Powered By Blogger

23 Aralık 2022 Cuma

 

KORKUYORUM ANNE/ İnsan Nedir Ki   (2006) 

Yönetmen:  Reha Erdem, Senaryo:  Nllüfer Güngörmüş, Reha Erdem,  Görüntü Yönetmeni Florent Herry, Yapım: Atlantik Film/Ömer Atay, Françoise Piraud , Sylvie Martin  (Ortak Yapımcı)   Sanat Yönetmeni: Mehtap Ün Kanıbelli, Yönetmen Asistanları: Gamze Peker, Asu Somer, Fatih Kızılkök, Gökhan Atılmış (1. kamera Ast), Özgür Eken (2. Kamera Ast.), Yalçın Avcı (3. kamera Ast.), Loıck  Harry (Video Ast.), Hasan Ormanlar (Dolly ve Cane Operatörü), Dolly , Devamlılık: Mehtap Tünay, Ses: Regis Leroux, Cedric Lionnet, Montaj: Nathallie le Guay, Reha Erdem, Işık Şefi: Şenol Toz, Işık Şef Yrd: Yusuf Demir, Işık Asistanları: Cem Vurkır, Hüseyin Yalçın, Şeref Adnan Atar, Sezgin Kaba, Boom Opretaörü: Arthur Le Roux, Set Amiri: Hazma Şahin, Set Asistanı: Mustafa Şahin, Hayvan Eğitmenleri: Metin İnanoğlu, Murat Mestut, Photoshop: Elif Özsaruhan, Set Fotoğrafçıları: Arzu yayıntaş, Volkan Dede, Set Video: Bülent Cebenoyan, Dış İlişkiler: Gülin Öztin, Elif Özsaruhan, Muhasebe: Sema Konak, Serap Genç, Ofis: Aslıhan Algül, Senaryo Çeviri: Ceyda Torun (İng), Haldun Bayrı (Fr), Afiş: Mehmet Ali Türkmen, Ortak Yapımcılar: Francoise Piraud, Sylvie Martin Istrapontini, Yapım Sorumlusu: Evrim Saraçoğlu, Yapım Asistanları: Arda Topaloğlu, Özgür Özcan, Murat Aksu, Mustafa Yiğit, Kasting Danışmanı: Tilbe Saraç, Kasting: Özlem Sarar, Kasting Ast: Zeynep Saraçoğlu, Kostüm: Ayşe Saraççıoğlu, Kostüm Ast: Şaduman Kızıldere, Makyaj: Cüneyt Ballı, Makyaj Ast: Gülcan Bayar, Kuaför: Yıldırım Öztürk, Erkan Yılmaz, Gökmen Altınay, Efektör: Mertkal Kanıbelli, Sanat Gurubu: Uykura Bayburt, Gülden Şahin, Sertan Özcan, Faik Topuz, II. EKİP:  2. Kamera Asistanı: Tarık Han, Boom Operatörü: Murat Şenürkmez, Tek Işık Telesine: Esra Çora, Negatif Montaj: Jocelyne Rıes, Telesine: Roger Vervonen, 35mm BlowUp: Jean Piere De Block, Ses Montaj: Nathalie Zvins, Diyalog Montajı ve Cane Ast: Uğur Doğan, Gökay Koçalan Nicolas Lefebre Ses Efektleri: Patrick Egreteau, Miksaj Yard: Pascal Bellebouche, Jenerik: Emre Aypar, Bülent Ergün, Dublaj Teknisyeni ve Avid Eşleşme: Cem Gönenç, Laboratuar: Meuter Titra (Brüksel), Sinefekt Film Post Production Co A.ş. (İstanbul), Ses Stüdyoları: Oz Creations Sonores (Paris), SIS (Paris), Sinefekt Film Post Production Co A.ş. (İstanbul), Tek Işık Telesine: Sinemaj, Kamera Malzemesi: MTN Kamera Kiralama, Işık Malzemesi: Galaksi Film ve Işık cihazları, Dolly ve Crane Malzemesi: TEM Stüdyoları,  

Müzikler:  “Ta Ala Gullak” Yorum: Basher Abdel Aal, Albüm: Belly Dance From Egyptgamil Gamal (1998)  “Hayati Taksim “Rast” Yorum: Abboud Abdel Aal, Albüm: Salasel Dahab (1989)  “Khay Khay” Yorum: Abboud Abdel Aal, Albüm: Salasel Dahab (1989)  “Rısalamın Tahtılma Takasım”Zan Zaran” Yorum: Abboud Abdel Aal, Albüm: Saşlasel Dahab (1989)  “Lıssa Faker Takasım””Irak” Yorum: Abboud Abdel Aal, Albüm: Salasel Dahab (1989)  “Srıt El Hob Al Atlal” Yorum: Abboud Abdel Aal, Albüm: Salasel Dahab (1989)  “Batwans Beek” Yorum: Warda, Albüm: Arabian Masters (1992),  “Samahtak Ketter” Yorum: Asalah, Albüm: Arabian Masters (1992),  “Alachan Mallıch Gheırak” Yorum: Farid El Atrachi, Albüm: Cafe Arabia 2 (2000)  “Magadır” Yorıum Warda, Albüm: Cafe Arabia 2 (2002)  

Oyuncular: Ali Düşenkealkar (Ali), Işıl Yücesoy (Neriman), Köksal Engür (Rasih), Şenay Gürler (İpek) Arzu Bazman (Ümit), Turgay Aydın (Keten), Aydoğan Oflu (Aytekin), Bülent Emin Yarar (Kasap), Ozan Uygun (Çetin), Esra Bezen Bilgin (Selvi), Melih Düzenli (Rıza), Nalan Örgüt (Zambak), Ahmet Dizdaroğlu (Kuyumcu), Serkan Keskin (1. Kapıcı), Asil Büyüközçelik (2. Kapıcı), Gülüz Gençoğlu (Manikürcü), Nurgül Uluç (Camdaki Temizlikçi), Halil Balkanl ar (Sünnetçi), Sencer Sağdıç (1. Doktor), Başay Okay (1. Hemşire), Erol M. Akakçe (Hademe), Taner Birsel (Hastanedeki Polis), Fatih Dönmez (Hasta), Mahmut Gökgöz (2. Doktor), Hakan Milli (3. Doktor), Nilüfer Şentürk (2. Hemşire), Hakan Altuner (Komiser), Ezgim Kılınç (Provada Ağlayan Kadın), Ülkü Ülker (Provadaki kadın), Ali Çekirdekçi (1.Polis), Murat Akdağ (2. Polis), Edip Tümerkan (Belediye Görevlisi), Serdar Kamalıoğlu (Asakeri Doktor), Sermiyan Midyat (Komutan), Camilla (Çakır), Dublörler: Reyhan Gülses, Oğuz Tanju, Murat Aksu, Dublör Güvenliği: Cenk Salman, Sinan Güngören, Jimnastikçiler: Reyhan Gülses, Damla Kırşalı, Ebru Karaduman, Küçük Jimnastikçiler: Deniz Eriş, Deniz Işık, Ebru Yıldız, Evcinur Bayraktar, Gamze Al, Kiraz Erdem, Lal Atay, Merve Bakışoğlu, ĞPınar Dağkılıç, Zeynep Soykan, Derin Düşenkalkar (Ali Çocukluk), Dublaj Sanatçıları: Aktan Doğrar, Ayşe Kurtel, Cemal Çaldemir, Mehmet Alişgüden, Mektem Özlevent, Müfit Coşkun, Nilüfer Bıyıklı, Oya Semerci, Pamuk Aldırmaz, Rüçhan Çalışkur, Salahsun Hekimoğlu, Tunç Özdil, Umut Aral, Ülkü Ülker, Vildan Türkbaş, Vural Buldu  

Konu: Filmin baş karakteri Ali, babası Rasih Bey tarafından annesiz büyütülmüş, kimliğini oturtma sorunları yaşayan bir çocuk adamdır. Taksi şoförlüğü yaparak geçimini temin etmeye çalışmaktadır. Babası Rasih Beye göre, aslında bu işle oyalanmaktadır. Bir gün taksisiyle çeker. Arabayı kenara çekerek ağaca tırmanmaya çalışan Ali, ağaçtan düşer ve kendinden geçer. Ali'yi balona yönelten, çocukken annesinin kucağında elinde kırmızı bir balon olan fotoğraftır. Ali geçirdiği kazanın etkisiyle hafızasını kaybetmiştir. Fakat herkes yapılan kuyumcu soygununa Ali'nin de karıştığını ve yaralandığını düşünmektedir. Ali hakkında adli soruşturma bile başlatılmıştır.  Ali, komşuları İpek ve Neriman hanımı hatırlamasına karşın babası Rasih Beyi tanımamaktadır. Bu durum eski bir doktor olan Rasih Beyi çileden çıkarmaktadır. Apartman, kendi küçük dünyalarında yaşam mücadelesi veren çeşitli insanların yaşamına tanıklık ettirir bizi. Ali, İpek'i hatırlamaktadır. İpek, sevdiği adam tarafından terk edilmiştir. Hamile olan İpek, sevgilisinin bütün karşı çıkmalarına karşın çocuğu doğurmaya karar vermiştir. Sevgilisi İpek'ten hediye ettiği yüzüğü sürekli telefon ederek ve açılmayan telefona mesajlar bırakarak geri istemektedir. Diğer önemli figürler ise terzilik yapan Neriman Hanım ile oğlu eten'dir. Annesinin kişiliğini ezdiği Keten, İpek' e aşıktır ve duygularını gizlemektedir. Diğer yandan İpek'in yanında ona ekonomik katkıda bulunacağını düşündüğü Ümit yaşamaya başlamıştır. Anne ve babası Almanya'da yaşayan Ümit, spor akademisinde okumaktadır. Ali ise Ümit'ten hoşlanmaya başlamıştır. Apartmanın vazgeçilmez diğer figürleri ise apartman görevlisi ile temizliğe giden karısı ve küçük oğullarıdır. Küçük çocuğun en büyük korkusu sünnet olmaktır.  · Reha Erdem, üçüncü uzun metrajlı filminde somut bir öykünün yörüngesinden uzaklaşarak, hepimizin yaşamında yer eden çeşitli korkuları sorgulayarak, yeni dil arayışlarına yelken açıyor. Erdem, ülkemizde daha çok reklam filmi yönetmeni olarak tanınıyor. Buna karşın  ilk filmi "A Ay (1989) ve ikinci filmi "Kaç Para Kaç" (1999) düzeyli filmlerdi ve gösterime girdikleri yıllarda olumlu eleştirileralmışlardı. "Korkuyorum Anne", Reha Erdem'in öykü anlatma yollarını da sorguladığı bir film. Alışa geldik öyküleme biçimleri filme egemen değil. 2004 yılında yapılmasına karşın geçen sürede pek çok festivale katılan ve vizyona yakın zaman önce giren filmde, bir öykünün sonuçlarını bulmamızı beklemekten çok, yaşamın içinde yer alan ve bize dair olanı da okumamızı istiyor sanki yönetmen.  Korkuyorum Anne, izleyici açısından konsantre olma çabası gerektiren bir film. Diğer yandan alışagelmedik öykü anlatma tekniği ve ortalama seyircinin hoşuna giden mizahıyla da seyirciye çok uzak düşmüyor. Yönetmen Erdem, filmindeki mizaha ilişkin şunları söylüyor: "Bu filmi yaparken, 'mesele'nin ağırlığından ürktüğümüz için mizahın baş öge olması gerektiğini hiç unutmadık. Bu nedenle bu film benim en zor filmim oldu, oluşturma anlamında. Çünkü mizah çok zor (mizah derken şu etrafımızı iyice saran şaklanbanlıklardan söz etmiyorum kuşkusuz), ağlatmak ne kadar kolaysa gülümsetmek o kadar zor" (Yücel, Altyazı, 2006:42). Genel olarak durağan bir ritimde ilerleyen filmin, iç okumalara açık yapısıyla bağlantı kurulamadığında filmden kopma riski de oluşabilir.  

ÖDÜLLER:

  İstanbul Uluslararası Film Festivali

  ►FİPRESCİ ( Uluslararası Film Eleştirmenleri Derneği) 

Ankara Uluslararası Film Festivali

►En iyi yönetmen  Reha Erdem

►Onat Kutlar en iyi senaryo  Nilüfer Güngörmüş / Reha Erdem 

►En iyi erkek oyuncu  Ali Düşenkalkar

►En iyi yardımcı kadın oyuncu  Işıl Yücesoy

►En iyi yardımcı erkek oyuncu  Köksal Engür 

►Umut veren oyuncu  Ozan Uygun

Türk Alman Film estival, Nürnberg

►En iyi erkek oyuncu  Ali Düşenkalkar  Altın Koza Film Festivali

►Jüri Özel Ödülü

►En iyi senaryo  Nilüfer Güngörmüş / Reha Erdem 

►En iyi yardımcı kadın oyuncu  Işıl Yücesoy  Antalya Altın Portakal Film Festivali

► Behlül Dal Özel Ödülü (En iyi üçüncü Film)   

►En iyi senaryo  Nilüfer Güngörmüş & Reha Erdem 

►En iyi sanat yönetmeni  Mehtap Ün Kanıbelli 

►En iyi kostüm tasarımı  Ayşe Pirinççioğlu

 ►En iyi kurgu  Nathalie Le Guay  

 & Reha Erdem, filmiyle bize yaşamın değişik yüzlerini göstermeyi deniyor. Erkek dünyası içinde sevgi eksikliğiyle, diğer yandan maço kültürünün hem içinde hem dışında yaşamış olan Ali'yle, erkek gibi kadın terzi Neriman'ın oğlu Keten, bu dünyanın kahırlarını daha çok yaşamak zorunda kalan kadınları da yansıtırlar sanki. Filmde değişik kişiler aracılığıyla ve girişte dış ses aracılığıyla, kadın ve erkekler kategorize edilirler. Aslında onlar diğer yandan yaşamı yansıtırlar. Yönetmen onlar ve öyküleri aracılığıyla bizden yaşamı ve onun çeşitli çelişkiler barındıran değişik yüzlerini, farklı korkularımızı, tutunma çabalarımızı okumamızı istiyor. Bu okumalarda dostluk, sevgi, sadakat da sorgulanır. Ama bu sorgulamalar ya da yüzleşmeler klasik bir öykü anlatma yoluyla değil, tıpkı yaşamın kendisi gibi sarsıntılar ve anlık olgularla yansıtılır. Aslında izlediklerimiz bir kısır döngüdür. Bir bakıma yaşam da öyledir. Biz onun içine anlamlar katmaya, ciddiyetler atfetmeye çalışırız. Plüton gezegeninin güneşin çevresinde dönüş zamanına göre aslında ortalama insan ömrü altı aylık bir süredir yerküremizde (Altan, Milliyet, 2006:4). Fakat biz içindeolduğumuz gezegende, varoluş sorunsallarından çok yaşamın hayhuyuyla geçiririz ömrümüzü. Reha Erdem'in filmin de, Ali ve komşularının yaşadığı apartman da sanki gezegenimizi temsil eder. Farklı dairelerde farklı dünyalar, sorunlar vardır. Ama genelde sevgisizlik, bencillik ve hoyratlık egemendir. Hoyratlık Rasihi Beyin oğlunun kendisini tanımamasına olan kızgınlıkta, terzi Neriman'ın sevgisiz dünyasında bencilliğiyle köpeğini kasabın etkisiyle uzaklara bırakmasında kendini gösterir. Neriman Hanım için oğlu da yakınında, ama aslında uzatra olan köpeği gibidir. Oğluna olan sevgisi dolaysız, yalın ve içten değildir.  Keten, İpek'i mutlu etmek için onun kuyumcuya bozdurduğu yüzüğünü annesinden çaldığı parayla geri alır. Her şey tam anlamıyla trajikomiktir. Ali, kendisinin olmayan bir yüzüğe, Keten annesi Neriman Hanım anlamasın diye ona verince sahiplenir. Keten, yüzüğün Ali'ye annesinden kaldığını söylemiştir. Annesini fotoğraflarından yaşayan bu çocuk adam, ona olan özlemini, inanmadığı halde kendisine ait olmayan bir yüzükle özdeşleştirir. Yüzük, İpek için ise peşinden gittiği ama hayal kırıklığına uğradığı düşlerinin simgesidir. Keten için ise İpek' e olan umutsuz aşkının ifadesi ve belki de ona uzanan yolun başlangıcıdır. Neriman Hanım için ise öfkedir. Oğlunu hırsızlıkla itham etmekle yetinmeyip, onu en kırılgan yerinden vurur. Bir piknik sırasında öğrendiği bu olayı hazmedememiş ve herkesin önünde Keten'in gecele ri altına işediğini açıklamıştır. Burjuva dünyasının eteklerine takılmış yaşamlar acımasızdır. Orada hayata tutunma çabası vardır. İnsani olan şeyler bile çıkarlara karşılık gelmedikçe değer ifade etmez. Neriman Hanım onaylamadığı bir durumla karşılaştığında oğluna bile inanılmaz acımasız olabilmekte ve onu derinden yaralayabilmektedir. Bu yaralanma Keten için, aynı zamanda Ali için de bir başlangıç olur. Keten, kırılmış gururuyla denizin yamacındaki dik ve yüksek kayalığa tırmanır. Herkes paniğe kapılmıştır. Arkasından Ali de çıkar kayalıklara. İki yaralı, eril olamamış genç adam omuz omuza, fallus'u simgeleyen bu dik kayalığın üzerinde ufka bakarlar. Ekran kararır ve yeniden kendi dünyamıza döneriz. Ama geri döndüğümüz gerçek dünyada ya da sinemaya girmeden önceyle sonrasında her şey aynı devam etmemektedir. Reha Erdem bizi sarsar ve düşünmeye, yaşamı ve yaşamlarımızı, korkularımızı sınamaya sev keder. (Bülent Vardar) “Sinematürk Aylık Sinema Dergisi, 2006, sayı 2 ”  


FİLMİ İZLE 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder