RAZİYE (1990)
Senaryo ve Yönetmen: Yusuf Kurçenli; “Melih Cevdet
Anday’ın aynı isimli romanından uyarlama” Görüntü Yönetmeni: Erdal
Kahraman Müzik: Arif Erkin Yapım: Mine Film/Kadri Yurdatap Yönetmen
Yardımcıları: Gürsel Ateş, Türkân Derya, Sanat Yönetmeni: Deniz
Akşekerci, (Fono Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Kâmran
Usluer, Yasemin Öymen, Oğuz Tunç, Fuat Onan, Burçay Anger, Burak Davutoğlu,
Gürsel Ateş, Güzin Özipek, Ali Fuat Onan
Konu: "Sevdalanmaya gidiyormuşum
meğer sözleri ile başlayan kahramanımızın adı konmamış romanda, olaylar
kahramanın ağzından anlatılır. Gençlik olaylarına karışmıştır, aranmaktadır, bu
yönden dayısının (gerçekte dayısı değil, anneannesinin ilk kocasının ilk
karısından olan oğlu) yanına köye gelir bir serüven adamı olan 'çeşitli işler
yapmış dayısı şimdi bulunduğu köyü kalkındırmak uğraşındadır. Dayısının evlat
edindiği bir de kızı (Vedia) vardır. Dayı öksüz ve yetim kızı yanına almış ve
onu modern bir şekilde (Fransızca, roma tarihi, klasik 'özellikle Mozart',
görgü kuralları) yetiştirmeye çaIışmaktadır. Oysa Vedia tepkisiz, olumluolumsuz
ilgisiz, kendi duyguları ile anlık, doğa içinde doğal yaşamaktadır. Vediaya
aşık olur; geçmişi unutan, geleceği düşünmeyen Vedia. aşkı da anlık yaşar.
Köyde kül yiyerek yaşayan, Ermiş Yusuf vardır, 'uçacağını' söylemektedir, köylü
inanır. inanmayan Dayı Yusuf'u uçmaya zorlar, bu arada köye (ve ormana)
yaklaştıklarını duyduğu çingeneleri kovalamak uğraşındadır" köylüleri
domuz avlamaya (hatta yemeye alıştırmaya) ikna etmeye çalışır. Bir gece evine
gelen birileri dayıdan para isterler, Vedia gelenlerden 'bizimkiler' diye söz
eder. Bunun üzerine Dayı Vediayı daha önce geri geldiği okula göndermek ister.
O gece köyde bir takım olaylar olur, Yusuf'un uçtuğu söylenir, ama uçarken
gören yoktur, çelişik sözler Yusuf'un uçtuğunu kanıtlanamaz duruma getirir.
Yusuf uçarsa dayı köyü terk edecektir. aksi halde köyü kendi bildiğince
kalkındıracaktır. Olayların bu gelişmeleri sırasında kahramanımız Vedia ile
aşkını yaşamaktadır; başka şeyler, aşkın arasında pek anlam vermediği
olaylardır. Olayların gelişmesi sırasında dayı Vedia’yı ve yeğenini eve yollarsa
da onlar ormana gidip sevişirler. Köyün ileri gelenleri konuyu dayı ile
görüşürken, yeğeni köyün keçilerini otlatan nineden Vedia hakkında duydukları
ile sorunlarla karşılaşır. Vedia dayısının gerçek kızı mıydı? Dayısının
olmadığı bir gece Vedia aslında adının Raziye olduğunu söyler, dayısının küçük
iken kendini çingenelerden aldığını çingene olduğunu ifade eder. Dayının
kasabada olduğu bir gece domuzlar için hazırlanan sera kimliği belirsiz
kişi!erce yakılır, yeğen ile Raziye o gece içki içmiş ve sevişmişlerdir. Dayı
serayı yeniden yaptıracağını ve domuz işini sonuçlandıracağını açıklar. Köyün
ileri gelenleri dayıyı ziyaret ederler, dayı serayı onların yaktırdığına emin,
hepsini yukarıdan bakışlarla ağırlar, Vedia o gün çok çalışmış, çamaşır
yıkamış, yemekler pişirmiş yorulmuştur şimdide denizdedir ... dayısına yardım
eden köylü Hacı gelerek Vedia hanımın çingenelerle gittiğini söyler... asıl
perişan olan 'sevdalanmaya gelen' yeğen değil Dayı olur... “Oktay Ünsel,
“Kelimelerden Görüntüye”, syf, 252”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder