acar Kalyoncu (Yazarın Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Yarışması'nda 3.ncü olan öyküsünden) Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz Yapım: Uğur Film/Memduh Ün Kurgu: Memduh Ün, Sanat Yönetmeni: Emir Sarıer Müzik: Önder Focan Eşleme: Nevzat Dişiaçık, Seslendirme Yönetmeni: Ayşin Atav, Yönetmen yardımcıları: Eray Özbal, Süheyla Acar Kalyoncu, Uğur Ün, Gör. Yön. Yrd.: Cem Molvan, Işık Şefi: Süleyman Çekiç, Işık Ekibi: Şevki Gezer, Halil İbrahim Çekiç, Yaşam Ekibi: Mehmet Yeşilyurt, Cemil paskap, Günay Girik, Sert Ekibi: Alaaddin İzgü, Aziz Kıskanç, Ali Zebil, Jenerik: İlhan Demirel, Özkan Sevinç, Ses Kayıt: Ercan Okan, Efekt ve motaj Erkan Aktaş, Laboratuar: Yahya Öztürk, Renk Uzmanı: Adnan şahin, Baskı: Zekeriya Şahin, Negatif Montaj Eyüp Yıldız. Fono Film laboratuarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir

Oyuncular: Aslı Altan, Uğur Polat (Ateş), Nalan Örgüt (Özlem), Sabahat Işık, Dilek Damlacık (Rana), Musa Uzunlar, Metin Belgin (Vural), Ali Uyandıran (Enis), Eray Özbal (Erhan), Tülin Erdost , Musa Uzunlar (SDuat), Nazan Diper (Ayten), M

emduh Ünsal (Muzaffer), Banu Özdemir (Deniz),

Neval Çizgen, Ömer Doruk Kaftancı, Emine Vilma Arapkirli, Nayır Ersun, Nihal Sarıer, Yaşar Kutbay, Tahsin Özay,

Konu: Nil, Güzel Sanatlar Fakültesinde okurken, siyasal düşüncelerinden dolayı 5 yıl 10 ay hapis yatmıştır. Çıktığında her şeyin değişmiş olduğunu görür. İzmir’deki evleri müteahhite verilmiş, kitap ve diğer eşyaları bodrumda bir yerlere atılmıştır. Ona ailesi bile yabancı gelmektedir. gene de okulunu bitirmek üzere İstanbul'da bir arkadaşının evinde kalmaya başlar.

Okul yönetimi tahsili için izin vermez. uzun aramalardan sonra bir grafikerin yanında iş bulur. Sabıkalı olduğu anlaşılınca işinden kovulur. Nil, tutukluluk zamanında işkencelere dayanabilmek için, bilinç altında Deniz adında bir kızı olduğu düşüncesini yaratmış ve buna kendisini inandırmıştır. Tutuklanmadan önce ayrıldığı eşinden gerçekte olmayan kızını ister. Ve talebelik yıllarını anımsamak üzere gittiği Ada gezisinden dönüşte, denize atlayarak intihar eder.

12 Eylül döneminde tutuklanmış, işkence görmüş ve çıkmış, topluma uyum sağlamakta güçlük çeken bir kişi anlatılmaktadır. Ama bu kez kahraman, bir bayandır. Memduh Ün, dayandığı sağlam senaryonun da yardımıyla, genç kadının yaşama tutunabilmek için çırpınışlarını ve sonunda gücünü yitirişini güzel görüntüler ve yalın bir sinema diliyle anlatmaktadır. Aslı Altan'ın başarılı oyunu, filmin daha da güzelleşmesinde büyük bir rol oynadığı bir gerçektir.

Ödül:

3. Ankara Film Şenliği'nde (1990)

► "en iyi 2. film"

► Memduh Ün "en iyi kurgu"

► Aslı Altan'la Uğur Po1at "en iyi umut veren oyuncular.

► Süheyla Acar Kalyonucu "umut veren senaryo yazarı

9. İstanbul Uluslar arası Film Festivali’nde (1990)

►Jüri özel ödülü

27.Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (2 – 8 Ekim 1990)

► Süheyla Acar Kalyoncu "en iyi senaryo

► Memduh Ün jüri özel ödülü

Jüri Üyeleri: Şerafettin Gür, Engin Ardıç, Erdoğan Tokatlı, Erdoğan Kahya, Ekrem Bora, Enver Özer, Avni Özgürel, Alev Olgun, Faik Cesur, Muzaffer Hiçdurmaz, Yrd.Doç.Cem Odman

► Sinema Yazarlarının düzenlediği (1990) “Mevsimin en iyi 10 filmi araştırmasında 10. sırayı aldı.

 Memduh Ün Anlatıyor:

Bütün Kapılar Kapalıydı hem yapımcılık, hem de yönetmenlik yaşantımda bir ilki simgeliyor. İşletmeci boyunduruğundan kurtulup, öz irademle yaptığım ilk film bu. Mali kaynağı videoculardan bulmuştum. Ama onlar bize işletmeciler gibi hiçbir baskı uygulamıyorlardı.

Senaryo Cumhuriyet gazetesinin o yıllarda açtığı senaryo yarışmalarında mansiyon kazanmış bir yapıttı. Ben Cumhuriyet gazetesinin her yıl açmış olduğu Yunus Nadi Senaryo Yarışması jürisinde olduğum için önceki yıllarda katılıp dereceye giren senaryoları istemiş, okumuştum. Bütün Kapılar Kapalıydı'yı ilginç bulmuştum.

Senaryo genç bir siyasi kadının acıklı öyküsünü anlatıyordu. 12 Eylül faşizmi kurbanıydı Nil. Siyasal düşünceleri nedeniyle, altı yıl cezaevinde yatmış, işkencelerden geçmişti. Özgürlüğüne kavuştuğunda yaşamın değiştiğini, hiçbir şeyin eskisi gibi kalmamış olduğunu görüyordu. Cezaevinde kaldığı sürede ruhsal durumu bozulmuş, çöküntüye uğramıştı. Yok edilen bir kuşağın bireyi olarak yeniden var olma savaşına giriyor, ama başaramıyordu. Ertem Göreç ve Halit Refiğ gibi bazı arkadaşlarım, Senin politik düşüncelere aykırı bir hikaye bu, sen bu tarz film yapmazdın, türünden eleştirdiler beni. Ama bunlara katılmıyorum. Ben bir sinemacı. bir sanatçı olarak ülkemde yaşananlardan etkilenebilir, bunları kendi dünya görüşümle yorumlayarak beyaz perdeye taşıyabilirim. Ayrıca Bütün Kapılar Kapalıydı başarılı bir film oldu. Bunu ben söylemiyorum, San Sebastian gibi dünyanın önemli festivallerinden birinde ön jüriden geçip gösterilmesi bile filmin başarısıyla ilgili nesnel bir kanıt bence. Ayrıca yurt içindeki festivallerde de çeşitli ödüller kazandı. Ama Ertem ya da Halit filmi beğenmeyebilir kı tabii. Görüşlerine saygı duyuyorum. 12 Eylül dönemi işkencenin sistematik olarak yapıldığı, özgürlüklerin askıya kaldırıldığı günlerdi Bu gün bununla ilgili sayısız araştırma yapıldı, belgelerle kanıtlandı bu günlerin karanIığı. Ben filmde 12 Eylül çözümlemesi yapmadım, yalnızca o günlerin işkence ortamında yaralanmış, sakatlanmış bir kızın hapisten çıktığında, küresel bir kapitalizme adım adım yürümeye başlayan bir toplumla uzlaşamamasını, tutunamamasını, sonunda canına kıyışını anlattım.

Senaryo Süheyla Acar'ındı. Filmde de asistanımdı benim; ODTÜ mezunu çok akıllı, kültürlü bir kızdı. Süheyla benim isteğim doğrultusunda epey ek de yaptı senaryoya çekim sürecinde. Filmini ticari başarısı vasattı Çekimler ise 27 28 gün sürdü. Bir gün İzmir'de çalıştık. Pasaport ve Konak'ta kısa çekimler yaptım , Başrollerde yer alan Aslı Altan ve Uğur Polat ikilisini o günlerde izlediğim Zülfü Livaneli'nin Sis filminde görüp beğenmiştim İşkenceye uğrayıp ruhsal dengesi bozulan kızı Altan'ın yüzünde görmüştüm. Bunu iyi canlandıracağına inanmıştım. Başarıyla canlandırdı da. Altan yüzünde bir mask taşıyordu ve bu bana çok doğru gelmişti.

Altan'la da, Uğur Polat'la da kolay çalıştım ikisi de Ankara Film Festivali'nde ümit veren oyuncu ödüllerini aldılar. Altan'ın resim çizerkenki planlarını hiç yadırgamadım. Özgün resimleri çevre düzencim ressam Emir Sarıdağ'ın eşi Nihal yapmıştı. Ama Altan da daha önce kara kalem çalışmıştı.


Filmi yeniden izlediğimde diğer oyuncuları da beğendim, Sabahat Işık, Nalan Örgüt, Metin Belgin, Dilek Pakalın, Tülin Erdost hepsi iyiydiler. Ama filmin başarısında en büyük pay Orhan Oğuz'undu. Filmde üslubu konu getiriyor bana. Özellikle belli bir uslup kullanacağım diye yola çıkmıyorum. Ama kameramanım Orhan Oğuz'la renkler üzerine konuşmuştuk çekim öncesi. Çok cartlak renkler olmasın istemiştim. Orhan'da bunu başarıyla uyguladı. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor, Vadullah Taş”



FİLMİ İZLE 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder