BÜTÜN KAPILAR KAPALIYDI (1990)
Yönetmen: Memduh Ün Senaryo: Süheyla Acar Kalyoncu (Yazarın Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Yarışması'nda 3.ncü olan öyküsünden) Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz Yapım: Uğur Film/Memduh Ün Kurgu: Memduh Ün, Sanat Yönetmeni: Emir Sarıer Müzik: Önder Focan Eşleme: Nevzat Dişiaçık, Seslendirme Yönetmeni: Ayşin Atav, Yönetmen yardımcıları: Eray Özbal, Süheyla Acar Kalyoncu, Uğur Ün, Gör. Yön. Yrd.: Cem Molvan, Işık Şefi: Süleyman Çekiç, Işık Ekibi: Şevki Gezer, Halil İbrahim Çekiç, Yaşam Ekibi: Mehmet Yeşilyurt, Cemil paskap, Günay Girik, Sert Ekibi: Alaaddin İzgü, Aziz Kıskanç, Ali Zebil, Jenerik: İlhan Demirel, Özkan Sevinç, Ses Kayıt: Ercan Okan, Efekt ve motaj Erkan Aktaş, Laboratuar: Yahya Öztürk, Renk Uzmanı: Adnan şahin, Baskı: Zekeriya Şahin, Negatif Montaj Eyüp Yıldız. Fono Film laboratuarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir
Oyuncular: Aslı Altan, Uğur Polat (Ateş), Nalan Örgüt (Özlem), Sabahat Işık, Dilek Damlacık (Rana), Musa Uzunlar, Metin Belgin (Vural), Ali Uyandıran (Enis), Eray Özbal (Erhan), Tülin Erdost , Musa Uzunlar (SDuat), Nazan Diper (Ayten), M
emduh Ünsal (Muzaffer),
Banu Özdemir (Deniz),
Neval
Çizgen, Ömer Doruk Kaftancı, Emine Vilma Arapkirli, Nayır Ersun, Nihal Sarıer,
Yaşar Kutbay, Tahsin Özay,
Konu: Nil, Güzel Sanatlar Fakültesinde
okurken, siyasal düşüncelerinden dolayı 5 yıl 10 ay hapis yatmıştır. Çıktığında
her şeyin değişmiş olduğunu görür. İzmir’deki evleri müteahhite verilmiş, kitap
ve diğer eşyaları bodrumda bir yerlere atılmıştır. Ona ailesi bile yabancı
gelmektedir. gene de okulunu bitirmek üzere İstanbul'da bir arkadaşının evinde
kalmaya başlar.
Okul yönetimi tahsili için izin vermez.
uzun aramalardan sonra bir grafikerin yanında iş bulur. Sabıkalı olduğu
anlaşılınca işinden kovulur. Nil, tutukluluk zamanında işkencelere dayanabilmek
için, bilinç altında Deniz adında bir kızı olduğu düşüncesini yaratmış ve buna
kendisini inandırmıştır. Tutuklanmadan önce ayrıldığı eşinden gerçekte olmayan
kızını ister. Ve talebelik yıllarını anımsamak üzere gittiği Ada gezisinden
dönüşte, denize atlayarak intihar eder.
12 Eylül döneminde tutuklanmış, işkence
görmüş ve çıkmış, topluma uyum sağlamakta güçlük çeken bir kişi
anlatılmaktadır. Ama bu kez kahraman, bir bayandır. Memduh Ün, dayandığı sağlam
senaryonun da yardımıyla, genç kadının yaşama tutunabilmek için çırpınışlarını
ve sonunda gücünü yitirişini güzel görüntüler ve yalın bir sinema diliyle
anlatmaktadır. Aslı Altan'ın başarılı oyunu, filmin daha da güzelleşmesinde
büyük bir rol oynadığı bir gerçektir.
Ödül:
3. Ankara Film
Şenliği'nde (1990)
►
"en iyi 2. film"
►
Memduh Ün "en iyi kurgu"
► Aslı
Altan'la Uğur Po1at "en iyi umut veren oyuncular.
►
Süheyla Acar Kalyonucu "umut veren senaryo yazarı
9.
İstanbul Uluslar arası Film Festivali’nde (1990)
►Jüri
özel ödülü
27.Antalya
Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (2 – 8 Ekim 1990)
►
Süheyla Acar Kalyoncu "en iyi senaryo
►
Memduh Ün jüri özel ödülü
Jüri
Üyeleri: Şerafettin Gür, Engin Ardıç, Erdoğan Tokatlı, Erdoğan Kahya, Ekrem
Bora, Enver Özer, Avni Özgürel, Alev Olgun, Faik Cesur, Muzaffer Hiçdurmaz,
Yrd.Doç.Cem Odman
►
Sinema Yazarlarının düzenlediği (1990) “Mevsimin en iyi 10 filmi araştırmasında
10. sırayı aldı.
Memduh Ün Anlatıyor:
Bütün
Kapılar Kapalıydı hem yapımcılık, hem de yönetmenlik yaşantımda bir ilki
simgeliyor. İşletmeci boyunduruğundan kurtulup, öz irademle yaptığım ilk film
bu. Mali kaynağı videoculardan bulmuştum. Ama onlar bize işletmeciler gibi
hiçbir baskı uygulamıyorlardı.
Senaryo Cumhuriyet gazetesinin
o yıllarda açtığı senaryo yarışmalarında mansiyon kazanmış bir yapıttı. Ben
Cumhuriyet gazetesinin her yıl açmış olduğu Yunus Nadi Senaryo Yarışması
jürisinde olduğum için önceki yıllarda katılıp dereceye giren senaryoları
istemiş, okumuştum. Bütün Kapılar Kapalıydı'yı ilginç bulmuştum.
Senaryo genç bir siyasi kadının acıklı
öyküsünü anlatıyordu. 12 Eylül faşizmi kurbanıydı Nil. Siyasal düşünceleri
nedeniyle, altı yıl cezaevinde yatmış, işkencelerden geçmişti. Özgürlüğüne
kavuştuğunda yaşamın değiştiğini, hiçbir şeyin eskisi gibi kalmamış olduğunu
görüyordu. Cezaevinde kaldığı sürede ruhsal durumu bozulmuş, çöküntüye
uğramıştı. Yok edilen bir kuşağın bireyi olarak yeniden var olma savaşına
giriyor, ama başaramıyordu. Ertem Göreç ve Halit Refiğ gibi bazı arkadaşlarım,
Senin politik düşüncelere aykırı bir hikaye bu, sen bu tarz film yapmazdın,
türünden eleştirdiler beni. Ama bunlara katılmıyorum. Ben bir sinemacı. bir
sanatçı olarak ülkemde yaşananlardan etkilenebilir, bunları kendi dünya
görüşümle yorumlayarak beyaz perdeye taşıyabilirim. Ayrıca Bütün Kapılar
Kapalıydı başarılı bir film oldu. Bunu ben söylemiyorum, San Sebastian gibi
dünyanın önemli festivallerinden birinde ön jüriden geçip gösterilmesi bile
filmin başarısıyla ilgili nesnel bir kanıt bence. Ayrıca yurt içindeki
festivallerde de çeşitli ödüller kazandı. Ama Ertem ya da Halit filmi
beğenmeyebilir kı tabii. Görüşlerine saygı duyuyorum. 12 Eylül dönemi
işkencenin sistematik olarak yapıldığı, özgürlüklerin askıya kaldırıldığı
günlerdi Bu gün bununla ilgili sayısız araştırma yapıldı, belgelerle kanıtlandı
bu günlerin karanIığı. Ben filmde 12 Eylül çözümlemesi yapmadım, yalnızca o
günlerin işkence ortamında yaralanmış, sakatlanmış bir kızın hapisten
çıktığında, küresel bir kapitalizme adım adım yürümeye başlayan bir toplumla
uzlaşamamasını, tutunamamasını, sonunda canına kıyışını anlattım.
Senaryo Süheyla Acar'ındı. Filmde de
asistanımdı benim; ODTÜ mezunu çok akıllı, kültürlü bir kızdı. Süheyla benim
isteğim doğrultusunda epey ek de yaptı senaryoya çekim sürecinde. Filmini
ticari başarısı vasattı Çekimler ise 27 28 gün sürdü. Bir gün İzmir'de
çalıştık. Pasaport ve Konak'ta kısa çekimler yaptım , Başrollerde yer alan Aslı
Altan ve Uğur Polat ikilisini o günlerde izlediğim Zülfü Livaneli'nin Sis
filminde görüp beğenmiştim İşkenceye uğrayıp ruhsal dengesi bozulan kızı
Altan'ın yüzünde görmüştüm. Bunu iyi canlandıracağına inanmıştım. Başarıyla
canlandırdı da. Altan yüzünde bir mask taşıyordu ve bu bana çok doğru gelmişti.
Altan'la da, Uğur Polat'la da
kolay çalıştım ikisi de Ankara Film Festivali'nde ümit veren oyuncu ödüllerini
aldılar. Altan'ın resim çizerkenki planlarını hiç yadırgamadım. Özgün resimleri
çevre düzencim ressam Emir Sarıdağ'ın eşi Nihal yapmıştı. Ama Altan da daha
önce kara kalem çalışmıştı.
Filmi
yeniden izlediğimde diğer oyuncuları da beğendim, Sabahat Işık, Nalan Örgüt,
Metin Belgin, Dilek Pakalın, Tülin Erdost hepsi iyiydiler. Ama filmin
başarısında en büyük pay Orhan Oğuz'undu. Filmde üslubu konu getiriyor bana.
Özellikle belli bir uslup kullanacağım diye yola çıkmıyorum. Ama kameramanım
Orhan Oğuz'la renkler üzerine konuşmuştuk çekim öncesi. Çok cartlak renkler
olmasın istemiştim. Orhan'da bunu başarıyla uyguladı. “Memduh Ün Filmlerini
Anlatıyor, Vadullah Taş”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder