NE DE OLSA ÇOCUK (2003)
Senaryo ve
Yönetmen: Eriş
Akman, Görüntü Yönetmeni: Naim Bahadır, Müzik: Aliye Mutlu Kameraman:
Banu Demirci, Yapım: Eks Film/Eriş Akman
Oyuncular: Eriş Akman, Altan
karındaş, Serap Ogan Eren, Arzu Vandemir, Zeynep Akman, Mehmet Akman, Aliye
Mutlu, Ebru Şahin
&Mutlu bir aile tablosu: Büyükanne kazak örüyor, baba kitaba dalmış. Küçük kız fısıltıyla telefonda konuyor. Bu huzurlu tablonun tek eksiği anne! Kapı çalınıyor. Büyükanne kapıya yöneliyor. İşte o an küçük kız 'If you insist on your position, we'll lose the battle' (siz bu kafayla giderseniz biz bu savaşı çoktan kaybederiz') deyip telefonu kapatıyor. Akabinde salona rüküş bir kadın giriyor. Babayı 'Hi Tony' diyerek geçiştiriyor ve hedefine yönelip 'I come to take you' (Seni almaya geldim) diyor küçük kıza...
Yukarıdaki
sahne Türkiye'de çekilen bir filme ait. Ama yabancı bir yönetmenin ülkemizde
film çektiği yanılgısına düşmeyin. Tanık olduğumuz sahne, Etiler'de müstakil
bir evde çekimleri süren Eriş Akman'ın yönettiği 'Ne de Olsa Çocuk' filminden.
Aynı sahne kısa bir süre önce Türkçe olarak çekildi. Akman hem dinlenmek hem de
bizimle konuşmak için kısa bir ara veriyor çekimlere. 'İki dilde film çekmek
zor olsa gerek' Akman da bize "Zor değil ama zamanımızı alıyor"
cevabını veriyor.
Akman'ın çocukları Zeynep
Akman ile Memet Akman'ın dahil olduğu
kalabalık çocuk oyuncu kadrosu eşlik ediyor.
Kameranın
önünde ve arkasında olan sadece Akman değil. Ayla karakterini canlandıran diğer
başrol oyuncusu Arzu Vandemir de yönetmen yardımcısı görevini üstlenmiş.
Vandemir bu durumdan memnun. Çünkü bu sayede işin ne kadar yoğun bir emek
gerektirdiğini çok daha iyi anladığını söylüyor.
Vandemir'e
göre canlandırdığı Ayla karakteri cesur bir kadın. Çünkü, kocasıyla sevişerek
evlenmesine, üç çocuğuna rağmen onun sorumsuzluklarından bıktığı için boşanma
kararı alabilmiş ve Engin'le ilişkiye girmeyi göze almış. Tabii çocukları bu
durumdan memnun değil. Çocukların haleti ruhiyetini öğrenmek için Vandemir
annesi babası ayrı olan birçok insanla konuşmuş. Sonuç çarpıcı. Vandemir
"Çocuklar anne ve babaları ayrı olsa bile onları üçüncü kişilerle hayal edemiyorlar.
Bir gün tekrar bir araya geleceklerini düşünüyorlar" diyor. Zaten Akman da
filmde çocuk yapma kararının önemine dikkat çekiyor.
Çocukların varlığı sete neşe
getiriyor. Bıcır bıcır dolaşıyorlar. Film çekmek bir oyun onlar için. Ekipteki
herkes "bu bizim filmimiz" diyor. Bunun arkasında tabii ki Eriş Akman
var. O filmin yönetmene ait olduğu düşüncesine inanmıyor. Akman'a göre film
projeye emeği geçen herkesin yani tüm ekibin. Kendisi, ekibe sürekli bunu
hatırlatmış 'bu sizin filminiz'.
Akman çocuklarla istediği iletişimi
kurmuş. Onların olağanüstü performans sergilediklerini söylüyor. Ama filmin hem
İngilizce hem Türkçe çekilmesi, çekimlerin uzamasına neden olduğu ve okulların
açılma vakti yaklaştığı için biraz huzursuz olduğunu vurguluyor. ” O zaman çocuklarla
sadece hafta sonu çalışmak zorunda kalacağım" diyen Akman bu ihtimali
düşünmek bile istemediğini belirtiyor.
Filmi Altın Portakal'a
yetiştirmek isteyen Akman bunun sebebini ekibin, özellikle çocukların festivali
görmek, istemesine bağlıyor. Yoksa ödül o kadar önemli değil. “Olkan Özyurt ,
Radikal 8.9.2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder