UTAN (1990)
Yönetmen: Ümit Efekan Senaryo: Safa Önal, Haşmet Zeybek Görüntü Yönetmeni: Hakan Gürtop Müzik: Cahit Berkay, Kurgu: Sedat Karadeniz, Yapım: Burak Film/İbrahim Mertoğlu Kamera Asistanı: Erol Civan, Negatif Kurgu: Ömer Aksu, Fatma Yılmaz, Laboratuar: Şems Tokgöz, Aslan Tektaş, Mustafa Yıldız, Renk Uzmanı: A. Tümay Rızai, Işık Şefi: Ergun Şimşek, Senkron: Metin Çeşmebaşı, Sesleri Alan: Atilla Dankı, Prodüksiyon Amiri: Hüseyin Zan (Sineray Film Stüdyosu’nda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Orhan Gencebay,
Oya Aydoğan, Tuğçe Mertoğlu Fatma Belgen, Erdinç Akbaş, Görkem Başak, Efgan
Efekan, Ekrem Dümer, İhsan Baysal, Gülten Ceylan,
Konu:
Terk edilen Nermin çocuklarını babaları Orhan'a karşı doldurur sürekli. Kadının kocasına karşı beslediği kin arada kalan çocukları etkiler haliyle. Ayrıca Nermin araya yığınla yalan da katar. Terk edilmiş olmanın yanında psikolojik açıdan da çok sağlıksız bir kadındır aynı zamanda. Orhan geçmişiyle şimdiki hayatı arasında kalmıştır. Ne yeni karısı Selma'dan ne de çocukları Ahmet ve Ayşe'den vazgeçebilir. Her zamanki gibi çalışkan, dürüst, güvenilir iyi kalpli, sevgi dolu, şiddet karşıtı ve yeni karısı sayesinde zengin olmuş sahici bir kentsoylu yaşantısı sürer yüzme havuzlu villasında.
Çocuklarıyla
görüşemediği için kahrolan Orhan üzerine pek gitmez Nermin'in. Yasal yollarla
çocuklarının vesayetini kendi üzerine alabilecekken, eski karısını bu
hareketiyle iyice hırpalamaktan korktuğu için böyle bir tasarruftan kaçınır.
"Hasta bir kadınla uğraşamam, tek varlığı çocukları, onları da alırsam
elinden Nermin ölür" der avukatına.
Bir gün iyice cesaretini
toplayan Orhan, Nermin'i ikna edip çocuklarıyla görüşmeyi ümit eder ve yeni
Mercedes'iyle eski muhiti gecekondu mahallesinin yolunu tutar. Ama hasta kadın
eski eşini görünce iyice çığırından çıkar. Camın arkasından deli deli bağırır
ona, kendisine bakmış, gerektiğinde doktor ve ilaç parasını göndermiş, onun hep
iyiliğini düşünmüş olan Orhan'a hakaretler, beddualar eder. Bedduaları bir işe
yaramadığı gibi ters teper ve ciddi bir sinir kriziyle ebedi huzura kavuşan
kendisi olur. Sevinsin mi üzülsün mü bilemeyen Orhan içinse zor günler asıl
bundan sonra başlayacaktır.
Orhan'ın başına geleceklerden habersiz
olan hanım hanımcık karısı Selma (Oya Aydoğan) ise çok mutlu olmuştur. Holding
sahibi zengin bir babanın el bebek gül bebek yetişmiş sevgi dolu, biricik
kızıdır Selma. Kocasını çok sever, çok iyi kalpli ve anlayışlı kadın
rolündedir. Mutlu evliliklerinin çerçevesine Orhan'ın çocuklarını
sığdırabilecek gibi gözükür. Onları kendi çocukları yerine koyup çok iyi
bakabilecek ve çok sevebilecek bir cici anne görürüz onun varlığında.
Evlilikleri boyunca kocasını babası sayesinde iş, para, mal, mülk sahibi
yapmıştır ama çocuk sahibi yapamamıştır. Buna çok üzülen Selma ertesi gün evlerine
gelecek olan Ahmet'le Ayşe'yi bağrına basmaya, onları öpüp koklamaya hazırdır.
(Vadullah Taş)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder